• evlerinden yurda gelirken (yaklaşık 20 dakikalık yol) fazlaca düşündüm çünkü bir şeyler yazmak istedim kendisiyle alakalı. yol boyunca kafamın içinde çıkan düşünce fişekleri şu sandalyeye oturunca ateşlenmiş nasıl olduysa. tüm o biriktirdiklerim yok gibi şu an, gittikleri yerlerden toplamaya çalışacağım ama birkaç tanesi eksik kalabilir.

    bu adamla ne zaman içsek o son dubleyi içmemezlik yapamıyorum. bardağı tutan elim havadayken nasıl bir güven duyuyorsam kendisine, düşünmeden dikiyorum bardağı. sonrasında yaşanan çekilmez bir ipne olduğum anların hepsinde yanımda oluyor; sabah uyanabilmem için koşturuyor, ediyor, olduruyor ve başarıyor. çokça yaptı bunu, ufak şeyler gibi görünse de hayatımı bile kurtarmış olabilir bazılarında, bilemeyeceğim. minnettarım kendisine.

    çok vardı aklımda, neredesiniz ipne fişekler?

    şununla bitirecektim o kadar şeyi yazıp (ama gelmediler aklıma*); kısacası çok şanslıyım be, böyle bir dostum, böyle bir kuzenim, böyle bir ağabeyim olduğu için..
  • günah gecelerinin mavra adamı, rakımda buz parçası nesildaşım. ayrıca kendisini kırka yarıp yine kırka bölseler, ve kırk bostana gübre diye serpseler, kırkbin tane ot biter de kırkbin derde deva olur diyorum. hoşgelmiş sonunda.
  • geçenlerde sorgulamış: "gelen gecer mdmx'siz bir ben nasıl bir ben olurdu?" diye. nedensizce düşündüm. ülke cari açığını kapatmaya harcamam gereken süreleri bu konuya kanalize etmeyi daha uygun görmüşüm demek ki.

    -öncelikle 2500 wattlık bir projektörün önünde akciğerlerin gözükeceği kadar 2d olurdun,
    -kimse kimseyi kandırmasın görüntüde çok fazla detay olmazdı (bkz: yoğun bakım),
    -peyniri tiksinerek ve infidesimal boyutlarda tüketirdin,
    -büynesinde zombie, küfürbaz yogi, manşur gardaş'çı türü karakterler barındıran bir taşıma şirketi yerine 3500 tl'lik 2014 model man'la taşımacılık yapan bir şirketle anlaşırdın,
    -kaza yapan bir servise binmek yerine ruhunu satıp marla'yla uzun yıllar süren bir birlikteliğin olurdu,
    -kolonoskopinin sarhoş ayıltma için kullanılabileceği bilgisinden mahrum olurdun,
    -her gs maçından önceki 10 dakikada "hadi oylama yapıyoruz hangi kanalı açalım?" gerginliğine girmeden daha rahat bir hayat sürmüş olurdun

    aklıma geldikçe bu listeye eklemeler yapacağım, senin tüm yazdıklarını okudum ve sana +rep'ler hazırladım.
  • aynı yerlerde farklı zamanlarda bulunmuşuz biz bu adamla. aynı yurtta bile kalmışız ama işte zamanı tutturamamışız. "ben o okuldayken tanımalıydım seni" dediğim güzel sesli bir adam özetle. büyüyünce diji olacak güzel güzel şarkılar çalıp, hoş sohbet programlar yapacak kısmetse. yalnız empati yeteneğini biraz törpülemesini salık veriyorum kendisine. ulan anlattığım bütün olaylarda karşı tarafı haklı görüp "ben bunu çok sevdim aaa bunu da çok sevdim bence tanısan sen de seversin" diye saçmalamasa ben de ona küfretmeyi kesip, seviyeli bir dostluğa doğru emin adımlar atacağım ama gel gör ki adam arada sevgi kelebeğine dönüşüyor, engelleyemiyoruz.
  • ben bu adamı 6 yıldır tanıyorum. 6 koca senedir hayatımın içerisinde. bir insan , ev arkadaşını 6 kocaman senede ne kadar yakından tanıyabilir sorusununa verilen cevapların mhp nin solunda sıfır kaldığı gibi kaldığı bir boyutta yaşamışım bu adamla. hani derler ya içi dışı bir diye. neyse...

    -ameliyathane şifresi hala dün gibi aklımda

    -kafatası açılırken ortaya çıkan koku hala aklımda

    -hemşirenin doktor olmadığımı öğrendiği andaki göz bebeği çapları hala aklımda

    -marla'nın metal tas içerisindeki görüntüsü hala aklımda. (bkz: fight club)

    -kuzeyde uzanan omuriliklere inat , güneyde çepe çevre duran beyinciğin onurlu duruşu dün gibi aklımda.

    -o bu değil de herşey bittikten sonra suratımda oluşan o mutluluk hissi hayatımın sonuna kadar aklımda kalacak bundan eminim. 2 gündür çişini tutup da, çişini yapmaya başlamış adam rahatlığı vardı suratımda. hiç bu kadar yakınlaşmamıştım sigara yeminimi bozmaya :)

    yine olsa yine yaparım klişesine girmeye gerek olmayan bir eksende yaşandığı var sayılarak:

    uyksuz geçen gecelerde yapılan nöroşirurji yandalına atfen, yatak konumdayken hiç hava almamış gibi gelsin:

    http://www.youtube.com/watch?v=zw9rkhttjtc
  • parcaliyi sirtina gecirmis aslan parcasi. hanki oyunu oynarsa oynasin kobrayi salmayi ihmal etmeyen, cok sacma serisiyle guldurmeyen. ama;

    olsundur...
  • şimdi ben ankaradan ayrıldım ya, bu ve sempatik yancısı yine kendi aralarında cilveleşmeye başlamışlar. ben ankaradayken yapaydın bachelors bilmemne? askere mi gitmemi bekledi, taşınmamı mı?

    hayır olm sizin olayınız ne anlamadım ben. işinize gelmeyince arenbi telefona bokmir. yüzünüzden ne hayır gördük ki bir de sesinizi duyalım? sizinle aynı havayı soluduğum dönemki icraatlerinizden en önemlileri;

    -işe gittiğim kıyafetlerle taşak geçme
    -uyku düzenimi eleştirme
    -duştayken kronometre çalıştırma
    -yediğim fındığın-çikinatın hesabını yapma

    bunlar için gerçekten özleyeyim mi sizi?

    bu arada sen, 450 km öteden hala uykumu bölebiliyorsun raki. sabah 5 buçukta kalktığımda sana sağlam bir söveceğim. iyi geceler...
  • karsilikli oturup icilesi , nickinin muptelasi.
  • can dostum, güzel insan tamlamalarını tamlayan adam.benim ayna grubundaki saçlı adam olmama hep itiraz etse bile,çekinmeden kele sınıf çerçevesinde hayat vermiş taçsız kral. rahatsız bir öğretmenin ellerinde yetişen nadide çiçek tohumları olarak birlikte yetiştik. hocamız rahatsız olduğu için testleri bu abimize kontrol ettirirdi. bu adam boş durur mu, bize kıyak geçerek ne kadar sevecen olabileceğini bize gösterirdi. tabi aynı rahatsız hocanın isteğiyle suratıma "şöbelek" diye tokat indirmişliği de var, yediği çalımı hazmedemeyip çelme takma suretiyle kafamı patlatmama neden olmuşluğu da (ki hala kabul etmez)... bu dediklerim nereden baksanız 15 yıl öncesine ait tabi, ayna'nın ayna olduğu zamanlar.

    flashbacki sonlandırıp günümüze geldiğimizde bir şeyin değişmediğini rahatlıkla görebiliriz.hakkında mini bir destan yazabilecek kadar çok anımız, yaşanmışlığımız olan, hala muhabbetlerin kralını yaptığımız, aynı renklere gönül verdiğimiz, beni üzmemek için yalandan göztepe'yi de destekler gibi yapan süperkulade bir insan. insanın darlanınca çekinmeden, gocunmadan arayabileceği birinin olması negzel bir şey lan. sende ara oğlum çekinme, hatta atla gel, adresi biliyorsun: küçükpark- otantic cafe...

    edit: cümle sıçmış. ancak duygusal içeriğe değil, kelimelere takıldığın için kınıyorum seni. pis herif.
  • zamanında aynı projede çalışırken cnc torna merkezi başında geçirdiğim zamanları çekilir hale getirdi saolsun kendisi. tecrübe üretimi sırasında ben bir taraftan elimdeki telefonla yeni iş fırsatlarını araştırırken gerek ideal ofis ortamı, gerekse ideal iş arkadaşları konusundaki düşüncelerini paylaştı ufkumu açtı.

    günlerce uğraştık heralde 2-3 tane tezgahın başında yanımızda bir de teknisyenle beraber. günlerce aynı soruyu sorduk birbirimize: ne yapıyoruz biz ki?

    bir gün raki elinde bir geçer geçmez mastar, mastarın geçmez tarafını tezgahta işlenmiş parçanın üzerindeki 4.84 mm çapında olması gereken deliğe soktu ve deliğin laçka olduğunu gördükten sonra da bana "abi ben söyledim sana bu rayba bu deliği işleyemez" dedi. kibar ifadeyle "yemişim deliğini de raybasını da raki, ben gidiyom" dedim.

    bana daha uygun olacağını düşündüğüm bir şirket ve işte çalışmaya başladım arkadaşımı eski şirketimde o saçma sapan projeyle baş başa bırakarak. 1 sene geçti aradan baktım peşimden yeni şirketime gelmiş.

    evet 2 sene önce sabah ofislerinin önünden geçerken beni selamlayan adam, artık yeni bir şirkette gün içerisinde bir binadan başka bir binaya yaptığı uzun yürüyüşlerde benim ofisime uğrayıp bana selam vermeye ve muhabbetiyle sıkıcı iş ortamında kısa süreli de olsa yüzümü güldürmeye devam ediyor. ofis dediğime bakmayın cs_assault'taki konteynır bizimkisi bildiğin. arada yeni bölümündeki brazzers'ın step father temalı filmlerinden fırlamış gibi duran abi*den falan bahsedip gülüyoruz:)

    eski şirketimizde beraber japonya'ya tezgah fuarına gitme şansımız olmamıştı ama belki burda bir ihtimal olur.

    aradan epey zaman geçti, işler ve şirketler değişti ama ben hala aynı soruyu sormaya devam ediyorum kendime: "ne yapıyoruz biz ki?" bu sefer dostum raki'nin bana cevabı ise "boşver sorgulama".
hesabın var mı? giriş yap