• anlamsız, yapmacık porno videolar izlemeye (film demeye dilim varmıyor) alışmış olanların anlamakta zorlanacağı, samimi, gerçekçi, tek kelimeyle mükemmel bir film. insanları tahrik etmeyi değil ama fast food etkisine paralel bir şekilde hızlı, özensiz ve kalitesiz bir çabuk-doyum vaat eden yeni nesil porno filmlere alışmış olan bünyelerin böylesine sınırları kaldıran ve özgürce yaşanan seksi, kolay kolay "pislikten" ayırmalarını beklemek zordur. bu nedenle böyle bir gerçekliğin, doğallığın kendilerini rahatsız etmesi beklenmektedir.

    filmin bir alt-amacı da, kalitesiz ve yapmacık pornografiyle yozlaşan yeni nesli çimdiklemek, sarsmak, ruhumuza bizi uyandıracak nefesi üfleyebilmektir. orgazm filmde sembolik olarak cinsellikten haz almayı temsil etmektedir. filmin başlarında en fiyakalı porno videolardaki aksiyonlara bile taş çıkartacak cinsten bir performans sergileyen çiftin aslında çok da toz pembe bir cinsel paylaşıma sahip olmadığını öğrenmemiz boşuna değildir. film, bizlere örneğin yeni nesil porno filmlerde dayatılan her türlü pozisyonda seks yapmanın, gerçekten hissederek değil de, marjinallik olsun diye çığlık atmanın yeterli olmadığını ya da bunların, tarafların gerçekten haz alabildiği seksi tanımlamada belirleyici olan gerekçeler olmadığını göstermeye çalışıyor. bunun yanında sekste taraflardan her biri haz aldığı sürece sınır olamayacağını da anlatmaya çabalıyor. birbirileriyle beraber olmaktan zevk alabilen, birbirilerinin isteklerini anlamaya özen gösterenlerin, gerçekten paylaşarak gerçekleştirebileceği her şey güzeldir.

    oysa yeni nesil porno videolarda seks pis ya da komik bir eylem gibi gösterilmektedir. bunlara göre insanların bastırılmış adi içgüdüleri vardır. bu videolar da bunları şipşak ortaya çıkartarak yüzeysel, garip biraz da suçluluk hissettiren bir doyum yaşatmayı amaçıyor gibi görünüyor. böylece sahte bir zayıflık yaratmayı ve bu endüstriyi beslemek üzere buna bağımlı hale getirmeyi...

    filme dönecek olursak, yazının başında da belirttiğim gibi, seksi bizlere yüzeysellik, suçluluk gibi duygular yaşatmadan, samimi bir şekilde sunan, bize sürünün bir parçasıymışız gibi hitap etmeyen, özgürlüğümüzü, kimliğimizi ve bireysel tercihlerimizi vurgulayan böyle bir film bizi rahatsız edebilmeyi başarabilmektedir. umut edilen bunun ötesine de geçmiş olması ve hissettiklerimizin üzerine düşünmemizi de sağlayabilmiş olmasıdır.
  • bir yetişkin filmi olduğu kesin ama porno olarak sınıflandırabileceğimi sanmıyorum. pornografik filmler çıplaklık ve cinsel birleşme sahneleri içerir ve bunu yaparken izleyiciyi seksüel anlamda tahrik etmeyi amaçlar. shortbus belki baştan aşağı sevişme sahneleri ile dolu bir film olabilir ama izleyeni seksüel anlamda tahrik etmek gibi bir derdi kesinlikle yok. hatta bu açıdan bakıldığında erotik bir film olarak adlandırmak dahi hatalı olur. seks üzerine bir filmdir. içerdiği seks gerçektir. konusu itibarı ile sevişirmiş gibi yapan aktörlere yer vermesi tarkan viking kanı filmindeki plastik ahtapot kadar yapay duracaktır. açıkçası ben de filmin ilk sahnelerinde tedirgin oldum hatta sonuna kadar izleyip izlememe konusunda kararsız kaldım ama ikinci bir baise-moi vakası ile karşı karşıya olmadığımı anladığım andan itibaren filmden keyif almayı başardım. genel anlamda filmi bir başyapıt olarak nitelendiremesem de yerden yere vurulmasına da bir anlam verememekteyim. filmi hiç sevmedim sevişme sahnelerinden rahatsız oldum diyenlerdenseniz john cameron mitchell'in hedef kitlesine dahilsiniz demektir. filmin kendini sevdirmek gibi bir niyeti olmadığı açık. ayrıca kendi penisine yetişebilmek için debelenen bir adamla başlayan filmin izleyicisini rahatsız etmek istediğini anlamak için manny farber olmaya gerek yok.
  • aşk ve sevgi üzerine yapılmış en ciddi filmlerden biri. lafı hiç dolandırmadığı ve sonunda elinde çiçekle sevgilisi uçağa binmeden yakalamaya çalışan adam olmadığı için hazmetmesi zor olabilir tabi.
  • justin bond ablamızın yardırdığı filmdir:

    grup seks yapan kalabalığı gösterir ve:
    - tıpkı 60lar gibi. tek farkı artık daha az umut var.

    karizmanın "gösterişli entri" ile geldiğini sanan ama esas olayın "girdiğin yerden çıkmasını bilmek" olduğunu bilmeyenler için gelsin:

    -eskiden dünyayı değiştirmek isterdim. şimdi tek istediğim, saygınlığımı koruyarak odayı terk etmek.

    çıldırtan müşteriler için:
    -sabahtan akşama yarrak yerler, sonra açık büfeye geldiklerinde veganım derler.

    bu da ekşiciler için:
    -filmler ne kadar sıkıcı ise kendilerini o kadar entel sanıyorlar.
  • dünya üzerindeki bütün anorgazmik kadınların bu filmi izleyip gaza gelmesi lazım. anafikir: orgazm -mutluluk gibi- öylece başa gelen bişey değildir, git uğraş ve onu al. başka bi anafikir: cinsellik yalnızca cinsellik değil, mutluluğun en net belirleyicisidir. yani "bence seks o kadar önemli diil ya orgazm olamıyosam olamıyorum napiym" diye kaçmak yerine mücadele etmek, hatta resmen savaşmak lazım. bi kere geliyoruz şu dünyaya. inanılmaz bi azim ve inat vardı kadında, alkışlayasım gelmişti resmen, izleyin. ve gaza gelin!!1
    ha bi de gerçekten shortbus diye bi yer olsaydı gitmek isterdim ahshe. acayip ortam.
  • içerdiği sevişme, mastürbasyon, vb. sahnelerin hiçbirinin, kesinlikle ''olsun'' , ''tahrik edelim'' ,vb. maksatlarla bulunmadığı film. teker teker karakterleri, hayatlarını, takıntılarını, içlerindeki boşluğu, bunları nasıl doldurmaya çalıştıklarını, arzu ve heveslerini, ümitsizliklerini ve ümitlerini, seyirciyi boğmadan, sıkmadan, olabildiğine samimi ve sıcak bir biçimde aktarıyor. john cameron mitchell 'in ne demek istediğini bildiğini senaryo rahatça belli etmiş. en büyük kanıtıda, duru ve gereksiz detaydan uzak dialoglar ve başarılı kurgusu.

    filmin en büyük başarısı ise, -maalesef- günümüzde dahi aykırı (günah, ahlaksız, yalnış!?) görünen ilişki tipleri ve karakterlerin olabildiğine insancıl ve gerçek olması. hiçbir karakter karikatürize edilmemiş. bu da sizin filmin içine girip, kendinizi hikayeye kaptırmanızda en büyük etken. bunun dışında yer yer kahkahalar ile güldürüyor (titreşimli yumurta ve istem dışı dövüş, milli marş 'ın oldukça orjinal bir yorumu,vs..) , bolca hüzünlendiriyor ve sadece orgazm değil, bir ilişkiden istediğimiz nedir 'e yönlendirebiliyor.

    ıyy, gayler, orgazm olmak isteyen kaka kadın, dominant kadın, pipi, kuku... cık,cık, ne günlere kaldıkçılardan değilseniz, sizi bir buçuk saati aşan, sıcak bir hikaye bekliyor.

    ellerine sağlık john cameron mitchell .

    not: film, edinilesi ve tekrar tekrar dinlenesi müthiş bir soundtrack 'e sahip. dikkat!
  • acilisiyla sizi goreceklerinize alistiran bir filmdir. filmin ilk 10 dakikasi, film boyunca goreceklerinize dair bir uyari gibi... rahatsiz olacaklar ciksin, kalan saglar bizimdir mantiginda ki hakikaten salondan cikanlar oldu. acilistan sonra pornovari grafiklikte seks sahneleri pek de acaip gelmemeye basliyor ve ilginctir ki, film guldurmeyi de huzunlendirmeyi de basariyor. oyunculuk genel itibariyle vasat ama iste idare ediyor. seks sahneleri gercekten gercek. hatta bazi ciftler sanki etrafta kimse yokmuscasina rahat ve keyifli. ozellikle de dovmeli guzel kiz*ve partnerinin oldugu sahneler bir orji icinde gecmesine ragmen tuhaf sekilde icten gorunuyor.
    enteresan bir film vesselam, ne diyeyim.
  • tuhaf bir şekilde filmi beğenme beğenmeme durumunun homofobi ile ilişkindirildiği film. bir nevi turnusol kağıdı muamelesi yapılıyor filme. ama şöyle bir şey söylemekte fayda vardır;

    bazılarına göre eşcinsellik yoktur, cinsellik vardır. tadında cinsellik her türlü haliyle mübahtır. ama günümüzün en keskin hadiseleri olan -kulakların çınlasın freud amca- cinselliğe ve/veya şidette oynamak her zaman herkes nezdinde prim yapmaz. zevkleri irdelemek pek de herkesin haddine değildir ve aksine beğenmemeyi homofobi suçundan -evet ya suçtur- yargılamak, asmak ise bayağı anlamsız ve hatta haddini aşmaktır.

    bu buralarda homofobinin anlamını bilmeyen ve homofobiyi eşcinselliğe ilişkin her şeye iggy iğrenç diyen herkese yafta yapıştırma sanan bir takım insanların durumuna düşmektir. velhasıl eşcinsel bile olsanız, eşcinsel seksi izlemekten keyf almayabilirsiniz ve zannetmeyin sırf bu keyf almama hali nedeniyle bu film bazıları nezdinde tükaka ilan edilmemiştir. sadece anlamsız bir vakit kaybı olarak değerlendirilmiştir.

    (bkz: homofobik/@ride)
  • merhaba (kızaran surat)
    türkiye'de yaşadığım için en sevdiğin filmler nelerdir dendiğinde bu filmin adını hiçbir ortamda veremeyeceğim belki ama çok tatlı film. bayıldım resmen.

    bütün karakterler mi sevilir bir filmde. yaşlı belediye başkanına bile bayıldım. müzikleri harika. finali müthiş. içindeki o kadar cinsel unsura rağmen (o da ne demekse. insan vücudu güzeldir ve seks ayıp değildir) kesinlikle izlediğim en iyi romantik komedilerin arasına ekledim.
  • homofobi testi gibi bir şey. rahatsız olmadan izleyebiliyorsanız testi geçiyorsunuz. konusunu izledikten üç gün sonra tamamen unutsam da izlemesi keyifli filmdi. maketten yapılmış havası veren çizgi new york tasviri çok sıcaktı özellikle.
hesabın var mı? giriş yap