proximity

• ing. yakın çevre, iki cismin birbirine değdiği bölge
• gps kullaniminda, yakla$ildiginda haberdar edilmek istedigimiz kritik noktalardir.
  (bkz: mayin tarlasi)
• (bkz: contactless smart card)
• çoğu karargahta kullanılan geçiş kontrol sistemi teknolojisi.
• (bkz: proximity sensor)
• kioskcu jargonunda kioskun onunden cekilince bunu anlayan sensor teknolojisine verilen isim.. di$bank kiosklarinda var bundan mesela..
• kartın içindeki küçük bir bobinin okuyucu tarafından indüklenmesiyle enerji alan bir tür minyatür vericidir. aynı bobini anten olarak kullanarak içerisine fabrikada kodlanmış olan kimlik bilgisini okuyucuya iletir.
  efendim 1995 yılında bir televizyon kuruluşunun binasına kurmuştuk bu sistemden. millet manyetik karta alışık tabii. ceplerinden, cüzdanlarından ve hatta çantalarından çıkartıp okutuyorlar, turnike açılıyor. gösterdik bir kaçına, "cüzdandan çıkartmadan da okur bu" dedik. bir süre sonra abarttılar. cüzdanı da çıkartmadan popoyu dönüp öyle giriyorlar içeri.
  bir gün bir arıza oldu sistemde. bizi tekrar çağırdılar. baktık düzelttik falan. güvenlik odasından izliyoruz. arkası görünmeyen aynalardan vardı. bir abla geldi. giriş yapan herkese baktı. sonra anlamsız bir şekilde poposunu turnikeye yasladı. sistem beğenmemiş olacak ki açmadı turnikeyi. bir daha, bir daha, bir de öbür yanağını derken biz içeride nefes alamaz şekilde gülüyor ve yerlere yuvarlanıyoruz. bir güvenlikçi gönderdik. uyardık kendisini. öyle her popoyu uzatana açmak gerekmiyor ya kapıyı bacayı.
• (bkz: proximity alert)
• halen en çok kullanılan access control sistemi olmakla birlikte yavaş yavaş tüm cihazların hybrid olma yolunda ilerlemesi sonucu piyasadaki etkisi azalacak kartlı geçiş sistemi.
• ing. yakinlik.
  
  (bkz: closeness)
  (bkz: nearness)