• türk'ün soğukla imtihanı başlığı altında augsburg'da beraber verdiğimiz mücadeleri mi, beraber mideye indirdiğimiz meksika yemeklerini mi yoksa okulda odasına koşturduğum günleri mi saysam bilemedim. ancak şu aralar kendisini pek özlemekteyim, bir ara ankaralara uğrasa da burada da eksi derecelerde meksika restoranı arasak canım hocamla.
  • "ne zaman geliyorsun buralara" sorularıyla başına ekşimişken, tahta sabolarını giymeden kendisini ağarlama ihtimalim* olduğunu öğrendiğim minik kuzucuğum. gelsin pisi pisi, gelsin kuzu kuzu.
  • wish you were here'ı loopa aldıran pandacık. elma.
  • cierimin kuşisi bu. o kuşi, bu kuşi, şu kuşi ve hatta sukuşi bu. yeni seneye beraber girdik, öyle tele idik öyle patiktik öyle patik diktik ki... yani iki kıl iki kıl yetiştirme kümesi böyle zap suyu böyle azap... bunun anahtarlıklarını imal ettircem ben... böyle pembiş pembiş yumşak yumşak... cebimde taşıycam bunu.
  • akşamüstü telefonumun dellenip aradığı, barbar ismimi bağırmasıyla "haydaa nooluyo şimdi" dememe vesile olmuş insan. o ne gür sestir! hala işkilim geçmiş büzülmüş büzüşmüş, şokun tesiri geçmiş değil. ben aramasam bile telefonumun arayacağı insan işte... aeropa semaları kuşisi.

    giderayak görüşemedik diye surat etmiş kişi. bilmeli ki bana en uzak olduğu dönem bile en yakın olacak ömrühayatımda tanıdığım en insan insan. (e kuş muş diyoz bi yandan da) allah ne güzel şeyler yaratıyor, analar ne güzel insanlar doğuruyor. hayır lar derken çoğul olduğundan değil çok olduğundan öyle oluyor. tek tek, bi tek.

    arkasından bi su tökeyim... gittiğinden daha az bitap dönsün. topallamadan laf toparlayabiliyim... üf...
  • ilk radyo programını bana yapmış... zeki mürinle başlamış, nazan öncelle devam etmiş, bilahare sezen aksu demiş, sonra füsun önal şeyetmiş, mikis teodorakise geçmiş.... diyar diyar gezdirmiş... gülmekten kardıma ağrılar sokmuş... ben çay yudumlarkene kendisi "sustun şekercim" demiş çay şekeridir. hayatımın en demokratik diceyi... bu şarkı bitsin mi yoksa keseyim mi demekte netekim... daha fazla yazamayacağım...
  • giden değerlerin ardından ...

    "
    ...
    elbette ağlamıyacaksın
    çünkü sonsuzluklar
    sonsuz sevenler içindir
    çünkü ölüm
    sevmeyi ve ölmeyi bilenler içindir
    "
    ümit yaşar oğuzcan'ın "ölüm gelmişse" şiirinden son dizeler...
    http://www.siraze.net/antoloji/umityasar/olum.htm
  • ingiliz dili edebiyatı falan okumuş olduğunu tahmin ettiğim, şiirci, edebiyatçı, akademik bir sözlük yazarı.
  • on iki yaşımdan beri farkında olmaksızın karşılaşıp da tanışamadığım için her sohbetimizde onlarca ortak nokta ve deneyimimiz olduğu ortaya çıkan, nihayet istediğim zaman ulaşıp konuşabildiğim, en tükendiğim günde kapıda görününce beni gülümseten, günümü gün eden übermensch. dünyanın garip ve gizemli bir işleyişi var.*
  • gece gece en son düşündüğü şey en ilk düşündüğüm şey olacak denli alakasızlaştığım gasp edilmiş fotoğrafların gaspçısı demiyim de müsaadesiz tutucusu. şikayetim var sözlük!

    günün sabah öğlen akşam gibi dilimlerinde en ilk düşündüğü şeyler en son düşüneceğim şeyler mi, bilemiyorum. en iyisi düşünmemek, değil mi sözlük!
hesabın var mı? giriş yap