• tirmanma $eridindeyken (yanli$ hatirlamiyorsam) agzinda sigara olan ki$i..
    agzindaki sigara, inandigi ve sava$tigi degerler ugruna olmeye giderken ona ne getirmi$ ne goturmu$tur diye sormak isterim.. yapilan i$e gosterilen saygi cercevesinde heykelini dikmeye kalksalar, agzina sigarami konduracaklar?..
    ulan agzinda sigarayla ancak kolombiya milliyetciligi yapilir..
  • --- ak$am ak$am nereden aklima geldiyse ---

    bu gotverenin bayrak sallayani* arkada$a isabet eden merminin 7.62 mm degil 5.56 mm nato standart round olmasi uzucudur. zira isabet eden mermi kucuk capli oldugundan videolarda yalnizca ufak bir "exit wound" goruruz. oysa oraya o heybetli 7.62 mm mermi isabet etseydi, o zaman arkada$in kafasi yerine bir kabak cicegi gorecek, zevkten dort degil sekiz ko$e olacaktik.

    solomos efendi'nin hangi tabiyetten oldugunun zerre kadar onemi yoktur, aslolan kendine ait olmayan hudutlar icinde "benim" bayragima saldirmaya cali$mi$ olmasidir. kotu niyetli hudut ihlallerinde (bu nobet yeri de olabilir, sinir kapisi da) nobetcinin dogrudan ate$ etme yetkisi vardir, yeni ab'ye uyum yasalari soz konusu bile olsa turk askeri'ne bayragina goz dikildiginde "dur evladim" diyemezsiniz, deseniz de o askerin de, oradaki sirali komutanlarin da umurunda bile olmaz. unutmayiniz sevgili dostlar, turk ordusu sadece bir tane sancagini du$mana vermi$tir, o da alayin tum askerleri $ehit du$tukten sonra du$man tarafindan bir agaca yaslanmi$ olarak bulunmu$tur - yerde degil.

    hattizatinda, didaktik soylemler cercevesinde "oldurmeyip yaralayalim, sonrasinda da ibret-i alem olsun" denilen konumda gosterilmesi uygun du$en merhamet, egitilebilir canlilar soz konusu olunca i$e yarar. yani mesela kedim vazoyu devirse i$e yarar, kopegim haliya i$erse i$e yarar. kopek bile olamayacak bir yaratik bayrak diregime tirmanirsa yaramaz. bunu kahraman ilan edenlere de yazik diyesim var, bula bula bunu buluyorlarsa vah gariplerime...
  • adamın kendisi milliyetçi yaptığı eylem milliyetçi ama bizim mallar onun yaptıklarını değil bizim milliyetçileri eleştiriyor. sanırım bu tipler için sorun milliyetçilik değildir, sorun türk milliyetçiliğidir. niyazi.
  • bundan 10 sene kadar önce girne'nin merkezindeki subay orduevinin resepsiyonunda gececi resepsiyonist olarak görev yapıyordum. aynı zamanda geceleri nöbetçi çavuş durumundayım. bir gün arkadaşlarla muhabbet ederken konu bizim sorumluluğumuzda olan orduevinin karşısındaki türk ve kktc bayraklarından açıldı. bu adam gibi biri o bayrağı sökmeye kalksa ne yaparız, diye konuşuyoruz. hepimiz "vururuz ne yapacağız" dedik.

    vuracağız tabi. o bayrak inmesin diye oradayız ama dile kolaymış vururuz demek.

    aradan günler belki haftalar geçti. nefis bir pazar sabahı. orduevinin karşısında bir kişi balık tutuyor, limana giden yolda tek tük yürüyenler var. saat 7:30 gibi. zaten kumarhane cenneti millet cumartesi gecesinden kalma. en sakin zamanlar.

    gündüzcü resepsiyonist arkadaşın gelmesini bekliyorum. kapıdaki nöbetçi "laaaann" diye bağırdı. bir baktım yirmili yaşlarının başında bir çocuk türk bayrağının ipi ile boğuşuyor. sökmeye çalışıyor. mesafemiz çok yakın. kapıdaki nöbetçi erhan'a "kıpırdama sen" diye bağırdım, resepsiyona geri koştum, arka bölmeden g3'ü kaptım. çekmeceden boş şarjörü ve yanında duran beş mermiden birini aldım, şarjöre taktım, kurma kolunu çekip kapıya koştum.

    çocuk benim tüfekle çıktığımı görünce bayrağı sökmeye çalışmayı bıraktı ve limana doğru koşmaya başladı. nişan aldım ve dur diye bağırdım. topukları götünü dövüyordu, ne durması. nişan alınca belki korkar da durur diye düşündüm ama arkasına bile bakmadı. erhan kovalayacak oldu, izin vermedim. kapıyı boş bırakamazdık.

    ya o çocuk ben tüfeği alana kadar bayrağı sökmüş olsaydı? o kadar zaman geçti hala aklıma geldikçe ne yaparım diye düşünürüm.

    aslında sorunun cevabını biliyorum. vururdum. eğer bayrakla kaçıyor olsaydı o gün 21 yaşında olan ben, muhtemelen benimle aynı yaşta olan o çocuğu vururdu ve hayatı boyunca birini öldürmüş olmanın acısı ile yaşardı.

    solomos spyrou solomou denen adam intihar etmiştir. hakkında yazılanları okudum. kimisi "ateş etmek yerine yakalanabilirdi" falan demiş. vurulma anını tekrar izlerseniz bu adamın birleşmiş milletler askerlerinin arasından sıyrıldığını görürsünüz. o kadar birleşmiş milletler askerinin arasında bizimkilerden birinin dalıp o adamı yakalamaya çalışmasını beklemek pek mantıklı değil. solomos'un bayrağa ulaşmasının sorumlusu bm askerleridir.

    keşke sınırlar olmasa, insanlar bütün dünyada özgürce yaşasa, işgal edilmese hiçbir ülke.. ama öyle bir dünya yok maalesef. bu dünyanın da bazı kuralları var. kafana bir silah dayayıp tetiği çekip, merminin sana acımasını bekleyemezsin. önce silahı kafana dayamayacaksın. bir ulusun, o ulusu ve ulusu simgeleyen bayrağını korumakla görevli olan askerinin önünde o bayrağı o şekilde almaya çalışmak intihardır. söz konusu olan bir metrelik bir bez parçası değil.

    gelelim benim yaşadığım olaya. hala o çocuğun bayrağı sökememiş olmasına şükrederim.
  • 14 ağustos 1996 günü kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti sınırına yürüyüp adadaki türk varlığına kasteden grubun en sivrisi.

    96 ağustosunda lefkoşa'dan sınırı geçip girne kalesi'ndeki türk bayrağını indirmek üzere sözleşen rum fanatiklerin bu planı ortaya çıktı ve türk barış kuvvetleri buna kesinlikle izin vermeyeceğini bildirdi. yine de 11 ağustos günü sayıları 1000 civarı olduğu tahmin edilen bir grup sınıra yürüdü ve türkler tarafından sopalarla durduruldu. bu kavgada bir rum hayatını kaybetti. bunun üzerine ölen arkadaşları için aynı yerde ayin yapmak için izin istediler. 14 ağustos günü ayin izniyle geldikleri derinya bölgesinde yine sınırı delmeye kalkıştılar ve yine kargaşa çıktı. olaylar sırasında kalabalığın içinden sıyrılan bir aslan parçası(!) sınırı geçti, yerine yunan bayrağını asmak üzere türk bayrağının bulunduğu direğe doğru hamle etti. türk askerinin uyarılarına itibar etmedi ve şanlı bayrağıma erişemeden boynundan vurularak indirildi.

    sorsan güney kıbrıs'ta milli kahramandır, şehittir.
    allah taksiratını affetsin.
  • uluslararasi düzlemde kabul gören degerlerle oyun olmayacagini göstererek ölmüs bir insandir.
    bayragi renkli bez olarak görmek, meclisi büyükce bir bina olarak görme ve dahi anayasayi birseyler yazili kagitlarin birlestirilmesiyle olusmus kalin bisey olarak görme yolunda pupa yelken yol aldirir.
    vurulup öldürülmesine cinayet olarak bakilmasi dogru olmaz. önlemedir o, ülke bagimsizliginin bir nevi nefsi müdafaasidir. "o toprak türkiye degildi ki" denemez. tampon bölge gibi alanlar, gecici olarak askeri birligi konuslandirmis ülkenin gecici topraklaridir, taninmislardir. oradaki egemenlik o ülkenindir.
    güvenlik bölgesine giris hakkiniz olmadigi halde oraya gireceksiniz, arkanizda askeri kosturacaksiniz, bayrak diregine tirmanip bayragi indirmeye calisirkenki uyari atesini dikkate almayacaksiniz ve sonra bu eyleminiz önlenince "cinayete kurban gitmis kisi, elinde silahi dahi yokken canice öldürülmüs kisi" olacaksiniz. mantikli bir bakis olmaz bu. hümanist duygular sosyal kaosa ve düzensizlige yol acacak boyuta ulastirilmamalidir.
    "her ne olursa olsun orada bir can sözkonusuydu, ne yapilirsa yapilsin onu öldürmemek icin elden gelen dikkat gösterilmeliydi" demek dogru olmaz. o canin sahibi canini hoyratca riskten riske sokuyorsa yapilabilecek maalesef cok sey olmaz ve konu hümanist olan ya da olmayan insanlarin huzur icinde yasayabilmeleri icin gerekli tedbirleri alan devletlerin bazi degerlerinin korunmasi oldugunda ivedilik dikkatten önce gelir.
    bu önleme isleminin sonucunun ölüm getirmis olmasi üzücüdür, bir canlinin ölmüs olmasi üzücüdür. yine de alinan riskle dogru orantili bir sonuc olmustur.
    kanunlar ve infazlar degerlerin korunmasi ve caydiricilik icindir. onlari hice sayarak giristiginiz eylemlerin sonucunu göze almis olursunuz.
  • hep hasta olmuşumdur solomos'un bir bez parçası için öldürüldüğünü iddia edenlere.

    solomos da acaba bir bez parçası olarak gördüğü için mi tellerden atlayıp, bir baz parçasını indirmek için mi direğe tırmanmıştı lan? solomos da bir bez parçası olarak gördüğü için mi acaba hayatını tehlikeye atmıştı?

    solomos için hayatını tehlikeye attığı şey bir bez parçasından fazlasıydı, simgesel bir anlamı vardı. kendisine de aynı şekilde muamele yapıldı.

    başka argümanlar ile gelin kısaca. solomos hak ettiğini bulan bir faşistti. bunu bütün yunanlı faşistleri vuralım olarak algılayacak olanlara da şimdiden selam olsun.
  • insanlarin bu meseleyi ele alis bicimini sembollere ve onlarin maneviyatlarina verdikleri deger acisindan degerlendirmek gerekmektedir, bayrak bir milletin sembolu, varlik gostergesidir, soz konusu sahis yaptigi harketle yunan-rum tarafinin kibris sorununa bakis acisini belirtmistir; kokten temizlik, turk olan herseyi kibristan silmek..

    onu vuran keskin nisanci ise turk tarafinin niyetini belirtmektedir; bize uzanan eli kirariz, varligimizi ne pahasina olursa olsun savunuruz hersey bu kadar basittir..

    olaya metal diregin uzerindeki bez parcasi olarak bakan zihniyet kibrisi denizin uzerindeki tas parcasi, anadoluyu asya ile avrupa arasindaki at basi yarimada, anitkabiri basit bir mezarlik olarak gorecektir.

    meselenin derinligini kavrayabilenler icin diregin uzerindeki bez parcasi, vatanin bir kel tepesi, sehri, tasi topragi can vermeye degerdir, mumkun olan her yolla savunulur..
  • bir milletin ozgurlugunu "sembolize eden" bayraga el uzatmistir; bayragi gonderden almak suretiyle, bayrak da bir sembol oldugu uzre, "ozgurlugunuzu ayaklar altina aliyoruz" mesaji vermek istemistir. bu tarz bir mesaj da askerin varolusuna** ters dustugu uzre vurulmus, oldurulmustur.

    boynundan vurulmus olmasi, olayin yarattigi baskidan oturu acil alinmis bir kararin sonucudur. rum kisinin yaptigi hareketin altinda yatan amacla alakasi yoktur.
  • gotverenin onde gideni sifatini rahatlikla hakketse de kisileri degil zihniyetleri elestirmek lazim felsefesinden yola cikarak bu insan icin denilebilir ki: aidiyetini fasistlikte bulmus rum kisisi. vucuduyla dunya arasindaki gorunmez bagin milliyetcilik oldugunu sanan ve varolusunu olumlamak icin bu bagi zirt pirt ortaya cikarmaya calisan siradan bir rum. bizdeki ulkuculerin yunanistan'daki izdusumu. onun icindir ki bu olaydan hemen sonra gemilere atlayip kibris'a giden yurdum nizam-i alemcilerinin de birgun basina boyle bisey gelebilecegini anlamak, dusunmek lazim. kulturler arasi karsilastirmali gotverenlik dersi bir yana dursun aslolan sudur ki: bayraklara dokunulmaz, hakaret edilmez, edenlerin agzina bi guzel sicilir kimse de gikini cikaramaz. olenle olunmez, ama olenin olurkenki zoom yapilmis yuz ifadesi hatiralardan cikmaz. bahsi gecen ifade insani aglatir; insanligindan utandirir. ottan boktan seyler icin tc'nin ve kktc'nin gururuyla oynanamaz ve oynayanlari destekleyenlerin haliyet-i ruhiyesinden suphe edilir. soysuz oldugu dusunulunur.
hesabın var mı? giriş yap