• dünyanın en pahalı kahvesi. haliyle en az üretileni de. endonezya'daki birkaç tane adacıkta üretiliyor. ( bali ve filipinler'de de üretiliyormuş ) asian palm civet (paradoxurus hermaphroditus) adlı hayvanın yediği ve sonrasında dışkıladığı kahve çekirdeklerinden yapıyorlar. 350 $ kilosu.

    eski iş yerime gelmişti bundan ne alakaysa. tanıtım için miydi neydi. bazısı "ıyyh bok mu içicem bir de .ss" dedi ama ben ayağıma kadar gelen bu pahalı boka hayır diyemezdim elbette. tadı inanılmaz yoğun ve damakta çok hoş bir aroma bırakıyor, içimi inanılmaz kolay, kokusu birkaç notada geziyor diyebilirim... şaka lan. nescafe'nin acısı işte amk. zenginler kafayı yemiş.
  • eveet artik en orijinalinden patrona hediye edilmis ve hep beraber (3 kisi) denedigimiz bir kahve cesidi. biz begenmedik, boyle aromatik diyelim bir tadi ve kokusu var, ama bu oyle hos bir sey degil, eksimsi ve acimsi, ve biraz sanki dumanli (fume) bir tat, kahve olarak agzinizda biraktigi tat ucuz kahveyle kaliteli bir sey karistirmissin ortaya cikan sonuc mundar olmus iyi kahve gibi. yani ozetle degmez efendim, bize gelen kahve paketi 300 dolarmis, kahve presinde yaptik ve sutsuz olarak ictik, bir numarasini gormedik. sahsen en azindan 70 de biri fiyatina satilan illy marka kahve cok daha iyi, hatta gorus butunlugumuz o ki 100 de biri fiyatina dahi guzel icimli kahveler edinmek mumkun. bok mu var da ictiniz derseniz.. evet vardi. denemis olduk.
  • the bucket list filminde jack nicholson tarafından canlandırılan edward cole karakterinin üretim yöntemini bilmeden içtiği ve çok sevdiği kedi pisliği. carter chambers nasıl üretildiğini ölümle sonuçlanan ameliyatından önce cole'a anlattığında katıla katıla gülmüşlerdi.
  • kedi değil o böyle fare gibin sincap gibin bi hayvan.

    tanım: luwak hayvanatının midesinden sindirilmemiş vaziyette geçip giderek aroma kazanan kahve türü.
  • öncelikle --> http://www.kivahan.com.tr/…um/showthread.php?p=3697

    bu da tıpkı bunun bir başka versiyonu olan brazil jacu bird kahvesi gibi bu hayvanların kahve ağaçlarına dadanması ve mahsulü talan etmesi ile ortaya çıkmıştır. yani basitçe anlatmak gerekirse. bugday ektiniz, 1/4'ünü kuşlar yedi büyük zarardasınız. sonra bir gün bir baktınız ki tarla ve civarı buğday tanelerinden örülmüş kuş pisliği ile dolu. dörtte bir zarar mı yoksa bunları ayıklayıp diğerlerine karıştırıp satmak mı? yoksaaa...

    - bok oldu mahsül bok!
    - abi üzülme bi çare buluruz..
    - lan nerde çare bulucaz bok oldu diyorum sana! tam anlamıyla bok! aha bak bok! cıvık afedersin...
    - abi celallenme, biz bunu allayıp pullayıp 100 katına bile satarız
    - bok kokusu ovalardan önce burnuna yayılıp aklını aldı senin heralde
    - abi bana güven.
    - ne güvenicem sana lan!? korkuluk dikelim dedim gerek yok dedin. bok ye ulan!
    - abi benim de planım o zaten. dinle şimdi.....

    ve böylece kopi luwak ile jacu bird coffee doğar. insanın tükettiği herhangi bir maddeye hayvan dilini uzatmayagörsün, allah gelecekte kahve yemeye niyetlenen tüm hayvanları korusun zira öyle bir patladı ki bu saçmalık, bu kedileri kafeslere tıkıp, daha iri, daha yağlı, daha çok foie gras elde etmek için boğazlarından aşağı boruyla mısır tıktıkları kazlar gibi bunları da kafesliyorlar artık --> http://img59.imageshack.us/…59/7837/attachmentr.jpg

    haa pazarlama açısından başarı mıdır? şöyle düşünüldüğünde başarıdır, endonezya kahvesinin (sumatra, sulawesi, java vs) diğer kahvelere oranla fiyatı daha düşüktür. tatsal açıdan topraksı ve çamurludur, asiditesi yok gibidir gövdesi oldukça güçlüdür. benim şahsen en babasını bile sevmekte zorlandığım bir kahvedir endonezyadan gelen kahveler. bu kahveleri bu fiyata satmayı başarmaları için anca bokun içinden ayıklamaları gerekiyordu.

    bir tarafta da şöyle bir gerçek var. bu hayvanlar kahveyi yediklerinde, tıpkı bizim ve diğer canlıların çekirdekli herhangi bir bitkiyi yemelerinde olduğu gibi, çekirdeği bozulmadan olduğu şekilde dışarı atmaktalar. yani kahve meyvesinin kiraz kısmı sindiriliyor, bizim tükettiğimiz çekirdek kısmına gelene kadar üzerinde parşomeni ve pelerini kalmış oluyor (bkz: çiğ çekirdek kahve) pelerin* zaten kavurma sırasında atılır ve ısı ile çekirdek yuzeyinden ayrılan zar gibi ince bir kabuktur. parşomen ise çok daha kalın bir kabuktur, çiğ çekirdek kahve çuvallara konulmadan önce bu kısım ayıklanarak atılır. daha net anlatmak gerekirse, bu hayvanlar çekidekleri ile beraber kabak yiyor diye düşünün, sonra kabak çekirdekleri dışkı ile çıkıyor, üreticiler bunları topladıktan sonra kabak çekirdeklerinin kabuklarını ayıklıyor atıyor kabak çekirdeğinin içini ya çiğ paketliyorlar yada kavurup paketliyorlar. bundan farklı değildir kopi luwak yada jacu bird kahvesi. yok o lab testiymiş bu lab testiymiş, gerçekten bir fermantasyon oluyor muymuş o kısımları bilemem, çekirdek yapısı düşünüldüğünde oldukça zor geliyor bana zira tüm bitkilerin çekirdekleri kendilerini erozyona karşı maksimum korumaya programlıdır. yine de dediğim gibi net ve emin konuşamıyorum zira belkide kahve ile ilgili daha detaylı araştırmayacağım tek şey bu hayvan kahvesi (ve elbette tüketmeyeceğim de)

    kopi luwak ve jacu bird benim gözümde tıpkı çocukken dinlediğimiz o masalda olduğu gibi, içinde daha altın yumurta var mı diye kesilen tavuktur.
  • bundan 20 sene kadar önce başlığı zaten açılmış kahvedir. bayılıyosunuz amerika'yı keşfettim sanmaya. hayır bi de tanıma yazmış kopi luwak isimli kahvedir diye ama zahmet edip bakmamış acaba kopi luwak diye bir şey var mı sözlükte, belki daha doğru dürüst bilgiler edinebilirim diye.
  • dünyanın en özel kahvesi.

    endonezya açıklarındaki sumatra adası ile çevre adalardaki ormanlarında yetişen kahveye özelliğini veren bir misk kedisi türü, kahve ağaçlarındaki kahve çekirdeklerini bütün olarak yutuyor. midesindeki enzimlerle fermantasyon geçiren çekirdekler dışkı yoluyla atılıyor. bu çekirdekler dışkıdan ayrılıp özel işlemlerden geçiliyor ve sofraya kahve olarak geliyor.

    türkiye'de ''şimdi ya da asla'' adıyla oynayan the bucket list filminde iki kafadardan jack nicholson'un canlandırdığı zengin edward cole karakteri de nasıl yapıldığını bilmeden kopi luwak içiyor. kahvenin kedi dışkısından yapıldığını öğrenince de katılarak gülüyor.
  • tam bir pazarlama ürünüdür.

    lezzet olarak kolombiya ya da panama gesha varyetelerinden üstün hiç bir tarafı yokken bir de üstüne hayvana işkence vardır. kahvede lezzete etki eden fakttörler varyete,iklim,toprak,çiftlik,rakım,kavurma olarak sıralanabiirken iken vahşi bir kedinin dışkısından ayıklanan çekirdekten medet ummak iş bilmezlik ve cahilliktir.

    hayvanın seçip yediği olgun kahve kirazını pekala bir çiftçi el ve göz yordamıyla seçebilecek kadar deneyimli ve zeka sahibidir.

    kedi kafese kapatılır tek tip beslenmeye zorlanır doğal ortamında böcek ve farklı meyveler de yiyen bu hayvana uygulanan resmen eziyettir daha da ileri gidersek orospuçocukluğudur.

    işkence ve aptallığa para ve prim vermeyin lütfen.
  • kopi, endonezyaca kahve, luwak*ta bu kahvenin çekirdeklerini yiyen kedigiller familyasından bir hayvancıkmış.
  • bali'nin yüze gülen ama esaslı geçiren esnafı yüzünden tadıp tatmadığıma emin olamadığım içecek.
    kafesinde pinekleyen iki kediyi gösterip fincanına on lira ödettirdiler ama paketini satamadılar allahtan.
hesabın var mı? giriş yap