• selahaddin'in kardeşlerinin adları, ülkü ocakları başkanlarını bile kıskandıracak cinsten olup turan, tuğtekin ve böri idir.
  • vefatından sonra, vasiyetine uygun olarak şehrin (ülke mi yoksa?) dört bir yanına dağılan tellallar şu mealde konuşmuşlardır:
    "duyduk, duymadık demeyin! kudüs' ü fetheden; hazinesinde altınlar, mücevherler bulunan sultan selahaddin ölmüştür! mezarına amelleri dışında sadece kefen bezini götürebilmiştir!".
  • bu islam büyüğünün hayatını anlatan, cüneyt arkın'ın selahattin eyyübi filminde geçen şöyle de bir ayar vardır:

    aslan yürekli rişar kendisinde konuk olan hekime gücünü göstermek için adamlarına emir verir ve birkaç demir çubuğu yan yana dizdirir. sonra tek kılıç darbesi indirerek bunları ortadan ikiye ayırıverir. (bkz: kaba kuvvet)
    bunun üzerine orada misafirmiş gibi davranan selahaddin eyyübi de buna karşılık vermek için oradan bir kumaş (tül) parçası kopartıp havaya fırlatır. tül aşağı doğru süzülürken kılıcının keskin tarafını onun altına koyar ve tül yere iki parça olarak düşer (bkz: teknik)

    bu sahne kevin costner'ın bodyguard filminde samuray kılıcını övmek için fütursuzca kullanılmıştır. (bkz: şerefsizlik)

    söz konusu filmde selahaddin eyyübi'nin (gerçekten de) vermiş olduğu bu ince ayarı yeterli görmeyen cüneyt baba (daha doğrusu türk senarist) bu hareketten sonra bir de rişar'ın ikiye böldüğü demirleri yan yana koyarak (ki artık kalınlığı iki kat olmuştur) tek kılıç darbesiyle onları da ayırır. yani alicenap türk milleti olarak kabakuvvete karşı teknik üstünlük sahip olmakla yetinmemişiz "kabakuvvetin alası da her zaman bizdedir" mesajını ısrarla vermişizdir. (bkz: spoil)
  • selahaddin eyyubi, ölümünden sonra da, yaşadığı dönemde de bütün müslüman halkların tarihlerinde ve haliyle belleklerinde yaşamaya devam etmiş, sahasında parıldayan bir yıldızdır. sadece askeri kişiliği değil, dini ve politik kimliğiyle de. osmanlı tarih belgeleri dışındaki menakıpname ve hamzaname literatüründen tutun da, hindistanlı müslüman bir yeniçağ tarihçisinin eserinde, müslümanların yaşadığı her yerde selahaddin vardır. selahaddin'in derdi olmayan tek şey, daha doğrusu hiç uğraşmadığı tek şey bu olmuştur: etnik işler, köken vs. dönemin arap şair ve tarihçilerinin 'o asabiyyeti kaldırdı' sözleri boşuna değildir.

    (bkz: asabiyyet-i cahiliyye/#13520336)

    türkiye'de ise nedense bu yönüyle değil de kürt müdür türk müdür diye tartışılıyor selahaddin. gelgelelim selahaddin'in kendisi böyle bir dert sahibi değildi. bunu özellikle dert edinenler, selahaddin eyyubi'nin devletini 'milli' bir kürt devleti gibi gösterenler özel bir niyet taşıyorlar ya da saflar. çünkü, öyle bir şey yok. bugün karl marx çok acayip musevi idi diyebiliyor muyuz? adamın böyle bir derdi yok. bunun türk tarihi için benzeri:

    (bkz: türk-islam sentezi/#10421777)
    (bkz: türk milli kültürü/#10421778)
    (bkz: türklerin ırsi olarak ırkçı olamamaları/#13461972)
    (bkz: türklerin ırsi olarak sosyalist olamamaları/#11139213)

    iddiaya göre türk silahlı kuvvetlerine göre türk olan kişi. türk silahlı kuvvetleri'nin böyle bir şey beyan ettiğini görmedim açıkçası. çok da şaşırmam, işleri tarih değil çünkü. iddianın sahibi fırat news agency, pkk'nın yayın organlarından, ırkçı ve yanlı yayın konusunda ortadoğu gazetesini aratmayan yayın organı. diyelim ki fırat haber ajansı'nın geçmişi ve bugünü bizi ilgilendirmesin, objektif olalım hadi. peki bunu neye dayandırıyorlar? jandarma istihbarat raporlarına. diyelim ki buna da ulaştılar. bak sıfır önyargı ile gidiyoruz, bak söyleme mecburiyetimi yerine getiriyorum sizin için.

    peki selahaddin eyyubi'nin 'bütün dünya tarafından kürt kabul edildiğini' nasıl uydurabiliyorlar? işte bu sorunludur arkadaşım. bu bir algı sorunudur, selahaddin kürt değildir demiyorum. bak anlatayım nasıl oluyor:

    ortaçağ kaynakları var, dilersen isimlerinin listesini benden alabilirsin, buna mesai harcayacaksan. bu kaynakların tamamında da selahaddin'in atalarının yemen'den azerbaycan civarına göç ettirilen ezd kabilesinden olduğu yazıyor. yemen'den evet. halen azerbaycan'da yerleşik kürtler filan vardır, zaten biliyorsunuzdur bunu. daha sonra ezd kabilesi'nin hezbaniye kürtleri ile karıştıkları da biliniyor. daha sonra selahaddin'in dedeleri selçuklular'ın (zengi ailesi, zengiler) hizmetine girmişler ve bugünkü ırak'ın kuzeyine göç etmişlerdir. bu aile daha sonra aynen kürtleştiği gibi türkleşmeye başlamıştır. bunu da adım adım, bazen gün be gün takip edebiliyoruz. sen hiç takip etme zahmetine girdin mi? hakeza, bu adımlardan birisi de necmeddin eyyub'un hanımıdır. dönemin ünlü türk kumandanlarından olan ibn tokuş'un kızıdır selahaddin'in annesi. hakeza necmeddin eyyub'un oğullarına verdiği isimler de bunun bir göstergesidir: şahinşah, turanşah, tuğtekin, ve böri vesaire. bunu gören birisi de selahaddin türktür diyebilir rahatlıkla. ama nedir? olay o değil.

    eyyubi bu aile hem bürokraside hem orduda önemli bir aile idi. selahaddin ise 3 dili birden konuşan birisiydi. selahaddin'in sır katibi (her şeyiyle en yakın adamı) imadeddin katip el-ısfahani'nin bildirdiğine göre muallakat şairlerinin şiirlerinin toplandığı bir divan her zaman yanında taşıdığı bir kitaptı. detay için sena el bark el şami adlı esere bakabilirsiniz. ama sizin ihtiyacınız olan şey o değil. zaten bakamazsınız da, taşşak ister o kitaba bakmak. sizde o yok işte.

    neyse, selahaddin arapça'yı da mükemmel biliyordu. kurduğu ordu türkler, araplar, iranlılar, deylemliler, tatarlar ve kafkas halklarından diğer müslümanlar, hatta ermeniler bile vardı. yine kadı fadıl abdurrahim el beysani'nin kitabında da benzer şeyler kayıtlıdır. kadı fadıl aynı zamanda selahaddin eyyubi'nin divan el inşa'daki başkanlığını yapmış, sonradan selahaddin'e vezir olmuş bir kişidir, bu kadar yakın yani adam. yine salahaddin'in öz yeğeni olan tarihçi muhammed bin takiyüddin ömer bin şahinşah bin eyyub da aynı şeylerden bahsediyor.

    nedir bu bahsedilenler, biraz açalım maddeler halinde:

    * selahaddin eyyubi'nin türklük, kürtlük gibi bir derdi yoktu. o sizin derdiniz daha çok.
    * selahaddin eyyubi zamanında böyle bir dert yoktu. bu dert sonradan ortaya çıktı.
    * selahaddin zaten birleştirici bir adam olması bakımından sizin gibi kürtçü olamazdı.
    * ordusunun büyük çoğunluğu türklerden, bürokrasisi farslar/araplar gibi gruplardan oluşmaktaydı.
    * selahaddin'in ataları yemen'den azerbaycan'a göç etmişti.
    * selahaddin 3 dili de akıcı şekilde konuşuyordu.
    * selahaddin ben bir kürt devleti kurdum demedi hiçbir zaman.
    * selahaddin'in kurduğu devlet, kurumları da dahil geleneksel bir islam devletinden farksızdı.
    * selahaddin sıkı sünni idi, şiiliğin ortadoğu'da zayıflaması selahaddin ile olmuştur.

    selahaddin, bugün 'amerikalılar ülkemize hoşgeldiniz, bize özgürlük getirdiniz' diyerek bacaklarını açanların ismini ağzına alamayacakları bir büyük insandı. yazık. çok yazık.

    açıkçası selahaddin'in yaşamını okumak, bugün için çok önemli. ben okudum sizin yerinize, o yüzden şey ettim ve selahaddin'in kökenlerinin kürt olduğunu biliyorum, sonraki yaşamını da anlamlandırabiliyorum. sizin tek yapabileceğiniz şey, indirgemek. budur, ötesini bilmiyorsunuz.

    peki sadece bunlar mıdır selahaddin hakkında yazılan dönemin kaynakları? hakeza usame bin munkız, yusuf el farıki, ibn el asakir, umara bin ali, abdurrahman ibn el cevzi, ibn memmati, ebu hasan ali bin ebu bekr el herevi, ibn zafir, muhammed bin ahmed ibn cübeyr ve daha sayamayacağım yüzlerce kaynak var.

    geleceğim nokta, selahaddin'in kökeni de günü de bugünü de kesin bir yere bağlanamaz. o sizin ırkçı hezeyanlarınıza dayanak bulma hevesinizden başka bir şey değil.
  • dantenin ilahi komedyasında hristiyan olmayan fakat dünyada çok iyi işler yapmış insanların bulunduğu limbusta bulunan tek müslümandır selahaddin eyyubi. bu nedenle dikkatimi çekmiştir. demek ki avrupalılar çok saygı duyuyorlarmış kendisine
  • fairburn'un ingiliz krallarını incelediği bu eserine göre türktür. calgary üniversitesinin tarih araştırma grubunun haçlı seferlerini anlatan bu araştırmasına göre de türktür. vladimir minorsky'e göre, şerefname'ye ve britannica'ya göre de kürttür. mukaddime'ye göre ise ravvadi aşiretine mensup bir araptır.

    eğer sümerler iddia edildiği gibi türk ise dört çağdan üçünü, türk değillerse dört çağdan ikisini açan bir kavmin tarihine selahaddin eyyubi'yi ekleseniz de eklemeseniz de bir şey değişmez. o tarih içerisinde böyle çok isim bulabilirsiniz.

    kürt tarihinin de en az türk tarihi kadar görkemli olduğunu söyleyen kimseler de aynı şeyi kürt tarihi için ileri sürebilirler.

    büyük taarruzdan sonra "hektor'un öcünü aldım" diyen ya da selahaddin'in kudusü alıncaya dek taktığı siyah sarığa nazire yaparcasına bursa işgalinden izmir'in alındığı güne kadar meclis kürsüsüne siyah örtü örten mustafa kemal'in bildiği bir şey var mıydı? bilmiyoruz.

    bildiğimiz şey sadece şudur ki selahaddin, ne kürtlük ne de türklük için savaşmıştır. onun amacı yalnız islamiyete hizmet edebilmekti.

    biraz da mustafa kemal fenerbahçeliydi; galatasaraylıydı; beşiktaşlıydı tartışmasına benzeyen bu tartışmanın galibi ne yazık ki olmayacaktır.

    çünkü tüm efsanevi insanlarda olduğu gibi selahaddin de mustafa kemal de büyüklükleri sebebiyle sadece bizim ve bizim gibi düşünenlerin kalbine sığamaz...
  • onunla ilgili şöyle bir hikaye mevcut: eyyübi kudüsü aldıktan sonra aslan yürekli richard sefere çıkar ve kudüse saldırır.uzun süren savaşlardan sonra richard kudüsü alamaz fakat düşmanına da hayran kalır.sonra richard dönüş yoluna çıkmadan önce yanına gider ve selahaddin'e "yenemeyeceğim kişilerin de olduğunu öğrendim" der.buna karşılık selahaddin de "ben de gücümün sınırsız olmadığını öğrendim" diye cevap verir..
  • ecnebilerin saladin adini verdikleri, mucadelesi age of empires 2'de basli basina bir campaign haline getirilecek kadar dunyanin ilgisini cekmis buyuk devlet adami ve komutan.
    (bkz: allah rahmet eylesin)
  • (1138 - 1193) mısır, suriye, yemen ve filistin sultanı ve eyyubi hanedanının ilk hükümdarı. kudüs’ü haçlılardan alarak (2 ekim 1187) kentte 88 yıl süren frank işgaline son vermiş, hıristiyanların misilleme olarak düzenledikleri iii. haçlı seferi’ni etkisiz hale getirmiş kürt sultan. ismi salahad-din'den çevrimlenmiştir. dinin kurtuluşu anlamına gelir. soyunun basra’dan azerbaycan bölgesine nakledilen yemen araplarından olduğu, orada hezbahiyye kürtleriyle karışıp, kendilerini bu kabileden kabul ettikleri rivayet edilir. babası necmeddin eyyub, selçuklu emiri imadeddin zengi’nin hizmetinde görevli bir vezirdi. amcası asadeddin şirkuh, zengi’nin oğlu ve ardılı emir nureddin’in komutanlarındandı.

    genç ve hırslı yusuf'un emir olabilmesi oldukça zordur. derken yolunu kapatanlar yani amcası şîrkuh , selçuklu atabeyi nureddin zengi (tam da mısır'a yürümek üzereyken) ve onun yerine geçen çocuk yaştaki oğlu salih ismail melik, zamansız ve nedeni anlaşılamayan şekillerde dünyadan ayrılıverirler. yusuf'un bunların ardında parmağı var mıdır bilinemez ama bütün bu tesadüfler zincirinin yusuf'un işine yaradığı kesin. bütün bunları, bir tarihi şahsiyeti tarafsız algılamak adına not etmek gerekir. kaldı ki haçlıların 2 yy süren hakimiyetine son verebilmesini bir anlamda zengi'yi de dahil ederek bu hükümdar ve komutanların yaptıklarına borçludur. zengiler urfa haçlı krallığına son vermese, şam halkı yedinci lui'yi 2'nci haçlı seferinde rezil etmese vs vs...

    zamanla selahhadin son derece kültürlü, sanat, edebiyat ve bilime düşkün. sanatçıları ve bilimadamlarını koruyan, karar almada despotluktan kaçınan bir devlet adamı, çağın önde gelen türk düşünürlerinden beha-ed din'in yakın dostu , emirlerinin küstahlığa varacak çıkışlarında bile öne sürdükleri fikirleri sabırla dinleyen, emrine karşı gelerek kale teslim eden emirlerine bile ceza vermeyen bir komutan olur.

    fethettiği yerlerde halka son derece iyi davranarak ve tutsak aldığı sovalyeleri serbest bırakarak batılıların saygısını kazanmıştır. bir keresinde kuşatması altında bulunan bir kalede yapılan bir düğünü sabote etmemek için mancınıkların düğün töreninin yapılmakta bulunduğu burçları hedef almamasını emretmiştir. ancak bunları merhametinden ziyade üstün siyasi öngörüsü nedeniyle yapıyor olması daha olasıdır. selahaddin veya oğlu el-melik tarafindan el-haravi'ye yazdırılmış bir askeri risalede:

    "savaşcı olmayanlara karşı gösterilen şevkat bir güç gösterisi olarak kullanılabilir ve düşmanın gözünün yıldırılmasında etkili olabilir" denmektedir.

    nezakette doruğa vardığı an ise yafa önlerinde yok etmek üzere kuşattığı arslan yürekli richard'ın atının vurulması üzerine savaştaki ustalık ve cesaretine hayranlığının bir ifadesi olarak ona savaşa devam edebilmesi için iki arap atı yollaması olmuştur.

    öte yandan tarikat sovelyelerine karşı müsamaha göstermemiştir. bunun nedeni örgütlü düşmanın yılmasını sağlayabilmektir. kendini kontrol edemediği tek hadise tutsak aldığı chattillon*'lu renaud'un çadırına getirildiği andır:

    "haçlı kuvvetleri ile müslümanlar arasında ne olursa olursa olsun düşmana ve değerlerine karşı gelişmiş bir saygı bulunmaktaydı. bütün bu tarihi şahsiyetlerin içinde kural tanımayan, değerlere saygısız, yağmacı ve acımasız yegane kişi olan bu fransız küçük şovalyesi, antakya prensi raimond ii'nin dul eşi constance'ı ayartarak prensliği ele geçirdikten sonra hiç bir otoriteyi tanımaz hale geldi. davranışlarıyla barışın tesisine engel oldu. hz.muhammed'in mezarını bile soymaya teşebbüs etti. seneler süren inişli çıkışlı macerası selahaddin'in çadırındaki diğer soylu esirlerin arasında son buldu. inancı gereği selahaddin ona "tövbe etmesini yoksa canından olacağını buyurdu. o ise gülerek selahaddin'e "asıl sen hristiyan ol. eğer ona inanırsan senin için hazırlanmakta olan ilahi lanetlenmeden kurtulursun cevabını verdi. selahaddin'in tepkisi ani ve sert oldu. kılıcı kimse ne olduğunu anlamadan renaud'un başını kopardı. sultan diğer soylulara döndü ve şöyle dedi:
    "kral kralı öldürmez, ama bu adam hainlikte ve küstahlıkta çok ileri gitti"

    2 ekim 1187'de selahaddin kudüs fatihi olarak şehre girdiğinde önceden hıristiyanlara verdiği sözü tuttu ve şiddetten kaçındı, 1099 yılındaki katliamların öcünü almaya kalkmadı. tek bir hıristiyan öldürülmedi, hiç bir yağma yapılmadı. bunu islamı propogandanın bir unsuru kılacak şekilde yüksek islami prensiplere bağlamaksa gerçekçi görünmüyor. amin maaluf gibi yazarlar bize islam ordusu içerisindeki köktenci kanadın haçlı istilasında dökülen kanların öcünün alınmasında ısrarlı olduklarının ve bu hususta hükümdar üzerindeki baskılarını hiç kesmediklerinin ipuçlarını veriyorlar. selahhaddin’in kendisine yakınlığı bilinen (ridley scott’un çizdiği tıfıl karakterin aksine o topraklarda büyümüş ve o günlerde 50’lerinde bulunan) ibelin’li balian’ı eşini kurtarmak üzere surların içine salmasını bu noktada çok manalı buluyorum. selahaddin ile balian arasında bu iznin verilmesi sırasında geçen diyaloğu hiç bilemeyeceğiz. ama kendi ordusu içindeki aşırı uçları, kana kan isteyenleri durdurmak için balian’ı şehre girmesine bile bile gözyumduğunu düşünmek çok uzak bir ihtimal olmasa gerek. emin maaluf’un naklettiği bir anekdot bütün bu varsayımı destekliyor:
    "yaklaşık yüz yıl süren haçlı egemenliğinden sonra, 2 ekim 1187'de, tam da müslümanların hz. muhammed'in kudüs'ten göklere yükselmesini kutladıkları günde selahaddin eyyubi kutsal kent'e girer. kesin emir vardır: batılı olsun, doğulu olsun hiçbir hıristiyan rahatsız edilmeyecektir. selahaddin'in ibelin'li balian'la yaptığı anlaşmaya göre, esir olduklarına göre haçlılar fidye ödeyecektir. fakir hıristiyanların fidyesinin ödenmesinde problem çıkar. selahaddin yaşlı, dul ve yetim haçlıların fidyesini kaldırır. paraya hiç önem vermemesiyle bilinen selahaddin'in hazinedarları ise mutsuzdur. selahaddin onlara şöyle der: "hıristiyanlar her yerde bizim iyiliklerimizi anlatacaklardır."

    kaynakça :

    tapınak şovalyeleri/ piers paul read
    http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=16
    http://www.ilkadimdergisi.com/…arih-ahmetbelada.htm

    araplarin gözüyle haçli seferleri (amin maolouf, çeviren: mehmet ali kılıçbay, telos yayıncılık, 1997, 375 sayfa, ) (veya aynı kitabın yapı kredi yayınları’dan ali berktay çevirisi “arapların gözünden haçlı seferleri” 266 sayfa 2008)
    haçlilar çaği 11. yüzyıldan 1517'ye yakındoğu, (p.m. holt, çeviren: özden arıkan, tarih vakfı yurt yayınları, 2003, 243 sayfa)
    batılılar, araplar ve kürtlerin gözüyle selahaddin eyyubi
    abdullah arı kültürel çoğulcu gündem 21 aralık 2007
    http://www.daplatform.com/…hpsessid=6c23c158b366...
  • kardesleri dahil pek cok yakin akrabasinin ozbeoz turkce isim tasimasi turk kokenli oldugunu gosterir. kardesleri arasinda turan, tugtekin, bori vardir. eslerinden biri unar bey, enisteleri umaroglu sadettin mesud ve muzafferuddin gokbori, yegeni karakus isimlerini tasimaktadir. bu isimlerin cogu, ilk kurt tarihi serefnamede de teyid edilmistir.

    (bkz: eyyubiler)
hesabın var mı? giriş yap