• büyükada'daki evini 6.5 milyara matild manukyan'a satmışlığı vardır, sene 1991.
    şu an oturduğu nişantaşı'ndaki evin küçük odası bizim evin üç katına tekabül eder.

    emlakspor taraftarıyım
  • sinemamızda postürü en düzgün kadın oyunculardan. bilmiyorum belki de en iyisidir. bale eğitiminin üzerine revüde dans etmişliği de olduğundan filmlerde dans edebilen, şarkı söyleyebilen, kameraya poz kesme becerisi doğal oyunculuğundan biraz daha önde olan baygın bakışlı ilk kadın yıldızlarımızdan. cahide sonku'nun hemen ardından gelir ama aşağı yukarı aynı sayıda filmde oynamışlıkları var. sonku bir on yıl daha büyük galiba.

    allah kerim, arzu ile kamber ve tahir ile zühre filmlerinde birlikte oynadıkları ve kişisel kannatimi ifade etmem gerekirse kötü bir oyuncu olan kenan artun ile evlenip on yılı devirince boşanıyorlar. arada bir de türk export diye berbat bir ismi olan yapım şirketi kurup bir güzel batıyorlar. lafı getireceğim yer de burası aslında. batma nedenleri, kıbrıs'ın belalısı kızıl eoka diye bir film yapmaları. film 1959 yapımı ve o sırada kıbrıs'la ilgili olarak türk-yunan ilişkilerinde bilmem kaçıncı bahar havası esiyor ve hükümet filmi şak diye yasaklıyor. hükümet dediğimiz de adnan menderes'in demokrat partisi. film yasaklanınca yapıma gömülen para buhar oluyor ve şirket de batıyor. siyasetin sanat muhabbeti bu kadar olur zaten.

    sinemada sansür dendi mi eski solcu-yeni liberal ve "ne ordayım ne burda rüzgarın estiği tarafta" takımı, meseleyle doğrudan ilgisi olmamasına rağmen yasayı çıkaran (geniş kapsamlı bir sansür yasasıydı, sinema da payını düşeni aldı. esas etkisi müzik ve edebiyattadır) devrin chp hükümetlerine ve onun üzerinden de ilginçtir cumhuriyete esip gürlemeye bayılıyor. sırf uluslararası yayın yapabilmek için ülkesine bu kadar söven insan başka diyarlarda zor bulunur.

    bana ilginç gelen başka bir nokta: sinemada sansürün daniskası ve en ağırı demorat parti zamanında yapılmış ve en basitinden mesela nedim otyam'ın 1952 yapımı toprak isimli filmi köylüyü olduğu gibi (!) gösterdiği için sansür kurulundan geçememiştir. böyle tonla film makasların arasında eriyip gitmiş, geriye etliye sütlüye dokunmayan melodramlar, tarihi filmler falan kalabilmiştir ki sinemanın dar bir yelpazeye sıkışma nedenlerinden biri de en önemli döneminde (1950'ler) demokrat parti tarafından uygulanan bu baskıdır. sansür denince pek az kimse adnan bey'in hakkını (!) teslim eder de ondan aklıma geldi sezer sezin derken.
  • kült ekol meşin kasket-meşin ceket ikilisiyle, etrafa posta koyuvererek gezinen şoför nebahat isimli figürü canlandıran emektar bir efendihan.
  • 1963 yapimi l'immortelle* adli fransiz filminde onemli bir rolde oynamis olan aktris.
  • gerçek adı mesrure sezer'dir
  • hakkındaki belgesel için
    https://www.youtube.com/watch?v=vffklwirmmk
  • tedavi gördüğü hastanede bu sabaha karşı hayata gözlerini yuman sinema oyuncusu. sezin, 88 yaşında idi.
  • ona biçilen bir tipi değil de özellikle farklı rolleri oynamasıyla dikkan çeken sinemamızın ilk büyük kadın yıldızlarımızdandı.

    (bkz: damga)
  • burçak evren durmamış, bu oyuncu hakkında da bir kitap yazmıştır.
    22. ankara uluslararası film festivali yayını olarak basılmıştır kitap.
  • ömer lütfi akad ile birlikte türk sinemasının seyrinin değişmesinde ve modernleşmesinde epey katkıları olmuştur. umarım hep hatırlanır.
hesabın var mı? giriş yap