seni üzmek istemiyorum

• bu sözü söyleyenlerin -samimiyetle söyleyenlerden bahsediyorum, "hadi ikile" anlamını kastedenlerden değil- atladıkları en önemli nokta, bu cümlenin ne kadar üzücü olduğudur.
  
  benim üzüleceğime, benim adıma düşünerek kendisi karar vermiştir bir kere. bu bile başlı başına saygısızlıktır.
  ben üzüleceksem ve sen bunu biliyorsan üzüleceğim şeyi yapma/söyleme o halde. sadece sözde kalan bir ifadedir bu. eğer dile dökülüyorsa... üzmek istemeyen insan üzmez!
  bu söz, bir üstünlük barındırır yapısında. "ben var ya ben, öyle biriyim ki, seni üzme, üzmeme kapasitesine sahibim. ne hissedeceğine bile ben karar verecek kadar sahibim sana" der içten içe.
  
  bu cümleye verilecek en iyi karşılık kısa ve kesin bir "yok ya!" olmalıdır kanımca. beni üzmek istemiyormuş. pehh!!
• anlamı, "az sonra seni üzeceğim"dir.
• ''ama'' ile devam eden uzun bir paragrafa sahipse, yok hükmündedir. yaz bunu bi kenara, sınavda kesin çıkar.
• seni üzmek istemiyorumun meali şudur:
  
  seni, akla ziyan pozisyonlarda, düzmek istiyorum fakat sen, "ilişkimiz nereye gidiyo nejat"; "biz neyiz nejat"; "şimdi ne olduk nejat" "böyle mi olacaktı nejat" gibi sorularla beynimi ürperteceksin.
  
  ben de kontratak olarak "sana söylemiştim macide; işte, bunu anlatmaya çalışıyodum o zamanlar ama inatla beni dinlemedin" diyerek, akla ziyan pozisyonlarda sıyrılıcam olay mahalinden.
  
  nası ama ? harikayım değil mi ?
• bok gibidir. üzmek istemiyorsan hiç başlamazsın arkadaşım. 8 ay sonra mı aklına geliyor ben seni üzmek istemiyorum sen çok iyi bir insansın demek.
• bu cümleyi sık sık kullanan ibnetorlar bir de siz üzgünken sizi aramaz, sormazlar beklerler siz toparlanıp arayın diye. "neden aramıyorsun" diye sorulduğunda da "seni üzgün görmeye, sesinin üzgün gelmesine katlanamıyorum" derler. bebeğim ne kadar da hassassın.
• belirtildiği gibi izansız bir egonun dillendirdiği bi şey bu. ama salak şunun farkında değil; ulan belki ben, beni üzmeni istiyorum, beni üzebileceğini bilmediğimi, riskleri almadığımı, kılı kırk yardıktan sonra, hesaplarımı çarşıya, pazara uydurmadığımı nerden biliyosun. felek hiç mi göstermedi sanarsın bize çemberini, dünkü sümüklü çocuk muamelesi neden, hiç mi aşık olmadık daha önce. bunu diyenin üzeceği varsa da üzemez o saatten sonra.
• heh bi de bunlar var ya di mi? mantar gibi türediler şerefsizler.
  yaw sen kimsin, yaptığın ya da söylediğin herhangi bir şey beni üzebilir mi? demek lazım . yahu nedir bu; kendine verilen değerden kendini bi bok, bi sik, bi bilmem ne sanmalar, havalar, afralar... varolan tek meziyetin halbuki, sana başkasının duyduğu muhabbet, ondan bile bihabersin. yavşak.
  ufff, içimdeki şiddet dürtüsünü reaksiyona geçirtiyorlar yeminle. yoksam böle bal gibin, süt gibin bişiyim. amk.
• -artik aryilalim lutfen... sana cok deger veriyorum, seni uzmek istemiyorum.
  +hamam tasi gumusten...
  -hayir...lutfen...artik dinlemek istemiyorum.
  +hamam tasi gu...
  -hayir dedim. hayir hayir. lutfen sen de beni uzme artik. hayir.
  +hamam tasi gumusten, simdi ge...
  -ne diyosun sen be?
  +bi dinlemedin ki. hamam tasi gumusten, simdi geldik sikisten. bunlari bana ogreten, senin ipne enisten.
  -...
  +nasil ama?
  -eee...arkadas kalalim?
  +kalmayalim.
• aslında kendisini düşünüp karşısındakini düşünüyormuş gibi yapanların kurtarıcısı olan bahane.