• izmir versiyonu da şu haldedir:

    portakalı soydum, başucuma koydum
    ben bir yalan uydurdum, duma duma dum
    dedemi evden kovdurdum.

    çocukken bir yandan söyleyip, göz ucuyla da çaktırmadan dedeye bakardım ben, acaba ne tepki gösterecek diye. abicim dedeyi evden nasıl kovduracaksın? sonra babaanne'ye nasıl bir açıklama yapacaksın? kovdurduğun dede gece olunca nerede yatacak?

    (bkz: hey gidi günler)
  • ilginç bir sekilde, kutu kutu pense ile ayni melodiyi kullanan tekerlemedir.
  • portakalın neden soyulduktan sonra yenmeyerek başucuna konduğu ve bu olayla bir yalan uydurma dürtüsünün ne gibi bir alakası olduğu hala çözülememiştir.
  • goruldugu kadariyla n degisik sekilde soylenegelmis sayi$ma. iste bu da benim cocuklugumdan:

    portakali soydum
    basucuma koydum
    ben bir yalan uydurdum
    duma duma dum, kirmizi mum
    dolapta pekmez yala yala bitmez**
    aysecik cik cik
    fatmacik cik cik
    sen bu oyundan cik
  • sanırım poratakalın soyulup yenilmeden basucuna konması fenmeni, ne hakkinda yalan soylendigini aciklamaktadir. zira bal gibi portakali yemistir bunu uyduran kisi. portakal, ortamda yenilmesi pek istenmeyen, nadir bir meyve olsa gerek, sosyal cevre baskilari kisiyi "poratakali ben soydum ama yemedim; basucuma koydum" demeye itmis olabilir. eger ki, bu yalan ise yaramazsa, tekerleme sahibi sahis (bkz: tekerlek), karsisindakini suclamaya baslayip "ulan dolapta o kadar pekmez var, yala yala bitmez, sen ne istiyorsun benim portakalımdan" demiş olabilir. portakalın yenmesine kizanlarin sayisi cok olsa gerek, tekerlek sahis, son bir takla atarak, "aysecik cik cik cik, fatmacik cik cik cik, sen bu oyundan cık" diyerek kisileri ortamdan uzaklastirmaya calismaktadır. (bkz: teker teker gelin ulan)
  • zeynep hanim, pazartesi gecesi yatakta bir sulu vasington portakalini soyduktan sonra, basucuna koydu, esi orhan beye bir yalan uydurdu. orhan bey'in yakin arkadasi berber kemal bey, esine gel beraber bir berber dukkani acalim dediginden beri gozune uyku girmemisti zeynep hanim'in. ne de olsa orhan bey berberligin b'sinden anlamazdi. aklini bu konudan uzaklastirmak icin gunduz hazirladigi uc tencere yogurdu sarmisaklasa da mi saklasa yoksa sarmisaklamasa da mi saklasa karar vermeye calisirken, birden hisimla yataktan kalkti. esi, uykulu gozlerle kendisine bakarak, 'bu saatte nereye gidiyorsun, yat uyu', dediginde, zeynep hanim, aklina gelen ilk yalani uydurarak, semsi pasa pasajindan kirilan semsiyesinin yerine yenisini almaya gidecegini soyledi ve gecenin karanligina karisti.
  • sözkonusu ebe seçme tekerlemesi, en iyi şekilde işaret parmağın ağza sokulup "oooooooooo" diyerek çevirilmesi ile söylenmektedir.
  • biz bunu harbiden oynardık amk.
    hüzünlendim şimdi.
  • portakalı soydum/başucuma koydum/ben bir yalan uydurdum.

    yukarıdaki cümleler yüzünden bizler ilerlemiyoruz. avrupalı'lar bu cümleler için bizi ab'ye almıyor. insan sormaz mı portakalı soydun, tamam, başucuna niye koyuyorsun, diye? yesene onu be adam? hadi buna da tamam dedim. peki portakalı soymakla, başucuna koymakla yalan uydurmanın ne alakası var deyyus?
hesabın var mı? giriş yap