• yumurta* biçimli ve sekiz delikli bir tür flut
  • italyan halk çalgısı.
  • güney amerikada topraktan yapılan nefesli bir çalgı.
  • pişmiş topraktan mamul, üfleme ucu ağıza gelecek şekilde tutulduğunda ilk dört deliğin sol el ile parmakları yüze doğru bakacak şekilde, son dört deliğin de sağ el parmakları ile diğerine ters yönde kapatılmak suretiyle çalınan şişman ve kısa gövdeli italyan nefesli etnik çalgısı.
  • romenlerin de kullandigi firinlanmiş kilden yapilan uflemeli halk çalgısı.
  • amerika'da tatlıpatates olarak da anılan çalgı.
    (bkz: encarta instant answers ın genel kültüre etkisi)
  • peru kokenli olanlari gelende yumurta seklinde ve 4-6 delikli olur. kilden yapilir ve avcunuzda kaybolacak kadar da kucuktur. basit ama derin sesli musuki cihazlarindandir ve 12 bin yillik bir gecmisi vardir
    sonuc olarak flut benzeri bi calgıdır. asıl olayı blokflut vs'de oldugu gibi en dipte havanın cıkacagı bir delik olmamasıdır. bu nedenle uzerindeki deliklerin yeri ses acısından onemli degildir. asıl olay deliklerin farklı buyukluklerde olmasıdır.
  • bu aletin üstadı olduklarını tahmin ettiğim iki ibişin çıkardığı da bir albümdür.. hangi akla hizmetse bizim eve ilk alınan cd lerden biridir ve tövbe yarabbim günah yazma, bu nası sefil bi albümdür bilemiom.. hadi sen kilden yumurtaya delik açtın, üfledin müzik yaptın da.. bunu piknikte beş dakka dinlersin çalan arkadaşa helal dersin falan.. ama koca sidi.. füü füüü füü diye.. otel asansörlerindeki müzikten bile beter bişey.. ya da tam o kıvam.. uzun süre grubun adını okarina sanmam da cabası.. alın üfleyin eğlenin ama albümden mutlak suretle uzak durun.. (ben okarina üstadı olcam diosanız ayrı tabi..)
  • neolitik döneme ait çin kökenli ilk okarinalar, sadece 3 ya da 4 deliği bulunan, küre şeklinde, deliklere avuç içiyle vurularak ses çıkartılan çalgılardı... (tarih öncesi çağlarda ilkel insanların ürettiği primitiv çalgıların müzik yapma bilinciyle değil, büyü için kullanıldığı bilinmektedir.)
    sonraları kilden yapılmaya başlanan okarinalar, konfüçyüsçüler'in* dini tören çalgısı oldu... oradan kore’ye ve japonya’ya yayıldı ve taştan yapılmaya başlandı...
    orta ve güney amerika uygarlıklarında kilden yapılan okarinalar, küçük hayvan şekillerinde olur ve kabile halkı tarafından çalınırdı... her kabilenin okarinasının kendine özgü akortu vardı... uzaktan bir melodi duyulduğunda, dinleyen bunun hangi kabileden geldiğini tanır, ve kendi kabilesinin ses perdesinden bir melodi ile yanıt verirdi... eski mısır’da okarinaların sihirli nesneler olduğu düşünülürdü... (bkz: the legend of zelda)
    güney amerika’nın ıssız bir bölgesinde, zaman geçirmek için okarina çalan bazı çobanların, çalgının çok derin ve hüzünlü sesinden etkilenerek intihar ettikleri söylenmektedir... cemiyet liderinin, bu tehlikeli etkisinden dolayı okarinayı yasakladığı, ve o zamandan beri de bu bölgede çalgının kullanılmadığı belirtilmektedir...
    19. yüzyılda italya’nın budrio şehrinde, çalgının isim babası olan giuseppe donati (ocarina italyanca'da "minik kaz" anlamındadır) 10 delikli stili bularak, sadece bir kaç nota verebilen oyuncak niteliğindeki okarinayı, daha kapsamlı bir çalgıya dönüştürmüştür...
    1930’ların sonunda minneapolis’de bir grup genç, ahşap okarinalar üretmeye başlar... “the potato bugs” ismini verdikleri bir okarina topluluğu kurarak, broadway’de, radyo ve televizyonlarda konserler verirler... böylece okarina, tanınmaya başlanan bir çalgı haline gelir... 20. yüzyılda amerika’da, yuvarlak şeklinden dolayı sweet potato olarak isimlendirilen okarinalar, genellikle ahşaptandır... ikinci dünya savaşı sırasında amerika hükümeti, maliyetinin düşük olması ve çalınmasının kolaylığı nedeniyle, morallerini yükseltmek amacıyla askerleri için plastik okarinalar piyasaya sürer...
    on delikli okarinalar seri üretime geçerek modernleştirilir... çalgının sopranodan basa farklı ebatları üretilmeye başlanır... okarina solosu içeren, ingiliz rock grubu the troggs’un 1966 yapımı hit coverwild thing , çalgının popülerleşmesinde önemli bir etken olur...
hesabın var mı? giriş yap