• don kisot'un silahtari oldugundan suphe yok. kimileri de der ki, asil, don kisot'un yaraticisi sanco panca'dir. geriye donup, yasadiklarina baktiginda yaninda bir sanco panza olmadigini ve bu yuzden kaybettigini savullayan sanco panza yazdigi don kisot'ta kendisini yaratmistir don kisot'un karsiti olarak. hem kendisi hem aksidir goruntusunun.
    sarkisi bile var.

    sanco panca kapiyi acsana
    cocuklara balon satsana

    ole
  • don kisot'un kotu talihi kendi hayalgucunden degil, bu adamin varligindan kaynak bulur.
  • muhteşem roman karakteri,don kişot u don kişot yapandır zannımca ..bir nevi "diyalektik" karşıtıdır ki masum yüzlü şovalye yi daha belirgin ve de kitabı eğlenceli kılar..o kadar zamansız bir karakter ki yüzyıllarca yıl sonra bile hala içimizden biridir..
  • don kişot'un aksine gerçekçi ve materyalist tasvir edilmiştir.
  • "....bu arada don quijote, komsusu olan durust (yoksul insana durust denebilirse) ama akli pek kit bir ciftciden ricada bulundu. sonucta o kadar dil doktu, vaatlerde bulundu ki, zavalli koylu onunla yollara dusup silahtari olmayi kabul etti.
    don quijote'nin adama soyledigi seylerden biri de, yolculuga hevesle hazirlanmasi gerektigiydi; cunku oyle bir seruven cikabilirdi ki karsisina, bir cirpida bir cezire fetheder, silahtarini da vali tayin ederdi. sancho panza, yani ciftci, bu ve benzeri vaatlerle karisini, cocuklarini birakip komsusunun silahtari oldu..."

    miguel de cervantes saavedra, la manchali yaratici asilzade don quijote, c.i, cev. roza hakmen, yky, istanbul 1996, s. 81
  • arkadaştır. hatta ve hatta vizeden, finalden önce gelip not isteyen arkadaştan farksızdır. her ne kadar çıkarı peşinde de olsa don kişot'un yanındadır, onunla birliktedir, yol arkadaşıdır. öyle veya böyle vazgeçilmezdir işte.

    canımsın sancho.
  • modern bireyciliğin mitleri eserinde ian watt, sancho panza ile don quijote ilişkisini müthiş tasvirler ve tespitlerle analiz ederek bu ilişkide saklı diyalektiği gözler önüne serer.
    ------------------
    eğer bir yolda yan yana ilerleyen bir sırık ile tombalak görürsek, bu görüntü aklımıza hemen don quijote ile sancho panza’yı getirir. görüntüleri o kadar çok zıtlık barındırır ki birlikte her şeyi kapsıyor gibidirler: tüfek harbisine benzeyen quijote, gökyüzüne yükselen bakımsız bir gotik kule gibidir; kısa ve tıknaz sancho ise koca göbeğine bakar ve bu gidişin sonunu merak eder. binek hayvanları da bu komik ikiliyi tamamlamaktadır: bir deri bir kemik kalmış rocinante adlı at ve besili eşek; sahipleri gibi bu iki hayvan da son derece uyumsuzdur, ama yine de bunları birbirlerinden ayrı düşünemeyiz. (105)
    ....
    kahramanlarımızın görsel imgeleri, savundukları fikirlerin arasındaki pek çok zıtlığın da canlı örneğidir. bu zıtlıklar temel fiziksel farklılıklarla başlar (zayıf ve şişman, kısa ve uzun), fakat buradan yola çıkıp en genel ve simgesel ihtilafların bazılarına ulaşır. ruhsal bakımdan quijote ve sancho; tin ve et, beyin ve göbek, yer ve gök, hayal ve gerçek, geçmiş ve gelecek, edebiyat ve hayat kutuplarının yerine geçerler; toplumsal alanda şövalye ve köylü, herkese malum kahraman ve sözde ödlek, içe kapanık ve dışa dönük, yalnız ve girişken, bekâr ve koca ayrımı da vardır. george orwell, bu karakterlerin arasındaki bağ hakkında gayet hoş bir biçimde yazarken, don quijote ile sancho panza arasındaki bağlantının, aslında bütün olarak insanlığı meydana getiren pek çok karşıtlığı temsil ettiğini ileri sürecektir: (106)

    bu iki ilke, yani soylu delilik ile bayağı bilgelik, neredeyse her insanoğlunda yan yana var olmaktadır. kendi zihninizin içine baktığınızda, hangisi sizsiniz, don quijote mi yoksa sancho panza mı? herhalde ikisi birdensiniz. bir parçanız kahraman veya aziz olmak isterken, başka bir parçanız da postu deldirmeden hayatta kalmanın faydalarını açıkça gören o küçük şişko adamdır. bu, gayriresmî benliğinizdir, ruha karşı çıkan midenin sesidir ... sizin bir parçanız olmadığını söylemek düpedüz yalan olur, tıpkı don quijote’nin de bir parçanız olmadığını söylemenin yalan olacağı gibi. (106)

    george orwell, “the art of donald mcgill,” a collection o f essays içinde (new york, 1954), s. 120.
    ....
    sancho’nun deliliğinde mevcut olan bilgelik, quijote’nin bilgeliğinde yer alan deliliği mükemmelen tamamlar. ne kadar çok bakar ve dinlersek, orwellín de ifade ettiği gibi, quijote ile panza’nın arasındaki ilişkiye dair yaygın görüşte saklı olan çeşitli sadeleştirmelere rağmen, cervantes’in quijote ve sancho’yu aslında yıkılmaz ve nükteli bir somutlukla sunduğunu, bu yüzden herhangi bir şekilde birbirlerinin toplumsal, ahlaki ya da ruhsal zıddına indirgenemeyeceklerini açıkça görürüz. (109-110)
    ....
    don quijote’nin dış dünyayla olan farklılıkları ekseriyetle değişmeden ve yumuşamadan kalır; quijote’nin gerçeklikle dalaşma dair muntazam bir diyalektik çözüm olamaz. fakat sancho’yla ilişkisinde, bu iki adamın zaten büyük olan farklılıklarını, ahlaki ve fikri seviyede iyice abartan cervantes’in, bunların benzerliklerini duygusal ve insani seviyede pekiştirmiş olması muhtemel görünür. sıradan varoluşun normal istikrarından ve kısıtlamalarından epeyce uzak bir serüven hayatım sırf paylaşmak bile aralarındaki ilişkiye eşsiz bir samimiyet kazandırır; bu durum sancho panza ile don quijote’yi insan çiftlerinin temsilî bir imgesi olarak bir kenara ayırmayı kolaylaştırmaktadır. (111)
    ------------------
  • sancho panza, sevdigi kadina* kavusabilmek icin her turlu cilginligi yapmaya hazir olan don kisotun akli selim tarafidir; altta kalmis, itilmis, baskilanmis kendisidir. insan hayatinin ikilemlerle savrularak ilerleyisi ve pesinden kosulan idealler icin icine dusulen durumlarda bir turlu dinlenilmeyen ve hep daha da bastirilan olgun, karakterli, sakin ve sabirli benligidir.
  • esasinda siradan istek ve heveslere sahip bir koyluden ote birsey degilken efendisi don kisot ve birlikte yapmis olduklari seyahat sayesinde sasirtici bir tip haline gelmistir..don kisotun akli selim sahibi olmadigi tek konu sovalyelik ve macera arayisindaki sinir tanimazlik iken onun akli selim tarafi nasil olur da bir cezire* sahibi olabilmek hevesiyle don kisot'a bel baglayip yola cikmistir diye de sormak lazim..

    lakin koylulugunden gelme bir realizm bir saglamcilik her zaman goze carpar ve cezire sevdasi ona don kisot'un yaptigi tum cilginliklari bir sekilde mantikliymis gibi gosterir. ilerleyen zamanlarda deneme surusu babinda da olsa kucuk bir yerlesim birimine vali olan sancho panza'nin burdan karisi teresa panza'ya vali sifatiyla yazdigi mektup ve turlu sorunlar karsisinda bilge kral edasiyla urettigi cozumler okuyucuyu fena afallatir.

    romanin genelinde gevezeligi ve don kisot'un artik yeter dedigi bazen birbiriyle cok da alakasi olmayan atasozlerini art arda yumurtlamasiyla on plana cikar ki hayli zevkli kisimlardir denebilir.
  • adını ne zaman görsem p. safa'nın "delilik, şüphesiz aptallıktan iyidir. delilik, var olmuş bir zekanın yok oluşudur; aptallık, var olmamış bir zekanın var olmamaya devam edişidir. deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı, aptallığın şerefli bir tarihi bile yok.” alıntısı gelir aklıma.
hesabın var mı? giriş yap