• bilinenin aksine; islamla, müslümanlıkla, ya da arap kültürüyle/mitolojisiyle alakası yok. bizim öz kültürümüze ait şaman bir obje; göktanrının gözü. 'göktanrının gözü, bunun takıldığı yerin üstünde olsun' amacıyla kullanılır. aslında (genellikle bilmeden kullanılıyor olsalar da) nazar boncuğuna benzer bir sürü şaman kökenli objeler ve uygulamalar var; iyi ki de var, yoksa tamamen araplaşacaktık.
  • kem göz paratoneri.
  • her türlü malzemeden her türlü renk kombinasyonunda üretilse bile, hala kitsch değildir çünkü hala totemdir, hala inanılarak takılmakta, taşınmaktadır. islamiyet içine saklanmış gök tanrı inancının, şamanizmin diri tuttuğu bir simgedir. (yoksa, islamiyette nazar inancı olsa bile, nazardan korunacağına inanarak boncuk takmak, allah'tan gayrısına güvenmek anlamına geleceği için şirke girer)
  • tarihteki ilk türk devletlerinin şamanizme göre inandıkları ve kendilerini koruduklarını düşündükleri simge.inanca göre mavi göz* iyiliğine inandıkları gök tanrı'nın gözüdür ve kendilerini kötü gözlerden yani yer tanrısından korur.
  • oncelikle yazildigi gibi ingilizcesi "evil eye" degildir. nazar arapca "baki$" anlamina gelir, nazar boncugu da baki$tan koruyan boncuktur i$te adi ustunde.
    yani nazar= evil eye, nazar boncugu= evil eye bead. tabi $amanik kulture hakim olmayan bir amerikaliya anlatiyorsaniz "protection against evil eye" filan demeniz daha yerinde olacaktir.

    ayrica paganik bir oge oldugundan katolikler nefret eder(mi$) bundan. o kadar ki gordukleri yerde kocaman hac kolyelerini cikarip ellerinde tutabilirler manyak gibi. o acidan benim yaptigim hatayi yapip sevdiginiz bir katolik $ahsa nazar boncuklu obje hediye etmeyin, almadiklari gibi bir de $eytan gormu$e donuyorlar.
  • en narsist aksesuar. zira nazar degecek birseyi olduguna inanmadan, iyi durumda oldugunu hissetmeden kimsenin aklina gelmez bunu takmak
  • çocukluk travmam. küçükken annemin her yerime nazar boncuğu takmasını bir nebze unuttum ama kınalı kar travmasını atlatamıyorum sözlük. ne zaman nazar boncuğu görsem biri avaz avaz 'boncuklu evin hanımı' diye bağırıyor sanki tepemde.
  • nazar boncuğu, güzel bir şeydeki hata için de kullanılır. bu deyimin, ülkemizin beceriksiz zenaatkarlarınca dayatılmış bir deyim olduğunu sanıyorum, değil düşünüyorum, daha doğrusu biliyorum. hiçbir boku doğru dürüst yapamazlar, gördüğün hataya da nazar boncuğu derler, sanki yaptıkları bok nazar değecek kadar güzelmiş de, o hata olmasaymış nazar değecekmiş gibi...bir örnek kullanım:

    - yıldırım usta, bu masanın iki bacağı kırık mı, yoksa masalar iki bacaklı mı olurdu...
    - nazar boncuğu be aabi
  • daha yeni bir tane yapmış olmama rağmen takribi 5 saat sonra ikiye ayrılan, yapıştırdıktan sonra* da üçe ayrılan* nesne. nazar denen negatif enerjiyi çektiği bir kesin. ne kadar batıl olsa da bence işe yarıyor. düpedüz mis gibi boncuk* çat diye ikiye ayrıldı gözümün önünde; daha ne?
  • ayni gun icinde mutfak giderinin patlayip ufak capli bir su basmasi olayi yasadiktan sonra kahve pressinin* once catlayip akabinde kirilmasi; evden cikarken zemin katta dukkani olan ev sahibine 'gider gitti boru delik' vs demeye ramak kala 'biraz sabirli olacagiz lakin kalorifer kazaninin borusu da patladi, bu aksam isitma yok' sozlerini duymak (kisin -10 derece ile bastirdigi gunlerden bir gundur bu gun); yetisilmesi gereken yere metro raylarindaki bir aksaklik yuzunden 45 dakika gecikilmesi ve aksam soguk eve tesrif edilip mutfak dolabi acildiginda en ust raftan kafaniza bir bardak dusmesi gibi pespese yasanan ufak talihsizlikler sonucu sandukanin dibine ufak bir arastirma gezisi duzenlenir ve mavi boncukumuz cikarilir, musait bir tarafimiza ilistirilir. hemen ardindan da birkac kat giysi ustu yorgan battaniye esliginde ataturk sakarya'da pozisyonunda uykuya dalinir.
hesabın var mı? giriş yap