aynı isimde "mali (sözlük yazarı)" başlığı da var
  • mali, batı afrika’da saheel kuşağında bir ülke. son yüzyılında sömürgeciler, darbeler, iç savaşlar ve boko haram gibi terörist örgütler elinden çekse de 17. yüzyıl öncesinde zengin ve aydın bir ülkeydi. bugününden değil tarihinden söz etmek niyetindeyim.

    en bilinen tarihsel figürüyle başlayalım. mansa musa'yı herkes bilir. mali sultanı. serveti ile meşhur. gezgin ibn battuta afrika seyahati sırasında bu hükümdarın ülkesini de gezer. 14. yüzyıl mali sultanlığına dair bilgimizin bir kısmı battuta'nın notlarından gelir. bir anekdot paylaşayım, kral mansa musa’ya (nam-ı diğer kankan musa) saygı göstermek için önünde diz çökülür ve başa ve yüze toprak savrularak bir ululuma hareketi yapılırmış. battuta kitabında bundan bahsediyor, nasıl olup da gözlerine kum kaçırmadıklarına şaşırıyor. yüz elli yıl sonra songhay ülkesini gezen seyyah hasan el vezzan, sultan askiya muhammed (nam-ı diğer ture muhammed) önünde uygulanan seremoniyi aynı şekilde anlatıyor. hanedanlar, yüzyıllar, ülke isimleri değişse de ananeler, ritüeller devamlılığını koruyor. hasan el vezzan dediğim seyyahın diğer adı yuhanna el esad. italya’daki adı giovanni leone de medici. çoğunuz onu afrikalı leo adıyla biliyorsunuz. amin maalouf'un harika romanına konu olan tarihsel karakter.

    mansa musa’nın devri kapanıp askiya muhammed zamanına gelindiğinde çoktan mali sultanlığı gücünü kaybetmiş yerini songhay krallığına bırakmıştı. saheel‘in batı topraklarında kurulmuş iki imparatorluk: mali ve songhay sultanlığı. bir buçuk asır arayla imparatorlukların zirve noktalarında hüküm sürmüş iki varsıl sultan: mansa musa ve askiya muhammed. mağrip'ten çıkmış, o coğrafyayı tanıtan iki dünyaca ünlü seyyah: ibn battuta ve leon africanus. ikisi de osmanlı’yı ziyaret etmiş olup gezginlerden ilki orhan bey, ikincisi yavuz selim’in huzuruna çıkmıştır. hatta hasan el vezzan mısır elçisi olarak resmi bir görevle istanbul’da bulunmuştur.

    aslında batı afrika'da kurulan üç büyük devlet ardısıra birbirinin yerini almıştır. batı afrika’da kurulan ilk büyük devletin gana imparatorluğu olduğu konusunda kaynaklar birleşmektedir. ardından mali ve sonra songhay sultanlıkları hükmetmiştir. aynı coğrafya, aynı halk. çin tarihinin antik döneminde birbiri ardına gelen xia, shang ve zhou krallıkları gibi herbiri diğerinin mirasının üzerine kurulmuş üç hanedan silsilesi.

    batı afrika, altın madenleri yönünden oldukça zengindir. afrika altın ticaretinin dünyaya açılan kapısı, yüzyıllar boyunca saydığım üç krallık olmuştur. henüz gana krallığı’nın hüküm sürdüğü erken dönemlerde bile yılda 9 ton altın işleniyordu ki bu üretim gana sultanlarını dünyanın en zengin hükümdarları yapmaya yetiyordu. mali ve songhay dönemine geldiğinde üretim kapasiteleri daha da gelişmişti.

    14. yüzyılda mali imparatorluğu'nun incileri timbuktu, gao ve cenne şehirleri, altın, tuz ve ilginçtir kitap ticaretinin merkez noktasıdır. avrupa insanı coğrafi keşiflerle dünyaya açılmadan -ve akabinde sömürgeleştirmeden- önce afrika'yı pek tanımazdı. akdeniz'de kıyısı olan arap afrika ile ticaret, diplomasi ve savaşlara dayanan bir mazisi vardı. ama kara afrika (sahraaltı afrika) avrupalı için 19. yüzyıla kadar bir muammaydı. timbuktu ise akdeniz afrikası ile kıta afrikasının ticaret yollarının birbirine bağlandığı noktada bir çöl şehriydi. altın sahili'nde çıkarılan altın, güney ticaret rotasını izleyerek timbuktu'ya gelir; kuzeydeki komşular fas, cezayir ve tunus'tan gelen çeşitli mallarla takas edilirdi. avrupalı beyaz adam, magribilere altın nerden geliyor diye sorduğunda timbuktu cevabını alırdı. ama nerdedir, nasıl ulaşılır, hangi kralın ülkesidir bilmezdi.

    o yüzden timbuktu batı dillerinde en uzak ülke, gidilmesi olanaksız olan destinasyon, hayali/kurmaca olan yer gibi birbirine yakın birkaç anlama gelir. biz de benzer anlamları karşılamak için patagonya, kaf dağının arkası yahut fizan gibi gerçek veya hayali lokasyonlar kullanıyoruz.

    en meşhur mali sultanı mansa musa 1324 deki hac ziyareti sırasında yol üzerinde geçtiği ülkelerde, sadaka olarak 20.000 altın dağıttı. söylendiğine göre mısır mansa musa'nın harcamaları yüzünden bir süre yüksek enflasyonla uğraşmak zorunda kalmış. pek bilinmez ama askiya muhammed 1495 deki hac ziyareti sırasında mansa musa'nın rekorunu beşe katlayıp 100.000 altın harcayacaktı.

    bu zenginlik kendi kültürel dominansını da yarattı. bir kaç yüz yıl boyunca. başta timbuktu olmak üzere mali ve moritanya coğrafyası eğitim ve kültür havzasıydı. islam dünyasının her yerinden alimler ve alim olmak isteyenler timbuktu'ya akın ettiler. bu dönemde şehirde yaşayan 80 bin kişilik nüfusun yaklaşık 20 binini öğrenciler oluşturuyordu. onbinlerce el yazması kitap timbuktu kütüphanesini dolduruyordu. çağının büyük medeniyet merkezleriyle (iskenderiye, konstantiniyye, bağdat) yarışacak kapasiteye ulaştı. kağıt üretim teknolojisinde yüksek bir standart tutturmuşlardı. eldeki kitapları çoğaltmak bir iş kolu haline gelmişti. çoğaltılan nüshalar çevre şehirlerden talep edilmeye başlandıkça islam aleminde kitap ticaretinin neredeyse tek merkezi timbuktu oldu. ayrıca kişisel kütüphaneler de önem kazandı. endülüs'ten, fas'tan, trablusgarp'ta ve mısır'dan gelen binlerce eser afrika dillerine çevrildi. bu dillerin gelişimini hızlandırdı, zenginliğini arttırdı.

    kısacası ticaret, kültür, altın, elyazmaları, fildişi, tuz biladüs sudan’daydı. (bugünkü mali, moritanya ve senegal’i kapsayan batı afrika coğrafyasına siyahlar ülkesi anlamına gelen sudan denirdi).

    mansa musa’nın mali imparatorluğu, ardından gelen sultanlar döneminde güç kaybetti. resmi olarak 1620 yılına kadar yaşasa da 1500 kü yılların başından itibaren topraklarını ve nüfuzunu songhay krallığına kaptırmıştı. songhay devleti ise askiya muhammed ile en parlak dönemini yaşadıktan sonra bir gerileme dönemine girdi. askiya davud’dan sonra hızlı bir çöküş yaşadı.

    songhay imparatorluğu’nun iyi zamanlarında kuzeydeki komşusu fas’ta hanedanlar arası bir iç savaş sürüp gitmekteydi. cezayir, tunus ve trablusgarp kıyılarında osmanlıların hakimiyeti vardı ama osmanlı idaresi çölün içlerine inmeyi gerekli bulmadığından bir tehdit oluşturmuyorlardı. osmanlılar ile iyi ilişkiler kurulmuştu. doğusunda ise bugünkü nijer ve çad sınırlarının bir kısmını kaplayan kanem bornu sultanlığı vardı. sultan idris alevma ile de ilişkiler iyiydi.

    burada bir parantez açıp başka bir faktörden bahsetmemiz gerekiyor. istanbul’daki sarayından tüm doğuya hükmeden osmanlı padişahlarından. hem 2.selim hem de 3. murat kuzey afrika’da oldukça etkin politikalar yürütüyorlardı. osmanlı imparatorluğu 1577 de kanem bornu sultanlığının hakimiyetindeki fizan’ı topraklarına katınca songhay sultanlığı, komşusunun emperyal gücünden rahatsız olmaya başladı.

    üzerine tuz biber olan başka gelişmeler de oldu. osmanlı, kanuni süleyman döneminden beri fas’ın içişlerine karışmaktan geri durmuyordu. cezayir gibi fas’ı da osmanlılar’ın bir eyaleti haline getirmeye çalışan kılıç ali paşa’nın tüm gayretlerine karşın, fas bağımsızlığını korumayı başarabilmişti ama büyük bir imparatorluğun periferindeki uydu devletlerin ekserisinde görüldüğü üzere osmanlı’nın istediği sultanları başa geçirmesine engel olamadılar.

    portekiz’in desteklediği mütevekkil ile osmanlı himayesindeki abdülmelik arasındaki taht mücadelesinden abdülmelik galip çıktı. öldüğünde ise yine osmanlı inayetiyle tahta kardeşi ahmet el mansur oturdu. yeni sultan vergi ödeme konusunda ihmalkar davranınca, padişah tarafından (kaptanıderya kılıç ali marifetiyle) kulağı çekildi.

    osmanlı ile arasını düzelten, ispanya tehditini savuşturan ve genel olarak ülkesinde iç istikrarı sağlayan mansur, gözünü batı sudan’a çevirdi. songhay sultanı askiya ishak tarafından vasallık ve vergi talebi geri çevrilince, ordularını çölün içine gönderdi. tondibi savaşında kesin bir zafer kazanarak songhay krallığını yıktı. topraklarını, osmanlı sistemi örnek alınarak bir eyalet haline getirdi. sudan seferinden 20.000 civarında köle ve bol miktarda altın ve fildişi ile dönerek fas’ı bir süre için zenginliğe boğdu.

    mali ülkesi, fas’taki sadi hanedanının eyaletinden fransız kolonisi olmaya giden yolda, timbuktu paşalığı, masina devleti, tekrür devleti gibi araya bir kaç kısa ömürlü devlet de girdi. ama bu topraklar bir daha hiçbir zaman mansa musa ya da askiya muhammed zamanındaki ihtişamına kavuşamadı.
  • fransız askerlerinin bir bir leş olduğu afrika ülkesi.

    ışid’in günden güne güç kazandığı burkina faso ile de sınırdır.

    fransızlar mali’ye 2012’de özel kuvvetlerini ve istihbaratçılarını sokmuştu. 2013 ocak’ta da resmi operasyon başladı ve bizim sınırımızdan bir kilometre ötesine yaptığımız harekât için dünyayı ayağa kaldıran fransızlar o günden beri çekilmediler mali’den. arada kaç bin kilometre var siz hesaplayın.

    macron’un bir misyonu var, bu doğrultuda adımlar atıyor fakat ne yapsa eziliyor, ne yapsa rezil rüsva oluyor çünkü bu “tasmalı” o kadar aşağılık, o kadar sefil biri ki ülke çıkarını da bıraktı, birilerini memnun etme peşine düştü. fransızlara da üzülüyorum bazen.

    neticesinde ülkesinin çocukları bir bir öldürülüyor. “helikopterimiz düştü 13 askerimiz öldü, terör saldırısı oldu 1 askerimizi kaybettik” gibi konuşmaya devam edecek. ışid’in üstüne basa basa üstlendiği, dünyada kimsenin haberi yokken duyurduğu fransız helikopterinin düşmesi olayını bile geçiştirmeye çalıştılar utanmadan. “ışid çok iyi bir örgüt, asla yapmaz, bu sadece ‘kaza’ ışid ile ilgisi yok.” diyecek duruma geldiler. siz orada terör için yok musunuz? eski fransa olsa 13 askeri yerin dibine gömüldüğünde 1300 asker gönderirdi. şimdi kaza diye geçiştiriyorlar.

    soru şu: ışid afrika’da helikopter indirecek güce nasıl erişti, o helikopterin istihbaratını nasıl aldı?

    google’a “let be serious” yazınca cevap çıkıyor.

    macron devam etsin böyle. senegal, moritanya, mali, burkina faso, nijerya, çad gibi ülkelerde 5 binin üstünde askeri var. afrika yeni yeni hareketleniyor. macron’un hareketlerine ve sözlerine karşılığın nasıl geleceği az çok belli.

    bu arada biz de mali’ye metrobüs götürüyoruz, çok sevindim bu habere. fransa’nın eli olan her afrika ülkesiyle iletişimimizin gelişmesini (üstüne koya koya) şiddetle destekliyorum.
  • yıllardır fransa'nın sömürüsü olan lakin uranyum ve altın zengini olduğundan sanıyorum okyanus ötesindekilerin dikkatini çekmiş olacak ki libya devriminde rol oynayan el kaide buraya kaymış. fransa ise ekmeğini başka güçlerle paylaşmak istemediği için mecbur kalıyor demokrasi ihracına!!
  • suriye'de el nusra adlı el kaide uzantısı şeriatci örgüte mali yardımda bulunan fransa'nın, aynı el kaideyi bahane ederek hava harekatı düzenlediği ülke. hayat gercekten garip...
  • fransa ile diplomatik ilişkilerini kesen ülke. fransızca'yı resmi dil olmaktan çıkardı, fransız büyükelçisini istenmeyen adam ilan etti ve fransız birliklerinin 72 saat içerisinde ülkeyi terk etmesini talep etti.
    son dönemde rusya ile yakınlaşmasının ve artan wagner ilişkisinin de bunda büyük payı var tabiki..
    kaynak
  • afrika kıtasının en önemli dört medeniyeti; mısır, etiyopya, zimbamve ve mali'dir. mali imparatorluğu sultanları tarihin gördüğü en zengin hükümdarlardı. amacım mali imparatorluğunun mirasçısı, nijer nehri'nin çocuğu bu ülkenin tarihine değinmekten ziyade güncel bir veri hakkında bilgi vermek.

    mali freedom hause küresel özgülük indeksinde türkiye'yi geride bırakırken türkiye'miz 100 üzerinden 32 alarak özgür değil sınıfına düştü. çok değil 5 sene evvel 50 küsur puan alan kısmen özgür sınıfındaki türkiye 5 senede 30lu puanlara geriledi. listede afrika'nın yükselen yıldızı ve ayrıca para birimi türk lirasını ikiye katlamış olan gana 82 puanla özgür ülkeler arasında yer alırken yine bir başka eski ingiliz sömürgesi bostvana da 72 puanla özgür ülkeler kategorisinde yer aldı. afrika'da anglosakson sistemli bu ülkelere en yakın frankofon ülkelerse; 71 puanla kısmen özgür ülke kategorisinde batı afrika'dan senegal ve kuzey afika'dan özgür ülkeler kategorisine giren 71 puan alan tunus. gevşek gevşek afrika'yla dalga geçerken bir daha düşünün gençler, yoksa afrikalı birisinden "aç da kendi k*çına gül." cevabını alırsınız. afrika bizi kıskanıyor...

    dip not: soran arkadaş olmuş mali 33 puan özgür değil, türkiye 32 puan özgür değil. listede bizi geçen başka pek çok afrika ülkesi var sadece dikkat çekici bir kaç ülkeyi emsal verdim.
  • ilginçtir, kuzeyinde kan gövdeyi götürürken bamako'da "nasıl yapsak da yapsak" temalı gündem geyiği yapan radyo programlarından başka olağan dışı bir şey yok. ya da başka bir açıdan bakarsak, adamların başlarındaki dert o kadar büyük ki -ki o derdin adı sefalet- ülke bölünmüş, bölünmemiş, müdahale olmuş ya da olmamış umurlarında bile değil.
  • yağmurların olmadığı 7 aylık kuru dönemde tüccarlar farklı pazarlardaki mallarını satmak için minibüslerle veya kamyonlarla farklı köyler arasında yolculuk yapıyorlar.

    yollar toprak ve az sayıdaki arabanın geçmesi ile geçici olarak oluştuğu, araçlar da çok yüklü ve üstünde oturan insanlar olduğu için bol bol kazalar oluyor, devrilen arabalardan düşen insanlar doğal olarak "telef" oluyorlar. bunu engellemek için yüklemelerde aracın ortasına en ağır eşyalar konuyor, insanlar dip dibe oturarak birbirlerine göz kulak oluyorlar, sürücü de olan en az süratle gitmeye gayret ediyor. bu da 50km gibi mesafelerin nerdeyse 1 gün sürmesine neden oluyor.

    sürücüler binen kişiler aşağı yukarı hep aynı kişiler (tüccarlar) olduğu için onlara hizmette kusur etmemeye çalışıyor, güleryüz ve yardımcılıkta yarışıyorlar.

    daha hızlı gitmek isteyenler ve acelesi olanlar minibüsleri tercih ediyor ancak bu daha riskli, daha çok kaza oluyor.

    kamyonlar genelde çift ve konvoy olarak yolculuk yapıyor çünkü araçların bozulması çok olası, birbirlerine göz kulak oluyorlar.

    kamyonlar aşırı eski, hepsinin üretimi 30 sene önce durmuş, fransız yapımı bu eski kamyonlar bozulunca kenara çekiyorlar ve onları yedek parça deposu olarak kullanıyorlar.

    belli zamanlarda nijer nehrinin genişliği iki katına kadar çıkabiliyor.

    kaynak (deadliest roads belgeseli): https://www.youtube.com/watch?v=_7zeblfz_p0
  • malî: fazla çok, dolu gibi anlamlara gelir.
  • ülkesinden istikrarsızlaştırıcı eylemler yapması nedeniyle bm'yi kovan ve yerine rusya ile işbirliği yapmaya başlayan ülkedir
hesabın var mı? giriş yap