• sevdiğini, yakınını kaybeden her kişi farklı nesnelerdir elbette.
    ancak, tanıyayım tanımayayım ölen kişiden kalan bir gözlük çok hüzün verir bana.
    katlanıp kenara konmuş mahsun mahsun duran, artık sahipsiz kalmış, ipli, ince telli ve ince camlı bir gözlük.
    için için ağlamaktadır sanki sahibinin ardından.
    artık işe yaramayacak ve bir çekmecenin karanlık köşesine atılıp unutulacaktır.
    sahibi gibi o da karanlıklar dünyasına göç etmiştir.
    gözlük deyip geçmeyin.
    nerde boynu bükük bir gözlük görseniz
    hor görmeyin garibi, bir derdi vardır.
    gözlük, hüznün resmidir.
  • telefon numarasıdır..
  • anıdır.
  • (bkz: hırka)

    'biri ölür üzülmezsiniz, sonra sandalyeye asılı hırkasını görürsünüz, o hırkanın duruşu kalbinize oturur.'

    *
  • biraz eskimis ve rengi atmis cüzdan.
  • rakı. ilk rakımı babamla içtim. sonrasında defalarca içtik, birlikte hüzünlendik, birlikte türkü söyledik. artık yalnız içiyorum, hüznü de yalnız yaşıyorum.
  • bence * çaldığı enstrümanıdır.
  • en kötüsü, ani ölümlerde yaptığı bir işin devamı olan nesnedir. kurabiye yapmıştır mesela, cenaze evine gidersiniz, tepside dizilidir, kimsenin eli gitmez alıp başka bi yere koymaya, baktıkça canınız yanar.

    evini temizlemiştir, havlusu sabunu hepsi yerli yerinde düzenlidir, kıyamazsınız hiçbirini kullanmaya, yapmış olduğu temizliği bozmaya.

    bir gün önce giydiği kıyafetinde, kokusu duruyordur daha, hiç havalanmasın, hep kalsın kokusu istersiniz.

    her biri tazedir, çok erken gittiğini anlatır.
  • her ne olursa olsun, kişiyi derinden yaralayan nesnelerdir..

    bazıları, kokusunun sinmiş olduğu kıyafetlerdir, hüzünle anımsanır, yıkadıkça hatırlayamazsınız..

    bazıları da, henüz kokusu sinemeden kaldırılan kıyafetlerdir, sabun tozu bir kokuyla bu kadar mı özdeştir dedirtir, unutamazsınız..
  • ben telefonumu değiştirdiğimde öncekinde gözü olduğunu bildiğimden, ses etmeden getirdim verdim nokia e72'yi..bizim ailede teknoloji deliliği ondan bana miras..yaşından beklenmez bir adaptasyon yeteneği vardı. ölümünden 1 hafta önce kapattı telefonu. karşısındaki koltuğa bıraktı. yatağına geçti uyudu..o zaman kendinden umudu kestiğine ikna oldum. insan sadece tutkulu olduklarını bıraktığında ölüyor belki ne bileyim. telefon şarjda yaşıyor o derece işlevsiz. ne ben kıyarım onu atmaya, ne başkası cesaret eder..evin telefonu işte..yaşar durur onun yerine.
hesabın var mı? giriş yap