• (o arada kaçırmadıysam) en son 22 şubat ila 8 nisan arasında plato sanat'taki simülasyon krizi* sergisinin küratorlüğünü yapmış "mesafesiz" kişidir.

    mesafe koymuyor bilgisini paylaşırken, paylaşırken yönlenmek istersen yönlendirirken. exhibition techniques altında ilk defa tanımıştım kendisini, wallpaper olarak bilgisayarımda wall-e'yi görünce çocuksu bir naiflik kaplamıştı çehresini.
    bir sunum sonrası gel gel diyerek yanındaki koltuğu göstermişti, ben ise fiyasko bir laf mı ettim diye düşünürken, birden "akademisyenliği hiç düşündün mü?" diyerek ummadığım bir soru sormuştu. neden ummadığım? çünkü fakültemiz/bölümlerimizin ayrı isimler altında olmasından mütevellit interdisipliner düşünebilme yapısı ile karşılaşacağımı tahmin etmemiştim.

    burada bir flashback eklemeyi arzu ederim: ismi lazım değil istanbul'daki bir x üniversitesinin mülakatında sanat namına olduk olmadık sorular sorup, hepsini yine de cevapsız bırakmamama rağmen, sunduğum tez konusuna istinaden en sonunda bir savuşturma yöntemi olarak "biz böyle interdisipliner konular çalışmıyoruz" yanıtı ile karşılaşmıştım. buradaki ironi ise bölümün bir sanat bölümü olması idi. çıktıktan sonra otobüste, vapurda, bitmek bilmeyen ulaşım araçlarında sanatın ne olduğunu sorguladım uzun uzun. elbette bulduğum sonuçlar sanat dünyasında çığır açmadı, fakat sundukları nedene de bir haklılık payı katmadı. bu mantığa göre globalleşen dünyada* hala tek bir noktaya takılı kalmak, disiplinleri birbirinden ayrı tutmaya çalışmak veyahut da karşılıklı olarak birbirlerinden beslenmelerinin önüne geçmek hala bir neden olarak sunulabiliyorsa, bunca zaman yazdığım/yaptığım işlerin herhangi standart bir alana bağımlı olmamasından ötürü geçersiz olması mevcudiyeti ortadaydı.

    yine de bana "neden olmasın?"ı gösterdi kendi. yazı ile rengin, motif ile dizgenin yeri geldiğinde bir araya gelebilmesinin imkansız olmayacağını düşündürttü.

    sergi hakkında not:

    "küratorlüğü marcus graf tarafından yapılan "simülasyon krizi" (bayraktar, erdenli), plato sanat'ın yerel sanat ortamımız içierisinde önemli estetik ve kavramsal konumlar oluşturan çağdaş sanatçıları sunduğu "konumlar" adlı sergiler dizisinin ilki olarak gösteriliyor. küratöryel bir çerçeveye dayanan ve onunla şekillenen alışıldık karma sergilerden farklı olan bu dizi, sanatsal üretimi referans ve başlangıç noktası olarak ele alıyor.

    sergi, toplumun içinde yaşadığı gerçekliği temsil etmeyi amaçlayan, simüle edilmiş imgelere olan inancını incelemektedir, zira iki sanatçı da küresel politik, ekonomik ve ekolojik kriz döneminde mantık ve anlam bulmak için çabaladığımız dünyamızda simülasyona duyduğumuz ihtiyaç ve arzuyu tartışıyor." *

    *kaynak: artist actual
    mart-haziran 2012
  • sanat konusunda aşırı bilgili olan insan. sadece bi dersini alabildim henüz ama girdiğim en verimli dersti benim için.

    bu arada contemporary istanbul'un program direktörlüğünü yapmaktaymış kendisi.
  • geçen dönem history of art dersimde öğretmenlikten ziyade arkadaşlık yapan, dünyalar güzeli ve bir o kadar da güzel bir kalbe sahip olan sıcak insan. alman olmasından kaynaklı olacak ki, yaşına kıyasla işine olan disiplinli yaklaşımı son derece takdir edilesi. bir daha ki dönem çağdaş sanat dersinde görüşmek için sabırsızlık yaşamamak mümkün değil.
  • gordugum en kibar, guleryuzlu, insani kasmayan, samimi bir insanmis ben bunu anladim. meslektaslarinin aksine insana kendini juride hissettirmeyen, kibirsiz ve son derece hazimli bi insanmis bunu da anladim. graf bir insanmis hakikaten.
  • siemens sanatta kuratörve yeditepe üniversitesinde akademisyendir.
  • güncel sanata dair alternatif söylem arayışlarında olduğunu hissettirmiş küratör..
  • baba olmuştur. çok yakışmıştır.
  • akbank sanat'taki konuşması.
  • türkiye'ye yerleştiği dönemden bu yana bienallerin sergi turlarında boy gösteren akademisyen, küratör, sanatçı, sanat tarihçisi.
  • ders başlar.
    parlak kırmızı çantasını masasına koyar.
    masalardan birinin üzerine oturur ve "zoo ağkadaşlağ" diyerek anlatmaya başlar.
    ders bittiğinde kütüphaneye gider, yav marcus hoca şunu demişti bir bakayım, dersiniz. bunu kendiliğinden dedirtir, ödevle değil.

    sınavda soru sormak için konu anlatanlardan değildir. türkiye'de çağdaş sanatla ilgilenen kimselerin marcus graf isminden haberdar olmaları gerektiğini düşünenlerdenim.

    bu satırları okuyorsa söyleyeyim; kitaplarının lokal yayınevlerinden kopartılıp, konvansiyonelleşmesi gerekiyor. konuşmalarının ayrıca kitaplaşması lazım.
hesabın var mı? giriş yap