• türkiye gibi büyüyen bir ekonomiye sahip olan bir ülkedeki guru eksikliğini gördükten sonra unilever deki isinden istifa ederek patronlara liderlik dersleri vermeye başlayan tuzu guru.

    bu zeki ademoğlunun bir pazarlama piyasasını iyi bildiğini göz önünde tutarsak orda burda reklamını yaptırdıgı young guru academy yi üniversiteleri gezerek ününe ün katma etkinligini de eklemesi ve başarılı olması şaşılacak şey degildir. zira söyleşi esnasında ortamı ısıtmak adına insanları aşağılamaktan çekinmemesi ve unilever deki işine nazaran şu anda daha fazla kazandıgını söylemesi iş bırakma konusunda uydurdugu ve su anda yaptıgı işe katmaya çalıştıgı mistik havanın samimiyetini de sorgulatmaktadır. verdiği röpotajlarda da yunus emre ve sufizmden bahsettigini gordukten sonra pes dedigim ve sufizm i bile pazarlayabildiginden dolayı tebrik etmek istedim bir kişi olması da ayrı bir konudur.

    özetle akıllı olmaktan başka bir artısının olmadıgını düşündüğüm geveze ötesi insandır bu kişi.
  • "madem o kadar kişisel gelişimcisin, neden geçen sene dediklerinle bu senekiler birbirinin aynısı, koca bir senede hiç mi kişisel gelişemedin?" demek istediğim sözde kişisel gelişimci, kendi deyimiyle guru.
  • bundan yaklaşık 10 sene önce(11-12 de olabilir ama 9 değil) katıldığı toplantılara kardeşinin 33 yaşında öleceğini rüyasında görmesi üzerine unilever'den ayrıldığı şeklinde kendini pazarlamış kişi. o dönem farklı zaman ve organizasyonlarda tesadüfen 5-6 kere dinlemişliğim vardır kendisini. bana itici gelen hitabeti etkileyici bulunurdu. nedenini anlayamadığım bir şekilde kısık sesle konuşurdu. içten lider isimli bir kitabını kendisini dinleyenlere yanlış hatırlamıyorsam 10 lira yerine 5 liraya satmıştı. kitabın 3/4 ü boştu. evet bildiğin boş. bir sayfanın ortasında kendisine ait olan bir söz ve yan sayfası boş. bunu da "o sözden ne anladığınızı yandaki boş sayfaya yazın" şeklinde pazarlamıştı. yaş 19-20. motivasyon üst seviye. yardırıyoruz sağda solda. büyük adam olucaz. hayallerimiz var. hayattan umutluyuz. fena da değiliz hani. kendimizi beğeniyoruz. eşekler gibi gönüllü çalışıyoruz. neyse bir gazla aldık kitabı. "lan" dedim. "yarısından fazlası boş olan bir kitap aldım. burda 300 kişi rahat var ve rahat yarısı aldı. aha 750 gayme." o dönem ev kiram 150tl falan. adam 5 aylık ev kiramı 1-2 saatte ekstra olarak kazanmıştı. dedim "bu adam para kazanmasını biliyor"

    o dönem young guru academy daha kurulmamıştı ama kendisi onu da kuracağını söylüyordu. liderler yetiştirecekti. az kişi olacaktı. işte ilk giden grubun içinde tanıdıklarım vardı. hakkaten az kişiydiler. 20 yoktur. villa gibi bir yerde işte osman sınav'dan liderlik vs. tüyoları alıyorlardı. sadece osman sınav yoktu içlerinde ama yaman o kadar çok osman sınav dedi ki pazarlarken sadece o kaldı aklımda. osman sınav o dönem yardırıyor. tvde full tutan bütün dizilerin falan yapımıcısı. ancak hiçbirini izlemiyorum. dur bir bakayım hangi dizileri yapmış. -3 dk aradım- 3 dk aradım ama yazınca anında olmuş gibi geliyor dimi. neyse dağılmasın konu. kurtlar vadisi ve ekmek teknesi var o zaman. ikisini de izlemiyorum. zerre ilgimi çekmiyor. 2-3 sene sonra ekmek teknesini sevmiştim ama kurtlar vadisi hala leş gelir. osman sınav şöyle yardırıyor ama o dönem. üniversitedeyiz. arkadaşlarla toplanıcaz. saat 21.00-22.00 neyse işte o saatlerde. elemanın teki soruyor.

    - saat kaçta toplanıyoruz
    - 21.00-22.00 gibi
    - yok abi gelemem ben vadi izliycem.

    kulak misafiri oldum buna ben. "vadi ne lan?" dedim konuştuğu çocuğa. "kurtlar vadisi ya. manyak bunlar amk" dedi.

    işte böyle yardırıyor o sıra osman sınav. sonra geçen gün gazetede mi internette mi nerde bir yerde gördüm. "yga yeni dönemi 2000 öğrenciyle açtı." tam bu kelimeler değil ama ana fikir bu. bir fotoğraf var. baya 2000 kişinin fotoğrafı lan. hepsi "biz 1 numarayız, lideriz, gelecekte kopucaz bizde çılgın potansiyel var ve bunun farkındayız" gülümsemesiyle poz vermiş. içimden dedim "eyyy yaman hani az sayıda olacaktı. hani özel hissedecekti insanlar yga'da kendilerini" abi 2000 kişi guru mu olur? 2000 guru mu olur? olay başka bir yere dönmüş anlaşılan. konu neye geliyor? pazarlamaya ve çevreye. osman sınav hala var mı bilmiyorum olayın içinde. merak da etmiyorum açıkçası.

    neyse işte yaman'ın o inanılmaz kısık sesli konuşmaları ve kendini pazarlama kabiliyeti kesinlikle ortalama üstü. peki 2000 çocuk için kötü bir şey mi oluyor diyorum? hayır abi öyle bir şey demiyorum. dediğim tek şey, neredeyse başından beri bir şekilde haberdar olduğum bir organizasyondan bahsediyorum ve ettim. aksine üniversitede yılda formaliteden 1-2 yayın çıkaran -belki onu bile yapmayan- akademisyaaaanlarla muhatap olmaktansa osman sınav vs. ile takılmak her halükarda daha iyidir. en azından sağa sola anlatacak bir şey olur.
  • eğitimci kişiliğinin ne kadar paylaşımcı olmaya elverişli oldugunu koç üniversitesinde katıldıgı bir söyleşide gözleyebildiğimiz şehirli kurnazı..çok degerli 1 saatlik show unun kameraya alınmasını engellemesi aslında herşeyi anlatmaya kafi gelebilir..madem öğrencilere faydalı olmak istemektedir neden konuşmalarının kaydedilmesini istememiştir diye sormak gelir orta seviyede zekası olan herkesin aklına..

    anladıgım kadarıyla kaydı alacak arkadaşların korsan cd formatında 1 saatlik showunu çoğaltıp cem yılmaz ın stand up kayıtları ile yanyana satacaklarından korktu.. ama eminim ben kendisi ilerde yeni stand-up gösteriler ürettiğinde eskimiş şovunu bir marketing kurnazlığı ile ulaştıracaktır müdavimlerine.. degil mi sinan abi..
  • radyo odtü'de ofis kaçkını adlı programın bugünkü konuğu. içimi şişiren adam.

    - ben türkiye'nin en pahalı konuşmacısıyım..
    - harvard'da konferans vermek beni değiştirmedi..
    - son hayal kuran türk 10 kasım'da ölmedi..
    - 42 ülke gezdim..
    - 30.000'den fazla insan tanıyorum..

    anlattıklarına bakılırsa yapmaya niyetli olduğu şeyler ciddi manada desteklenesi fakat planlarını böyle dile getirmesi gerekmiyor sanırsam..
  • çok değişik bir tarafı bulunmayan, sözümona guru. dolu dolu reklamlarına güvenerek anlattığı ve vaadettiği şeyleri, bir kişi salt kendisi de kendine ayıracağı bir gün içinde düşünebilir. size mucizevi şeyler anlatmaz, sizin göremediğiniz şeyleri size güzel pazarlayarak mucizevi gösterir. hayatında kendine özgü amacı olmayan birini kolay etkileyebilir, geri kalanlar için fantastik gelir.
  • yahu resmen sürümden kazanan adamdır kendisi. veya kazanmaya çalışan. şimdi yaptığı ettiği her şeyi bu sürümden kazanma düsturuna temelleyin olayını çözersiniz. anadolu esnafının pr lısı işte. bir de dediği her şeye inanma seni sikecek diye bakarsanız işte o zaman balon patlıyor.
  • gecen gun bir sunumuna katilma sanssizligina eristim. 28 yasindayim hayatimda daha bos bir sunum izlememistim. ınanilmaz bos bir kibir, sacmasapan cumlelerde vurgular, seyirciyle iletisim kurup sonuca baglamamalar. anadolu esnafinin istanbul gormusu ne eksik ne fazla. yillardir cevresindekiler oyle bir pohpohlamis ki kendisini muthis bir insan sanip balonu buyutmus de buyutmus. boyle insanlari gorunce kim olmak istemedigimi tekrar anliyorum, kendisine tesekkur ederim.
  • fatih altaylı’nın programında söyleşisini izlediğim şahıs kısacası izlenimim büyük bir tokatçı olduğudur. bilime ilime destek önemli fakat söylediği şeyler, tavrı ve iletişim boyutu, bahsettiği şeyler beni tatmin etmedi oluşumunun nereye varacağını merak ediyorum
  • bundan yıllar önce yakından tanıma imkanı bulduğum, karizması güçlü insanları etkilemek konusunda yetenekleri olan bir kişi. o zamanlar yeni yeni parlayan cem yılmaz'la rekabet edecek düzeyde de espri yeteneği var.

    ancak biraz tanıyınca, kısa süre içinde güvenilmez birisi olduğunu sadece kendi çıkarları doğrultusunda insanları kullanan/sömüren bir kişiliği olduğunu anlıyorsunuz.

    uzak durmakta yarar var...!
hesabın var mı? giriş yap