• babaannemin bir mahalle buyucusu olmasi sebebiyle kucuk yasta ogrendigim bir rituel. eve gelen kadinlarin basinin uzerinde tulbenti germe gorevini bana verirdi babaannem. nazar degdigine inanilan talihsiz kadinin yaninda gelen ikinci kadinlar seremoninin vazgecilmez unsuruydu. herkesden cok onlar cosardi dudaklari dua ile titrerken. tukurmedikleri yer kalmazdi. tuh tuh tuh. uzerime gelmesinden cekinirdim.
    nihayet kursun dokmenin tuhaf atmosferine kapilmistim. suya degen kizgin sivi kursunun egilip bukulup sekil almasini hayretle izler, kimi kimi de kandinsky elinden cikmis bir figure donusen metal parcasina babaannemin hikayeler duzmesini zevkle dinlerdim. bu kadar abstract bir membadan masalsi oykuler kotarabilen babaannemin unu komsu kentlere de yayilmisti. evin girisinde beklesen insanlarin fal oncesi muhabbetlerinde dilleri kurumasin diye gelenlere limonata satmaya basladim. kursun dokturmeden once buz gibi bir limonata icmek adetten olmustu. babaannem ve ben bu isten epey paralar kaldirdik, o maldiv'lere tasindi bir turizm okulu kurdu, ben de limonata isini buyutup tropikal meyve ithalati sirketi kurdum. ananas soymayi ogrendim.
  • şamanist bir yaklaşım ile, aura çevresinde biriken nazar adı verilen negatif enerjiyi aurora potasında eriterek temizlemek sanatı. bir şaman büyüsü.
  • çok saygı duyduğum bir hocam * üniversitede bu konuyla ilgili bir teorisini anlatmıştı, bana da oldukça mantıklı geldi, birebir hatırlamıyorum ama şöyle birşey;

    "içinden elektrik geçen herşeyin bir manyetik alanı ve dalgası oluşuyorsa illaki sinir sistemimizden yayılan ve birbirinin alanına girdiğinde birbirini etkileyen manyetik dalgalar vardır.

    insan farkında olarak ya da olmayarak başka birinin herhangi bir özelliğine odaklandığında aslında beyin dalgalarını ona doğru yönlendirmiş oluyor ve manyetik alanın akımı etkileyeceği gerçeği ile bu insanın motor sistemden kaynaklı bir sakarlık yapması kaçınılmaz olabiliyor. yani bir nevi ilkel telekinezi diyebiliriz.

    kurşun döktürme olayına gelince, çok enteresan bir tesadüftür ki kurşun elementinin manyetik alan kırıcı, geçirmeyici bir özelliği vardır. yani gerçekten etkilenmiş, bozulmuş bir manyetik alanı düzeltmek için kullanılabilir."

    peki bütün bunlar yüzyıllardır şamanlık zamanlarından beri biliniyor muydu yoksa kurşun dökme olayı sadece manidar bir tesadüf mü? varın siz düşünün.
  • kişinin, ruh hali git gide anti depresan kullanacak seviyeye geliyor ve bu duruma dur diyemiyorsa, ilaç almaya başlamadan önce bir kez denenmesinde fayda gördüğüm bir gelenek.

    yıl 2000.

    insanın başına belki 50 yılda belki de hiç gelmeyecek olayların, maddi manevi kayıplarımın bir biri ardına ardına başıma geldiği dönemdeydim.

    o zaman döktürmüştüm.

    80 yaşını devirmiş bir nine dökmüştü. nine, hazırlık yaparken bir yandan da konuşuyordu. bak oğlum, bunlar gelenek. biz de bunlarla büyüdük. bizden öncekiler de. inşallah sana da şifa olur. demişti.

    sonrasında dökülen kurşuna yaptığı yorum ise, ne olmuş be evladım sana böyle. sen bir kaç kere daha gelmelisin. dil var, göz var, düşman var, nazar var, hem de çok var. demek olmuştu.

    sonra kuşunu döktüğü suyun tasından su içirdi, kalan suyu yüzüme, ellerime sürdü. makas, süpürge otu, anahtar ve bıçak ile başımın, vücudumun etrafına bazı harekler yaptı. şimdi pencereden dışarıya bak, uçan bir kuş, hızla giden bir araba, koşan birini gör. gör ki, nazarlar, belalar hızlıca seni terketsin dedi.

    dediği gibi yaptım. pencereyi açıp dışarı baktım. sadece hareketli bir şey vardı.

    o da

    kasasında grayder yüklü, kağnı hızıyla hareket eden ve yokuş çıkmaya çalışan bir kamyon.
  • bana doğru arkadaş seçiminin ne kadar önemli olduğunu hatırlatan olaydır. toplanmış tüm teyzeler komşular bizdeler. neymiş efendim, beni hiç iyi görmüyorlarmış bende bi' musibetlik bi' gudubetlik varmış. sonuç? kurşun dökecekler. aradım arkadaşları eray'ı, fatih'i dedim koşun beni kurtarın lan koşun 5 dakika sonra geldiler ve ortaya şöyle bir sahne çıktı; kafamızın üstünde örtü başımızda toplanan +60 teyzeler örtünün altında ben, fatih ve eray. bir de diyor ki ''kanka çok iyi oldu ya üstümden bir ağırlık kalktı''
  • lafa geldiğinde "saçmalık canım bunlar, hurafelerini inanmayın, olur mu öyle kurşunla nazardan korunmak, olmaz ki böyle cehalet..." diye atıp tuttuğum ama kurşun döken birini bulduğum zaman örtünün altına koştura koştura en başta girdiğim hadisedir.
  • sanıldığının aksin dinle inançla nazarla veya büyücülükle hiçbir alakası olmayan, sadece insanın aurasını tekrar düzene sokan ve bu sayede insanın ruhen rahatlamasını sağlayan bir gelenek.. nasıl yoga veya reiki gibi uygulamalar insanın çakralarını açmak ve enerji akışını düzenlemeye yardımcı oluyorsa, insan üzerinde erimiş kurşunun suya dökülerek enerjisini birden suya ve oradan da suyun altında çarşaf içindeki* kişiye aktarması suretiyle kişinin rahatlamasını sağlamaktadır.

    nazarla bağdaştırılmasının sebebi ise, nazarın insanın üzerinde biriken negatif enerji olması, ve kurşun döktürmenin bu negatif enerjiyi nötrleştirmesinden dolayıdır.

    edit: kulağa saçma geliyor olabilir, inanmak istemeyen inanmaz, değil mi ama..
  • ilginc oldugu kadar biraz mantikli bulunan bir bilimsel aciklamasi vardir bu olayin. $oyle ki ;

    kur$un degerligi yuksek(+2 veya +4 olabilir) olan bir metaldir. kur$un dokme i$lemi sirasinda bu fazla olan degerlikler kur$un dokturen ki$ide bulunan negatif yukler ile etkile$ime gecer ve notrle$ir. boylece ki$i negatif yuklerden yani nazardan arinmi$ olur.
  • vücutta biriken statik elektriğin eriyik kurşuna emdirilmesi gayesine dayanan eski bir bünyeyi topraklama yöntemi. yüzyıllardır uygulanan bir metoda adam gelmiş 2013 bilimsel imkanlarına sahip olmasına rağmen batıl bir aktivite diyebiliyor. oğlum sağa sola cahil demeye bayılıyorsunuz ama esas cahilin önde koşanı sizsiniz lan.

    ek olarak; ha bu demek değil ki dökenler döktürenler olayın teknik boyutundan haberdar. farkında olanlar eminim çok az bir kısmıdır. zaten sorun kadim uygulamaların, öğretilerin bir ritüel haline gelip, özünden bihaber şekilde ezbere taklit edilmesi..
  • yıllar önce her anlamda tehdit unsuru olan baş belası sevgiliden ve üç otuz paraya çalıştığım işten çok bunaldığım bir dönemde annemin gazıyla burun kıvırarak döktürdüğüm kurşunlar, çok kısa süre sonra çok daha iyi maddi şartlarla başka bir şehirde yeni bir iş ve dolayısıyla yeni bir hayat olarak geri döndüler.

    7 sene sonra, geçen hafta sonu gittiğim seyahatte gezdiğim tarihi bir konakta kurşun döken kadını görünce bu kez kendi isteğimle örttüm beyaz bezi başıma. ben pek anlamadım ama sudan çıkan kurşunun üzerinin tamamen göz olduğunu ve -nasıl tespit edebildiğini hala anlayabilmiş değilim- arkamdan atıp tutan iki kişi olduğunu söyledi. küçük bir parçayı ikiye bölerek birini evde, diğerini ise çantamda tutmamı tembihledi.

    aynı günün akşamında ufak tefek olumlu dönüşler aldıysam da biraz daha zaman gerekiyor anlaşılan, kesin sonuçları bir süre sonra editlerim diye umuyorum..!!

    önceki entrilerde yazılanlar gibi bir tür negatif iyon kovalamacası mı, pozitif enerji yüklemesi mi, nazardan korunma mı, falanca filanca mı bilemem. ama elime alınca ikiye ayrılan tabaklar ve altı pat diye düşüveren bardaklar görmekten kafayı sıyıran biri olarak en azından denemekten zarar gelmez diye düşünüyorum.

    o arkamdan atıp tutanları da bir bulursam..!!
hesabın var mı? giriş yap