• bir gazeteye verdiği röportaja göre;

    'bir sezen aksu olamadıktan sonra neden şarkıcı olayım ki' demiş.

    sanki oyuncu olunca türkan şoray oldu.

    kendini ne zanediyorsa bilemedim.
  • kitap okumamakla övüneceğine kitap okuyor taklidi yapmış. güldüm ama kınamadım. en azından hangi tarafın doğru taraf olduğunu biliyor.
  • sevgiliye göre şekil değiştirenlerden. arda'yla birlikteyken hiç bir toplumsal olaya karışmayan, nikahına recep tayyip erdoğan'ı çağıracak olan biri iken, arda'yla ayrılınca "berkin elvan ölümsüzdür :(" paylaşımları ayyuka çıktı.
    en sevmediğim ve asla saygı duymadığım kadın tipi bunlar ya.
    mesela, gülben ergen mustafa erdoğan'la evliyken kürt'tü, boşandı türk oldu, erhan çelik'le evlendi muhafazakâr oldu.

    debe edit'i : minik eymen için
  • sene 2006 olması lazım 5. sınıf öğrencisiyim, derste hoca konuşurken aniden müdür yardımcısı içeri girdi ve dersin hocasıyla şöyle bir diyalog geçti:

    my- bana gönüllü bir öğrenci lazım
    ö- tabi hocam, hayırdır inşallah?
    my- koridora birşeyler dökülmüş, paspaslanması lazım, gönüllü olan var mı?

    sınıf mevcudu 60'a yakın olmasına rağmen kimseden ses çıkmayınca " ben gelirim hocam" dedim ve beraber çıktık sınıftan. koridoru geçtik, üst kata çıktık, müdür yardımcısı odasına girdik. ben ne olduğunu anlamaya çalışırken mevzuya girdi hoca:

    my- kısa film yarışması var, çocuk jüri istedikleri için getirdim seni, ailene ulaşıp izin al, akşama da üniversitenin bilmem ne salonunda hazır bulun.
    ben- hocam paspas? (şaşkınlıktan)
    my- paspas falan yok, sinem kobal desem hepsi gelmek isteyecekti, sen hakettin.

    ben bu sırada sinem kobal kimdi diye düşünürken ailemle görüştürdü telefonda ve izin aldık. akşamına söylenen yere gittik, benim gibi 4 tane daha çocuk jüri olduğunu öğrendim. bize 4-5 dakikalık videolar izlettirdiler. sonrasında ise x filmini birinci seçtiğimizi ve ona göre yorum yapmamız gerektiğini söylediler. söylememiz gereken şeyleri ezberlettiler güya 1 haftadır değerlendirme yapıyormuşuz, sinem kobal ile beraber hepsini izleyip değerlendirmişiz falan filan...

    sinem kobal geldi, sunumu yaptı, jüri olarak bizi çağırdı, her birimizden ufak cümleler aldı, kazananı açıkladı, ödül verildi ve olay bitti bizim için. ben o günden bu yana nerede yarışma, çekiliş, kura olsa hep şaibe olduğunu düşünürüm. yine de iyi niyetin kazandıracağına inanırım. birgün gerçekten iyi bir paspas yapmayı kabul ederseniz sizler de sinem kobalı görebilirsiniz.
  • hani sadece bayramlarda gorulen, o gicik, uyuz, kendini bir sey sanan kuzen gibi.
  • "biz hala 'oruçluyken bizim yeğen ağzıma osurdu, orucum bozulmuş mudur?' diye tartışırken adamlar, üretiyor, üretiyor, üretiyor."

    cümlesi ile hem güldürmüş hem de doğru söze ne denir diye düşündürmüş olan hanım kişi.
  • yanılmıyorsam bir ara sabri sarıoğlu * ile adı anılmıştır. bir maç sonrası sabri'ye mikrofonu uzatan muhabir, mikrofonu uzatmadan önce " sinem kobal ile birlikteliğiniz varmış ne diyorsunuz?" tarzında bir soru sormuş ve de karşılığında sabri'den şu cevabı almıştır;

    - ben o bacıyı tanımıyorum.

    tanıma zaten allah'ın sabri'si...
  • ortalama bir furby'den daha az mimiğe sahip kişi. oyuncu demiyorum farkındaysan.
  • hahaha arda turan'la evlenseydi daha mutlu olurdu denmiş de, kadın kenan imirzalıoğlu ile evli ve gayet mutlu. evli kadın hakkında bu tarz fikir belirtmek çok ayıp.

    ayrıca mutlu olma konusuna gelirsek; bir insan arda turan'la mı daha mutlu olur, kenan imirzalıoğlu'yla mı????? güldürmeyin adamı.
  • küçük sırlar'ın bir bölümünde seksi bakmayı deneyip, bunun yerine baygınlık geçiren ananem gibi bakmıştı. sanırım bu sahneyi izleyince kendisi de "ben hakkaten yapamıyorum lan bu rol işini" dedi ki sonunda oyunculuğu bırakma kararı aldı.
hesabın var mı? giriş yap