mustafa kemal atatürk

• türkiye cumhuriyeti tarihinin gelmiş geçmiş en büyük lideri, önderidir. terörle ve cemaatle işbirliği yapanlar kendisiyle asla ve kat'a denk olamaz, olmayacak.
• dünyada nedense sadece islam düşmanı ülkelerin hayranı olduğu lider.
  
  türkiye’de de sevenleri ilginç bir şekilde tek tük de olsa hala bulunmaktadır.
• anıtkabir'e giden bu ülkenin en az 50-55 milyon insanını az miktar görebilecek geri zekâlı ve omurgasızları bizlere gösteren büyük lider. bunlar atatürk'e olan sevgiyi, saraydaki biriyle bir tutuyor galiba…
• 1881'den sonra osmanlı'nın vergilerine el koyan düyun-u umumiye'nin binası olarak kullanılan yapıyı fransız mimar aléxandre vallaury yapmıştı
  1933'de atatürk’ün emriyle istanbul lisesi’ne dönüştürülen
  bu yapının ''niye yapıldığını hiç unutmayın" diyen atatürk idi..
• “cumhuriyet müesseselerinin bir zorbanın eline geçeceğini mezarımda bile duysam millete karşı haykırmak isterim.”
  
  atatürk, 1930
• tüm sınırları düşman işgali ile kuşatılmış toprakları silah arkadaşlarına liderlik ederek kurtaran, ülke kurucu lider.
  
  irak suriye ukrayna ve daha bir çok şahit olduğumuz savaşta ülke liderlerinin yapamadığını yapmış olmasından bahsediyorum. o ülkenin vatandaşlarının yapamadığını ülke vatandaşlarına yaptırabilenden bahsediyorum. 1 gr dan daha az zekası olanın bu cümleyi anlayacağını düşünmüyorum.
• yaşadığı dönemde o devrimleri nasıl akıl edip yapmış aklım almıyor. hadi çok okumuştur falan ama bu açıdan örnek alabileceği bir lider profili yok.
• “vicdanımızdan gelen ses bize vatanın bu sıcak ve samimi ufuklarını tamamen temizlemedikçe… görevimizi bitirmiş saymayacağımızı ihtar ediyor… vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. çünkü kendi selametini, kendi saadetini, memleketin ve milletin selamet ve saadeti için feda edebilen vatan evlatları çoktur..! “
• 1935 yılının sonbaharında ankara 29 ekim cumhuriyet bayramının hazırlıkları içindedir. çekiç sesleri başkente kurulan taklardan tüm kente yayılırken bando geçit töreni için prova yapılmaktadır. cumhuriyetln 12.yılında okunacak şiirler, marşlar öğrenciler arasında dilden dile söylenirken terziler bayramlık kıyafetleri yetiştirmek için gece gündüz çalışırlar. bir atölyede de rüzgara dayanaklı kalın büyük kumaş topları büyük masanın üstünde açılıp kesilirken bir köşede de pankarta yazılacak sözlerin listesi hazırlanaktadır. birden atölyenin kapısından içeri mustafa kemal atatürk içeri girer. çalışanlarla selamlaştıktan sonra pankartlarda yazılacak sözlerin bulunduğu masanın başında durur ve listeyi eline alır okumaya başlar:
  "atatürk bu milletin en yücesidir"
  "atatürk tarihin en büyük kahramanı dır"
  "en büyük türk atatürk"
  eline aldığı kalemle listedeki yazılı olan sözlerin hepsinin üzerini tek tek çizer. etrafındakiler şaşkınlıkla bakarken listeyi geri uzatır ve şunu şöyler:
  pankartlara yalnızca şu yazılsın
  "atatürk bizden biridir"
• 10 kasım 1938'de vefatının ardından basılan washington times gazetesi şöyle bir haber yapmış:
  
  görsel
  
  ''mustafa kemal atatürk en iyi şekilde modern türkiye'nin yaratıcısı ve savaş sonrası avrupa'nın en seçkin isimlerinden biri olarak tanımlanabilir.
  türkiye'yi yoksullukla boğuşan ve okuma yazma bilmeyen köylülerden oluşan bir ulustan dönüştürdü. doğuya özgü batıl inançlara ve otoriterliğe bağlı, kendine saygı duyan bir insan. modern avrupa gücü, ona tüm uygar dünyanın hayranlığını ve saygısını kazandırdı. hayatı, güce ve başarıya doğru istikrarlı ve kaçınılmaz bir yürüyüşün kaydıydı; ne istediğini bilen ve onu nasıl elde edeceğini bilen, sarsılmaz bir kararlılığa sahip bir adamın hikayesiydi
  lozan barış konferansı'nda kemal, hem bir asker hem de bir devlet adamı olduğunu gösterdi. türkiye'nin siyasi, ırksal ve dini bir birim olarak görülmesini ve ilgili devletlerin akdeniz ile karadeniz arasında serbest ticaret yapma haklarının türkiye tarafından tanınmasıyla boğazların kayıtsız şartsız iade edilmesini talep etti. konferans aylarca sürdü ama sonunda temmuz 1923'te türkiye'nin ırak'taki musul petrol bölgesine sahip olma iddiası dışındaki tüm taleplerini kabul eden bir anlaşma imzalandı.
  nihayet ekim 1923'te kemal kendini sağlam bir şekilde koltuğun üzerinde buldu. türkiye'de cumhuriyet ilan edildi ve cumhurbaşkanı seçildi.''