• evet, bu sanatsal yapı hakkında uzunca bir süre sinir bozukluğundan bir şey yazamadım ama artık daha sakinim, yazabilirim.

    hele basında anlatılan özellikleri duyunca ne diyeceğimi bilemedim, döner sahnesi ve orkestra çukuru varmış, inanılır gibi değil, nasıl olur...
    nasıl da boyanıyor kültürsüz insanoğlunun gözü, inanılır gibi değil.

    kullanıcısı olarak neden bok gibi olduğunu biraz açayım en iyisi:

    - şehir tiyatrolarının biri hariç bütün sahnelerinde ve eski harbiye'de de olduğu gibi bir döner sahnesi vardır evet,
    ama öylesine yanlış konumlandırılmıştır ki; gerçek amacına hizmet etmekten uzaktır.

    - şehir tiyatrolarının bütün sahnelerinde ve eski harbiye'de de olduğu gibi bir orkestra çukuru vardır ama
    aşağı indiğinde arkası duvar olduğundan ve sahne altı da son derece alçak olduğundan
    "orkestra" haricindeki amaçlar için kullanımı neredeyse imkansızdır.

    - şehir tiyatrolarının biri hariç bütün sahnelerinde ve eski harbiye'de de olduğu gibi sofitosunda bar sistemi vardır ama
    olmazsa olmaz manuel kontrolü olmadığından herhangi bir elektrik problemi olduğunda (ki sık sık olmaktadır!!!)
    yukarı çektiğiniz insanoğlunu aşağı indirmenin hiçbir yolu yoktur.

    - olması gerektiği gibi bir çelik perdesi vardır ama yine olmazsa olmaz manuel kontrolü yoktur.
    dolayısıyla olası bir yangın durumunda kabloların erimesi halinde perdeyi kapatıp
    yangını seyirci bölümünden izole etmenin imkanı yoktur.
    bundan yarım yüzyıl önce benzer bir nedenden bütün akm'nin yandığını mimarın bilmediğine bahse girerim.

    - sahne içi ısıtması, sahnenin arkasındaki hava üfleyen gürültülü klimalarla yapıldığından,
    arkadan ses gelemmesi için aradaki kapılar kapatılığında sahne buz gibi olmaktadır.
    sese razı olup kapılar açıldığında ise fon perdeleri uçuşup durmaktadır.

    - sahne içi aydınlatmasının (oyun ışıkları hariç) kontrolünü sadece seyirci salonunun gerisindeki ışık odasına koymak,
    bir evin salon ve giriş holü dahil bütün ışıklarının düğmelerini banyoya koymak kadar zekicedir.
    sabahın sekizinde dekor kurmaya gidip, sahneyi kapkaranlık bulmak,
    ışık odası kilitli olduğundan ve o saatte ışıkçı ya da efektör bulunmadığından
    misafir bir tasarımcıyı polo'ya kahve içmeye götürmek ve "this is not a stage, this is a space" yorumunu dinlemek kadar
    utanç verici bir şey olamaz diyebiliriz ama dahası var malesef.

    - seyirci bölümüne tuvalet yapmayı unutmuş mimarlardan bahsediyoruz burada, sırf bu yüzden iki hafta gecikmiş idi sahnenin açılması.
    açıldıktan sonra da problemlerimiz bitmedi elbette, ilk dekorlu kostümlü provamızda un, pudra şekeri, portakal suyu ve yapay kan ile
    baştan aşağı bulanmış 17 oyuncu, saatlerce sıcak su bekleyip sonunda soğuk suyla banyo yaptıklarında
    bunu misafir yönetmene izah etmek ve bu malzemeler olmadan prova yapmasını istemek daha utanç vericiydi.

    - iki hafta boyunca klimalar düzgün çalışmadığı için birçok oyuncunun hasta olduğunu da ekleyebilirim mesela.

    - tüm binanın havalandırmasının yalnız ve yalnızca klima ile yapıldığını, tek bir camın bile açılmadığını da eklemeliyim.

    - sahnenin planı da müthiş, sahne arkasından seyirci bölümüne geçmek için tek yol sahneden geçmek!
    bu durumda eğer bir oyunda dekorun yanlarında perde yoksa ve bütün sahneyi görüyorsak
    ve bir oyuncunun arkadan çıkıp seyirci arasından girmesi gerekiyorsa bunu
    kostümüyle, makyajıyla, elinde ne varsa onunla dışarı çıkıp binanın dışından geçerek yapması gerekiyor.

    - sahneyi yapan insancıklar burayı nikah salonu falan sanmış olmalılar ki,
    sahne zeminine parılparıl parlayan, yağ gibi kayan bir boya atmışlar.
    birkaç oyuncu düşüp sakatlandığından beri yapılması gereken şey
    bütün sahneyi tamamen sistre ile kazımak ve mat bir boyayla yeniden boyamak.

    - seyircinin üstünde kalan ışık köprüsünün konumu o kadar yanlış, sahneye o kadar yakın ki,
    bu köprünün tek amacı olan sahneyi önden aydınlatmak, sahnenin önünü aydınlatmaktan ibaret bir halde.
    üzerinde en az 100 olması gereken kanal sayısı ise 20 olarak yeterli görülmüş teknik insanlarca.

    - henüz tiyatronun yönetim birimi binaya taşınmış değil, ama en son gördüğüm koridorlar bana brazil filminin ikinci yarısındaki koridorları hatırlattı.
    bir kez kayboldum şimdilik ve yarım saat sonra binanın diğer ucundan çıkabildim; herhangi bir yangın durumunu düşünemiyorum bile.
    çünkü tecrübeyle sabit, duman dedektörleri de çalışmıyor!

    - son olarak başından beri yanlış olan noktaya gelelim.
    uluslararası bir kongre merkezi ile bir tiyatroyu tek bina içine almak ve araya sadece birkaç cam kapı koymak, gerizekalılığın daniskasıdır.
    sırf bu yüzden yalova kaymakamı gelse tiyatroya giriş engellenmektedir.
    bu yüzden toplantı tarihleri belirlenene kadar aylık program yapılamamakta, bilet satılamamakta,
    yüzyıldır değişmez çarşamba premierleri cumaya ertelenmekte, akşama oyunu olan oyuncu bile sahneye giremeyebilmektedir.
    yani açıkça tiyatronun çalışmasına engel olunmaktadır.

    daha sayacak ufak tefek yüz tane madde bulabilirim ama ben yoruldum.

    entrynin tamamını okumaya üşenip sona gelenler için özet bir bonus vereyim bari;
    bu sahne yeni, yepyeni, modern ve harika evet ve o yepyeni tavanı akıyor!

    kim kime neyi niye savunuyor bilmiyorum ama bilip bilmeden kesilen ahkamlar komik oluyor malesef.
  • yıkılmadan önceki süreç de gayet çetrefilli idi.

    kimse oraya sahne yapılmayacağını söylemedi hiçbir zaman,
    sorun verilen sözde değil, bunun tutulmasında idi her zaman.
    sahnenin yapılacağının hiçbir garantisi yok idi başta,
    iki yıldan fazla bir süre görüşmeleri yapıldı, toplantı üzerine toplantı yapıldı,
    tiyatro yönetiminin yapılacak sahnenin planlarını görme talebi aylarca cevaplanmadı,
    sonunda ulaşılan planlar üzerinde de aylarca tartışıldı, adam gibi bir sahne için uğraşıldı.

    gelgelelim elimize verilen sahne bozuntusunun onaylanan plan ile pek alakası yok,
    yani söz görünürde tutuldu.

    aslında bir çok insan yeni sahneyi bile istemiyordu,
    eskisinin tarihi ve manevi değerleri için karşı çıkıyordu,
    yeni sahneyi isteyenler ise hiçbir zaman iyi bir sahne olacağına inanmadı, haksız da çıkmadılar.

    çünkü aklı başında hiç kimsenin bu hükümete ve onun kollarına güveni olmadı,
    istedikleri kadar verdikleri sözü tutar görünsünler, hiçbir zaman da olmayacak.

    eğer bu kadar uğraşılmasaydı, evet, belki de yeni bir sahnemiz olmayacaktı,
    çekinmeden diyebilirim ki; bu sahne (bile)
    aylarca yıllarca yakalarına yapışılması yöntemiyle söke söke alındı.

    sonuçta yeni sahnenin yapılması ve şehir tiyatroları'na geri teslim edilmesi,
    yapılmayacağını düşünenlere değil, yapmamayı aklından geçirmiş olanlara kapak oldu sadece.
  • büfesini üzerinde nescafe yazan robotların ele geçirdiği tiyatro sahnemiz.
  • sanki gerçekten de yıkıldıktan sonra yeniden tiyatro binası yapılması planlanmamış, sonra çıkarılan cıngar nedeniyle laf ola beri gele tiyatro binası yapılmış gibi duruyor.

    eski sahneye göre hiç bir avantajını göremediğim gibi pek çok yeni dezavantajı olmuş yeni yapının. yağmurlu bir günde gittiğimiz oyunun biletlerini almak istediğimde bilet gişesinin binanın dışında olduğunu görmemle şok oldum. ve yağmur altında sıraya girerek epey üşüdükten sonra biletlerime kavuşabildim. fuaye alanı sanki bir sinemanın cep sahnesi için yapılmış gibi. cafe bölümünün 2 masası var, fuaye alanında yeterli oturma yeri yok, olsa da nereye koyacaksın g.t kadar fuaye alanı yapılmış. sahnenin teknik özelliklerine ilişkin detaylı eleştiriler zaten yapılmış gerek nedim saban, gerekse diğer arkadaşlar tarafından. velhasıl ortaya çirkin br iş çıkmış. bir gün biri çıkıp "burası da çok çirkin ve işlevsiz bir yapı, yıkıp yerine cami veya alışveriş merkezi yapalım" dese eskisine göre daha ikna edici olur.
  • ankara'da olanı ki diğer adıyla mamak kültür merkezi, tekrar açılıyormuş. eski konservatuvar binası olmasıyla ayrı bir önemi var. hayret, kebapçı yapmaktan vazgeçmişler. dt de yeniden almış sahne listesine. güzel.

    haberi şu .
  • ilk tepkimin "bu mudur yani" olduğu salon. o kadar tantana şöyle modern böyle teknik mekan yaptık açıklamalarından sonra ortaya çıka çıka bu mu çıktı?

    üsküdar müsahipzade celal sahnesi örnek alınmış daha doğrusu alınamamış. yığınla eksiklik söylenebilir. en büyük sorun kesintisiz ilerleyen uzun koltuk sıraları. o sistem dar salona uyar anca. böyle enine geniş salonda o sırayı üçe böleceksin arkadaş. sadabad ya da sefaköy örnek alınabilirdi.

    zaten bence 7. sıradan sonrasını hiç inşa etmeselermiş daha iyi olurmuş. ara zaten fazla bir de oradan sonrasının eğimi sorunlu mudur nedir, müsahipzade'de aradan sonraki 13. sıraya kadar gayet normal izlenebilirken muhsin ertuğrul'da 7. sıradan sonrası giriş kapısından izlemekle aynı şey. ayrıca sahne ile ilk koltuk arasındaki mesafenin fazla oluşu da bir eksi. kafadan sahne, ilk sıralara bile uzak yani. gerçekten yazık edilmiş.
  • sehir tiyatrolari'nin harbiye'deki sahnesi
  • iştisan yani istanbul şehir tiyatrosu sanatçilari derneği'nin aşağıdaki duyuruyla başı çekerek, tiyatrocuların&tüm tiyatro severlerin akşam önünde toplanacağı sahnedir.

    "perde kapandi (mi?)

    şehir tiyatroları harbiye muhsin ertuğrul sahnesi sezonu açamadı. yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olan sahnemiz, şu an ürkütücü bir sessizlik içerisinde. o tatlı ilk gece telaşından, seyircimizin sıcacık soluğundan eser yok. oyun bitimini bekleyen simitçi şaşkın. kestaneci hüzünle evine yol almaya başladı bile. ama replikler hala perde de asili duruyor.

    biz şehir tiyatrosu'na gönül verenler 4 ekim perşembe günü saat 20.30 da - ki repliklerin uçuşmaya başlama saatidir- orada olacağız. anılarımızı ve acımızı paylaşarak, tiyatromuzu çiçek bahçesine çevireceğiz.
    muhsin ertuğrul sahnesi'nin sadece bir bina olmadığını bilen ve anılarına sahip çıkan herkesi orada olmaya davet ediyoruz. acılıyız çünkü biz sahnede olmalıydık. olamadık."
  • 20 ocak'ta keşanlı ali destanı ile yeniden açılacak olan tiyatro sahnesi.
  • eğer protestolar olmasa idi yerine yenisinin yapılacağı şüpheli olan tiyatro salonu. neyse kör-topal kurtuldu bir şekilde, buna da şükür.
hesabın var mı? giriş yap