• ilk 100 sayfasini parca parca okusam da geri kalan 350 sayfasini 2 gun icinde okudugum ve fazlasiyla gerildigim kitap. kesinlikle cok basarili.

    --- spoiler ---
    grange nin jacques reverdi adiyla yarattigi katil profiline hayran olmamak elde degil. sonlara dogru kendimi bir an marc dupeyrat yerine koydum, aklimdan gecen dusunce "bunun sonu yok, nasil olsa eninde sonunda beni bulacak ve oldurecek" di.
    --- spoiler ---
  • diğer romanlarında beklentimi yükseltiği için kitabı bitirdiğimde kısa süreli bir hayal kırıklığına düşmüş olsam da sonra kurguyu, bağlantıları düşündüğümde "ulan adam aşmış" diyebildim.
    kitabın sonlarını gecenin ilerleyen saatlerinde ve evde tek başımayken okuduğum için biraz tırstım.
    kısacası grange yine yapacağını yapmış.
  • yazarın türkiyede çıkan son benim ise okuduğum ilk kitabı.fakat ne kadar da gecikmişim diyorum bu adamın bir kitabını okumak için.sonunu ölesiye merak ettiğim için iki gecede bitirmiş olduğum kitap.fakat kitapta geçen vahşet sahnelerinin anlatımı beni yazardan biraz tırsttırdı.bu nasıl bir hayal gücü,bu ne biçim bir psikopatlık.ara sıra okurken vücudumu yara bere var mı yok mu diye kontrol etmeme nden olmuş bir öykü.

    --- spoiler ---
    bir kez daha karşılaştık ki sapık ruhlu bir katil öyküde bütün yaşamıyla inceleniyorsa(jacques reverdi),katilin çocukluğunda ya kendisinin ya da annesinin s.kilmiş olduğunu görüyoruz. ondan böyle oluyo bunlar.
    --- spoiler ---
  • grange'in jacques reverdi gibi alabildigine zeki, alabildigine kotu ve sapik ve alabildigine karizmatik bir karakter yaratip hayalgucune yine hayran biraktirdigi romani. bittiginde 'kizil nehirler gibi degil' hissi verse de, okurken elden dusurmenize imkan tanimayan, bu yuzden de bir gunde kendini okutan kitap. simdi gelecek kitabini bekliyorum ve fransizlarin bu kitabin filmini cekmemesi icin dua etmeye basliyorum.
  • beklentilerime karşılık verebilen bir kitap. grangé bu sefer cinayet güdüsünü irdelemiş, "insan niye öldürür?" sorduğu soru. dolayısıyla marc dupeyrat ile, jacques reverdi ile, hatica ile muhteşem bir yolculuğa çıkıyoruz. kolay olay örgüsü nedeniyle filminin çekilmesi muhtemel.

    --- spoiler ---
    son bölümdeki sürpriz ise daha az belli edilebilirdi diye düşünüyorum.
    --- spoiler ---

    sonuç olarak cinayet romanları arasında kendisine tepelerde yer bulacak, ancak kesinlikle grangé'ın en iyi eseri olamayacak bir yapıt bu. ha okunur, sürükler orası ayrı.

    not: nah şuraya yazıyorum, eğer jacques reverdi rolünü vincent cassel'den başkası oynarsa gelin kötüleyin bunu amansızca.
  • grange siyah kan da bakın sevgili okurlar; ben bir kitabı yazarken nasıl düşünüyor, nasıl düşünmeye çalışıyor, yayın evim benim hayal gücümün muhteşem olduğunu böyle söylüyor gazeteciler şöle peşimden koşuyor ayrıca nasıl da araştırmacı bi kişiyim götümden atmıyor herşeyi adabına göre öğrenip kurguluyorum u anlatmış.

    kendisinin daimi okuyucusu olan ben, bu kitaptan ayrıca tırstım çünkü grange bu tür kitaplar yaza yaza hipermanyak bir seri katil olursa hiç şaşırmayacağım.
  • bana göre dünyanın en harika anti-kahramanını barındıran romandır. jacques reverdi'ye öyle bir zeka ve karizma bahşetmiş ki grange, insan okudukça, sevgili jacques'a olan hayranlığı katbekat artıyor. grange'ı oldum olası çok severim. yeni roman yazmasını beklerim heyecanla falan. ama tüm romanları arasında böylesine hastası olduğum bir başka karakter olmadı ve korkarım olmayacak. romanı okuduktan sonra daha fazla seveceğim bir karakteri olacak mı acaba diye merak ediyordum. ama siyah kan'dan sonra çıkan şeytan yemini, koloni ve ölü ruhlar ormanı'nı okuduktan sonra da fikrim değişmedi. her ne kadar koloni'deki cedric volokine de serseriliğiyle kalbimi fethetme yolunda adım atsa da hala siyah kan bana göre grange'ın en iyi romanı ve jacques reverdi de en iyi karakteridir.

    romanda jacques reverdi ağzından şunları diyor grange:

    --- spoiler ---

    - hiçbir şeyden pişmanlık duymamalısın. asla.

    çinli başını kaldırdı. gözlerinden yanaklarına yaşlar süzülüyordu.

    - rinzai roku'nun şu lafını biliyor musun? "eğer buddha'yla karşılaşırsan, buddha'yı öldür; eğer ebveynlerinle karşılaşırsan, ebeveynlerini öldür; eğer atanla karşılaşırsan atanı öldür! sadece bu şekilde özgürlüğüne kavuşursun!" her şeyi göze almalısın. asla utanç duyma, anlıyor musun?

    ......

    - başka kim olsa, bu izi gizlemek için tekrar saçlarının çıkmasına uğraşırdı. ama ben yapmadım. çünkü gizlenen bir yara insanı güçsüz kılar.

    wong-fat gözünü ayırmadan hala ona bakıyordu. sanki ışıktan gözleri kamaşmış gibi göz kapaklarını hızla kırpıyordu.

    -benim yaram ne bir zayıflık işareti, ne de bir kusur. bu bir güç işareti, herkes bunu görecek ve kabul edecek. asla hiçbir şeyi saklama jimmy. ne tutkularını, ne de günahlarını. hataların, bakirelere olan düşkünlüğün, senin bu dünyaya vurduğun damgadır.

    .....

    - benim dostum olmak istiyorsan, yüreğinden utancı söküp at.

    --- spoiler ---

    ben de başka da bir şey demem artık.

    not: kopyala yapıştır değil, bildiğin el emeği göz nuru.
  • filminin çekilmesi gereken kitap.

    jacques reverdi'yi canlandıracak kişi ise christian bale olmalı.
  • yazacağım entrynin yer yer spoiler içereceğini belirterek başlamalıyım önce. jean christophe grangé hayranlığım kızıl nehirler sayesinde başlamıştı. hayranları bilir, grangé kitaplarının genelde ilk 100 sayfası betimlemelerle geçer. bu durum zaman zaman kitabın akıcılığına dahi zarar verir. ben kızıl nehirler'i ilk elime aldığımda o 100 sayfa bitmek bilmemişti. sonrasında kitap sardı, sarmaladı. olayların içinde hissettirdi bir şekilde; lakin bu kitap böyle olmadı. siyah kan okuduğum en iyi grangé kitapları arasında kesinlikle; fakat en iyisi kesinlikle değil. katil jacques reverdi'nin karizması, yakışıklılığına rağmen kitapta daha önce bahsedildiği üzere inanılmaz betimlemeler mevcut. bu da elbette ki okuyucunun beyninde olay yerinin ve olayın tam olarak filmini oynatmak demek olsa da, zaman zaman okuyucuyu sıkmakta. kitap beni şöyle bir ikileme düşürdü; en başında o betimlemelerden, tahlillerden bıktım usandım ve yakışmadı grangé deyip kitabı bırakmak istedim, sonrasında "n'olur bitmesin!" diyerek kitabın sonunu okumaya kıyamadım. sonunda kitapta her ayrıntının üzerinde neden bu kadar durulduğunu anladım. jacques reverdi'nin son derece basit bir şekilde ölümü mutsuz etse de kitabın sonu aslında şaşırttı. mutlu da etti. sonuçta o ezik marc kalkıp reverdi olacak olsa... neyse. daha fazla kendi içimde savaşmadan entryye son vermek istiyorum. özetle enteresan cinayet tarzı ve katili sayesinde merakla okunacak kitaptır. sonrasında jean christophe grangé' in beynine hayran olup, "o akıldan neler geçiyor?" diye düşüncelere dalmışken bulursunuz kendinizi, içinizde birden bire peydah olan öldürme arzusuyla tabii.
  • grange'ın le grand bleu ve the silence of the lambs'e epey bir selâm ettiği kitabı.
    "haber(!)" uğruna her yalanı sarf edebilen gazetecilerin de inceden malzeme edildiği kitap da diyebiliriz. yazarın eski gazeteci kimliği düşünüldüğünde bu detaylar da es geçilemiyor.

    --- spoiler ---

    içeriğinde grange'ın alâmetifârikası olarak bolca kanlı ve detaylı cinayetler, geçmişin derinliklerinde uyuyan bir sırrın adım adım su yüzüne çıkışı, magripli (ya da müslüman) karakterlerin alabildiğine yozlaşmış tasvirleri ve (birçok kitabında âdet edindiği üzere) finalin olmazsa olmazı ters köşe var; yani yazarın üslubunu çözmüşseniz sizi çok da şaşırtmıyor. lâkin bu nevî şahsına münhasır klişelerinin yanı sıra evlilikle ilgili enteresan bir teşbihi de barındırıyor:

    --- spoiler ---

    "- benim için evlilik, bir tür kimyasal yangın. (...) yıllar boyunca bir erkek ile bir kadının arasında her şey yanar, her şey tükenir. yani iyi olan her şey demek istiyorum. bir gün, küller arasında uyanırlar.

    - ama neden 'kimyasal yangın'?

    - çünkü geriye sadece en sert, en katı malzemeler, yanmayan parçalar kalır: öfke, acı, üzüntü ve korku. foto muhabiri olarak çalışırken, azımsanmayacak miktarda felaket gördüm: uçak kazaları, fabrika patlamaları... geriye hep yanmamak için inatla direnen, kapkara olmuş demir iskeletler, bozulmayan metal aksamlar kalır. bu tablo bana evliliğimi hatırlatıyor."
hesabın var mı? giriş yap