• sevsem mi sevmesem mi bir türlü karar veremediğim bölümüm. evet kıymetli hocalar vardır; özgür düşünce ortamı vardır (hatta cumhuriyet yürüyüşleri sırasında odtünün düşmeyen tek kalesi olarak sayılabilir); nadiren kıymetli öğrenciler de vardır. ama bu bölümün öğrencilerinin en büyük talihsizliği, bölümde ilk senede kendilerini sibel kalaycioglu ve benzeri insanların karşılıyor olmasıdır. kişi zamanla sosyolojik düşünce yeteneğini kaybeder; hevesi kırılır, bir süre sonra da hegel ne demişti, weber ne demişti, parsons ne demişti gibi kalıpları ezberleme telaşına düşer. ilerki yıllarda da biraz yaratıcılık isteyen (ki olması gereken de budur) hocaların (bkz: erdogan yildirim) isteklerine yanıt veremez, kurur kalır.
    bir de hocaların kendi aralarındaki iktidar savaşları vardır ki o da ayrı bir mesele.
  • türkiye'de sosyoloji deyince akla gelen en önemli isimlerden biri olan prof.dr. hasan ünal nalbantoğlu bugün hayaını kaybetmiştir.
    odtü sosyoloji bölümü önemli bir sosyalist sosyologu kaybetti.
  • kari kiz coktur diye secen erkeklerin husrana ugrayabilecekleri bolum, zira kayde deger bir oranda lezbiyen barindirir.
  • rehber öğretmen bozuntularının sırf odtu de okumak için sosyolojı okunur mu? sosyolog olup ne yapacaksın gibi soruları art arda yonelterek tercih listeme yazmaktan son anda vazgeçirdikleri bölüm (bkz: son pişmanlık fayda etmez)
  • gectigimiz yıllardan birinde, 1. sınıflarda sadece 4 erkek olan harem gibi bölüm. (not: o dört erkekten biri de 45 yaşındaydı ve afla dönmüştü. siz düşünün yani durumun vehametini)
  • odtü'de tanımış olduğum en güzel insanları barındıran bölümdür, ancak insanlarının tümü güzel değildir. bölüm kızlarının ortalama üstü güzelliğe sahip olduğu doğru olmakla birlikte, bir kısmında buna bağlı olarak gelişen burun havada tavırlar son sınıfa gelindiğinde kendi içlerinde oluşturdukları grupların dışına çıkamamalarına neden olur - erkek arkadaş durumları bu açıdan iyi bir sosyalleşme aracıdır. ancak bu gereksiz kitleyi dahil etmezsek hayatta sahip olduğum en iyi dostlardan biri bu bölümdendir, sayesinde tanıdığım hemen herkes de dünya tatlısı insanlardır. nerede nasıl eğlenileceğini bilirler, sapına kadar muhalif ve sesini yükseltmeyi bilen kimselerdir. şöyle özetleyebiliriz ki, ortamıyla mühendis kişinin rüyası olan bölümdür odtü sosyoloji.

    ya şimdi allah için kızları da çok güzel gerçekten *.
  • odtü'nün en gerekli bölümüdür.
    mühendislik bölümlerinin bu bölümle işbirliği halinde çalışması gerekir.
    siz toplumsal gelişmelerin 5-10-25-50-100 yıl sonrasını göremez, tahmin edemez, veri toplayamazsanız, yaptığınız yollar, binalar çöpe döner, inşat mühendisliği boşa iş yapmış olur.
    eğitimde/sağlıkta/hukukta/ekonomide toplumsal ihtiyaçların dinamiklerinden habersiz kalırsanız bilgisayar/elektronik mühendislerinin ürettikleri çöp olabilir.
    gıda ve tarım mühendisliği de sosyolojiye muhtaç, yeme eğilimlerini gören bilimsel çalışmalara deli gibi muhtacız.

    mühendislikler ve tıp, insani bilimlerle (eskilerin diliyle beşeri bilimlerle) işbirliği yapmazlarsa (sanattan da yararlanmazlarsa), hedef kitleleriyle koparlar.
    amerika'da, sosyoloji alanında yapılmış bir çalışmayı alayım dedim, kitap 400 lira. 'bize pahalı orda bişi değil.' denebilir. doğrudur. ama adamların harıl harıl sosyolojik araştırma yaptığı, bunları da iyi paralara satabildiği gerçeğini değiştirmez bizde pahalı olması.
  • toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalına gereksiz ve verimsiz denilmesi aslında ne kadar gerekli olduğunun kanıtıdır. sosyologların kıymeti bilinmiyor derdi vehbi başer kulakları çınlasın.
  • çalışanlarına ayrı hocalarına ayrı ölünür, o kadar mükemmel olan bölümdür. türkiye standartlarının çok üstündedir.
hesabın var mı? giriş yap