• kurulacak her tür duygusal ilişkide ortaklığı en azından yakınlığı aranması gereken bir özellik.
    şöyle ki:
    sevme kapasiteniz 10 üzerinden 9 olsun. sizin %100 sevmeniz halinde 9 şiddetine karşılık gelecektir.
    ortalama sevdiğiniz bir insanı -%70 örneğin- 6,3 şiddetinde seveceksinizdir, veya %50 sevdiğiniz kimseyi 4,5 şiddeti kadar seviyorsunuzdur.
    diğer taraftan bu sevginizi akıttığınız kimselerin de sizinki gibi bir sevgi kapasiteleri mevcuttur. hayattaki her şeyde olduğu gibi kimisi sizden yüksek, kimisi ise sizden düşük olacaktır. işte bu kapasite konusunda birbirine yakın durmak bir ilişkinin (herhangi bir tür ilişkide) son derece önemli kriterlerindendir. zira misal liseden çok sevdiğiniz arkadaşınıza rastlarsınız yıllar sonra bir heyecan, mutlulukla kucaklarsınız 9luk kapasitenizle belki %70dir sevginiz. 6,3 şiddetinde sevginizi, özverinizi sunarsınız. belki onun kapasitesi 7’dir ama size sevgisi %90 o halde aynı şiddette verirsiniz sevginizi karşılıklı. yine de bir şeyler tutmaz, her şey yolunda gibi görünse de bir gün arkadaşınız sizin aynı şiddetteki sevgiyi ona sunabilmek için onun kadar çaba harcamadığınız fikri ile kırılabilir. ya da bir gün aşık olursunuz % 100 seversiniz, hatta belki % 110-120… belki o da %100 sever, sever de kapasitesi 6dır mesela. şiddetler arasındaki fark o an ortaya çıkar işte. sizin sevginizin değerini anlamaya bile yetmez ki onun içindeki. sizi sevdiğini bilirsiniz ama onun kapasitesini aşan noktalara geldiğinizde kalbinizdeki batma hissine çözüm olmaz ki bilgi…
  • insanlari birbirinden ayiran tek unsur bana gore.

    birbirimizden zeka, fiziksel gorunum, yaraticilik, yetenek hatta dna diziliminde dahi pek farklilik gostermiyoruz. egitimle, bakimla, calismayla birbirimize olabildigince yaklasmamiz her zaman olasi. aramizdaki kapatilamayan tek fark bana gore dogustan gelen ve bir cocugun kalbinde dogan* zamanla, uygun sartlar altinda serpilip gelisen; insanlari duyarli-duyarsiz, tepkili-tepkisiz, hisseden-hissedemeyen yapan sey budur. birine bir seyleri ogretmek mumkundur, bir yetenegi gelistirmek mumkundur ama birine birseyleri daha cok sevmeyi ogretmek mumkun mudur ? bencilligini kirmak mumkun mudur ?
  • birleşik kaplar prensibine göre, aynı basınç altındaki fertlerin şekilleri farklı olsa da seviyelerinin aynı olduğu varsayılmakla birlikte, kapasitelerinin fena halde farklı olduğu göz önüne alınarak hesaplanması gereken orandır.
  • "(..) aslinda ancak tek basina olabilen bir insanda sevme kapasitesi bulunur. yalniz insanlar sevemezler. onlarin ihtiyaci oyle buyuktur ki sadece yapisirlar - nasil sevebilirler ki ? yalniz insanlar sevemez, ancak somururler. yalniz insanlar asik rolu yaparlar; aslinda sadce sevgi almaktir dertleri. vercecek sevgileri yoktur, verecek hicbirseyleri yoktur. sadece tekbasina ve keyifli olmayi becerebilen bir insanin ici oylesine sevgiyle doludur ki onu paylasabilir. sevgisini yabancilarla paylasabilir. (..)"
    (osho yayinlarindan bir alinti)
  • "akıl sağlığı uzmanları insanlara senelerce, sosyal destek olmadan psikolojik açıdan sağlıklı olabileceklerini, 'siz kendinizi sevmezsiniz kimse sizi sevmez' fikrini öğretmiştir. kadınlara erkeklere, erkeklere de kadınlara ihtiyaçları olmadığı söylenmiştir. ilişkileri olmayan kişilerin çok ilişkisi olan kişiler kadar saklı olduğuna inanılmıştır. bu görüşler insan türünün en temel yeri biyolojisine ters düşüyor: bizler memeli hayvanlarız, o yüzden de derin ilişkili ve birbirine bağlı insan teması olmadan hiçbirimiz hayatta kalamazdık. işin gerçeği, sevilmiş olmadan ve sevilmeden kendinizi sevemezsiniz. sevme kapasitesi tek başınalıkla inşa edilemez."

    şimdiye kadar en iyi bruce perry tarafından açıklanmış kavram.
  • hayata bakışınız ile ilgili bir durumdur. karşıdaki kim olursa olsun sevmek isterseniz seversiniz işte, istemezseniz de o insan kül olsa da gözünüzün önünde görmezsiniz. sevemiyorum işte, dersiniz. size ve karşınızda duran insana bağlı olarak değişebilen bir durumdur.
  • sevdiklerinden yediği kazıklara göre, zamana göre düşüş gösterebilecek kapasitedir.
  • zamana göre artış veya azalanı, güncelleneni doğru olanıdır. baştan 100 üzerinden 100 birim ile değer vererek sevmemek lazım. yavaş yavaş sürece yayılarak hak edilmeli. benzer şeyi güven konusunda da bulabiliriz. mesela yeni tanıştığımız birisine direkt %100 güvenmek yerine, bir miktar temkinli ve sindire sindire, yaşanan olaylara göre o değeri biçmek yararımıza olur.

    (bkz: hatalardan çıkartılan dersler)

    önce değer biçme, zaman içerisinde karşı taraf yaptığı ve yapmadığıyla değer kazansın.

    not: sadece duygusal/romantik ilişkiler özelinde değil, tüm insan ilişkilerinde durum bu şekilde. doğruluğunu test etmek için hayatınızdaki anıları bir gözden geçirin, hak vereceksiniz.
  • cigdem talu > melih kibar esitsizliginin konusu.

    cigdem talu’nun melih kibar’a yazdigi sozlerden kisa sure sonra ikili aradaki yas farkini kibar’in kabul edememe probleminden oturu ayrilirlar.

    her sey seninle guzel,
    soz: cigdem talu, beste: melih kibar. (1977)
    https://youtu.be/0qkrpyn7dcc (zerrin ozer)
    https://youtu.be/4umprwusn8q?t=1410 (yuzyilin asklari belgeseli)

    her şey seninle güzel yolda yürümek bile
    olmayacak düşlerin peşinde koşmak bile
    her şey seninle güzel bu toprak bu taş bile
    içimdeki bu korku gözümdeki yaş bile
    beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
    seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
    beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
    seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
    her şey seninle güzel duyduğum bu ses bile
    yalnız içtiğim su değil aldığım nefes bile
    her şey seninle güzel bu yağmur bu kar bile
    yüzümdeki gözyaşının izleri onlar bile
    beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
    seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
    beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
    seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
    beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
    seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
    beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
    seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
    tek bir gün yeter bana
    her şey seninle güzel
hesabın var mı? giriş yap