• türk futbolunda bol miktarda bulunmaktadır. ne zaman hangi takımı çalıştırdıkları, ne zaman istifa ettikleri ne zaman gönderildiklerinin hesabını yapmak akıllara ziyandır.

    sayıları 10 civarındadır. sezon başında göreve gelenleri olduğu gibi erketeye yatıp yine dahil oldukları gruptan birilerinin görevden ayrılmasını bekleyenler de vardır. taraftarlara yaşattıkları artık mide bulandırmaktadır.
    hangi ayda göreve gelirlerse gelsinler; kulübün ne kadar eski ve köklü bir camia olduğundan dem vururlar..

    temmuz ayında yeni transferle birlikte göreve gelenler; sezon sonunda hedeflerinin ilk 5 içinde yer almak olduğunu söyler, taraftara umut dağıtırlar.

    ligin ilk yarısında 5. haftadan itibaren yaprak dökümü başlar. takım göt altına gitmişse ya işlerine son verilir ya da kendileri topuklarlar.
    yerlerine göreve gelen aynı sıfata sahip teknik direktör, işinin zor olduğunu devre arasında mutlaka 3-4 transferin gerekli olduğunu söyler ve "bu takım düşmeyecektir" diye basın toplantısında haykırır. aralarında çalıştıkları kulüplerin kurumsallığı, yönetimlerinin iş bilmezliği, kılına tüyüne takıp istifa edenleri de vardır..

    çalıştıkları kulüplere -kendilerinde bulunmadığından- herhangi bir felsefe ya da oyun şablonu yerleştirme şansları yoktur. gelirler ve giderler. bir sezonda 3-4 takım çalıştıranı vardır, her seferinde mağduru oynarlar ama parayı da hamuduyla bunlar götürür. hangi kulüp teknik direktörü görevden alsa kenarda mutlaka bunlardan bekleyen 3-4 tanesi mevcuttur. hemen spor sayfalarında bu adamların isimleri zikredilir.

    aynı kulüpte son 10 yılda 5 kere çalışanı da vardır; kaç kere çalıştığının hesabını yapamayanları da.. gittikleri kulübe yanlarında kanka futbolcularını da götürürler. bu futbolcular da bu pavyonun alt kadro konsomatrisleridir. hoca nereye giderse bunlar da peşi sıra gelir..

    yılmaz vural , sakıp özberk , güvenç kurtar, ziya doğan , hikmet karaman türün değerli örnekleridir.. son dönemde bu listeye -yazık ki yazık- oğuz çetin de eklenmiştir..

    türün kökünü kurutmak için italya 'daki kural türkiye'ye getirilmeli, "bir teknik direktör bir sezonda sadece bir takım çalıştırabilir" kuralı ile ıslah edilmelidirler..
  • - gel sakıp seni takımının hocası* yapacam! kurtarıcam seni bu bataktan!
    + beni bırakırlar mı sanıyorsun? rahat bırakmazlar bizi.. bulurlar eninde sonunda..
  • türk futbolunda yöneticilik anlayisinin profesyönellesememesi bu teknik direktör fuhusunun en büyük sebebidir. zira hep ayni senaryo dönüyor:

    1- bir anadolu takimi 3-5 hafta üst üste kötü sonuclar alir. taraftar tepki gösterir (niye tepki gösterdikleri de ayri bi konu. zaten tuttugun takim sampiyonlugun yanindan bile gecmiycek, en büyük basarisi 1-2 türkiye kupasi almak olan, ilk 3-4 sira parsellendiginden ligi kacinci bitirdigi hic fark etmeyen bi takim. daha ligin basindan 3 mac kaybedilince "yönetim istifa" nidalari neyin nesidir? bilemen)
    2- yönetim istifa etmeyi kesinlikle düsünmez. bu zaten kisa vadede bi sey degistirmeyecegi gibi kendi avantalarindan da olmak istemezler. alinacak ihaleler, tanisilacak büyükler vardir daha. sezon icinden olundugundan futbolcu almak mümkün degildir. oyuncu göndermek de cözüm olmaz
    3- geriye kalan tek secenek olarak teknik direktör yollanir. ondan daha kariyerli olmayan baska bi hoca gelir. bikac hafta nedenini pek aciklayamadigimiz sekilde isler iyi gider. sonra normallesme süreci ve gerileme devri siradadir
    4- jump : 1

    resmen bir köse kapmaca oyunu var piyasada. herkes bi köseye yerlesmis, biri yerinden oynadigi anda köseler el degistiriyor. artik bu düzene hocalar da öyle alismis ki ne tazminat istiyolar ne de gocunuyolar. muhtemelen istifa etmeyip zorluk cikaran hoca bu devranda sevilmiyor, yeni is bulmasi zorlasiyor. zaten sistemin calismasindaki en büyük etkenlerden biri hocalarin takim secmemesi, önüne ne gelirse yemesi. böylelikle hemen her hoca, her takimda calismis oluyor. sonra ne taraftar, ne hocanin kendisi, kim nerde kac kere calismisti hatirlamiyor. taraftar da cikip "bu hoca zamaninda gelmisti basarisiz olmustu zaten, niye bunu getirdiniz yine" diyemiyor. bu el degistirmeler sirasinda yilmaz hocanin denk getirip 3 büyüklerden birinin basina gecmeye calistigi da söylenir. simdilik trabzon'dan yukari cikamadi ama cark dönmeye devam ediyor
  • kovuldukları takımlardan soluğu lig tv stüdyolarında alırlar. yeni bir teklif gelene kadar lig tv 'nin o programı bu programında yorumculuk yapar, naklen yayınlarda futbol uleması kesilirler. gün gelir bir hafta önce naklen yayında bir zik olmaz dedikleri takımın teklifini kabul ederler. lig tv'deki koltukları anında o günlerde boşta gezen bir teknik direktör tarafından parsellenir.
    (bkz: boşta gezen teknik direktorler dernegi lokali)
  • yılmaz vural: samsunspor, bursaspor, g.antepspor, eskişehirspor, sarıyer, trabzonspor, diyarbakırspor, denizlispor, g.birliği, çanakkale dardanel, adanaspor, a.gücü, ç.rize, antalyaspor
    sakıp özberk: g.antepspor, altay, bursaspor, siirtspor, denizlispor, samsunspor, d.bakırspor, a.gücü, konyaspor, ç.rizespor
    ümit kayıhan: antalyaspor, erzurumspor, altay, a.gücü, göztepe, d.bakırspor, bursaspor, malatyaspor
    erdoğan arıca: çanakkale dardanel, samsunspor, g.antepspor, g.birliği, malatyaspor, bursaspor, ç.rizespor
    giray bulak: vanspor, sakaryaspor, trabzonspor, antalyaspor, elazığspor, denizlispor, ankaraspor
    güvenç kurtar: kocaeli, petrolofisi, sarıyer, eskişehirspor, zeytinburnuspor, elazığspor, d.bakırspor, a.sebat, ç.rize
    hüseyin kalpar: g.antepspor, yozgatspor, antalyaspor, d.bakırspor, kocaeli
    ziya doğan: istanbulspor, adanaspor, malatyaspor, trabzonspor, g.birliği
    samet aybaba: a.gücü, vanspor, g.birliği, g.antepspor, trabzon, ankaraspor
    rıza çalımbay: göztepe, denizlispor, a.gücü, ç.rize, beşiktaş, ankaraspor
    hikmet karaman: kocaelispor, erzurumspor, adanaspor, ç.rize, kayserispor, a.gücü
    aykut kocaman: istanbulspor, malatyaspor, konyaspor, ankaraspor
    ersun yanal: denizlispor, ankaragücü, gençlerbirliği, vestel manisaspor
    miograd mitroviç: altay, denizlispor, samsunspor, g.antepspor, a.gücü, ç.dardanel, elazığspor
    gigi multescu: samsunspor, kayserispor, adanaspor, a.gücü, g.antepspor
  • konuyla alakalı gerçek bir olay :

    zamanında rıdvan dilmen ve yılmaz vural 2.ligde ayrı takımları çalıştırırken 4-5 takım aynı yerde kamp yapıyormuş. teknik direktörler yemeğe gitmişler.takım otobüsleri de dışarda bekliyor.yemekten sonra herkes kalkmış otobüsüne binecek. rıdvan dilmen her zaman ki muzipliğiyle yılmaz vural'a yaklaşıp söyle demiş " yılmaz hocam bu sene x takımını çalıştırıyorsun. sen hepsini çalıştırdın zaten . otobüsleri karıştırıp yanlış binme diye söylüyorum"
  • günün birinde sergen yalçın jübilesinden sonra yaptığı tüm işleri batırır da teknik direktör olma yolunu seçerse onun da sonu budur. ama batırmaz o işini.
  • liste sürekli kabarmaktadır. hüseyin kalpar, ümit kayıhan bu sıfatı edinmişler, rıza çalımbay ve aykut kocaman da ne yazık ki bu yola doğru girmeye başlamışlardır. alt ligleri bilemiyorum ama süper ligde takımını 15-20 seneyi bırak, 3-5 sene üstüste yöneten bir hoca hatırlayamıyorum. belki fatih terim galatasaray'da, sakıp özberk altay'da, yılmaz vural ise bursa'da bir süre istikrar yakalamıştı ama dağılıp gittiler sonra. umarım bir gün auxerre gibi, man.utd gibi, zaman zaman başarısız periyodlar da geçirse kovulmayan, istikrarın temel olduğu bir düzen hakim olur ligimizde. bunun için sadece "bir teknik direktör bir sezonda sadece bir takım çalıştırabilir" kuralı da yetmez ligimize, hadi biraz gerçekçi olalım, "bir takım bir sezonda sadece bir kez hoca değiştirebilir" gibi bir kurala ihtiyacımız var. 3. hafta ilk hocayı kovan, devre arasında onu da gönderen takım mecbur kalsın altyapı hocasıyla sezonu tamamlamaya da görsün gününü. tamam bir hoca ömrü boyunca tek takım yönetmeyecek ama bir sezonda da birbirine rakip 5 takım çalıştırılır mı kardeşim?
  • bunların bir özelliği de ne kadar başarısız olurlarsa olsunlar, birinci lig takımı çalıştırmaya devam etmeleridir. çalıştırdıkları takım ikinci lige düşer, bunlar hop, seneye yine birinci ligdeki bir takımı alırlar. aralarında bir tür mafioso oluşuma gidip kendilerinden olmayana teknik direktörlük yaptırmadıkları söylense inanırım.
  • her sene o takim senin bu takim benim diyerek gezen teknik direktorlerdir bunlar.orneklendirmek gerekirse
    (bkz: yilmaz vural)
    (bkz: erdogan arica)
    (bkz: hikmet karaman)*
    (bkz: nejat biyedic)*
hesabın var mı? giriş yap