• çift sürme* aygıtı. (bkz: kara saban), (bkz: sapan).
  • tarım faaliyetlerinde kullanılan bir araç olarak sabanın icad edilmesinden evvel insanlar, toprağın yüzeyini odun parçaları ile deşerek ekilebilir hale getiriyorlardı. buna bağlı olarak ekim yapılan alan, kısa süre içinde besleyicilerden yoksun hale geliyor ve verimliliğini yitiriyordu. daha sonra geliştirilen saban adlı alet, toprağı daha derinden yarıyor ve bu da bitki köklerinin daha derinlere inebilerek, daha iyi beslenmesini sağlıyordu. sabanın tarımda kullanılmasıyla, hasatlar eskiye göre çok daha verimli hale gelmiştir. ekim kolaylaşmış ve ürün bollaşmış, böylece tarlada çalışılması gereken süreler nispeten kısalmış, insanlar tarımdan başka işlere, özellikle zanaata zaman ayırabilmişlerdir. daha da önemlisi, saban sayesinde topraklar uzun süre verimli kalabildiği için, ekim yapılan yerler sürekli yerleşim alanları haline gelmiş ve bu da kısmen göçebe nitelikli olan toplumsal hayatı sürekli yerleşik yapıya kavuşturmuştur. köyler ve kentler bir nevi saban sayesinde ortaya çıkmıştır. bilinen ilk saban m.ö. 3500 yılından kalmadır. m.ö. 500 yılında avrupalılar sabana demir bıçak takarak verimi daha da arttırmayı başarmışlardır.

    (bkz: bu toprağın sesi)
  • tarla surmek icin kullanilan, hayvanlara takilan bir tur alet..
  • tarımda yararlanılan tarlayı ekme öncesi toprağı havalandırmakta kullanılan bir alet. büyük sabanlara köten adı verilir. çok dişli ve genellikle motorlu araçlarla çekilen sabanlara pulluk denir. sabanlar ayrıca yer altına kablo döşemek gibi endüstri amaçlı olarak da kullanılmaktadır.
  • bellemek ile uğraşmak yerine toprağı bir çırpıda altüst etmek için kullanılan alet.
  • (bkz: pulluk) da denir...
  • tarlayi ekilir duruma getirmek icin cift suren hayvanlarin kosuldugu demir uclu tarim araci.
  • daha önce tarımsal sulama yapılan topraklardan verim alınabiliyorken, yağmur suyuyla sulanan topraklardan da verim alınabilmesini sağlamıştır. böylece tarım yapabilme yeteneği, insanın yaşadığı ve örgütlendiği küçük bölgelerin ötesine yayılmıştır. merkezden uzakta yaşayan insanların da cidd miktarda katma değer oluşturabilmesini sağlayan bu süreç, zaman içinde bu katma değerin paylaşılması sorununu ortaya çıkarmış ve feodalizmin doğuşunda önemli bir rol oynamıştır.
  • internete nem/küf sorununu çözdüğünü iddia eden tablet markası/ürünü.

    3 farklı odada denedim. hiç birisi çözülmedi. üstelik evde aşırı rutubet akma vs de yoktu.

    sorunu gerçek bir nem alma makinası alarak çözdüm.

    boşa para harcamadan efendi gibi orta büyüklükte bir nem makinesi alarak küf/rutubet sorununuzu çözebilirsiniz.
  • kara sabanın ana gövdesi, ana parçası, uygun şekil, eğimdeki ağacın bulunmasından sonra saban ustası ona son biçimini marangoz gibi verir. kabaca ucubik bir 's' harfi biçiminde veya zikzag yapmış bir yılan gibidir diyebiliriz. sabanın çiftçinin eline gelen ucu/başlangıcı enektir, ayrı, bitiştirilmiş, eklenmiş değildir, tam ele oturacak şekilde düzülmüş uçtur. bu enek sözcüğü nedense genizel n ile söyleniyor, ispanyol işi gibi. n+g karışık, füzyonlu çıkıyor genizden. tam türkçe söylenecek olsa belki eneğe tutmaç denebilirdi. saban s'sinin öbür ucunda gene işlenmiş düzletilip, sivriltilmiş alt ucunda saban demiri bu uca eklenmiş, tam evi evine uydurulmuş olur. saban demirini saban ustası değil demirci yapacaktır. orak, çapa gibi saban demiri de demircinin ustalık ölçütlerindendir.

    ok saban ile boyunduruğun bağlantısını sağlayan saban s'sinden ileri doğru uzayan hafif şekilli, zayıf ağaç gövdesi gibi olan parça. "bir ağaçtan okluk ta çıkar bokluk ta." fethiye atasözü

    "filhakika, çalınmış sapanı* götürüp samanlığına saklayan, sonra da "taharri emri" getirip oradan çıkaran muhtar sadık ağa'ydı, ama elbet sadık ağa gece vakti bunu kendisi yapmamıştı da bir hizmetkara yaptırmıştı." kemal tahir - karılar koğuşu

    (bkz: boyunduruk), dede alıcı, eyef, kayış, zelve sicimi, zelve çubuğu, saban demiri, kılıç, gecene, üvendire, mıdıl
    (bkz: çift sürmek)
    (bkz: tarla sürmek)
    (bkz: yastıklamak)
    (bkz: çift öküzü)
hesabın var mı? giriş yap