• komik sahneler yaşanırdı eskiden bunun yüzünden…misal: gecenin bir vakti herhangi nöbetçi bir eczanenin kapısında 7 -8 uzun saçlı metalci kılıklı herif ve karı bekleşir (köşeyi dönüp saklanmazda salaklar) ve içlerinden en düzgün olanı ( bu ben tipinde bir bedevi olur genelde) eczaneden içeri girip ıkına sıkına “şey iyi günler 9 kutu tantum alabilir miyim” der ve elde tantumlar halay çekilerek ortamdan uzaklaşılır.yada duruma göre eczacı kafalarına odunu ekleştirir. o güzel odunun kafada yarattığı etkiyle tantum arasında da pek fark yoktur zaten iyi olmuştur.
  • hakkında oldukça fazla hikaye anlatılan ilaç. izmirde yaşanan bir olay olayın abartılmasının nelere sebep olabileceğinin delilidir.

    tantuma tolerans geliştirildiği için 30 dan aşşağısı kesmemektedir gençleri, yüksek dozun akabinde aralarında geçen diyalog şu şekildedir:

    - aaa geldiiiiiii
    - ne geldi lan
    - walla geldiiii
    - olm ne geldi be
    - pegasus geldiiiiii

    güzelim pegasus bulutların arasından kopup gelmiş, balkon demirine parketmiştir. dur otur dinlemeyen eleman balkona fırlar ve pegasusa biner. gider.

    (bkz: allah rahmet eylesin)
  • a$ırı doz halinde ajitasyon,sıkıntı,halusinasyon ve klonik konvülsüyon,daha seyrek somnolans ve prostrasyon bildirilmi$tir.antidotu yoktur. (bkz: recete)

    hayal ettiğini görebilecek duruma gelme aracı..mental illusion.bir ineğin nasıl sucuğa dönü$üp tüketildikten sonra arta kalan ambalajının çöpçü tarafından toplandığını görmek..hmm.

    always forever remember descember samedi dimanche man$ hörreeeeghh.

    (bkz: ah be guzelim),(bkz: kendim ettim kendim buldum),(bkz: maykil ceksin biraderler)
  • tedavi amaçlı kullanımı dı$ında uzak durulası.

    bir arkada$ım ve onun bir arkada$ı birlikte eczaneye gidip almı$lar geçen gün; kutusu 5 lira ve reçetesiz satılıyor. '2 kutu tantum' dendikten sonra gelecek soru: 'sprey mi, $urup mu, tablet mi?' $eklinde. 'tablet* olsun' denildiğinde 40 tane küçük tantum sahibi olmak i$ten bile değil.

    bu 2 $ahsiyet, 2 kutu tantum'la birlikte alkol aldıkları o günün devamında eve gelmi$ler. hakkında yazılanları okuyarak 10'ar adedini mideye atmı$lar. aradan 1 saat falan geçmi$, ama tık yokmu$. diğer kutuyu da açıp kütür kütür mideye yollamı$lar.

    ki$i ba$ı 15-25 arası deği$en miktarlarda tüketen $ahsiyetleri 2. saat civarında yakalayan tantum efendi, genel hatlarıyla $unlara sebep olmu$:

    -mide bulantısı (mide bulantısı demeyelim ona: midenin tuvalete akması, kanlı kusma; muhtemel bir mide delinmesi)

    -uykusuzluk (öyle böyle değil: sabah 9'da zar zor uyuyabilmek, sonrasında öğlen olmadan uyanmak; ardından ba$ dönmeleri vs.)

    -tokluk hissi (ertesi gün açlıktan midenin kazınması; ama yine de hiçbir $ey yiyememek, boğazdan geçmemesi, geçse de tekrar çıkması)

    -kabızlık (3 gün sıçamamı$ biri. sıçtığında ise kakası o kadar siyahmı$ ki, hayatı kararmı$*)

    $imdi okuyan diyecek ki: 'hiç mi iyi yanı yok amına koyayım?'

    koyma arkada$ım, koyma güzel karde$im. bir kapı kolunun, kapının üzerinde a$ağı yukarı-ileri geri hareket ettiğini görmek seni sandığın kadar mutlu etmeyebilir. yahut yanındaki hemcinsini sevgilin sanıp öpmeye giri$menin nesi iyi? arkada$larına telefon açıp, yanındaki ki$i istenince 'tuvalette ama dur veriyim' diyerek tuvaletin kapısını açmak; sonra kusan ki$inin kulağına telefonu tutup 'x arıyo' demek de kulağa ilginç gelse de, çok matah bir $ey değil.

    arkada$larım, hayatın onsuz daha güzel olduğunu, bünyeye a$ırı zarar verdiğini ve sonraki gün/günleri de babasız* bıraktığını dü$ündükleri için tantum'u bir daha kullanmayacaklarını dile getirdiler. onlara çok güvendiğimden, ben de $unu söyleyebilirim: sizden uzak, allah'a (c.c) yakın olsun.
  • lumbago yüzünden hareket edemeyen insanları ayağa kaldıracak tek ilaçmış bu. ağrıyı bir tek tantum dindirdi ama uykusuzluk gibi bir yan etkisi var. sabah 3-4 olana kadar uyuyamıyor, 7 olmadan da uyanıyor insan.

    aşırı doz alıp bir sürü halüsinatif etkisini anlatanlar da var tabii. ben prospektüs insanı olduğumdan günde üç taneden fazla almıyorum. buna rağmen, kaza eseri bu halisünatif etkisine şahit oldum. bir tantum ve iki adet normal aspirin aldıktan sonra yattım. bir ara uyandım (kaç saat geçti hatırlamıyorum) ve lavabonun yolunu tuttum. ışığı yaktıktan sonra elimi düğmeden çekerken bir el daha geldi. irkildim. elimi ileri geri oynattıkça bir el daha peşinden gelip gidiyor. izli fare imleci gibi diyorlar ya, öyle işte. ışıklara bakıyorum; kafamı çevirince iz bırakarak diğer tarafa geçiyorlar. aslında fena değil. bilgisayar oyunu ya da sinema efekti gibi. ama yine de çok eğlenemedim.

    aspirinle almayın derim. tuhaf bir şey. *
  • sese ve ışığa duyarlılığı geliştiriyor (aşırı dozda), sonra gördüğünüz her parlak şey sanki gözünüzde yer ediyor, başka yere baksanız dahi aynı şekilleri görmeye bi süre daha devam ediyorsunuz. halüsinasyonlar genelde fobiler üzerine gibi gibi. yıllar önce ev arkadaşımla beraber almıştık, sabaha kadar süren mide bulantılarını, börtü-böcek-sinek görüntülerini(başka halüsinasyon kalmamıştı galiba) atlatıp sabah okula gittik. bir merdivende oturan çırılçıplak adamı da hayal sanıp(başkası tarafından gerçekliği konfirme edildi) okula vardık. okulu herkesin gördüğünden iki katı daha kalabalık gördükten sonra da sevmediğimiz bir okuldaşımızı halüsinasyon olarak gördük. ikimiz aynı anda. işte adamı böyle delirtir, frekansını şaşırtır. ilk ve son alışımız oldu zaten.
  • 9 tane tantum ve bir şişe şarap aynı anda alındığında ilk başta dijital görüntü elde edilip, daha sonra felaket bir uykusuzluğun bastırmasıyla bir iğrenç kusulamaz miğde bulantısı geldiği tarafıma bildirilmiştir.
  • 10 tane alıp sabaha kadar kitap okuyayanı gordugum dengesizlerin şahı her bunyeye farklı kokan ilac.
  • tantumun etken maddesi olan benzamin hcl dopamin salgılanmasını sağlıyor. aşırı doz alımında bu nedenle halüsinasyon oluşuyor. çünkü beyin o kadar çok dopamin salgılıyo ki bunlar birikiyo ve aslında duyu nöronları impuls başlatırken ara nöronlarda impuls başlatıyo. bu da tabi halüsinasyon haricinde terleme çarpıntı bulantı paranoya demek ki zaten ödül-ceza hormunu olan dopaminin az salgılanması parkinson fazla salgılanması şizofreni yarattığından dolayı aşırı dozda alınan tantum kişiye bir şizofreni hali yaşatmış oluyor.
  • bir kere 30 tabletini yanlışlıkla aldığım, normalde kas gevşetici tedavisi olan ilaç.

    yanlışlıkla aldığım için kendime kızdım tabi, bir kazaydı.. *

    ilk gün çok güzeldi, bütün sevdiğim ünlüler ile konuşarak bir gece geçirdim..
    mesala örnek vereyim; duvarımdaki posterdeki james hetfield, diğer posterimdeki david gilmour, syd barrett'in posterine 35-40 saniye baktım ve birden posterdeki fotografları canlanıverdi, adımşlarını uzatıp posterin içinden çıktılar, yanıma geldiler, bir muhabbet çevirdim syd barrett ve david gilmour ile.. aklımdaki soruları sordum onlara ve cevaplarını aldım (benim beynim ürettiği için muhtemelen benim mantığıma göre cevap vermişlerdir, gerçekte bu soruların cevapları bunlar değildir.)
    bu bir noktaya bir süre bakma ve o noktadaki baktığın nesnenin canlanması ve senle iletişime geçmesi gibi yanetkileri var tantum'un malesef.

    blue blues band izlerken yani yavuz çetin izlerken, kerim çaplı da davulu çalarken duvardaki bir noktaya uzuuuun uzuuun bakardı..
    o noktaya neden baktığının cevabını alıyorsun.. [ilgili olarak; #6246590 ve #10843826 numaralı entry'lere bakılabilir.]
    kim bilir yavuz çetin ile beraber çalan kerim çaplı neler nelerrr görüyordu o baktığı noktada.

    kazara yüksek dozda alınması sadece görüntülere, ışığa karşı değil; sese karşı da algıların açılmasını sağlıyor. dinlediğiniz ve her notasını ezbere bildiğiniz bir şarkının altındaki, temelindeki ayrıntıları yakalıyorsunuz. aslında o şarkıyı hiç bilmiyor olduğunuzu idrak ediyorsunuz
    (bkz: yükselen farkındalık)
    (bkz: algıların açılması)
    (bkz: beyindeki filtrenin kalkması)

    mesala pink floyd'dan julia dream, echoes, welcome to the machine vs. dinliyorsunuz ya, o şarkılarda efektli/delay'li sesler var ya.. o seslerin o şarkıya ne amaçla konduğunu anlıyorsunuz. o sesler 3 boyutlu olup hoparlörden dışarı çıkıyor ve "ses denilen şeyi" gözünle görüyorsun..

    şimdi gelelim gerçek hayata; ertesi iki gün salak gibi gezdim.. yaptığım yanlışlığa, kazara 30 tane tantum'u içmeme çok kızdım.

    yanımdaki arkadaşa "yaa abi aklıma bişe geldi bak ne anlatacam bi dinle hele" diyorum.. tam anlatacakken "abi unuttum anlatacağım şeyi yaa" oluyordum.
    2 saniye içinde anlatacağım konuyu unutuyordum.

    ki ben 7-8 yıldır boyunca psikiyatrım tarafından antidepresan, antipsikotik-nöroleptik, central sinir sistemi stimulanları vs. vs. falan kullanan ve 10 yıldır her gece içen bir insanım.. kolay kolay sarhoş olmam.. kimyasaldan etkilenmem kolay kolay söz konusu değildir.. buna rağmen anamı ağlattı ertesi iki gün..

    güneşi ve yerdeki güneş ışığını sarı değil yeşil olarak görüp gezdim iki gün..
    yeşil bir dünyada..

    iyi değildi.. kimse yapmasın.. yapanları uyarsın..
    beyindeki nöronları öldüren bir şey bu.. o nöronlar bütün ömrünüz boyunca lazım size..
    kimse bu tarz kazalar yapmamaya dikkat etsin..

    ayrıca ilgili olarak şu entry'ler okunabilir;

    (bkz: house of the rising sun/#18470142)
    (bkz: 20 ekim 1994 earls court pink floyd pulse konseri/#18470765)
hesabın var mı? giriş yap