• bıçağı en çok körelten narenciye çeşidi. narenciye çeşitleri arasında en çok körelteni yani. meyve, sebze arasında da tabi. (kalkıp "uranyum daha çok köreltir" gibisinden ayar vermeyin diye şeyediyorum.)

    ayrıca kağıt da makası en çok körelten nesnedir. hatta konuyla ilgili atalarımızın bir deyişi de var, "bıçağın düşmanı limon, makasın düşmanı kağıt" şeklinde. çok şairane değil biliyorum, ama atalarımızın hepsi de şair değil. neyse kendine iyi bak.
  • leman'ın 1000. sayısı vesilesiyle duyduğum bir şehir efsanesini de buraya yazayım.

    malum leman, leman olmadan önce limon'du. limon olmadan önce de gırgır'da çalışan genç çizerler taifesi idi.

    işte bu genç çizerler taifesi biz gideceğiz, asil nadir'in magazin grubunun mizah dergisini çıkaracağız, kendi kendimiz şey edeceğiz diyince oğuz aral "harcanırsınız! mahvolursunuz! sonunda sokaklarda limon satarsınız!" demiş.

    ona benzer bir rivayete göre de oğuz aral "yapmayın, etmeyin, başaramazsınız" diyince gençlerden biri "gerekirse limon satarız ama ayakta dururuz" demiş.

    işte o diyalogtan kopmuş derginin "limon" olan ve sonra leman'a dönüşen adı. oğuz aral'a "aha da limon satıyoruz!" diyebilmek için... rivayet, yakıştırma. aslı belki var belki yok.
  • kilosu 10 lira olmuş arkadaş. o paraya öküz alınacağı için şöyle bir çözüm buldum ben; limon lazım olunca lahmacun alacağım böylece hem karnım doyacak hem de limon bedavaya gelecek.
  • son bir buçuk haftadır offline olmasıyla kabak tadı veren sözlük fasilitesi.
    kabak tadı veren limon mu olur arkadaşım?!
  • hayatta en sevdiğim şeylerden biri. içine girip de benim için daha güzel hale getirmediği şey yok. limonlu kek, limonlu gazoz, limonlu gofret. limonata. salataya limon, balığa limon, tavuğa limon. limonlu dondurma, limonlu şeker, limonlu çay. limon sıktıktan sonra ellerimdeki koku beni hayata bağlıyor. iyi ki varsın limon!
  • herseye yakisan sebze. yemege, tatliya, tuzluya, icecege, vs.
  • ne zaman içim sıkılsa limon yerim. iki limonu özenle dilimleyip tabağa dizerim, üstüne mutlaka tuz... iri çekim kaya tuzu.

    sonra sol baştan yemeye başlarım. kabuklar kalınca tabağa damlayan suları da içerim, mis gibi.

    depresyona girince
    birine kızınca
    üzülünce
    ağlayınca
    sevinince
    önemli bir karar almam gerekince
    dizi - film izlerken
    biri ölünce
    hayal kurarken
    ne yapacağımı bilemediğimde

    limon yerim.

    bu gece de limon yiyorum. bilin bakalım neden?
  • sub-etha'da fuzuli yere alan işgal eden şey. o kırmızı rengi görüp gıcık olacağımıza kaldırın gitsin anasını satıyim.

    edit: "anasını satmak" tabirinin cinsiyetçiliğinden dolayı bir arkadaşımdan haklı bir uyarı aldım. bu tarz tabirleri dil alışkanlığıyla kullanıyorum bazen, sonradan ya kendim farkına varıyorum ya da uyarılınca farkediyorum. tercihim silmeyip bu tarz editler yapmak yönünde ama. böylece doğallıkla kullandığımız tabirlerin sakatlığını hem kendime hem de okuyanlara göstermeye çalışıyorum. birkaç entarimde de bu tarz editler mevcut.
  • dünyanın en mübarek şeyi.

    hıçkırık mı tuttu ? hemen çay kaşığına sık iç.
    ishal misin, paçalarından mı akıyor ? hemen kahvenin üzerine sık yut.
    cin toniğin tadını mı beğenmedin ? hemen kabuklarını rendele içine kat.

    fuck yeah.
  • yıllardır ağızları sulandırdığı yetmiyormuş gibi zam olayını da sulandırdı. pazarda tanesi 1 tl idi geçen hafta. "ekşi" olan her şeyin tadı kaçıyor yavaş yavaş.
hesabın var mı? giriş yap