• türk resimseverlerle kahramanlarını tanıştırmak istediğim resim.

    mekân: cuarto bajo del principe, yani tahtın en sevilen ve özlenen (çünkü 10 yıl önce ölmüştü) vârisi don baltazar carlos'un dairesi.

    arka plan: pallas ve arakhne, midas'ın kararı gibi bazı rubens resimlerinin kopyaları. kopyalar velazquez'in damadı juan bautista martinez del mazo tarafından yapılıp asılmıştı.

    başrolde: infanta yani prenses (ki poz verdiğinde beş yaşındaydı) margarita teresa. ilerde ı. leopold'la evlenip kutsal roma imparatoriçesi olacak ama 22 yaşında ölecektir.

    diğer rollerdekiler:

    menina (nedime): dona maria-augustina sarmiento, geleceğin imparatoriçesine bir bardak su veriyor. kelebek biçimli bir saç süsü var. ispanyol savaş konseyi üyesi don diego sarmiento de sotomayor'un kızıdır.

    menina (nedime): isabel de velasco, reverans yaparak saygılarını gösteriyor. (kime? prensese mi yoksa kral ve kraliçeye mi?)

    saray cücesi: maribarbola

    saray cücesi: nicolasito pertusato

    uykulu köpek: kör olduğu da söylenir.

    marcela de ulloa: prensesin mürebbiyesi. biraz arkada.

    adı bilinmeyen teşrifatçı: mürebbiyenin yanında. prensesin teşrifatçısı büyük ihtimalle.

    don jose de nieto velazquez: aposentador de la reina, yani kraliçenin teşrifatçısı. arkada açık kapının aralığında duruyor.

    iv. felipe: ispanya kralı. aynadan görünüyor.

    maria anna: ispanya kraliçesi. avusturyalı. aynada kralın yanında.

    diego velazquez: bütün bu olağanüstü sahneyi resmeden ressamımız, tuvalinin arkasından bize bakıyor.

    resimseverlere takdim ederim.
  • resmin bulunduğu oda, ressam velasquez'in alkazar kalesindeki stüdyosudur. bu oda, daha önceleri dünyanın en bahtsız insanlarından birisi olan kral 4. felipe'nin 17 yaşında ölen oğlu baltasar'a aittir. resimde görünen oda, 1656 yılında yani resimin yapıldığı tarihte içinde rubens'in resimleri ağırlıklı olmak üzere bir çok resim barındırmaktadır. tam karşıda duvarda yukarıda asılı duran iki resim de rubens'in çalışmalarının birer reprodüksiyonudur. yani, oda hayali değildir. mekan, gerçektir. ressamın bu resmin mekanı olarak bu odayı seçmesi, yani kralın biricik ölen oğlunun odasını seçmesi, hayatın yani o anda odada gerçekleşen an ile ölümün yani bir zamanlar yaşayan kralın oğlunun ölümünün bir kesişimidir. yaşam ve ölüm. gerçek ve reproduksiyon yani gerçek olmayan.

    velasquez, hayatı boyunca yaptığı resimlerde hiç bir zaman las meninas boyutlarında bir resim yapmamıştır. bu resim kendisinin yaptığı en büyük boyuttaki resimdir. las meninas'ta görülen kanvas ise büyük boyutlarda bir kanvastır. daha önce defalarca kral'ın ve kraliçe'nin resimlerini yapmış olan ressam, hiç bir resminde kral ve kraliçe'yi bu denli büyük boyutta bir kanvasta resmetmemiştir. arkada siluetleri yani bir nevi reprodüksiyonları görülen kral ve kraliçe'nin yansımalarının, velasquez'in o sırada resmini yapmakta olduğu kanvastan gelmesi ise geometrik olarak mümkün değildir. çünkü kanvas nerdeyse 30 derece açıyla aynaya açı yapmaktadır. işte bu nedenlerden dolayı resimde görülen resim, las meninas'ın kendisidir. yani arkası bize dönük olan ve bize gösterilmeyen resim de las meninas'ın kendisidir.

    kral ve kraliçe'nin yansımalarını geometrik olarak değerlendirecek olursak, kral ve kraliçe'nin aynadan yansıyabilmeleri için tam olarak kanvasın çaprazında ayakta durmaları gerekir. sanki resimde, kral ve kraliçe odaya aniden girmişler de o anda orada bulunan infanta margarita, nedimeler, cüceler ve yanındaki saray korumasına bir şeyler fısıldayan dul kadın- kendisi resmin yapıldığı tarihte yani tam olarak 1656'da kocasını kaybetmiştir- hepsi birden odaya giren kral ve kraliçeye bakmaktadırlar. aynanın yansıması kral ve kraliçe'nin odada bulunduğunu kanıtlar gözükse de, kral ve kraliçe'nin kesin olarak odanın içinde olduğunu kanıtlayan şey de kapının başında odaya girdiği yada çıktığı belli olmayan kişidir. bu kişinin adı jose nieto'dur ve kral ve kraliçe'nin saray erkanında her zaman yanlarında bulunan bir kişidir. eğer jose nieto odanın içindeyse, kral ve kraliçe de o odada bulunur. böylece kral ve kraliçe, odanın bizim görmediğimiz yüzeyinde bulunmaktadırlar. ancak geldikleri yönde odaya açılan başka bir kapı bulunmamaktadır. yine gerçek ve reprodüksiyon birlikte.

    bir başka nokta, kapının ardındaki boşluktur. ışığı kullanmayı çok iyi bilen ressam, nedense, aynanın üzerindeki yansımadan odanın açılan pencerelerinden odaya sızan ışığa kadar tüm aydınlatmayı mükemmel biçimde resmetmişken, kapının ardına kapının kenarındaki perde dışında hiç birşey çizmemiştir. sanki oda, boşlukta bir yerde salınıyormuş gibi odanın ötesini bomboş bırakmıştır. ki bu boyutta ve ayrıntıda yapılan bir resim için gözden kaçan bu ayrıntı, odayı gerçeğin dışında bir yere koyar.

    ve gözlemci. siz de bu resme bakarken bu resme dahilsiniz. çünkü resmin sınırları aynanın varlığıyla birlikte odanın içinde bulunan kral ve kraliçeyle birlikte aslında sizi de yansıtır. aynanın ötesinde duran bizler, gerçekten var olan bu odaya, bir resimden bakınca, aynanın öteki tarafındayızdır. tıpkı kral ve kraliçe gibi. ancak bizler değil kral ve kraliçe yansır aynaya. ancak velasquez, resimde tam olarak resmin odak noktasına yani bize bakmaktadır. sanki oradan bizi içeriye çağırmaktadır.

    resimde görülen kanvasta yer alan resmin kendisi de las meninas olduğu için, bu resim aynen michel foucault'nun dediği gibi reprodüksiyonun reprodüksiyonudur. aynada yer alan kral ve kraliçe'nin yansımasının tıpkı velasquez'in venus'ünde olduğu gibi blur olması, kral ve kraliçe'nin yani bir yerde iktidarın aslında sadece bir imajinasyon olduğunu anlatır. kanvas'ın yanında yer alan resmin içindeki nedimeler, infanta, cüceler ve dedikoducu ikili son derece net olarak görünürken, bakış açısının uzağında yer alan kral ve kraliçenin odadaki varlığını kesinleyen jose nieto ve aynadaki yansımalar o derece blurdur. ancak biliyoruz ki uzakta gördüğümüz aynanın içindeki kral ve kraliçe ve jose nieto net olsaydı, bu kez de hemen önümüzde duran ressam ve diğerleri blur görünecekti. ancak ressam aynen gerçek hayatta olduğu gibi gözümüzün önünde duranı net olarak resmetmiş, uzakta duranı bir fizik kuralını gerçekleştirir gibi olsa da blur resmetmiştir. ancak tüm perspektifte yani evrendeki tüm objelerde blurluk bulunmaz. herşey aslında nettir.
  • ozellikle prensesin yanindaki (nispeten) uzun boylu nedimenin resmin disina dogru bakisi, resim kadrajinin, oldugu gibi bir aynayla ortustugunu göstermektedir. bu durumda, prenses elbisesini ayna önünde denemekte, nedimeler ise yine aynaya bakarak kontrol ve yorumlarda bulunmaktadirlar. resmin solunda gördügümüz velazquez ise, resmi yine aynaya bakarak yapmaktadir ve dolayisiyla aynada kendisini de gördügünden, kendisini de çizmistir. simdi ise, can alici noktaya geliyoruz: resmin arkasinda görülen bir aynadan, prensesin babasi iv. felipe ile esi kraliçe bakmaktadir. fakat sorun suradadir: kral ile kraliçe odanin neresinde durmaktadirlar? resim kadrajinin odanin bir duvarinin büyük bölümünü (boy geregi) kaplamakta oldugu düsünülürse, kral ile kraliçenin duvarla ayna arasinda duruyor olmalari imkansizdir, zira karsilikli iki aynadan göründüklerine göre, bizzat prensesin arkasinda, arkalari resme dönük olarak duruyor olmalari gerekirdi, ve fakat orada bulunmamaktadirlar. bu durumda tek açiklama, aynalarin o sekilde ayarlanmis olmasidir (bkz: las meninas/@sirkencubin). fakat resimle ortusen aynanin buyuklugu ve arkadaki aynanin duvara çakili olmasi (yani ikisinin asagi yukari paralel olmasi) karsisinda bu olasilikta da perspektifin farki olmasi gerekmekteydi. bu durumda, kral ile kraliçenin olabilecegi tek yer, alice harikalar diyarinda terminolojisi ile konusacak olursak, aynanin öbür yanidir. merdivenli kapidan bakan amcaya gelince, olayla bir ilgisi yokmus gibi gorunse de, enigma ustasi velazquez, buraya da baska bir bilmece saklamis olabilir, kim bilir?
  • bir anayasa hukukcusu * tarafindan derste dagitildiktan sonra bes dakika incelenmesi ve devaminda "egemenlik kayitsiz sartsiz milletindir" onermesi acisindan degerlendirilmesi istenen velazquez tablosudur.
    bu acidan degerlendirmede ise dikkat cekilecek konular ve sorular sunlar olsa gerektir:

    - velazquez kendisi de ressam kisiligiyle tablodadir. ve tuvalin sırti resme bakana -yani bize, yani halka- donuktur. ressam kimi resmetmektedir?

    - bu arada fondaki golgelerin icinde etrafindaki isik bariz sekilde verilmis bir aynada kral ve kralicenin -hukumran- yansimasi da gorulmektedir. bu durumda ressam bizi mi, yoksa hukumrani/devleti mi resmetmektedir? karanligin icinde aynanin aydinlik cercevesi devletin de cercevesini mi cizmektedir?

    - ressam eger anayasa koyucu olarak degerlendirilirse devlet/hukumrani resmetmesi dogaldir. ve fakat resme bakan biz/halk kendi devletimizin de sinirlarini gormekteyizdir.

    resimden hareketle soru: anayasada "egemenlik kayitsiz sartsiz milletindir" yazdigi icin mi egemenlik milletindir, yoksa anayasa koyucu milleti resmettigi, yani egemenlik kayitsiz sartsiz milletin oldugu icin anayasa koyucu boyle mi yazmistir anayasaya?
  • pablo picasso bey efendi her sabah uyandığında kahvaltıdan önce las meninası "nıhahahahahööööööööör" sesleri eşliğinde kübik gübik dübik ve zübik yansımalarını çizmiştir.

    o kadar çok çizmiştir ki barcelona'daki* picasso müzesinin* hallice bir kısmı las meninas varyasyonlarından müteşekkildir.
  • 1734 yılında ispanya'daki ünlü alcazar sarayı'nda yangın çıktığında bu tablo da adı geçen sarayda bulunuyordu. yangın zorlukla söndürüldüğünde saray kül olmuştu! fakat çerçevesinden çıkarılıp camdan aşağı atılarak kurtarılan meşhur tablo sonradan sayısız akademik incelemenin konusu olacaktı. büyük şans, büyük talih!

    ayrıca bu yangında velazquez'in dört tablosu (venüs ile adonis, psykhe ile cupido, marsyas'ın derisini yüzen apollon, 3. felipe portresi), rubens'in ise bir tablosu (4. felipe portresi) kül olmuştu.

    ____________

    geçenlerde bir dostumla bu tablo hakkında yarım saatten fazla konuştuk ve ne kadar fazla olasılık olduğu üzerinde uzlaşırken kimi hassas detaylarda ayrıştığımızı gördük. sadede gelirsek:

    kral 4. felipe ile eşinin aynadan yansıyan soluk görüntüleri tablo içinde ikinci bir tablonun daha varlığını gündeme getirir. bu durum ve odanın kare-görüntüsü duvarlarda asılı bulunan öteki tablolarla yinelenir. yani tablo içinde tablo, bir başka deyişle, oyun içinde oyun söz konusudur.

    kapıdan görünen saray mabeyincisi esasen kral ve kraliçeye kapıyı açmaktadır. buradan da anlaşılabileceği gibi kral ve kraliçe ressamın atölyesinden ayrılmak üzeredirler. bu, tuvale yansıyanın kral ve kraliçe değil, nedimeler olduğu gerçeğini görünür kılar ama merkezdeki kişi prenses olduğuna göre tablonun adı neden nedimeler'dir, hakiki bir gizem olarak kalır.

    prensesinin bize göre sağındaki nedime reverans yapmaktadır ki bu da ayrı bir problem. atölyeden ayrılmakta olan kral ve kraliçeye mi, yoksa prensese mi reverans yapmaktadır? yüzü bize (kral ve kraliçeye) dönük olduğuna göre cevap basittir aslında: haşmetlileri selamlamaktadır.

    velazquez'in hafifçe sola doğru eğilerek yine bize doğru bakışı kral ve kraliçenin odaya ansızın girdikleri izlenimini uyandırmaktadır ki bu da apayrı bir meseleye davetiye çıkarır. öyleyse kral ve kraliçe atölyeden ayrılmamakta, ortama henüz adım atmaktadırlar ve o esnada aynaya görüntüleri binmiştir. nitekim kapıdan çıkıp gitmekte olan mabeyinci de haşmetlileri görüp bir an için duraksamıştır. muhtemelen az sonra yanlarına gelecektir. velazquez o birdenbire meydana gelen durumları yakalamıştır ki bu estetik tavır tablonun modernliğini muştular.

    resmin sağ alt köşesinde biri erkek diğeri dişi saray cüceleri mevcuttur. biri bize bakarken, diğeri de miskin köpeği uyandırmaktadır. acaba neden? kral ve kraliçe nihayet gidiyorlar, hadi uyan, prenses, sen ve biz oyuna başlayacağız, der gibi. eğer öyle değilse ve kral ve karısı oradan ayrılıyorlarsa, bir sebeple köpeği haşmetlilerin yanına yollamak için mi uyandırmaktadır? bunlar belki de en masumane yorumlar olurdu. uyuyan köpeği uyandırmak esasen tıpkı atinalıları uyandırmak için yaratılan bir at sineği olduğunu belirten sokrates gibi resim izleyicilerini uyandırıp daha dikkatli bakmaları yönünde telkin eden velazquez'in hoş bir şakasıdır. daha dikkatli baktık mı, şimdi ne görüyoruz? nihayetinde felsefe düşünme, resim ise görme sanatıdır.

    anlaşılabileceği gibi birçok durumda olasılıkların resmidir bu. hiçbir şey net değildir. dediğim gibi tablonun adı bile belirsizliğe işaret eder. modernliğin müphemlikler dünyasında hakikatin buharlaşması gibi. hakikat nedir diye sorarız, tabloya bakarken. figürlerin kare-atmosferdeki konumları belliyse de neyi ima ettikleri belirsizdir. kimin resmi yapılmaktadır? nedimelerin mi, prensesin mi, seyircinin konumunu işgal eden kral ve kraliçenin mi? öyleyse ressamın tablonun içinde ne işi vardır? klossowki'nin bahsettiği kopyanın kopyasının kopyası formülasyonundan foucault'nun reprodüksiyonun reprodüksiyonu fikrine uzanan ve nihayet benjamin'in sözünü ettiği mekanik üretim çağında aura'sı kaybolan sanat eserinin karanlık yazgısına erken bir bakış... velazquez'in tüm bu soru(n)ları kuşattığı söylenebilir ve bu anlamda belki de ilk modernist ressamdır.

    bana kalırsa resmin konusu yine resmin kendisidir, yani bu bir resim sanatı alegorisidir. olasılıklar dünyası yüzlerce farklı konu ihtimalini gündeme getirirken bu esasında sanatın sonsuz gücünün de vurgulanmasıdır ve ressam da bizzat tabloda yer almıştır, çünkü bu sonsuz oyunun arkasındaki yaratıcı kişinin ta kendisidir.
  • (bkz: foucault) ..kelimeler ve şeyler.
  • picasso 80'lerindeyken bu resme takmis, resim uzerine, hatta resmin cesitli detaylari uzerine onnlarca varyasyon yapmistir. barcelona'daki picasso muzesi'nin bir salonu bunlara ayrilmistir.
  • eğer baktığımız açının duvarı kaplayan bir ayna olduğunu kabul edersek resimle ilgili ilk andan itibaren en çok takıldığım soru aslında en önemli sorunun biraz daha değişik versiyonudur. en önemli sorunun kral ve kraliçenin yeri olduğunu varsayalım, ve bunların bir şekilde karşı duvardaki aynada göründüklerini ya da yansıdıklarını farzedelim. oran ve orantının bu kadar güzel kullanıldığı bir tabloda kral ve kraliçenin aynadaki pozlarına bakarsak ayakta olduklarını ve aynadan fazla uzak olmadıklarını söylemek zorundayız. zira kapıyla aynı yükseklikteki bir aynanın ortasına geliyor pozları, ve birbirlerine çok yakınlar, oturma anındaki iki omuz mesafesi yok aralarında. ancak böyle birşey yok, zira göremiyoruz kendilerini. ancak diğer yandan eğer kral ve kraliçenin bizim resmi gördüğümüz açıdan gördüklerini söylersek, yani bir ayna değil de oturan kral ve kraliçeden bahsediyorsak bu kez de dediğim gibi aynada çok daha küçük çıkmaları gerekirdi, ya da aynanın daha büyük. yalnız eğer resmi gördüğümüz açının ayna, arkadaki görüntünün de ayna değil de küçük bir tablo olduğunu kabul edersek biraz daha yerine oturuyor taşlar.
  • hakkında çok şey söylenen, oldukça sansasyonel bir resim ama en öenmli yanı, velazquez'in yapmayı sevdiği bir şeyin tekrarıdır bu resimde bana göre; o da figürlerin, alımlayıcının gözüne bakıyor olmasıdır. sanki resim oldukalrını biliyorlar. yani ressam orda resim çiziyor ama aslında burdaki, bizim çektiğimiz bir fotoğraf ta ki, duvardaki aynada kral ve kraliçenin yansımalarını görene kadar. aslında ressam ve diğer herkes onlara doğru bakıyor ve biz bu iki figürle aynı yerde durmuş bu figürlere bakıyoruz.

    bir anlamda hem resmin çok içindeyiz hem de tamamen dışında.

    bu yüzden bence acayip aşmış bir resim bu.
hesabın var mı? giriş yap