• ciddiye alınması gereken çocuktur.
  • cok fazla şimartıldıktan sonra tahminen ilk azarını yemiş cocuktur.
    ne yapıcağına ve azarlamanın verdiği aşağılanmayı kendine yedirememiştir, oysa yanlış yapmaya devam ederse azarlanmaya da devam edeceğini öğrendiği zaman yetiştirilirken ki zamanın şimarıklığını gösterip bi daha tınlamayacaktır bu azarlamaları.
  • büyüdükçe hafifleyecektir düşünceleri, intihara kadar gitmeyecek yerini başka başka kararlara bırakacaktır. üniversite döneminde aklına intihar değil okulu bırakmak gelecektir, işe başladığında benzer bi durumla karşılaştığında istifa etmeyi düşünecektir, ama tahammülü katlanmayı bir türlü öğrenemeyecektir.
  • edip cansever'in bezik oynayan kadınlar kitabında geçer. aslı şöyledir:

    ...

    hüzünler acılaşıyor hilmi bey
    (...)
    acılar da acılaşıyor gittikçe
    sanki
    bir azarlanmayla ölümünü düşünen çocuklar gibi
  • (bkz: drama queen)
  • dünyayı kendi etrafında döndüğünü hissettiren ebeveynlere sahip, dünyanın kendi etrafında döndüğüne inanan çocuğun ufak bir taş parçasıyla tuzla buzla buz olan hayatının açmazıdır.
  • yaşım 27 ama. gerçi hani anneme babama göre hala çocuğum ya. neden olmasın. hem küçükken de böyle değil miydim ben. bir azar ikinci azar üçüncü azar... kaç intihar süslü rüyadan uyandım kimbilir.
    baskıcı ve baskıcılığının yanında saygısız ebeveyne sahip çocuğun düşünceleridir bu. aslında ölmenin nasıl olduğunu gayet de iyi bilmektedir sanılanın aksine.kendisinin hiçe sayılarak son sözünü söylemesine bile izin vermeden siktiri çeken acaba bir yerinde bir kırgınlık bırakır mıyım diye düşünmeyen ebeveyn/arkadaş vesaire verilecek en güzel cevaptır çünkü intiharı düşünmek. az bencillik kokar düşüncelerden çıkan dumanlar.
    çünkü bu çocuk bilmektedir ve tecrübe etmiştir ki bu dünyada başedilemeyen neredeyse tek şey vicdan azabıdır. ölüp rahata ererken acıklı sonunun birilerinin vicdan azabı olmasını istemektedir ki onlardan alınacak en güzel öçtür bu.
  • - alkaaaağğnh! allah seni kahretmesin alkan. buraya gel çabuk!
    - * noldu yeaa *
    - bu ne alkan? sana demedim mi halıya ayakkabıyla basılmayacak diye?!
    - babam çaardı.
    - nereye çağırdı baban?
    - bahçe musluğunu tamir ediyodu. anahtarı getir dedi.
    - ne anahtarı?
    - ingiliz anahtarı.
    - eee?
    - hemen kap gel dedi.
    - ayakların çamur oğlum görmüyo musun! kör müsün??
    - musluk fırladı. su hep bahçeye aktı. çamur oldu.
    - fesupaanallaaah! senin ayaklarına nasıl bulaştı bu çamur?
    - bahçeye girdim musluğu tuttum ben. fışkırdı hep musluk.
    - o ayaklarla anahtar almaya mı girdin eve?!
    - babam dedi kap gel dedi. çabuk çabuk dedi.
    - *alkan beni delirtmehh! beni delirttin sen beni zaten hep! delirdim ben! ayhhhh*
    - böhü* *
    - git defol dikilme karşımda!!!
    - ühüğ *
    - çekil git bez getir banyodan!

    alkan banyoya gider. bezi alır. göz yaşlarını siler. ayakta bir süre dikilir. duvara yaslanır. kendisine yapılan haksızlığı düşünür. elinde bezle yere çömelir. dizlerini karnına çeker. kafasını dizlerine gömer. burnunu çeker. fırk.. kafasını kaldırır. o an, dev bahçe makasıyla gözgöze gelir. banyoda kendisini kanlar içinde hayal eder., annesinin alkaaaannnnhhhh!! diye ağladığını. pişmanım yavruummmmh! diye bağırdığını.. dudakları büzülür titrer. burun kanatları açılıp kapanır, kulakları kızarır, boyun damarları şişer. gözünden yeniden yaşlar boşanır.. "bunu bana yapmayacaktın anne.. bunu bana yapmayacaktın. artık çok ama çok geç.." *

    böyle bişi olsa gerektir.
  • bazen bir martı ağlatılınca da intiharı düşünen çocuk olabilir: bir martıyı ağlattın işte / bir çocuk garanti intihar eder artık*...
  • sevildiğini hissedemeyen / sevildiğini düşünmeyen çocuktur. ve sadece sevildiğini görebilmek için, annesinin - babasının kendisini sevdiğini, kendisine ispat edebilmek için intiharı düşünür. hani az önce kırdığı bir bardak yüzünden annesinden işittiği çığlıklar, bir yandan kulağına 'annen seni sevmiyor bak' dediğinden, intihar ettiğinde annesinde oluşacak pişmanlığa, annesinin gelip de kendisine sımsıkıca sarılarak öpmesine duyduğu hasretten atmak ister kendini balkondan. inanmak istemez annesinin kendisini sevmediğine. geçen sokakta sekerek giderken bi taşa takılıp düştüğünde de annesi bağırmıştı ya. 'ben sana dikkatli yürü dedim!! benim sözümü dinlemezsen böyle düşersin işte, oh olsun!!' demişti sonra. dizi kanıyordu ama asıl ağlama sebebi dizinin kanaması değildi ki.. annesi, o düştüğü için sevinmişti işte. bundan daha fazla acıtmaz dizdeki yara. hem neden saklıyor sanıyorsunuz tişörtüne dut lekesi olduğunu. annesi fark ederse çok bağıracak çünkü. annesi tişörtü bile ondan daha çok seviyor çünkü?

    bir azarda intiharı düşünen çocuk değil de, azarlarıyla çocuğuna bunu düşündürebilecek anne - baba'ların var olması acı. o küçücük yaşında anne - baba sevgisi hissetmeyen bir çocuğun yaşamak istmesini beklemek abes ne de olsa. o yaşında başka kim'i var ki.
hesabın var mı? giriş yap