• adana'da kebapçıya gittiğinizde, garsonun yapacağı -yemek öncesi- ilk şey.
    bir tabak acı vermek.
  • bir başkasını acı çekmek konumuna getirmek.
  • istenilmeyen kişileri başınızdan savmak, bir nevi ayar verip göndermek manasında kullanılır.

    illa birşeye benzetmek gerekirse, pinpon oynarken raketle topa vurduğunuzu ve topun raketi vuruş şeklinize göre geldiği açıdan belli bir derece sapma yaparak rakip oyuncuya geri gitmesini gözünüzde canlandırınız.

    işte aynı o top gibi, gıcık alınası kişinin size bir şekilde yaptığı göndermeyi çevirip kendisine iade edebilirseniz bu kişiye açı vermiş, zıplayarak ortamdan uzaklaşmasını sağlamış olursunuz.

    göreceli olmakla birlikte bu açının en mükemmel kabul edileni, en çok rağbet göreni 30° olarak kabul edilmiştir.

    cümle içinde kullanılışı:

    -abi nooldu şu herif, amma kafazigti ha bi kurtulamadık.
    -ahah oolm ben ona süper açı verdim lam. bööle 30° olanından hemide.
    -hadi ya, of süper olmuş bi daha gelmez artık.
    -olm o açıyı alan bidaha geri geldi mi hiç ha? gördün mü geri geleni?
  • (bkz: azcik vermek)
  • "...
    kim(ler)den acı çekeriz; ve, kim(ler)e acı veririz? -aldırmadığımız, boşverebildiğimiz, bizim için önemsiz insanların yaptıkları bize acı veremez: birisine acı verecek bir şey yapmak için, oysa, ona önem vermemiz gerekir -yoksa, işte aldırmayız, boşveririz..

    demek, ancak, sevdiğimize 'vere'biliriz, 'acı'yı
    ..."*
  • "herhangi bir kimseyle ya da herhangi bir şeyle yeni bir bağ kurma yolundaki her çabamızda, bir bakıma yaralanmamız kaçınılmazdır. çünkü bu, eski bağlarla bir çekişme, onların yerine yenilerini koymadır, hiç bir zaman da hoşa gitmez. (...) ayrıca iki yandan biri ötekine kesinlikle başeğerse, özveri diye adlandırılır bu davranış, bu da ölüm demektir. onun için, sevgisinde duran peri kızı on sekiz ay bağlılıktan sonra ölmüştür." d. h. lawrence - anka kuşu

    "aklı başında olan kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir." aristoteles - nikomakhos'a etik

    (bkz: yaralamak), yaralanmak, acı duymak, acı çekmek
  • “ tekerlek ve fren- tekerleğin ve frenlerin görevleri farklı farklıdır, ama bir tanesi de ortaktır: birbirlerine acı vermek.”

    friedrich nietzsche- gezgin ve gölgesi
  • insan beceremiyorsa sevmemeli.
    acıyı, mutluluğu, huzuru, gözyaşını, gülümsemeyi göze alamıyorsa sevmemeli.
    çünkü diğer türlüsü acı vermektir.
  • (bkz: açı vermek)
hesabın var mı? giriş yap