• amma da genelleşebilen insanlarmış, okudukça, öğrendikçe ve anladıkça fenalık geçirtebilenlermiş, çok kötüymüş bunlar, ağaca öküz muamelesi yapanlarmış, sadece beyaz gömlek giyenlermiş sonra, kedilerdeki büyük kedilermiş*, hepsi hırslıymış, boş kafalıymış, modanın esiriymiş kadınlar, bütün gün diyet bisküvi yiyip sade kahve içenlermiş bak bak... plaza-spor merkezi arası takılıp, alışveriş merkezinden çıkmazmış bunlar, sadece popülere değer verirlermiş, yapmacıkmış hepsi... herkesi küçük gören, aslında kendileri küçük olan insanlarmış, tiksincin en önde gidenleriymiş*

    oysa ki para kazanan insanlarmış bu dallamanın önde gidenleri... evet gerçekten suni hava solumak zorunda kalan ve bu sebepten türlü türlü alerji sahibi, tek suçları yüksek yapılarda çalışmak olanlarmış*...
    (bkz: dağılın şimdi)
  • ogle yemeklerini disarda yemege bayılırlar.ne o oyle tabldot mu yer onlar?
  • kendilerine karşı bariz bir hırs, bariz bir haset vardır maalesef. yok efendim iş hayatı maskeleri varmış da öyle dolaşıyorlarmış. lan adam, sen iki dakika çalıştın mı da konuşuyorsun? çalıştın da bu maskeyi takınmadın mı sanki? esnafın yakışmadığı halde "aa çok yakıştı" demesi de maskedir, veya pazarlamacının "abi çok iyi mal" demesi de maskedir. ya da sırf müşteri çok güldü diye gülümsemek de maskedir koçum. ama esnaf başlığına gidip böyle agresif agresif tavırlar takınılmıyor artistlik yapılmıyor. niye? çünkü onlar bizden, plaza insanları pis kaka. oldu mnakoyim oldu. tabii takacak lan o maskeyi. iş hayatı bu zaten, hem iş hayatına koymuşum. hepimiz maskelerle geziyoruz, kaç tane insan var lan kendi gibi olabilen? hadi canım geç bunları.

    istese de tabldotta yemek yiyemez çünkü onun tabldot yediğini gören denyonun teki onu küçümser. bu sefer o denyo da müşterisi olduğu için bunu istese de yapamaz, şartlar yapmamasını gerektirir. bakımlı görünüyorlarmış, görünecek tabii lan işin içinde o da var. şimdi iki tane adamı işe alacaksınız patronsunuz diyelim. ikisi de aynı özellikte ama birisi salaş bir görüntü çizerken öbürü iki dirhem bir çekirdek. patron olarak hangisini işe alırsın ? ben iki dirhem olanı alırım kardeşim. bi' de eğitim cehaleti alır eşeklik baki kalır suçlaması var bunlara karşı. eşek her zaman eşek senle aynı sırada eğitim alırken de eşekti, plaza'dayken de eşek. onun plaza'ya girmiş olması eşekliğine bir etki yapmıyor. eşek plaza'da olsa da eşektir o ayrı mesele.

    çoğu, bulundukları yere gelmek için çalışmış, çabalamış insanlardır. şimdi burada atıp tutanları alıp plaza'ya koysak, iş versek falan, kaçı reddeder lan bunu ? teoride hepsi reddediyor tabii de kazın ayağı öyle değil. ruhunu, kendini, benliğini kaybetmediği, kim olduğunu unutmadığı sürece hoştur plaza insanı olmak. bir gün kazara olursam da gam yemeyeceğimdir.
  • " kendileri hakkında büyük bir iştahla genelleme yapanlar " denilen grup hepi topu 30-40 ki$i oldugu icin genellemekte cok da zorlanmayan guruh. tiki tayfasi gibi baba parasi yemek yerine cali$arak para kazanan bir grup olduklari icin de, televizyonda gorduklerinden etkilenip hakkinda hicbir $ey bilmedikleri insanlar hakkinda sicmik uretenlere kar$i ofkelenmeleri de dogaldir sanirim.
  • burada çalışan kişilerin genellenmiş bir ortak özellikler silsilesi yoktur. plaza içerisindeki saatlerini maruz kaldıkları bir tür plaza kanunu çerçevesinde geçirirler. yoksa erkekleri hödük, espriden anlamayan, kadınları da ipekyol'un varlık sebebi ve dedikoducu değildirler. zeki ve hoş görünümlü de değildirler ayrıca, bir genelleme babında belirteyim.

    plaza insanı diye bir şey yoktur, plaza kanunları/kuralları vardır.
  • ne yazik ki bu tanim -sahsi fikrimdir bu- orta siddetli kufurlerle esdeger kullanilmaktadir gunumuzde. sanki "plaza insani" dogustan gelen bir fenalik, bir nahoslukmus gibi...trafikte sinirlendiginizde kullanabileceginiz bir haykiris gibi: "ehliyeti leventten mi aldin lan? plaza insani!"

    degerlendirme egilimi genelde neden bu yone gitmis, onu tartismak yersiz. ancak birkac dogrudan bahsederek belki farkli bir bakis acisi elde edilebilir:

    en basta dusunulmesi gereken bu bahsedilen kisilerin dogduklari anda "plazaaa" diye degil, diger herkes gibi "uveeeeaa" diye aglamaya baslamis olmalari, ilkogretimde benzer siralara benzer muzik gruplarinin, sarkicilarin isimlerini kazimis, sevmis, terkedilmis, gulmus ve aglamis olmalaridir. yani prensip olarak bu kisiler de senin benim gibi iki kolu iki bacagi olan insanogludur. farkliligi yaratan -ki bu sadece plaza insanlari icin degil, bir esnafin, bir akademisyenin, bir ascinin, bir copcunun, bir evsizin birbirinden farkli olmasini saglayan- "habitat"tir. yani en basit haliyle yasadigi cevre ve bu cevrenin getirdigi sartlar...

    adi gecen bu plaza insanlarinin da buyuk bir kisminin lise,universite ve hatta yuksek lisans cenderesinden de gectigi varsayimi altinda, diger insanlardan -bahsedilen- farklilasmaya gidisinin, bahsi gecen tamlamanin ilk kelimesi olan "plaza" ile basladigi sonucuna varmamiz mumkundur. bu esnada vurgulamak lazim: plazada calisan her insan icin "plaza insani" tanimlamasi yapmak da kanimca yanlistir.

    o zaman asil incelenmesi gerekenin "plaza" kavrami oldugu ortaya cikmakta. yani o koskoca filtreli-acilmaz camlari olan, kocaman kocaman asansorlerde bir yukari bir asagi gidilen, gun ortasinda floresan lambalarla aydinlatilan ve hic de "insana ait" olmayan fiziksel ortamdan ve daha onemlisi onun icerisinde birikmis, orumceklesmis, insan icin degil de para icin calismakta olan sistemden:ki buna kapitalizm diyoruz.

    bahsi gecen sistem, insan degil para odakli oldugundan; calisana insan olarak deger vermemekte ve mumkun oldugunca onu kendine benzetmeye calismaktadir. yani calisan da artik insan* degil para* odakli olmalidir: bireysel ol, tuket, tukettir: hem parayi hem de insanligi...

    "okuyup vatanina milletine faydali olacaksin" dusturu ile buyumus universite mezunu bu genc plaza'ya adimini atar:

    ...
    oh be, su binanin guzelligine, ihtisamina bak. yerlere bak yerlere, bal dok yala. insanlar de seker gibi, guleryuzlu. yasadik be!
    ...
    berk bey (patronum) yerimi gosterdi bana, masalar biraz ufak ama calismak icin yeterli, oturdugum kubikte de iki kiz iki erkegiz, filiz, hande, metin (abi), ben. hepsi cok iyi insanlar. filiz otuzlarinda var-cok havali bir tip, hande benim yaslarda, cok sirin, metin abi kirk var gibi. onun surati biraz asik, bosaniyormus bu aralar, ondan olsa gerek. yazik adamcagiza
    ...
    oryantasyon programindaydim gecen hafta, super bir sirketiz gercekten, deli kar yapmisiz son uc senedir. cok iyi yaptim buraya girmekle. kubikte degisen birsey yok, filiz yine cok havali, hande zip zip zipliyor -biraz bagirarak konusuyor ama olsun-, metin abi arada telefonda kotu kotu konusuyor biriyle, arada kufur filan etti telefondakine. duymamis gibi yaptim. yazik adama yaa, ne kotu bosanmak...
    ...
    cok yogun calisiyorum geldigimden beri...berk bey beni cok begeniyor, gecen ay icin yaptigim analizleri cok begendi. hatta "eline saglik" diye yazdi bir mailinde, cok motiveyim. yihu
    ...
    metin abi bugun gelmedi ise. adam son iki aydir perisan halde, aramis berk beyi gelemeyecegim diye, onun islerini de bugun ben yapacagim. bayagi birsey biriktirmis gerci o da. olsun ama adamin yardima ihtiyaci var. yazik...
    ...
    berk bey ilk alti ay sonunda tebriklerini iletti mail atip, performansimdan cok memnunmus. begendirdim kendimi, devam etmeliyim daha cok calisip. son zamanlarda dikkat ettim bizim filiz'e de, bes olmadan cikiyor isten. yogun calisip erken bitiriyor kesin. tecrubeli eleman ne de olsa...
    ...
    metin abinin artik yuzu guluyor, adamin bosanmasi bir seneyi gecti.artik bagirmiyor telefonda, fisir fisir konusuyor, "kurtuldum sonunda" dedi gecenlerde yine telefonda sessizce, annesi felan herhalde dedim ama sonunda "yavrum" diye bitirdi, arkadasi olsa gerek...
    ...
    ben hep binanin yemekhanesinde yiyordum yemegimi, bizimkiler israr ettiler gel sen de diye, bindik filiz'in arabasiyla gittik, cok şık bir spor araba, kimbilir ne maas aliyor, tecrubeli eleman tabii. bebek'e geldik,yemek yedik. cok guzel bir yer ama fiyatlar biraz pahali, waffle yedik yemekten sonra, filiz dondurma yedi, berk bey'le filiz uzun zamandir arkadas herhalde, birbirlerine el sakasi yapiyorlar. ben de bir saka yapip hafifce vurdum berk bey'in sirtina, donup ters ters bakti biraz bana,birsey demedi
    ...
    sene basinda zam almamistim, kimseye zam yapmamislar zannediyordum, ama filiz almis galiba, arada agzindan yuzde otuz gibi bir laf gecti. tecrube ile ilintili bir sistem olsa gerek, ikinci senem dolmadan konusacagim berk bey ile, ogreneyim bari. metin abi son zamanlarda bayagi gec geliyor ise, sac bas daginik, arkadaslari ile kutluyor olsa gerek bekar hayatini, cok cekti adam cok. handenin de son zamanlarda sesi az cikmaya basladi, gecende telefonu kapatti sert bir sekilde, agladi biraz. berk bey geldi iki dakika sonra handeyi odasina cagirdi. filiz de ters ters bakti bu ikisine, kimbilir hangi isi beceremedi hande, savsak zaten biraz, firca yiyecek simdi...
    ...
    bu aralar hande ile aramiz cok iyi, ikide bir gelip sakalar yapiyor bana, cok iddiali giyinmeye basladi bir de, her gun mini etek giyiyor neredeyse, filiz bu durumdan pek hoslanmadi gibi, o da sinirlarda geziyor, etek boyunda yaris halindeler. hatta gecenlerde filizin donunu gordum, bir muddet kalkamadim masamdan, hande anladi sanki durumu, gerginsin,masaj yapayim dedi gulerek, omuzlarimi yogurdu, allahtan kisa kesti, az kaldi pantolon gidiyordu. o esnada neden bilmem metin abi ceketinin onunu ilikleyip tuvalete dogru kostu. berk bey gecerken filizi gordu ve odasina cagirdi, filiz dondugunde yuzunde garip bir ifade vardi, al al olmustu, o da mi firca yedi acaba?
    ...
    iki senemi tamamladim sonunda, performans degerlendirme sonuclari geldi. ustun performans gostermisim. super adam bu berk bey, yani belki yakinda ben de ona el sakasi yapabilirim, hatta bey'i kaldirip sadece "berk" derim filizin yaptigi gibi. yuzde on zam yapilmis bana ama berk bey bunun yeni elemanlara yapilanin en iyisi oldugunu soyledi. son zamanlarda zaten kredi karti borclarim kabarmisti, artik bu ek parayi borclara yatiririm her ay. bara gidiyorsun bir votka-redbul en az yirmi kagit, isyerindekilerin de bilmedigi bar yokmus hani, ama tadi guzel meretin, evde televizyon karsisinda sise efes icmekten gina gelmisti zaten, annemin babamin "icme su birayi" dirdirindan da kurtulmus oldum...
    ...
    filizin bir arkadasi ile tanistim dun barda:betul. filiz gibi havali o da ama sanki yasi biraz daha geckin; kirk var gibi, ama fizik felan super, telefonunu verdi bu haftasonu ikimiz takilacagiz reina'da. reina da bu barlarin en pahalisi galiba, nakit bulundurmak lazim, metin abiden isteyeyim bari. bu aralar isler fazla yogun degil, mayin tarlasi felan oynuyorum cogu zaman.
    ...
    ne oldugunu anlamadan ucyuz milyon hesap geldi reinada, nakit yetmedi, allahtan kredi kartinin limitini arttirmistim gecenlerde,rezil olacaktik yoksa. cikista betul "gel bende kahve icelim" dedi, arabam olmadigini farkettirmemistim onceden, "ictigim aksamlarda taksi kullaniyorum" dedim betul'e. "en guzelini yapiyorsun sekerim" dedi. besiktastaymis evi, o kafayla nereye gittigimi de pek bilmiyordum gerci ama, bir bodrum katina girdik, iceri girince afalladim, kirmizi converseler gozume takildi, ben diyim 45 sen de 50 numara, bebek mezari... ayakkabilara takildigimi gorunce betul dokuluverdi: "cenk'in onlar, oglumun, yatmistir o, gel sen iceri"..."oo..oglun?" elim ayagim dolandi hafiften, ayakkabiliktaki keratayi dusurdum, o da gitti hemen yanindaki semsiyelige takildi, semsiyeligi tutayim diye egilirken kafam betulun poposuna girdi, icerden bir kapi sesi geldi,aman toparlayayim cenk geliyor derken yerden aldigim keratayi betulun bacakarasina sokmusum, betul de bu esnada cizmesini cikarmak icin tek ayak ustunde domalmisti, kicinda keratayi hissedince irkilip one duserek sinav pozisyonunda kaldiginda acilan gotune bakarken izbandut cenk ve sivilceleri geldi.."s..selam
    cenk, siyah tanga" demisim, betul sinir krizi gecirip yerde kahkahalar atarken cenk odasina dondu."orospu cocugu" dedi galba donerken ama yanlis da hatirliyor olabilirim...
    betul o gece cok ugrasti ama o bozuk psikoloji ve iceriden gelen 190lik horultu erkeklikle olan tum iliskimi sifirlamisti, buzusmustum.arada sinirlendim "orospu cocugu sensin lan, sensin" dedim icimden, sizmisim sonra...
    ...
    sirkette isler hala cok sessiz, yeni proje yok, rutin birkac sey oluyor gun icinde yapilacak, betul ile telefondayiz gunde uc posta, her ay en az iki kere reinaya gidiyoruz, arkadaslari da geliyor arada, hamdi ile huseyin. son gittigimizde betul beni birakip onlarla cikti, cok eski arkadaslarmis, muhabbet edeceklermis. huseyinle hamdi puro iciyorlar surekli, bir de martel diye birsey soyluyorlar. kredi kartim limitleri zorladigi icin ben reinadan once iki-uc bira atiyorum evde hizli hizli, gidince de bir votka-redbul, artik tadi da yok meretin bilmem neden...
    ...
    son aylarda ickiyi fazla kacirdigimi farketmis berk bey, hafif bir firca kaydi, "performansindan memnun degilim" dedi, "ozel hayatina dikkat et"...bu sene zam beklememem dogru olur sanirim.
    ...
    bu senenin sonunda sirket buyuk zarar acikladi, eleman cikaracaklari anons edildi, az maas aliyorum, beni cikarmazlar. filizi cikarsalar benim gibi uc adam alirlar, bakalim ne yapacak atilinca filiz hanim
    ...
    cuma gunu saat dortte insan kaynaklarindan cagirdilar, berk bey de oradaydi, asik suratli bir halde. "biliyorsun sirketimizin durumu.." diye basladi. uzun uzun anlatti. sonra cikisimi verdiler bir zarfta, "filiz, yuksek maas, oysa benim sirkete maliyetim?" diye dusunurken odadan cikiverdim. metin abi de elinde benimkine benzer bir zarfla tuvaletten cikti, gozleri kizarmisti aglamaktan. "napicaz simdi?bu tazminat ne yeter benim taksitlerime, borclarima?" dedi." ciktim plazadan disari, bir sigara yaktim.

    ......

    saat onikide kalkip bilgisayar karsisina geciyorum simdi, kredi karti borcundan haciz geldi, annem altinlarini bozdurdu, hacizi kaldirdi. bundan sonra da kredi karti cikartamayacakmisim, kara listeye girmisim. babam artik pek konusmuyor benimle, ben eve girince o disari cikiyor. internetten is basvurusu yapiyorum kahvaltidan sonra, bes ay oldu issiz, arayan cikmadi henuz. otobusle emirgan'a iniyorum aksamustleri, cinaraltina. cay pahaliymis orada, farketmemisim onceden. bir tane icip kalkiyorum cogunlukla. annem dayanamiyor halime bi 50 milyon veriyor ucayligini aldiginda, o hafta gunde iki-uc cay soyleyebiliyorum, paranin hepsini bitirmeye elim varmiyor. iki tane samsun iciyorum bir bardak cayla; tadina vara vara. cok nadir yunuslar geciyor kiyinin hemen onunden. bir cikip bir giriyorlar suya, gulumsuyorum. balik tutanlar, durakta otobus bekleyenler, herkes pek bir neseli yunuslari gorunce...
    ...
    babam bugun evden kacmadi ben uyaninca, yine aksamustu, yine emirgana cikarken "dur" dedi "aksama balik yiyecegiz beraber,cikma biryere".anlamadim. aksama annem sahane bir sofra kurmustu, mezeler hazirlamisti. babam raki getirdi mutfaktan, ne zaman olmustu raki icmemisti. yemegin baslarinda gulumsedim, yunuslari anlattim onlara sonra, "istavrit bu kadar mi guzel yapilir" dedim anneme, sonra dondum bir babama baktim bir anneme,piril pirildi yuzleri, melekler gibi. gozlerim doldu, "anam babam" dedim, "kusuruma bakmayin".

    annem kalkti yanima geldi. sacimdan optu. gozyaslari dokuldu masaya...babam elimi tuttu,gozleri dolu dolu:

    "canin sagolsun oglum, sen bizim yavrumuzsun..."
  • boktan havalandırma sistemleri nedeniyle beta mikrobu kapmaya teşne kişilerdir. ateşler içinde yatarlar sonra birkaç gün; ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar ulan diye nara attıkları bile görülmüştür.
  • ne zaman görsem another brick in the wallü anımsadığım insan grubu.
  • neden ayrı ve özel bir topluluk gibi ayırıma gidildiğini anlayamadığım insan topluluğu. sanki anasını satim plazada çalışan insanlar, müthiş entellektüel, karıyla kızla yada yakışıklı oğlanlarla elit ve güzel mekanlara takılan, süper dolgun maaşlar alan, havasından! geçilmeyen insanlardır. senin benim gibi insandır işte. hayır ben de hergün kat 12 ye çıkıp, çıkışta servisi kaçırmim diye 12 kat aşağı merdivenden inerek ambele olan biriyim. bişey yok yani, heveslenmeyin ey plazada çalışmayan insanlar.
hesabın var mı? giriş yap