• bir gecenin yarisi blu, satine ve ben durumcuye gittik. bizimle ilgilenen garson artik ya yorgunluktan ya da bilmiyorum artik neden soylediklerimizi anlamiyor, biz surekli duzeltiyoruz falan. ama o kadar iyi niyetli ki bi yandan da kizamiyoruz. neyse, yemek bittikten sonra 3 cay istedik. ve olaylar gelisti:

    satine: pardon, tatlandiriciniz var mi acaba?
    garson: karanfil var, olur mu?
    biz: ?
    satine: ah evet cok iyi olur, lutfen. (bize) sakin bir sey soylemeyin, bozmayin, sakin! zaten cok ustune gittik tum gece.

    gelen karanfili, gayet memnun ifadesi vermek icin bir de yiyisi vardi ki garsonun yaninda, canim ya :)
  • avukatların gerçek yüzlerini deşifre etmeye kendisiyle devam etmek istiyorum.

    satine benim 80'lerin ilk yarısında istanbul hukuk'ta talebemdi. o zamanlar hukuk tarihi dersini ben veriyordum. aman allahım. sırf dersin içinde tarih geçiyor diye tarihten bildiği ne kadar adam varsa yazıyordu sınavlarda. fatih sultan mehmet için "cumhuriyet savcısı gibi adam maşallah" dediği vizesini unutamıyorum.

    "lex duodecim tabularum"un* tarihsel kökenlerini sorduğumda, bunların tarihsel kökeni değil biyolojik kökü vardır çünkü bu krizantem çiçeğinin latincesidir diye cevap vermişti. istanbul hukuk'un hocaları olarak gayriresmi bir şekilde toplanmış ve "satine başka bölüme geçsin. idari/akademik düzenleme yapalım, ondan kurtulalım" diye de karar almıştık. darbe yıllarıydı mümkün olmadı. medeni hukuk sınavında üst komşularının boşanma hikayesini sayfalarca yazıp, "bence kadın haklı, o heriften koca olmaz" dye bağlamasıyla fakülte tarihinde haklı bir şöhrete kavuşmuştur.

    tüm engellemelerimize rağmen mezun olduğu gün beyazıt meydanında cübbelerimizi yakmıştık. sonra nasıl olduysa avukatlığa ve çevirmenliğe başlamıştır. abd hükümetini 35 milyon dolar dolandıran bir türk vatandaşının dosyasını tercüme ederken yaptığı hatalar yüzünden hakim bey, o adamı serbest bırakmakla kalmamış abd hükümetine 3,4 milyon dolar tazminat çıkarmıştır.

    bir keresinde de makedonya'da bir dava almıştı. tiikveş kırsalında keçi çalan bir adamı savunmak istemiş, yaptığı hatalar yüzünden hakim olayı yanlış anlamış ve davayı yugoslavya savaş suçları mahkemesi'ne yollamıştır. keçi çalan adamın dosyasını en son radovan karadziç'inki ile birleştirmişlerdi.

    böyle talihsizliklere imza atan satine avukatlık mesleğine devam etmektedir. kendisini seviyoruz, sayıyoruz.
  • neden olduğu soruların tamamına tüm içtenliğiyle cevap veriyormuş bu gece:

    - evet, benden çok daha üstünsün. evet, tabii ki istesen benden çok çok daha iyi şeyler başarırsın. evet, ikimizi tanıyanların bana daha çok saygı duymaları bana da garip geliyor. hayır, bunun nedenini bilmiyorum.
  • dokuz yıl önce bugün doğan öteki ben.

    zamanla öteki mi bana dönüştü, ben mi ötekine dönüştüm emin olamasam da, ben.
  • nihayet ilk albümünü çıkardı.

    çıkış şarkımı dinlemek için:

    http://www.last.fm/music/satine/_/today sister
  • sözlük meşhurlarından hep korktum, haklıymışım. dövmeye çıkagelmiş beni, bildiğin paralamaya. neyse ki mecali yoktu da sinire kese kese dinledi. sonra anlaştık, meğerse modern gibi çağdaş gibi yengeymiş. neden sonra yol arkadaşı olduk, beraber mardin'e gittik, sonra kapadokya'ya gittik, şimdi sibirya'ya gideceğiz, yerse.

    çok biliyor, anlatıyor, çok güzel insanlar tanıyor, tanıştırıyor, çok güzel şarkılar dinliyor, dinletiyor. müşebbek tatlısını biliyor da adını bilmiyor. neyse, gideriz de yerinde görürüz bi ara.
  • insanları benim tanıyabildiğimden çok daha iyi tanıyor. bu iyi bir şey midir bilemiyorum, ama avantajlı olduğu kesin.

    "kendin olacak kadar iyi değil hiç kimse"
  • son günlerde yaşamımdaki en büyük, en güzel değer. nasıl oldu da kendisine bu kadar alıştım, sevdim bilmiyorum ama onunla konuşmadan bir gün geçirsem gün bitmiyormuş gibi geliyor ve sözcükler birikiyor bir köşede ona anlatılmak üzere. böyle zamanlarda, yoksunluğu beni mutsuz etse de biliyorum ki onu çok sevmemden bu mutsuzluk.

    zor anlarımda verdiği desteklerle, yanlış bir şey yaptığımda verdiği öğütlerle, dürüstlüğü, sohbeti ve neşesi ile pek çok kere hüzünden uzaklaştırıp huzura kavuşturdu beni. bana kattığı değerler için ne kadar teşekkür etsem az çünkü yazdığı her satırda, ettiği her telefonda gönül borcum artıyor ona.

    kendisi için benim özetim ise, o sourberry'nin bana verdiği en büyük mutluluktur.

    ne şanslıyım ki yarın ona günaydın diyerek günüme başlayabileceğim.
  • su anda 10.000. entrysini giren yazar.

    ilk entry icin bakiniz:

    (bkz: judas priest/#936809)
  • gece gece içimde sevgi pıtırcıkları çıkmasını sağlayan, yıllar sonra bulduğum ablam, mıncırılası insan. şahane birşey... üzülmesin o hiç .
hesabın var mı? giriş yap