• anime pek sevmem ama denk geldi ve izledim çok güzel çizilmiş duygular ve olayların anlatımı harika. küçük böcekler ve zıplayan kafalar en beğendiğim yaratıklardı filmde. özellikle taşıyıcı küçük böceklerin olayları izleyişi, verdiği tepkiler, gözleri falan herşeyi ile mükemmel olmuş. vaktiniz olursa izleyip hayaller alemine dalabilirsiniz chihiro başlı başına bir eğlence zaten.
  • bir simgeler şöleni. deşifre için bir çok defa seyredilmesi gerekiyor. aslında bu film çok ciddi bir felsefeyi işlemekte... doğu inanışlarında insanlar, hayaletler ve ruhlar içiçedir. bu filmde uzak doğudaki "doğadaki her varlığın aslında bir ruhu vardır " felsefesinden yola çıkan ve gene uzak doğudaki ruhun temizlenmesi felsefesini de masalsı fon olarak kullanılıyor. filmde insan zaafları ve etik değerler aslında ana tema. ana-babanın duyarsızlığı, aç gözlülük yalnızlık, dostluğun parayla alınabilmesi, paraya itibar, kölelik, ruhun satılması, doğanın kirletilmesi gibi insanın yarattığı problemler, iyi niyet, ön yargısız yaklaşım ve saf sevgi ile bu filmde çözülüyor. filme aşık oldum!
  • ingilizcesi'ni seyredenlerle japoncasi'ni seyredenler arasinda duygu farki yaratabilecek bir film. cunku karakterlerin seslendirmesinde dikkat cekici yorumlar var. ben ingilizcesi'ni seyrettim ancak filmin cekim hikayesindeki parcalardan ve de seslendirmenin yapilmasini anlatan bolumlerden japon seslendiricilerin yorumlarini ayirdedebildim. mesela cokkolluamca japonca'da cok daha heyecanli sabirsiz bir tip idi, ingilizce'de ise daha sakin ve olgundu belki. cadinin sesi ingilizce'de inceydi, ikizinin sesi daha derin ve kalindi. japon versiyonunda ise tam tersiymis. chihiro'nun sesi cok cirtlakti ingilizce versiyonunda. karakterindeki olmamisligi, kustahligi, oturmamisligi, mizmizligi gayet iyi vermisti. japonca seslendiren kiz ise daha cekingen daha kendi halinde yorumlamisti chihiro'yu. belki de daha dogru yorumu oydu. ama belki de ne de olsa bir tanesi amerikan kulturunun olmamis meyvesiydi, digeri ise japonya'ninki.
    ----------
    su sarkiyi miyazaki de cok seviyormus, ve dvd'nin special features kismindaki filmin yapilis hikayesinde bu sarkiya dansedisini seyredebilirsiniz, komik.

    "welcome the rich man, he's hard for you to miss, his butt keeps getting bigger, so there is plenty to kiss,
    oh hey, everybody bow down, welcome the rich man
    beg for tips cause this is the time, beg for tips make yourselves a dime"

    ---------
    ikiz cadi koca bebegi kucuk bir fareye donusturunce "there now, your body matches your brain" demisti.
    ---------
    madeath'in dedigi gibi duzenli ve tutarli bir kapitalizm elestirisi olsa gerek. endustri kirliligi ve dogayi yokedip, ondan kopusla birlikte ruhlarin kirlenip yikanmaya ihtiyac duymasi ve de yine yikanmak icin gitikleri hamam, kirliligin bir parcasi olan temizlenme araclari, yokluk icinde olsalar da "daha fazlasini iste" sloganini benimsemis kucuk ve gururunu kaybetmis insanlar, bilincsiz bir isci sinifi ve onlari olesiye somurenler, statukoyu koruyan arasiniflar (haku), gecmisten kopus kimlik kaybedilmesi ve tazelenmesi ve egitilmesi, kulturel degerler "asilanmasi" gereken saftirik genclik. mesela ruhlarin huzuru el dokumasinda bulabilecek olmasi, doga ve kucuk isciligi savunan nostaljik miyazaki amca. insanlarin elestirdigi temalar sayesinde ekmek yemesi trajiironik de olsa hayatin gercegi budur ve tabi su da var ki, pixar bunu pazarlarken mutlaka miyazaki'den ve yaninda calistirdigi onlarca gencecik pirlantadan cok daha fazla yemistir ekmekleri, daha bir sismanlamis, mutlaka daha bir domuzlasmistir. oyledir tahminim. atalim boyle bir iftira.
    -------
    filmin gectigi "themepark", tokyo'daki edo-tokyo acikhava mimarlik muzesi'nden esinlenmis. bu muzede 1700-1990 arasi binalar sergileniyor.
    -------
    deadline'lara yetisebilmek icin miyazaki'nin bu filmin cizimlerini urettigi sirketi studio ghibli disindan da ekstra yardim alinarak yaklasik 40 cizer calismis film icin.
  • tamamen anlayabilmek için yönetmenin psikolojisini ve bilinçaltını da çözebilmek gerekir. çünkü her karede tartışılabilecek semboller mevcuttur. örneğin tren istasyonunda bir kız karartısı bulunmaktadır. onu chihiro' ya benzetmemek imkansızdır.

    fakat tabi böyle ayrıntıların yanında bariz şekilde ortaya konulan semboller de bulunmaktadır. hırs ve kapitalizm eleştirisini içerdiği gibi daha çok yabancılaşma üzerinde durulmuştur. sebep olarak da özellikle hırslarımız gösterilmiştir. küçük hayatlarımızı yaşamak varken -her zaman daha fazlasını isteyen- bizlerin de bir gün domuza dönüşmemesi için hiçbir sebep yoktur ortada.
  • chihiro'nun ayakkabilarini giydikten sonra iyice oturmasi icin parmak uclarini yere vurusu. kucuk bir hareket ancak bu kadar guzel anlatilabilirdi. miyazaki'nin ne kadar iyi bir gozlemci oldugunu bir kez daha gordum.
  • japon ve amerikan versiyonlarinin farkli oldugu ve bir kez daha* * amerikalarin dallama oldugunu gosteren film. soyle ki:

    --- spoiler ---
    chihiro gokyuzune bakmaktadir, gokyuzunden de mavi ejder gecmektedir*.
    japon versiyon: [sessizlik, hayret vs..]
    amerikan versiyon: hönk, haku's a dragon?!
    --- spoiler ---
  • ingilizce versiyonunu izlediğim, fakat yine de çok derinden etkileyecek, izlenen tüm çizgi filmlerin komik olmadığının bir başka kanıtı. grave of the fireflies gibi derinden etkileyecek güzel bir senaryo, hoş grafikler, vs.
  • müzikleri, yaratılan ortamlarla birebir örtüşen gerçekten başarılı bir anime. bazen arka planlara bakmaktan ana karakterlerin neler yaptığını kaçırıyor insan izlerken. biterken, keşke ben de bir ırmağın ruhu olsam diyip bu temiz aşka saygı duymaktan başka yapacak birşey yok.
  • izlerken bana sürekli castle in the sky'ı anımsattığı için miyazaki'nin kendini tekrar ettiğini düşündüğüm film. ikisini de izlemeden önce bilmiyordum aynı kişinin elinden çıktığını.*
  • an itibariyle izlemiş bulunduğum bir animasyon film bu kadar mı sürükleyici olur dedirten gerçek bir baş yapıt...yaratıcılığın sınırlarının bu kadar geniş olduğu bir animasyon film hatırlamıyorum...müthiş karakterler,güzel kurgu,müthiş müzikler...
hesabın var mı? giriş yap