• melamilik anlayışını benimsemiş olan tasavvuf ehli insanlardır.

    dünyada rezil oldukları düşünülürken ahirette vezir olmaları muhtemel olan adamlardı bunlar. kendilerini gizlemek ve gözden düşmek adına günah işlermiş gibi yaparlardı. haramın her türlüsünden uzak durdukları halde, halkın arasında iken ellerinde içki şişesiyle dolaşırlardı. ibadetin gizli olması gerektiğini düşünürlerdi. muhalif duruşlarından taviz vermezlerdi. kimseye dertlerini anlatmaz, halkın sevgisini kazanmaya çalışmazlardı. ihtiyaç sahiplerine gizlice yardım ederlerdi. cuma namazı, bayram namazı gibi namazların dışında halkın arasında namaz kılmazlardı. ibadetlerini kimseye görünmeden yerine getirirlerdi. belirli giyinme tarzları ve tarikatlara özgü ritüelleri olmayan tasavvufi bir topluluktular.

    garip adamlardı bunlar. tanımazdım hiç birini ama severdim gizliden. kimseye belli etmezdim. hiçbir derdimi anlatmazdım bunlara. yanlarında namaz kılmazdım. yanımda aksırsalar, yüzlerine "geber!" der; içimden "çok yaşa" diye geçirirdim. döverlerdi beni.
  • ol mubarek bu kamus-u mayhosta yazar cizer olsa müellif olsa nacizane ben butonunu terk eylerdi bizim gibi yalama etmezdi..
    öyle bir zat olurdu..
  • dindar olmanın kendileri için toplumsal bir yarar sağlayabileceğini düşündüklerinden, inançlarını korumak için, gizlenmeleri bende hayranlık uyandırmıştır . örnek alınası insanlardır.
  • evriminin şimdiki evresinde, "kendisini daima olduğundan fazla göstermek, en olmadı eksik göstermemek; ama illa ki hep göstermek tam göstermek" kodunu genlerine iyice nakşeden homo sapiensin tahakkümünde, doğal seleksiyonla hakkın rahmetine kavuşacağı günleri bekleyen canlı çeşidi.
  • melami meşrep olamadığımız için melamilik felsefesinden bunca dem vuruşumuz. yoksa hakiki melami olabilseydik, melami olarak bilinmeye çalışmaktan da ar iderdik kuşkusuz. gerçi allah bile gizli hazine olarak kalmaya dayanamayıp bilinmek istemişken, hangi çılgın bilinmeme zincirine eyvallah diyecekmiş, şaşarım. yine de bazı bazı kafama takılıyor işte. anonim kalmak ya da müstear isim kullanmak, söylenecek ekşi şeylere kılıf olsun diye değil hep. bazen iyi bilinmekten de utanıyor insan. ama iyi bilinmekten utandığını söylemekten de utanıyor. ya da utanmalı. başkalarının zihinlerine ne kadar süper, ne kadar bilgili ve donanımlı, ne kadar görmüş geçirmiş, ne kadar zeki filan olduğunu sokacak arz-ı kelam ve endamlardan da imtina etmeli bazı bazı. aman neyse ya, bu düttürü dünyanın derdi tasası zaten bol, bir de bu mu eksik kaldı?
  • eğer illa da bir tarikata intisap mecbur tutulsaydı, ben zorunlu derslerden bunu mu seçerdim ne.
  • ibni arabi'nin ‘rical’in en yükseğidir? dediği kişiler.
    ibni arabi insanları âbidler, sufiler ve melâmîler diye üçe ayırdıktan sonra, melâmîlerin en yüksek dereceyi işgal ettiklerini belirtir ve
    onların çeşitli özelliklerinden bahsettikten sonra‚ işte bunlar ‘rical’in en yükseğidir? der.
    ibn arabî’nin bu yaklaşımından, melâmîleri sufilerden farklı ve daha özel bir statüye yerleştirdiği anlaşılmaktadır.
    melâmîler genellikle sufi gruplar arasında kabul edilseler de ibn arabî’ye göre bu fırkanın kendine özgü bir karakteri ve manevî hayatı vardır.
  • "nefs-i terk" basamağında olan tasavvuf ehli.
  • melamilik yanlısı olan kimse.
  • melami'nin tarikatı, şeyhi olmaz
hesabın var mı? giriş yap