• bu insanoğlunda çok kötü bi huy var, bayılıyoruz herşeyi kalıplara sokmaya. şimdi okuyorum da sanal aşk kötüdür, yanılgıdan ibarettir, adı gibi yalandır bu tür içerikli bir sürü entry girilmiş. şimdi soruyorum size, sanal da olsa ben o insanı online gördüğüm zaman kalbim agzıma geliyosa, elim ayagım titriyosa kim bana bunun aşk olmadığını iddia edebilir??? kim bana hayır kalbin yalandan çarpıyo diyebilir? bıraknı bu işleri ya, aşk aşktır sanal olup olmaması önemli değildir en nihayetinde size hissettirdikleridir önemli olan. bunu da en uzun ilişkisini( 3 sene) sanal ortamdan tanıştığı biriyle yaşayan bir kişi olarak yazıyorum, öle işkembe-i kübradan sallamak ne kolay değil mi? sonuç olarak diyeceğm şudur ki sanal da olsa karşısındakine karşı bişeyler hisseden insanları yalan aşk yaşıyo, kendini kandırıyo vs. diye aşağılamayın adamın asabını bozmayın. bitti.
  • en güzel hikayemin adı.....

    uzun uzun yillar once, hayatimda ki her seyin kotu gittigi sonucunda intihari bile denedigim bi donem icerisindeyim.tek yaptıgım gece gunduz icmek o kadar dibe vurmuşum.

    o donem icerisinde arkadaşımın bilgisayarında skype diye bi progamla tanışıyorum.. önüme gelen herkesi arıyorum kimisi aramamı reddediyo kimisiyle de nedensiz kufurlesiyorum. rastgele arama yaptıgım donemde profil resmi cok güzel biri denk geliyo.. arıyorum turk oldugumu goruyo sonrasında bana davut guloglundan katula katula şarkısını dinletiyo.. sasiriyorum konuşmak için can atıyorum ama o da ne ortak bi dilimiz yok, o polonyalı ben turk... onda ingilizce var ama benim ingilizcem bilgim orta okulda öğrendiğim whats your name kalıbıyla sınırlı.. usenmiyo bana ingilizce öğretiyo... ikimizinde tatil dönemine geldigi için gunun 8-10 saatlik kısmını beraber geçiriyoruz tabi o zaman webcam de yok internet cok sınırlı o zamanlar.kimseye de soyleyemiyorum hislerimi cunku biliyorum salak damgası yiyeceğimi o yüzden gizli yasiyoum her şeyi ama mutluyum lan...türkiyeden polonya'ya dogum gunü icin parfüm ve çiçek yolluyorum dedim yaa mutluyum...

    günler boyle konuşarak birbirimize resım göndererek geciyo ama bigün bişeyler yanlis her şey farklı... moonstar dan çevirerek öğrendiğim kelimelerle neyin yanlis olduğunu soruyorum e acikliyo.. eski erkek arkadaşıyla tekrar barışmış ne diyebilirsinki kelimeler boğazıma değil klavye götume kaçmış gibi oluyo ve ondan sonra uzun bi süre konuşmadığımız donem oluyo.. ara ara konuşma cabalarım oluyo ama siklenmiyorum ne de olsa artık gercek hayatta çıktığı biri var...

    cok uzun bi sessizlik döneminden sonra tekrar konuşma girişiminde bulunuyorum bu sefer daha sıcak bana karsı... bide yıllar önce konuştuğumuz seyleri hatırlamam özellikle onunla ilgili hatırladığım kucuk detaylar onu cezbediyo çıktığı biri de yok hem artık diyorum tam zamanı vize alıp gitmenin.. istek geliyo gidicem ve görücem onu artık bitiyo hasret... hic beklemediğim sekilde vize reddi alıyorum artık diyorum bu kader ve kabullenmek lazım.... sonra bask bi ulkeye tasiniyorum hayallerimi gerçekleştirmek adına.. uzun süre gecmis aradan ve herhangi bi ortak konuşma alanımız yokken beni facebook'ta buluyo.. konuşuyoruz ama bi baskayiz artık, daha cok deger veriyoruz birbirimize çünkü cok seyleri aşıp hala konuşabiliyoruz hala birbirimiz icin ozeliz ve farkliyiz..

    kısa bi süre önce benim yaşadığım ülkeye gelmesi adına planlar yaptık her şey ayarlanmisti ama yine bişeyler ters gitti ve yine olmadı .. belki eski sevgilisi belki yeni birisi ya da başka bi sebep bilmiyorum... mutluyum onu düşündüğümde mutluyum ona dair planlar yaptığımda ama sanıyorum ki ki hic bi zaman gercege donmeyecek bi hikaye bu... artık umudu da kestim gücünde kalmadı hani ...

    ey sozlukcu eğer bu yazıyı sonuna kadar okuyupta buraya kadar geldiysen ve seninde boyle bi hikayen varsa bil ki yalnız degilsin... sanal ya da gercek ask senin hisler senin sikleme kimseyi

    son olarak sunu soruyorum kendime;
    gercekten de internette bulduğunu internette kaybetmek zorunda mısın ????
  • ancak her iki taraf da birbirine gerçekten dürüst olduğunda gerçek olabilecek olgudur sanal aşk amma velakin -istisnalar hariç*- çoğunlukla elde patlayan hadisedir çünkü karşındakini sadece kurduğu cümlelerle tanımak zordur ve insanlar kusurlarını monitörün arkasında şahane bir şekilde kamufle edebilmektedirler. bir insanın karakteri, huyları, davranış kalıpları dış görünüşüne de ince ince yansıdığı için kişi asla karşısındakiyle bir kaç saat geçirmeden "ben aşık oldum" nidalarıyla, dakika başı durup "hey be" diyerek etrafta dolaşmamalıdır, bütün olasılıkları hesaba katmalıdır.

    bir insanın yüzündeki yara izi çocukluğunda ne kadar haşarı bir velet olduğunu ya da bıçkın bir delikanlı olduğunu anlatabilir, tırnaklarını kemirmesi kendine güvensiz ya da iradesiz olduğunu, yürürken yüzüne taktığı ifade tanımadığı insanlara bakış açısını, mendilci çocuğa davranışı merhamet seviyesini ya da hayat görüşünü açığa vurabilir. giyim-kuşamdaki aşırı marka tutkusu "param var benim" şeklinde kendini ispatlamaya çalışmasını gösterir, "tommy hilfinger" marka gömlek ya da "armoni" marka pantolon da kompleks sahibi biri olduğunu. bu kriterlere bakarak kimse bir diğerinin hayatını çözemez tabi ama en azından %60 oranında doğru bir sonuca ulaşmak mümkündür.

    bir insana âşık olabilmek için, daha doğrusu bir ilişki yaşayabilmek için, her şeyi gözden geçirmelidir insan, karşısındakini tanıyabileceği en iyi şekilde tanımaya çalışmalıdır. sanal aşk yaşayan insanlar, görüşene kadar asla tam olarak tanıyamazlar birbirlerini -bu süreç çok uzayıp da yıllar boyu sürmedikçe-. sanal aşk yaşayan insan, bahtsız bedevi tadında biriyse eğer, monitör arkasından her şeyin süper olmasına rağmen ilişki elinde patlar, "bunu nasıl yapar?" cümlesi dilinden düşmez, çünkü karşı taraf kendini olduğu gibi lanse etmemiştir, sizin olmasını istediğiniz gibi lanse etmiştir. insanın hayatının en büyük hatası bile olabilir böyle bir ilişki, karşınızdaki obsesif bir manyak çıkabilir, her şey olabilir. öte yandan şanslı bir insan için her şey reelde de sanalda olduğu gibi süper olabilir, dürüst insanlar birbirlerine sadece oldukları gibi davranmışlardır, ruhlarını sevmektedirler, fiziksellik bir ayrıntıdır belki, ya da umduklarından da fazlası olur, kız çok güzeldir, erkek de çok yakışıklıdır. ama bu durumun genel olarak modern masallarda* gerçekleştiğini belirtmekte fayda var.

    sonuç olarak, "aşk" olayında ten uyumu, fiziksel uyum, elektrik gibi olaylara inanan bahtsız bedeviler için sanal aşk yalandır, hiçbir anlamı yoktur. ama "aşk olsun çamurdan olsun" ya da "quasimodo olsun farketmez, hastasıyım iç güzelliğinin" tadında gözü görmeyecek kadar âşık olduğunu iddia eden insanlar için belki de dünyanın en yüce duygusudur. yine de her zaman elde patlama ihtimali maksimumdur, "eli yüzü düzgün ve normal bireyin böyle şeylere neden ihtiyacı olsun" sorusunu akla getirip kazımaktadır.
  • bu konuda yazmak istediğim çok şey var.umarım fikirlerimden anlatmak istediğim anlaşılır.sanaldan birine aşık oldun mu dış dünyadan buna benzer tepkiler gelir : - ya nasıl birine görmeden aşık olabiliyosun. - deli misin kardeşim sen ya...sanaldan birine aşk bence en gerçek aşktır.karşıdakinin fiziğine değil de direk duygu ve düşüncelerine aşık olur gibiler ve tesadüf müdür bilemem genelde sanalda aşık olunan kişiler size baya bi uzaktır.her zaman görüşmeniz mümkün değildir.3 4 ayda bir belki.zaten sanal alemde çift taraflı bir ilişki çok zordur ve uzun bir zaman dilimi gerektirir.ama sonuçları çok daha olumlu olur.
  • yalan asktir,kifayetsizdir,yetersizdir.gecen zappidi zuppidi kanallari gezerken alakali bi fransiz filmine denk geldim.olayi gayet güzel aciklayan bi sahnesi vardi:

    kadinla adam hic görüsmemis,tanismamislar.sadece webcamler araciligiyla laptoplar üzerinden muhabbet ediyolar.asiklar hadi.ama baya abartmislar olayi evli gibiler.öyle ki kadin yatarken webcami kapatmiyor ve notbookunu tam karsisina almis olarak yatiyor.sabah kalkinca direkt yüzyüze uyaniyolar hesapta,ayni yatakta yatma havasi yakaliyolar.sonra kahvaltida da karsi karsiyalar,bi yandan yiyip bi yandan konusuyolar.o kendi evinde öteki kendi mutfaginda tabi.derken kadin bi örümcek görüyor ve götünü yirtaraktan bagirmaya basliyor.adam göremiyor tabi böcee,"noluyo amina koyim" diyor "ne bagiriyon".kadin "örümceeek" diyor,"al sunu cabuk öldür" diye bagiriyor.adam caresiz tabi,"sakin ol,ne yapiyim yav ben" diyor.sonra badanaci geliyor öteki odadan ve örümcegi tutup camdan atiyor.

    kissadan hisse:yani teknolojiyle ne kadar ask simülasyonu da yapsan,sanal iliski yasadigini da sansan sonucta dokunamadiktan,uzanamadiktan sonra o is yalandir.bi örümcegi bile alamazsin iste masadan öyle elin amelesi gelir kurtarir prensesi
  • ''aa sevgilim sende bi değişiklik var bugün, yazı tipini mi değiştirdin?''
    gibi soruları bünyesinde barındıracak olan aşktır.*
  • karşı tarafın yazdığı şeylere, kafanızdan anlamlar yükleyerek sonunda insanın kendini kaptırabileceği, oldukça yanıltıcı olabilen, bir hadisedir.
  • internet dünyasi ile birbiriyle iletisim kuran karsi cinslerin geneli platonik olan bir sevgi olayidir. karsi olmak gerekmez. desteklemekte gerekmez. yasayan memnunsa bize laf düsmez.
    ama yasaniyorsa güzel sonuçlari olabilir cinsten bir asktir. mesela insanlar nette iken önce birbirlerinin beyinlerini görüceklerdir. zevkler, tatlat, begeniler felam yani. bu sayede belkide gerçek hayatta hiç bir zaman karsilasamayacak ama karsilasirlarsa çok iyi bir beraberlik örnegi sunacak konumdaki çiftleri bir araya getirmis olur bu ask türü.
  • sanal olmayan ask mi var be! demisti bi arkadas konuyla ilgili..
  • gerçeğe taşındığında ilk anıların "bak şurada sana bakmıştım ya işte ilk o zaman aşık oldum galiba" yada "şurada aynı anda hapşırmıştık ya nasıl da komikti ama bak nası da kaynaştık" fln şeklinde değil de "sen icq'da/msn'de online olduğunda heyecandan kalbim yerinden çıkıcak gibi oluyordu" yada "senin bana ilk attığın maili hala saklıyorum, çocuklarımıza gösteririz diye" şeklinde olmasına sebebiyettir. silikon vadisinde pembe kalp bulutlarıyla yürümek de denebilir.
hesabın var mı? giriş yap