• senee 2002 mi ne; aynı evde, farklı bilgisayarlarda multiplayer diablo 2 oynuyoruz.

    -olum nereye kayboldun?
    -abi şeye girmek üzereyim ben, gelsene sen de!
    -neye lan?
    -rachid taha'nın mezarına!

    (bkz: tal rasha)
  • istanbul devlet klasik türk müziği korosu'ndan emekli olmuş ses sanatçımız. 1943 doğumludur. türk müziğiyle çok yönlü olarak ilgilenmiştir. klasik eserlerden günümüz bestecilerininkine kadar pek çok şarkıya hayat vermiştir. pek çok plak çalışması vardır. 1980'lerde erdoğan berker şarkılarını yorumladığı "aşk bu değil mi" (ya da o zamanlarki ikinci isim verme modasıyla "yüreğim alev alev") albümünden sonra kayıt çalışmalarını sonlandırmıştır. 2009'dan itibaren odeon ve trt kayıtlarından oluşan çeşitli şarkıları, cd formatında piyasaya sürülmüştür.

    serap mutlu akbulut, yurtdışında da kültürümüzün nadide eserlerini tanıtmış, çeşitli konser ve radyo programlarına katılmıştır.

    devlet korosu tarafından yayınlanan biyografisi aşağıdadır:

    "ankara’da doğdu. fatih kız lisesi’nin ardından iü edebiyat fakültesi pedagoji bölümü’ne iki yıl devam etti. müziğe küçük yaşlarında başladı. özellikle ağabeyi kanun sanatçısı ve bestekâr dr. ümit mutlu’dan ilgi ve destek gördü. istanbul belediye konservatuvarı türk müziği bölümü’ndeki altı yıllık eğitimden 1965’te mezun oldu. konservatuvar öğreniminde n. atlığ, m. nâfiz irmak, melâhat pars, şefik gürmeriç, dürdâne atlan, h. bedîi yönetken, süheylâ altmışdört, muazzam sepetçioğlu ve naime batanay gibi hocaların öğrencisi oldu. 1962’de “amatör sanatçılar” programıyla ilk defa okuduğu istanbul radyosu’na, 1965’te ‘yetişmiş sanatçı’ statüsüyle atandı. 1967’den itibaren başladığı plak çalışmalarında sekiz uzunçalar ve otuzdan fazla 45’lik plak doldurdu. 1976’da kurulan devlet korosu kadrosuna dahil oldu. koronun yurt içinde ve dışında verdiği konserlerde solist ve korist olarak uzun yıllar görev aldı. tunus, cezayir, mısır, almanya, hollanda ve kktc gibi ülkelerde konserler verdi. trt istanbul radyosu türk müziği gençlik korosu ile zeynep kâmil hastanesi korosu’nu yönetti. 2005-2006 döneminde itü tmd konservatuvarı’nda repertuvar dersleri verdi. hâlen trt istanbul radyosu’ndaki görevine devam eden ve çalışmalarını tv programları ve salon konserleri çerçevesinde sürdürmekte olan akbulut, dr. özgen akbulut ile evlidir."
  • gökyüzünde yalnız gezen baldızlar albümüyle geniş kitlelere ulaşan ve şöhreti yakalayan devlet sanatçısı.
  • -evet, deniz hanım ağlıyor mu yoksa? peki deniz hanım bir yandan ağlarken bir yandan da damadın ayağına basabildi mi acaba? ah hah ha
    -benim bacağım protez yalnız. takma.
    -pro...takma? evet...takma...da olsa... takma? evet, öyle bile olsa evlilik kurumunun kutsal bağıyla... değil mi? ehehe
    -...
    -gelinle damada bir türk bayrağı, bir de turgut özakman'ın ölümsüz eseri şu çılgın türkler'i takdim ediyorum!

    (nikah şahidiydim; bunlara şahadet ettim ben!)
  • 69 yaşında olmasına rağmen bugünkü devlet klasik türk musikisi korosu yılın son konserinde konuk solist olarak tarihi bir gün yaşatmış solist...

    dört münir nurettin bestesi şarkı lutfetmiştir.

    1 bir merhaleden güneşle derya görünür (güfte: yahya kemal)

    2 varalım kû-yi dilârâya gönül hû diyerek (güfte: sebkatî)

    3 dumanlı başları göklere ermiş ( güfte: vecdi bingöl)

    4 söyle sevgili söyle... ne füsun ettin ruhuma böyle ( güfte: vecdi bingöl)

    teşekkürler serap hanım...
  • tundrada sonbahar...
    uzun kış günleri yerini yavaş yavaş ilkbahara bırakırken, buz tutmuş ovalara mevsimin ilk yağmuru düşüyor.
    altı aydır izlediğimiz ve proçko adını verdiğimiz genç puma, çok acıkmış olduğu için kış uykusunun hemen ardından avlanmak zorunda. artık ekibimize iyice ısınan proçko hiç çekinmeden yanımıza kadar sokuluyor. tripodu yiyemeyeceğini anlayarak uzaklaşıyor. uzun uyku ona yaramış görünüyor. gürbüz ve sağlıklı. sarı tüyleri parlak ve gür. sürüsünü terkedip daha soğuk iklimlere ulaştıktan sonra bu bölgelere iyice adapte oldu (olaf palme!).
    proçko güçlü bir erkek. ağaç diplerine özel vücut sıvısını bırakarak bölgesini davetsiz misafirlere karşı sınırlıyor. bu üstünlük sayesinde yiyecek bulmakta da güçlük çekmiyor. hazır pizza avlamakta üstüne yok.

    reklam
    -keşke f1 benim evimde yapılsaydı!
    -f1 tutkunları; gurtlu pislik sakızlarını çiğneyin! enerji deposudur; ralli-zalli...hepsi olur bunların!

    çiftleşme mevsimi geldi...
    proçko kur yapmayı iyi biliyor. çapraz kur yöntemiyle rakundan böceğe, attan hamsiye; faunasındaki hemen tüm canlılarla çiftleşti.
    çiftleşme mevsimi bitti.
    ama proçko bitmedi. allah öyle bir şeytan tüyü vermiş ki dur durak bilesi yok bunun! ekibimiz ona veda ederek evine dönüyor.
    sürüsü proçko'yu özlüyor.
    proçko yüksekçe bir tepeye tırmanıp, fondaki dolunaya karşı "roh" diye kükredi.
  • benim onüç senelik aslan dostum;aslan yürekli sarışın.
    yüksek zeka-dağınık dikkat bileşkesi,bilgisayar mühendisi kalem efendisi.
    galaksinin en güzel gülen,güldükçe seni de güldüren,güldürdükçe kendi de gülen, imkansız üçgen.
    entryleri dikkatle takip edilsin,not düşülsün,feyz alınsın.
  • yıllar önce birlikte çektirdiğimiz "conan kağıttan baltasıyla burger king tacı takmış kralı hacamat ediyor" konulu fotoğrafı tutmuş; yanına da "rule them all!! diye biten saçma sapan harikulade bir not yazarak manowar grubunun fan photos sayfasına yollamış ve fotoğrafın sitede yayınlandığı gün de bunu bana "al abi sevgililer günü hediyem hahaha" diye bildirmiş dünya bir yana serap bir yana gönül meşalemdir.
    bize ulaşan ilk mail de şudur ki nasıl girmişiz metal dünyasına hafsala almaz:

    hey there!
    i've had a few email lately from people asking if its my picture on the manowar fan site.... i gotta tell ya, you do look a lot like me! (the guy holding the bloody axe that is). i also wanted to compliment you on the pic... its a bloody classic! i love the whisk in the hand of the fallen king, a final gesture of valour at the foot of his adversary!

    (bir gün sen kral olsan; ben conan olsam değil sana el kaldırmak, yan gözle bakana saldırırım olanca strengthimle.)
  • serap mutlu bir gün norveç'e gitmiş. bir buçuk sene sonra geri gelince havaalanında sormuşlar: "hakikati bulabildin mi erenler?"
    o da demiş ki: "yazılı basını hergün takip ederim arkadaş!"

    (bkz: trondheim)
    (bkz: oslo)
    (bkz: antalya)
    (bkz: ankara)
  • o ne sonsuzluğu kavrayan bir sesti öyle.
    o ne manevi hacim dolu bir haykırıştı.
    bayraklar cidden yarıya inerdi kendiliğinden. o yas dolu bir şarkı söylerken.
    o kadar ciddi ve etkileyici bir sesi vardı.
    borçluyuz kendisine..
hesabın var mı? giriş yap