etrüskçe

• hint avrupa kökenli arkaik bir dildir. latinceye -cs ve -gs ile biten birçok kelime kazandırmıştır. latincedeki "x" harfi bu -gs ve -cs seslerini karşılamak için kullanılmış, ortaya zaten karmaşık olan latince deklinasyona bir karmaşıklık daha ekleyen, nominatif halleri x ile bitip çekimleri için orijinal halleri kullanılan rex (regis), judex (judicis), senex (senis) vb. kelimeler çıkmıştır.
  (bkz: etrüskler)
• hakkında bilgi için:
  http://www.omniglot.com/writing/etruscan.htm
• m.ö. 8.-6. yüzyıllar arasında, italya'nın özellikle etruria (şimdiki toskana) bölgesinde şehir devletleri halinde örgütlenmiş, italya'nın kuzey ve ortasını egemenligi altında tutmuş (buna roma şehri de dahil) ve kıyılarda da thalassokrasikurmuş etrüsklerin konuştugu, hint-avrupa kökenli oldugu kanıtlanamamış dil. lemnos'da (limni )bulunmuş olan bir mezar steli üzerindeki yazıtın etrüskçe ile yakın benzerligi saptanmıştır. bu da muhtemelen, genelde yalanların tarihçisi olarak adlandırılan herodotos'un, etrüskler'in lydia'dan göçmüş olabilecegi şekilndeki bilgisine bir destek saglar. dil henüz tam anlamıyla çözülememiş olsa da, eldeki sınırlı kanıtlardan hint-avrupa kökenli olmayan anadolu dilleriyle bir akrabalıgı oldugu genel kabul görür.
• 1965'te etrüsk yazıtlarını okuyan kazım mirşan'a göre türkçe olan dildir etrüskçe.
• (bkz: etrüsk alfabesi)
• etruscan studies: journal of the etruscan foundation arkivini açmış kapatmadan indirin makaleleri, etrüsk kültürü ve etrüskçeye ilişkin bir şeyler estirir belki.
  
  http://scholarworks.umass.edu/etruscan_studies/
• aslında cücelerin konuştuğu dildir.
  http://www.fontriver.com/…lkien_dwarf_runes_map.png
• rünik türkçe ile ertrüskçe arasindaki çok sınırlı şekil ve ses benzerliğini bir kenara koydum. hadi bunlar arasinadaki yaklaşık bin (sayıyla 1.000) yıllık farki da bir yana koydum, iki coğrafya arasindaki bir kaç bin (!) kilometrelik uzakliği da bir kenara koydum, şehir devletleri ve kölecilik aşamasindaki bir kültürle ondan sonra gelen ve henüz göçebe kabileler ve bir savaşçi kabile imparatorluğuna doğru ilerleme seviyesindeki bir başka kültürü de yanyana koydum, dahası hepsini kenara çekip tüm rünik alfabenin kaynağı olarak m.ö. 15 yy. a (yazıyla onbeş) tarihlenen fenike alfabesinin büyük ölçüde bati anadolu ve yunanistan grek toplumlari yoluyla avrupaya yayildiğindan az buçuk emin olduğumuzu, uzak doğu kültürleri hariç bütün büyük alfabe ailelerinin bu fenike alfabesine dayandığını da bir kenara koydum, bu kazim mirşan izleyicilerinin "aslinda fenikeliler de türktü" diyeceğini bildiğim için, yazi yazilan bir yerde yaziya ve tarih bilgisine hakaret anlamina gelen bu kör cehalet karşısında gözlerim kamaştı. hep kamaşıyor. herkesin herşeyi bildiğini düşündüğü ve kendisine "ne kadar da kolay" kanitlar bulduğuna inandiği bu aşırı bilgi ve aşırı iletişim mecrasinda, bu vicik vicik cehalet içre özgüven ve ısrara karşi bir şey yapilamayacağını bilmek bile gönlümü rahatlatmadi. gün akşam oldu, cep telefonumu kapattim, red kit okumaya başladim. dül dedim, düldül dedim. etrüskçe.
  
  ha şimdi şu "hey dostum eline sağlik sözlüğü türk düşmanlarina birakmamişsin +1! repler sana" diye birbirini ve cehaletlerini öven şaşkinlari görünce ekleyeyim dedim, daha çok göreceksiniz bunlardan. onlara kalsa neolitik çağ zamanlarinda hatta buzul çağında bile dünyaya yayilan türkler gödeceksiniz. üst paleolitikten bu yana yaklaşik 30 bin yildir duvar resmi yapan bu mazlum insanliğin büyük büyük çok büyük aslinda herkes türk soyunun, altay, tuva, irkutsk ve tanri dağlarindaki petroglifleri boyarken, boya üflerken ve kazirken ya da her ne yaparken, oraya küçücük bir türk trük ilerde de ertrük ertrüsk sonra yine türk türk yazamadiğina pişman olduğundan da emin olun. yaziyi bulduklari halde tarih öncesi çağlardan bir yazili kaynak birakamadiklari için onlara kizin. çok kızın. lascaux'tan niauks'tan, chauvet'ten habersiz, bütün mağara resimlerindeki figürlerin birbirine benzediğini bilmeyen, anadolu'nun ve asya'nin dört bir yanina yayilmiş kurganlaraki buluntularla, amerika'daki ve fransa ovalarindaki ve ispanya mağaralarindaki resimler arasindaki benzerliği görmezden gelen, hepsinin türk kökenli olduğunu iddia eden, dünyanin dört bir yanindaki duvar resimlerini, binlerce yil sonra tarihi henüz bir kaç yüzyili zor bela bulan dünyadaki ulus devletlere ve milliyetlere adreslemeye merakli bu sefalet sizi şaşirtmasin. milliyetçilik üretmek için, her yerde 15 bin yillik türk izi görmek için kendini paralayan şaşkınlığın tamgayla rünik alfabe, damgayla yazi, yere bayilmiş bizonla çiftlikteki keçi sappy ve çakmaktaşiyla poliüreten 0,5 kalem ucu arasindaki farki görmekteki acizliğine de alışın. petroglifle, ideogram, piktogrifle damga arasindaki farklari bilmeyen bilim adamini da göreceksiniz, at gördügü yerde türk, güneş simgesi gördüğü yerde oğuz kağani bulan haydar dümen tarzi çözümler geliştiren hevesli delikanlidan da bolca göreceksiniz. t sesi gördüğü yerde türk trük, bizon gördügü yerde köydeki sarikizi bulduğunu zannedeninden, tarihi türklerle başlatmaya merakli olanindan, bugünkü portekiz'deki hatta orta afrika'daki kaya resimlerinde 15 bin yillik "türk karakterli" işaretler bulan "bilimsel" doktora tezleri göreceksiniz. kaynağı belirsiz üç beş amatör sitenin kaynağı belirsiz sallamalarini gösterince kendini hakli zanneden şaşkinlar da bulacaksiniz. kisaca çok göreceksiniz bunlardan, yerlisini de yabancisini da, amatörünü de, akademisyen kiliğindaki hokkabazini da, gencini de yaşlisini da, akıllısını da aptalını da, küstahını da oyunbazını da göreceksiniz. kızmayın onlara. yeniden moda oldular bu ara. korkmayin, unutulurlar zamanla. umarim.
• (bkz: ön türkler)
  (bkz: ön türkçe)
  (bkz: proto türkçe yazıtlar)
  http://www.ncbi.nlm.nih.gov/…c/articles/pmc1181945/
  
  okumaya üşenenler için ilgili linkten bir alıntı:
  
  "the likely contributions of each parental population, or admixture coefficients, are similar for the three modern italian populations, but etruscans differ in two aspects: they show closer relationships both to north africans and to turks than any contemporary population. in particular, the turkish component in their gene pool appears three times as large as in the other populations."
• (bkz: kazım mirşan)