• amansız vertigo ile gelen atakları tipik olan hastalığa vestibüler sinirin harabiyeti neden olur. işitme kaybı, hastalığın çok ileri aşamalarında görülür ve kalıcıdır. atakların 2-3 saatle başlayan süresi, günlere kadar uzayabilir, hastayı tamamen yatağa bağlayabilir. devamlı ve başedilmez bir başdönmesine eşlik eden kusma ve bulantı, halsizlik, başağrısı, sesli ve görsel uyaranlara tahammülsüzlük ile gelen atakların nedeni ve dolayısıyla tedavisi tam bilinememektedir. ancak , iç kulağın içindeki ikinci bir zardaki sodyum-potasyum dengesinenin bozulması ve buna bağlı olarak sodyum zengin ve potasyum zengin sıvıların birbirine karışmasının hastalığ neden olduğu düşünülmektedir.
    tuz başta olmak üzere, tüm sodyumlu şeyler, nikotin, kafein, tein, alkol ve diğer sinirsel uyaranlar ve öncelikle stres tetikleyiciler olarak görüldüğünden sıkı bir diyet gerektirmektedir.
  • kesin tanısı yoktur. iç kulaktaki labyrintlerin şişmiş olduğu görülünce kesinlik kazanır. yani otopside.
  • kendisine aşağıdaki mektubu iletmek istediğim sendrom.

    "sevgili meniere,
    annem hiçbirşeyden çekmediği senden çektiği kadar. sabah baş dönmesiyle uyanmasına, "midem bulanacak" korkusuyla istediğini yiyememesine sebep oluyorsun. zaten hassas olan annemi daha da hassas yaptın, ota boka ağlar hale getirdin. benim annem dünya tatlısıdır, meniere. bak gel anlaşalım. ebediyen giden bir sendrom olmadığını da biliyorum, hayat boyu eşlik ediyorsun sen insanlara. ama gel anlaşalım, annem ilaçlarını düzenli alıyor, kendisine iyi bakmaya çalışıyor. ev halkı olarak biz de yükünü elimizden geldiğince azaltmaya çalışıyoruz. gel anlaşalım da, etkilerini azalt o'nun üzerinde. gel anlaşalım da bu kadar alt-üst etme güzel annemi."
  • 2010 yılında normal bir şekilde akşam yemeğine başlayacakken başım hafiften dönmeye başladı ve birden güçten düştüm, ne olduğunu anlayamadım, 2 dk kanepeye uzanayım dedim, tam kanepeye yattım ne oluyor diyemeden başım dönmeye başladı, ama dönmeyi anlatmak mümkün değil, hayatım boyunca yaşadığım hiç bir şeye benzemiyordu, gözümü kapatırsam daha iyi olur dedim, boşuna, sanki birisi beni müthiş bir hızla çeviriyor, kafamı koltuğun yastıklarının arasına soktum inlemeye başladım bildiğin, annem geldi ne oluyor diye, hemen dedim beni hastaneye götür diye o gün annemin panik olduğunu gördüm ilk defa, hayatımda hiç bir zaman hastaneye götür demedim çünkü kendisine, arabaya kadar nasıl gittiğimi hatırlamıyorum, bir ara düştüğümü ve arabanın koltuğuna yuvarlandığımı ve annemin kemerini taktığını hatırlıyorum, annem gazı kökleyince de koltuğa pestilim çıkmış bir şekilde yapıştığımı hatırlıyorum, sonra da nefes nefese kaldım, araba bir yandan sağa sola sallıyor beni bir yandan başım, nefes nefese kaldım, hava birden soğudu sanki kalp atışlarımı beynimde hissettim ve hastanede kolumda serumla uyandım.

    tabi ondan sonra doktora gidildi, meniere başlangıcı olabileceği söylendi, dikkat etmeye başladım yediklerime (kafein almama, tuz ve sigara zaten yoktu, kafeini kestim hiç bir şeyim kalmadı, 2010 dan veri ara ara kulak çınlamaları hafif baş dönmeleri dışında bir şey olmadı, ama gene de hala korkarım, şaka maka hayatımda en korktuğum zaman o zamandı.
  • meniere sendromu sandığınız şey "ani işitme kaybı" ya da "akustik travma" da olabilir. işitme kaybınız varsa hiç vakit kaybetmeden doktora gitmeli (2-3 gün içinde tedavi edilmeyen ani işitme kaybı kalıcı işitme kaybına dönüşebiliyor çünkü), tek bir doktorun teşhisi ile kesinlikle yetinmemelisiniz (3 gün içerisinde 3 yanlış teşhis kurbanı olmuş biri yazıyor bunu) . dileyenlere üç büyük şehirde, denenmiş ve bu konuda uzman doktorlar tavsiye edebilirim.
  • asiri stresin tetikledigi bu hastalikta, ilk ataga kadar tamamne normal olan kisi, bir asiri uyaran sonrasinda haytatindan bezecek hale gelecek kakdar izdiraba gomulur. ne betaserc, ne dramamine ile sifa bulamayarak, yattigi yataktan kalkamayan, cisini yapamayan kisi, toplumdan kopabilir ve sosyal fobi gelistirebilir. arac kullanma, sokaga cikma agibi basit eylemler, ozellikle yalniz basinayken bu hastalar icin akil almaz zor projeler haline gelebilir.
    dusman basina bile denmeyecek cinsten, evlerden irak bir musibettir.
    basini sagdan sola cevirmek, gozlerini etrafta cevirmek isteyen hastanin gozleri, sanki metrelerce uzunlukta yaylarin ucunda boslukta dolasir gibi olacak ve hayati hastaya zehir edecektir. yemek, icmek, kalkmak, oturmak baslibasina zor isler haline geldiginden, insan eti agirdir deyiminin anlamini hastaya ogretecektir.
  • 1 ocak 1999 gecesi korkunç bir baş dönmesi ile hayatıma giren hastalık. hastaliğin teşhisi ancak 1 aralık 1999 günü konulabildi. tam 11 ay boyunca kaç adet doktor, kaç adet tetkik yapıldı, inanın hatırlamıyorum. testlerin sonuçlarından hiç birşey bulamayan ve psikolojik olduğunu söyleyen doktoru boğazlamamak için kendimi zor tuttmuştum! psikolojik falan değildi, biliyordum.

    sonunda bakırköy devlet hastanesi' nde bir doktor marmara üniveristesi' nde baş dönmesi ile ilgili bir bölüm olduğunu ve buraya gitmemin bir işe yarayabileceğini belirtti. bu doktorun ismini hatırlamıyorum ama kendisine saygılarımı sunuyorum. çünkü bu yönlendirme ile hayatımın eski düzenine yeniden kavuştum. o zamanlarda marmara üniversitesi' nde çalışan prof. dr. alev üneri tam 1 günde, evet evet, tam bir günde teşhisi koydu. 3 ay boyunca yaptığım diyet ve kullandığım ilaç (bkz: diazomid) sonrası yaşadığım problemler ortadan kalktı.

    yanlış hatırlamıyorsam 2005 yılında yeniden nükseden hastalığım alev hanım' ın gözetiminde 1 ayda yine varlığını unutturdu.

    bu hastalık işitme kaybına sebep olmaktaymış. doğuştan yalnızca sol kulağımı kullanabildiğimden, onu da kaybetmekten korkuyorum açıkcası. ne yazık ki ara ara audiometry testi yaptırmaktan başka birşey gelmiyor elimden.

    daha önce yazılan entryleri okuyunca durumuma şükrettim. allah, 10 yıl içinde yalnızca 2 kez bana kendini hatırlatan hastalığımdan herkesi korusun.
  • onemli hatlariyla etraflica izah edilmis oldugundan verebilecegim bir tanimdan ziyade ornek ya da orneklerim var. oncellikle meniere sendromunun neden ortaya ciktigi bilinmediginden cok genis bir aciklamasi da yok. kalitsal degil, ama ayni ailedeki kisilerde daha sik goruluyor. (babaanneme katkilarindan dolayi tesekkuru bir borc bilirim.) ic kulaktaki dengeyi ayarlayan siviya bir haller olmasi, buyuk ihtimalle bu sivinin diger bolgelere akmasiyla dengemizi kaybetmemiz, tepe sersemi olmamiz gibi tanimlayabiliriz. (iyi ki tanim yok dedim, ama bu sapsallasmaya da gelecegim.) meniere'in ortaya cikmasi genellikle kulakta doluluk, isitme kaybi, cinlama vs. gibi belirtiler ile iliskilendirilse de asiri derecede bas donmesinin yanisira (ya da bagli olarak) mide bulantisi had safhada goruluyor. meger ki bir de benim gibi zaten herseye "ha? ne?" diyen bir kisiyseniz, isitme kaybinin ileri safhalara kadar farkina dahi varmayabilirsiniz -nitekim ben varmadim ve audiometry testinde %20 isitme kaybim oldugunu ogrenince pek sasirdim. (doktora "ha? ne? isitme kaybi mi?" dedim.) kulakla ilgili hic bir probleminiz gorunurde yokken durduk yerde bayilma, surekli bir bas donmesi, bas donmesinden dusecek hale gelme ya da asiri denge kaybi, motion sickness denen arabada, vapurda vs. giderken ortaliga kusma, genel bir yorgunluk, goz kaymasi, bas agrisi gibi huylariniz varsa meniere sendromu ihtimalini derhal gozden gecirerek doktora kosunuz, zira kaybedilen isitme kaybi geri dondurulebilir degil. ben ise kendi adima bu tip sikayetlerin en sik goruldugu ihtimaller olan beyin ve vestibuler sinir tumorunden yirttigim ve gunde yuksek dozda beta histine ve e vitamini almak ile sinirli bir tedavisi olan meniere'e denk geldigim icin kendimi sansli sayiyorum. simdi en azindan biri bir sey soylediginde duymadigimda gecerli bahanem var.

    yukarida sapsallasmaya gelecegim yazmisim, sapsallasma yasadigimdan okuyana kadar unutmusum. meniere sendromu'nun bir baska neticesinden biri de "brain fog" denilen genel bir saskinlik, unutkanlik hatta dupeduz kisa donem hafiza kaybi. bende kisa donem hafiza kaybina kadar gitmedi ise de saskinlik, unutkanlik hatta dupeduz salaklik yaptigina sahidim. (ustume gelmeyin)
  • kafanizin bir yarisinin icinde sisirilmis bir balonla dolasiyormus hissine kapilmaniza neden olan igrenc hastalik.

    goreceli olarak sanssiz meniere hastalarinin durumu daha ciddi elbet. ellerinde kusacak kova ve havlu ile gezen hastalar var. ama durumunuz/ ataklariniz o kadar ciddi olmasa bile epey keyif kacirici bir hastalik.

    bulanti kusma varsa zaten kabus. yoksa da bir acaip. insan kafasinin yarisini kaplayan beyninde sisirilmis bir balonla dolasiyormus gibi birsey hissediyor. sesleri su altindan duyar gibi algiliyorsunuz. butun bunlara beyninizin icinde cinlayan inanilmaz yuksek bir ses ve genel bir sersemlik hali eslik ediyor.

    ne zaman gelip ne zaman gidecegi de belli olmuyor bu meretin.

    baska dertleriniz de var, diyelim bir atak geldi. tuz, kafein, kola, cikolata, alkol, asiri tatli ... hersey yasak. disarida yemek yemek zaten iskence. tuz yok dediniz mi zaten, calisan bir insan olarak yiyebileceginiz yemeklerin sayisi onda bire dusuyor. ekmek ( tuzlu cunku), peynir, her tur islenmis et urunu yasak. gununuz haslanmis yumurta, meyve , pirinc lapasi ve salata barindan cig sebze yemekle geciyor.

    ilaveten kortizonu dayiyorlar. bir hafta icinde kezban gorunumunde al yanaklara kavusuyorsunuz. sabah aldiginiz yuksek doz kortizon kahvaltidan ( yediginize de ne kadar kahvalti denirse artik) iki saat sonra midenizin kiyim kiyim kivranmasina neden oluyor. midenizi bastiracak tuzlu birsey cekti degil mi caniniz... ama yok, yasak...

    muzdan tiksindirdi beni...

    igrenc bisey yani, oyle boyle degil.
hesabın var mı? giriş yap