• ----------gökyüzü---------
    -------------9---------------
    -------------8---------------
    -------------7---------------
    ------5-----------6---------
    -------------4---------------
    ------2-----------3---------
    -------------1---------------
    ----------yeryüzü---------
  • toplu halde sekme istegi.
  • pazar sürprizi midir nedir o programda arada çıkan şarkının sözleri olabilir ki bu. ama başka sözü yok sanırım, şarkı 5 saniye seksek diyip bitiyor.*
  • turkce adi "sek sek", orijinal adi "rayuela" olan 1963 tarihli julio cortazar romani.

    latin amerikali (arjantinli) bir gocmenin avrupa'daki yasamini ve ruh halini anlatiyor. kitabi ozgun kilan ise, iki turlu okunusunun olmasi: isterseniz ilk 56 bolumu okur ve kitabi bitirirsiniz, isterseniz yazarin verdigi diziyi takip ederek (73 - 1 - 2 - 116 - 3... diye gidiyor) yani sek sek oynayarak okursunuz. fikir oldukca guzel.

    bunun disinda 70'ten once yazilan romanlara ozgu asiri tasvir ve minimalizmden uzaklik hakim romanda. yine de hem ozgunluguyle hem de anlattiklariyla okunmayi hakediyor.
  • hakkında yapılan gereksiz övgüleri görünce, şoktan şoka koştuğum mekan.
  • vestiyerine acilen bir eleman koyması gereken mekan.

    hafta sonu tertiplenen zirvenin ardından, arkadaşlarla eğlenmeye devam etme amaçlı olarak gittik buraya. gidenler bilir, vestiyer olarak küçük bir oda vardır burada. odadaki askılara montunu asan içeri geçer. sanırım genelde müdavimleri orada takıldığı için vestiyer bölümüne bir görevli koymaya ihtiyaç duymamış arkadaşlar. neyse efendim biz de güvenip montlarımızı astık buraya. hatta ben o derece güvenmişim ki* arabanın ruhsatını da montun cebinde bırakmışım. gece sona erip mekandan çıkacağımız vakit benim montu bulamadık. oradaki arkadaşlar böyle bir şeyin ilk defa olduğunu, yanlışlıkla birisinin almış olabileceğini, telefonlarımızı alarak geri dönüş olduğu takdirde arayacaklarını söylediler ve ben dımdızlak çıktım mekandan.

    bugün itibariyle yaklaşık bir hafta geçti. ne monttan ne ruhsattan haber var. hadi montun amına koyim de, ruhsat dert arkadaş. çıkartmak için yeniden araç muayenesi gerekiyor. bin tane yere gitmek gerekiyor. bürokrasisi çok fazla. tabi maliyet de fazla. kimlik, para falan gitseydi yemin ederim bu derece sikimde olmazdı.

    neyse değerli sözlükçüler. demem o ki, siz siz olun değerli şeylerinizi sürekli yanınızda taşıyın. en sağlam, en bildik, en samimi mekana bile, ilgili kimse yoksa önemli eşyalarınızı emanet etmeyin. ederseniz de bir gözünüz sürekli eşyanızda olsun. ruhsat yenileme için ödeyeceğim para da bana "akıl parası" olsun.

    edit: geçen hafta sonu seksek'e gidenler bi baksınlar montlarına. yanlışlıkla benim montu almış ve hala farkında olmamış olabilirler. şşş sana diyorum olm! sol iç cebe de bak, ruhsat ordaydı!
  • kapanmıştır. yandaki garip pavyonumsu mekan yerleşmiş oraya.

    bir devrin sonu. ergün abi'yi özleyeceğiz, barmenleri eren can ve kıvırcık eren can'ı, barmaid'i durcan'ı, ergün abi'nin adını unuttuğum muhteşem abisini özleyeceğiz. blue margarita'yı özleyeceğiz.
  • beyoğlu'nun kıyıda köşede kalmış güzel barlarından biridir.

    duvarlarında, orada, burada çizgi roman karakterleri vardır. ışıklandırması süperdir. loştur. öyle her yer ışıl ışıl parlayıp gözlerinizi kamaştırmaz en azından. klasik tarzdaki koltuklarınıza gömülüp biralarınızı yudumlarken, dev ekranda gösterilen corpse bride'ı izlemek falan eğlencelidir. o kadar ki, kendinizi evinizde zannederek, buzdolabından bira almak için koltuktan kalktıktan bir kaç saniye sonra ''ne yapıyorum ben yahu?'' derken bulabilirsiniz. (dolphingirl'e selam ederim. ahahaha!)
  • insanı çocukluğuna kısa bir an da olsa döndüren oyundur.

    servisten inip evime yürüdüğüm yolda her on metrede bir çizilmiş. eh haliyle etrafa küçük kaçamak bakışlar atıp seki seki veriyorum gari. çok eğlenceli oluyor. bir nevi eve seke seke döndürtüyor.**

    (bkz: sek sek sekerekten ismail)
  • genellikle kız çocuklarının tek başlarına veya en fazla bir-iki arkadaşlarıyla beraberken, yere kiremit kırığı, taş veya tebeşir kullanarak küpün yüzeylerinin açılımına benzeyen fakat çizimi yapan çocuğun bilgisi yönünde kare sayısının ve çizim şeklinin değişiklik gösterebileceği bir şekil çizmek suretiyle oynadıkları bir oyundur. oyunun amacı eldeki taşı belli bir mesafeden önceden numaralandırılmış karelerden birine atıp kalan karelerde çizgilere basmadan zıplayarak ilerlemek, geri dönüşte de taşı alarak bütün kareleri tamamlayan ilk kişi olmaktır. zorlaştırmak için taş atma mesafesi, kare sayısı artırılır ve/veya her iki ayağın yere basabilme oranı azaltılır. ekseriyetle sokakta oynanır. pipisinin ayrımına varmış olan erkek çocuklarını veya aynı anda çok sayıda çocuğu cezbetmediği gözlemlenmiştir. zira çok kişi olunduktan sonra daha eğlenceli oyunlara * * * geçiş yapılıp seksek bir sonraki yalnızlık anına terkedilir. denge unsuru gelişmemiş çocukların başarısız oldukları, sık sık düşüp oralarını buralarını bereledikleri ve ertesi gün kol ve bacaklarında kızıl tentürdiyot izleriyle gezdikleri görülmüştür.
hesabın var mı? giriş yap