• bu dizinin bitmesine karar verenlerin kafasını sikeyim afedersiniz. lan olm böyle güzel konu, böle güzel bağlam, böyle güzel kadroyu yakalamışsınız ne diye iptal edersiniz? en güzel stargate türevlerinden birisi olabilirdi bu yahu!!! 18. bölümü daha yeni seyredebilmiştim, 19 u seyretmeden entry gireyim dedim yeni farkettim iptal olduğunu , ahanda dizi koptu gidecek tutabilene aşkolsun diyecektim.. ulan başını yediğiniz kaçıncı harika dizi bu para delileri, siktirin gidin lan karar makamından..
  • --- spoiler ---

    su eli midir ismi nerd olan chloe'ye yavsadi hatunun orasinda burasinda bir seyler cikmaya basladi mutasyon gecirip ecus bucus bir sey olacak. ginn'le oynasti girtlaklanarak oldu kizcagiz. su shuttle'la gelen hatunlardan birinin yanina oturdu sadece kizin beyni patladi.. mundar ediyor her hatunu allah belasini versin.

    --- spoiler ---
  • bence ikinci sezonuyla gayet iyi ilerleyen dizidir.

    --- spoiler ---

    dizinin neden iyi olduğuna geçmeden önce söylemek istediğim bir şeyler var: bu diziyi beğenmeyen gater'ların gözönüne almaları gereken en önemli realite, eğer universe iptal edilirse o'neill olsun carter olsun, mckay olsun ekrana muhtemelen sonsuza dek veda etmiş olacaklar. o nedenle kardeşim, sgu bitsin sg1, sga geri gelsin mantığı yanlış, franchise'ın tamamına gereksiz zarar veren bir yaklaşım. sgu 2x03 itibariyle muhtemel stargate: revolution senaryosu hakkında ufak bir tiyo* verildi bile, zaten dizi yazarı joseph mallozzi'nin blogunda sürekli olarak franchise'in bir bütün olarak düşünülmesi gerektiği söyleniyor.

    ayrıca, şurada plothole var, o nasıl kurtuldu, bu neden böyle vs. gibi tartışmalar bu franchise için zaten çok uygun değil. bilimkurgu'da illaki plothole olur, önemli olan eşşeğin kulağına su kaçırıyor mu, kaçırmıyor mu? eğleniyor musun eğlenmiyor musun o. bana kalsa, (ki çok severim) sga'nın tamamı majör bir plothole. sen ancient'sın bilimi teknolojiyi yiyip bitirmişsin ama sıfırdan evrilen wraith hyperspace window yapabilen gemi geliştirene kadar adama dokunmuyorsun. ya bi sktir git derler adama, yok ondan sonra adam olarak azdık ondan yenildik vs vs. diğer yandan sg1 ve sga'nın tabiri caizse yumuşak yürekli yapısı yüzünden karakterler konusunda insan herhangi bir korku yaşamıyordu (daniel jackson'un ölümü hariç, gerçi o da sonradan geri alındı). mckay alzeimer mı oldu, bölüm sonuna iyileşir zaten, shepard wraith tarafından yaşlandırıldı mı, bölüm sonuna kadar bekle...tüm sg1 antartikada ölümcül virüs mü kaptı, 2 bölümlük işi var..

    sgu ilk anlarından itibaren bu yapıyı kıracağını ve daha karakter güdümlü olacağını hissettirdi. tamam ana karakterler elma gibi dökülmüyor ancak kimsenin sağlığı sıhhati garanti değil. telford 2x03 itibariyle tamamen yabancı bir ırkın elinde tutsak kaldı mesela. riley, rush'un aptallığı yüzünden öldü. bunlara ek olarak ikinci sezonunun açılışıyla birlikte inanç gibi konulara da ufak bir giriş yapıldı. tj'in yaşadığı olay, bilim kurgu tv tarihinde nadir örneklenebilecek zerafette bir senaryo örneği bence ve vurulup bebeğini kaybetmesi gibi yavan bir senaryoya göre çok daha izlenebilir.

    bsg'ye benzemesi konusu ise başka sıkıcı bir tartışma. sallanan kamera ve doğu motifli müzik herhangi bir diziyi de bsg'ye benzetir. ancak motif kullanımı ile konu birbirine karıştırılmamalı. ki bence sgu benziyor ise star trek: voyager'a benziyor bence. hatta dizinin konusunu ilk duyduğumda endişelenmiştim bu nedenden ötürü. yapımcıların daha sert bir hava vermek, oryantal temalar kullanmak gibi bsg'de çok işe yarayan konuların ekmeğini yemeğe çalıştığı ortada ancak bu ve bunun gibi 1-2 şey birbirine benziyor diye sgu'yu kötülemek doğru değil. sgu'da sürekli olarak bilimkurgusal fenomenler, uzaylı ırklar vs var. 5 yıl boyunca bsg'de jump'ın nasıl çalıştığı konusunda hiçbir açıklama yapılmadı (ki konsept olarak doğru bir seçimdi).bunları söylerken de buradan bsg'ye de çemkirdiğim düşünülmesin, bana kalırsa ayrı bir entry'nin konusu olmakla birlikte gelmiş geçmiş en iyi dizidir.

    sonuç olarak, ben sgu'dan memnunum, özellikle ilk sezonun ilk yarısında sıkıcı ve aptal bölümleri vardı, ancak space'den beri (1x11), gayet zevk alarak izliyorum. kanımca en büyük eksikliği, destiny'ye şu ana kadar carter ya da mckay'in ayak basmamış olması. ancak yukarıda da açıkladığım nedenlerden ötürü, mckay bu gemiye ayak basarsa muhtemelen bir bölüm içinde dünyayı dial edeceği için yazarlar bunu istemiyor. ki bu da zaten sgu'nun suçu değil sg1 ve sga'nın aşırı "1 bölümcü" yapısından dolayı. biraz da bundan ötürü rush gibi motivleri daha çetrefilli bir karakter var burda. adam 9uncu chevron'u çözmeye çalışırken ölüm döşeğindeki karısıyla ilgilenmiyor, bunu takiben de karısı evrenin diğer ucunda bile adamı yalnız bırakmıyor. rush asla destiny'den dünyaya dönmek istemiyor, çünkü orada geride kalan bir şey yok, elde edebileceği herşey önünde adamın.

    konuyu bağlamak gerekirse, sgu için fan desteği çok iç açıcı durumda değil, ancak ben gene de elimden geldiği kadar syfy'da falan diziyi övmeye, dvd/bluray vs alarak desteklemeye çalışıyorum. kendini stargate fan'ı olarak görenlere de bunu tavsiye ederim. stargate sagasından elimizde kalan tek şey sgu ve bunu da kaybedersek hepsi geçmişte birer anı olarak kalacak gibi görünüyor. magnets..

    --- spoiler ---
  • biri çıkıp "stargate universe dizisinde langara gezegenine gidilecek" dese kıçımla gülerdim; fakat gerçekten de gidildi. bu olay, daha önce stargate sg-1 izlemiş olanlar için tam bir nostalji niteliğindeydi. zira langara, jonas quinn'in ana gezegeni olması yanında, zengin naquadria kaynakları nedeniyle anubis'in saldırısına da maruz kalmıştı. süper günlermiş lan o günler. langaralılar'a selam olsun.
  • hayatımda gördüğüm en denyo albaya ve en dingil bilimadamına sahip dizidir.

    young oğlum seni sgc'ye kim aldı? jack ve hammond seni jaffa'lara akşam yemeği diye verirlerdi lan, parazit pezevenk?! rush oğlum senden gereksiz bir yaratık var mı şu galakside? mckay kim carter kim sen kimsin lan? kim geçirdi seni o işin başına evladım, jennifer hailey olsun bill lee olsun bir araba senden on kat kalifiye adam varken piyasada bula bula seni mi buldular lan?

    ikililere bakınız:

    o'neill - carter
    o'neill - jackson
    mitchell - carter
    sheppard - mckay

    iki varyete şovu gibi eğlence pınarı, ik tane de güvenilir, sapasağlam dostluk. bir de sgu'ya bakalım, bir tarafta denyo rush, bir tarafta çapsız young, bir tarafta da pantolonunu toplamaktan aciz o teğmen bozuntusu. dinamiğinize şaapayım sizin.
  • ilk iki bölümü itibariyle kafamı karıştırmış dizidir. iyimi olmuş kötümü karar veremedim. ortamdaki ciddiyet dikkat çekiyor sg-1'daki atlantis'deki espiri havayı görememek can sıkıcı. ama yinede stargate olsunda nasıl olursa olsun düşüncesindeyim.

    --- spoiler ---
    - çözülmesi gereken matematik problemi var samantha carter gemi yönetiyor, rodney mckay'de ortalarda yok 10 sezon sg-1, 5 sezon atlantis izledikten sonra inandırıcı gelmiyor.
    - yaşam destek sistemini bi türlü düzeltemediler oysa eski dizilerden biliyoruz kırılan kristali değiştirirsin olur biter.*
    - ayrıca ilk sevişme sahnesi içeren stargate dizisi bu oldu sanırım. hayır battlestar galactiaca'dan alışkınız her bölümde sıra savmak için konulmuş gibi duran sevişmelere ama bsg gibi yaprak dökümü tadı verecek diye korkuyorum.
    - birde elinizde tüm asgard medeniyetinin bilgileri, goauld teknolojileri, koskoca atlantis şehiri içindeki tüm ancient bilgileriyle duracak. böyle önemli bi projenin bulunduğu gezegeni uçaksavarlara savunacaksınız. kıçı kırık korsan birliği gelip gezegene saldıracak başarılı olacak. ori ana gemilerini tek atışta parçalayan silahlara ne oldu diye sormazlarmı adama sayın senaristler!
    --- spoiler ---
  • 3. sezonun syfy kanalından onay alamamış olması pek de süpriz sayılmaz aslında. neredeyse tamamen keşif odaklı olması gereken bir seride bu denli insani ilişkilere yoğunlaşılması dizinin en büyük handikaplarından biriydi. zaten kemikleşmiş izleyici kitlesi de bunu bir türlü benimseyemedi. yalnız şu da bir gerçek ki, dizi başka bir kanala geçerek yayın hayatına devam edebilir. ayrıca özellikle son bölümleriyle hafiften de olsa eski serilerin ruhuna uygun biçimde hareketlenmiş olması, henüz yayınlanmamış 10 bölümün rating'lerinde ciddi bir artış yaratabilir. bu da syfy kanalının aldığı kararı tekrar gözden geçirmesine neden olabilir.

    elbette bunlar kişisel görüşlerimden ibaret. her ne kadar yılların stargate fanı olsam da bu diziye ben de fazla ısınamamış ve bir türlü benimseyememiştim. hep bir şeyler eksik gibiydi bu diziye dair. keşif ruhu tatmin edici değildi. oyuncu kadrosu vasattı. senaryo diğer serilere oranla daha fazla bütünlük içerse de ağır aksak ve sıkıcıydı. ekip arasında dönen entrikalar, 15 sezon boyunca efsaneleşmiş ekip bağlılığı konseptini yıkmaya yönelik cesur bir adımsa da ilgi göremedi. farklı ırk ve uygarlıkların sayısında ki inanılmaz azalış da işin tuzu biberi oldu. stargate denilince her birimizin aklında, hayalinde oluşan o büyülü manzara bu dizi de bir türlü yaratılamadı. istedik ki, gemide hal-i hazırda geçit varken ve sürekli yeni gezegenlere yol alınıyorken, ekip gitsin keşifler yapsın, dost kazansın, düşman edinsin. kah güldürsün bizi, kah ağlatsın, kah da düşündürsün. ama olmadı, olamadı... ta 1994 yılında her şeyin ateşini yakan başlangıç filmi geldi aklıma. ne güzel bir fikirdi böyle. acaip bir alet bulmuş, uzun uğraşlar sonunda çalıştırmış ve başka bir gezegene gidivermiştik. orada kötüler olduğu kadar iyiler de vardı. ra vardı, mısır mitolojisinden esintiler vardı, farklı bir medeniyet vardı.

    millet işte buna aç kardeşim. millet bunu istiyor. bu yüzden izledi tam 10 sezon sg-1'ı... bir gemide tıkılıp kalmış onca insanın, birbirinin ardından kuyu kazışını görmek istemiyor işte. çok mu zor bunu anlayabilmek. inat edildi, "yaptım olacak" denildi, buraya kadar geldi işler. koskoca stargate'in izleyici sayısı abd'de 1 milyonun altına düştü. milyonlarca insan salak değil mi? milyonlarca insan ne istediğini bilmiyor. kusura bakmayın da o milyonlarca insan ne istediğini çok iyi biliyor. siz o milyonların beğeni anlayışını bir kaç bölümde değiştirebileceğinizi mi sandınız? "yo dostum yo" bu o kadar da basit değil. stargate bambaşka bir alem. stargate bir diziden çok daha fazlasıydı bizler için.

    bu efsane zincirden bir halkayı kendi elinizle koparıp attınız ey senaristler. koskoca stargate mitolojisi'ni topal bıraktınız. hikayenin gidişatına büyük bir darbe indirdiniz. size evreni anlatacağız dediniz; ama kim kiminle yatıyor, kim kimin ardından işler çeviriyor zihniyetinden öteye geçemediniz. stargate fanları uyanık! "durun daha fazla saçmalamayın da bu güzelim seri tadında kalsın" dedi her birinize. mesajı alabildiniz mi?
  • tamam, gerçekten çok iyi bir dizi değildi...

    alışılmış stargate havasından da uzaktı...

    sürekli sivil-asker arasındaki iktidar kavgası ve ıvır zıvır konularla kafa da skti...

    ancak piyasada başka da zuzaylı bilimkurgu dizisi kalmadı be dostlar.

    abdurrahman çelebi idi kendisi. şimdi elde ne koyun kaldı ne keçi.
  • bence bu dizinin tek kusuru battlestar galactica ya benzemesidir.
    galactica dan doğan boşluğu doldurmaya çalışmasa, kendinden öncekilere benzeseydi hala devam edebilirdi.
    arkadaş benzemeyi geçtim birebir galacticaydı bu dizi. karakterler bile çok rahat galacticadan araktı.
    misal; albay young bildiğin adama. ama olmamış bi adama, nerde onun karizması. neyse teğmen scott; lee adama benzeri.
    greer diye bi karakter aynı starbuck, sadece erkek burda, herşeyi aynı. camilla wrey roslin e denk geliyo.
    rush eşittir baltar. daha uzar bu liste.
    işte böyle kasmasalar. eski serideki gibi kendine has karakterler yaratsalar 3. sezondaydık şimdi.
    noldu bu dizi iptal oldu. güzeldi, çok güzeldi. keşke devam etseydi stargate mitolojisini bayağı geliştirirdi, ama olmadı.
    kısmet.
    bu arada bu dizi yayınanan en son space opera dizisidir. şu anda piyasada hiçbir space opera yoktur. umarım en yakın zamanda yeni bir space opera yayınlanmaya başlar.
hesabın var mı? giriş yap