• sosyal bilimler ve siyaset bilimiyle ilgili son yıllarda çıkan belli başlı bütün kroniklerde aylin özman ile brlikte yazısı bulunan akademisyen. başkent üniversitesi siyaset bilimi bölümünde hocaydı galiba.
    metin heper üzerine bir makaleleri vardır doğubatı dergisinde.
  • haylaz ya da inek hiç farketmez; bütün başkent sibu öğrencilerinin korkulu rüyasıdır. bazen birinin sizi uyandırmasını istersiniz; ama kabus bitmez, hele bazıları için hiç bitmez...
  • dunyanin en genç gorunen profesorlerinden biri olabilir.
  • 44 yaşındadır. adanalıdır. oldu olası tepeden tırnağa prensip olduğundan şu anda öğrencilerinin zulüm kabul ettiği davranışlarının sağlam ve geçerli bi mantığı olduğu konusunda kesin fikir sahibiyim.
  • zaman zaman alanlarda zaman zaman panellerde zaman zaman da ders verirken bir arada bulunduğumuz akademisyen. simgesel şiddeti günümüz suretlerine aktararak 2010'lu yılların analizi çok iyi sunar. bu aralar bir de iktidarın şiddeti(akp'li yıllar neoliberalizm ve islamcı politikalar) isimli bir kitap çıkardı gamze yücesan-özdemir ile birlikte metis yayınları aracılığıyla.
  • aşağıdaki metinleri bir makalesinde kullanmış şahsiyettir:

    "...tarihin, kopuşlardan ziyade kendi içerisinde süreğen bir devinimi barındıran devamlılıklardan oluştuğu..."

    "basitçe, modernleştirici öğe önce devlet, sonra devletin aydını iken, itki 'devlet nasıl kurtarılabilir?' sorusunda yatmaktadır. cumhuriyet dönemi boyunca bu soru 'devlet nasıl muhafaza edilebilir?', 'devlet nasıl korunabilir?', 'devlet nasıl savunulabilir?' olarak yeniden ifadelendirilmiştir."

    "...modernleşme sürecinde devletin muhatabı olarak (hiç değilse) kurgusal olarak yer alan bireyin tamamen göz ardı edilmiş olması..."

    "prens sabahaddin, 'batı'lı insan tipini birey olarak belirlemiş, tamamen devlete bağımlı olan atıl kul tiplemesinin egemen olduğu cemaatçi toplum yapısından bireyci toplum yapısına geçişi osmanlı devletini kurtaracak tek deva olarak görmüştür." (prens sabahaddin ve nezahat nurettin ege'ye atıfla)

    "toplumsal değişim, toplum adına, toplumun iyiliği için devlet eliyle getirilecekti" (cumhuriyet modernleşmesi anlatılıyor)

    "...muhalefet yine toplumsal 'iyi' adına engellenmeliydi. ... bunun en belirgin örneği darülfünun'daki tasfiyedir. bu tasfiyenin, ayşe öncü'nün de belirttiği gibi, aslında etkin bir muhalefet oluşturamamış olan darülfünun'un cumhuriyet'in devletine yeterli desteği sağlayamadığı için gerçekleştirildiği göz önüne alınacak olursa, cumhuriyet'in modernleştirici aydınının 'ya devletle, ya da hiç' seçenekleri arasında kaldığı söylenebilir." (ayşe öncü'ye atıfla yine cumhuriyet modernleşmesi anlatılıyor)

    "...devlet'i, 'taklit cumhuriyet ve sahte demokrasi' maskesi altında askerî diktatörlük uygulamakla suçlayan ikinci meşrutiyet döneminin iktisat vekili m.cavid bey..." (şiar yalçın'a atıfla)

    "...demokrasinin etik boyutu..."

    "...bireyin baskıya karşı korunması, kendi hayatıyla ilgili kararları almakta ve yaşadığı toplumu eleştirmekte özgür olması..." (önemli bir kısmını akademisyenlerin oluşturduğu menderes döneminin muhalifi 'forum' grubunun demokrasinin etik boyutuna ilişkin tanımlaması)

    "...'devletin muhafazası'na atfedilen öncelik etrafında şekillenen iştigal, ister bürokraside ister üniversitede olsun, ... aydını düzen konusunda aleste olmaya itmiştir. diğer bir deyişle aydının kimliği hakkındaki öz-tanımı önce düzenin idamesi ile belirlenmiştir. bu ise ilkelerin düzen içerisinde yeşerdiği ve ancak düzenin devamlılığı ile korunabilecekleri inancından kaynaklanmaktadır. bu açıdan, vatandaş-birey, demokrasi, muhalefet temalarının irdelenmesine hâkim olan tavır 'düzen'e rağmen' değil, 'düzen için' zihniyeti ile şekillenmektedir. böyle bakıldığında, türk modernleşmesinin ve cumhuriyet siyasetinin göz ardı edilemeyecek bir olgusu olan askerî müdahalelere verilen aydın desteği anlaşılır kılınacaktır."

    "yapılagelen, türk modernleşmesinin, belirli bir dönemine ait bir projenin değişik önceliklerin tespitini gerektiren farklı evrensel ve tikel koşullar altında ortaya çıkan sorunlara çözüm üretmek amacıyla mutlaklaştırılması, böylece modernin doğasına aykırı bir şekilde gelenekselleştirilmesi ve atıl kılınmasıdır." (türk modernleşmesinin 90'lardaki taşıyıcılarına yönelik eleştiri)

    "cumhuriyet'in aydınları, tanım itibariyle bilgi ile iştigal eden entelektüelin bir görünümünü, devletle birebir bağıntılı (kurumsal) entelektüeli temsil etmektedirler. buna ek olarak, söz konusu aydınların çoğunluğu aynı zamanda akademiktirler."

    "...gündelik yaşama dair kaygılarında 'etik'i ön plana çıkarması ..." (entelektüle yönelik reçeteden)

    "...modernleşmenin sadece bir veçhesine ait olan kamusal olan ile özel olan arasındaki kurgusal ayrıştırmadan vazgeçmek, aksine, özel olanın da siyaset ile doğrudan bir ilişkisi olduğunu teslim etmek gerekmektedir."

    not: "türk modernleşmesi: 'aklileşme', 'patoloji', 'tıkanma'" başlıklı, ağustos/99'da yayımlanmış bir makaleden, yazımı hemen hemen aynen korunarak alınmıştır.

    bir de şu dipnotlar vardı aktarılsa uygun düşer:

    "diğer bir deyişle devlet siyasete ve topluma aşkın olduğu önkabulüyle kavramsallaştırılmaktadır." (yukarıdaki beşinci paragraftaki alıntıyı metin heper'den referansla açımlıyor)

    "m.cavid bey 1926'da izmir suikastinin sorumluları arasında olmak suçundan idam edilmiştir." (yukarıda cavid bey'in geçtiği alıntıya bir hatırlatma)

    "...'...rasyonel olmayan, faydacı olmayan, kârlı olmayanahlâkî tutkuları' kayda almak..." (yukarıda reçete olarak sözünü ettiğim alıntıdaki etik kavramı ile kastedileni bauman'a referansla açıyor)
  • aşağıdaki metinleri, aylin özman'la ortak bir makalesinde kullanmış şahsiyettir:

    "... heper'in çalışmalarının temel sorunsalı belirli bir devlet biçiminin ve zihniyetinin türkiye'nin siyasal dinamikleri üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğu sorusu etrafında şekillenir."

    "egemenlik, genelde kurumsal açıdan ele alınarak, devletin toplum için ve toplum adına toplumsal amaçları belirlemesine ve bu amaçları gerçekleştirmesine işaret eder."

    "dyson'ın özellikle vurguladığı nokta devletliliğin sadece siyasal diskurda gösterimlenmekle kısıtlı kalmayıp, hukukun evrilişinde de somutlanmasıdır."

    "heper'e göre 1960 darbesi ordunun türkiye siyasal hayatındaki belirleyici rolünün kurumsallaşması açısından bir eşik niteliğindedir."

    "... devlet 'seçkinler[i] demokrasiyi <rasyonel demokrasi> olarak algılarken...' siyasal seçkinler böyle bir demokrasi anlayışına '...<milli irade> teziyle karşı çıkarlar'." (heper'e atıfla)

    "heper'e göre, diğer üçüncü dünya ülkelerinde yaşananın aksine türkiye'de askerin siyasete müdahalesi demokrasinin uzun-vadede yerleşmesine hizmet eder."

    "... askerî darbelerin devlet seçkinliğine içkin demokratik bir bilinç ile yapıldığının kabulü ..."

    "... liberal-demokrasinin, demokrasinin 'uygulanabilir' tek versiyonu olduğu önermesi ..."

    not: "siyasal tahayyülde devletin belirleyiciliği: metin heper çalışmaları üzerine bir inceleme" başlıklı, ağustos/01'de yayımlanmış makaleden, yazımı neredeyse aynen korunarak alınmıştır.
hesabın var mı? giriş yap