• su anda ntv'de canli yayinda "kanunen bir kamu kurumu kendisine gore ve yetki verilmeyen konuda bir kurus bile harcayamaz" demistir.

    tib'in eksi sozluk'u kapatma emri bence 1 kurus tutmustur, 2-3 kurus falan tutmustur hatta. ve bu hareket tamamen btk'nin yetkisi disindadir.

    ayrica dedi ki "herkesin nereye baglandigini kaydetmek ne kadar cok kaynak ister ekonomik boyutunu dusundunuz mu?" diye sormustur banu guven'e.

    ben soyleyeyim: herkesin nereye baglandigini kaydetmeye gerek yok. senin "istemedigin" yerlere baglananlari fislesen yeter. o teknik olarak gayet mumkun. ben sana anlatirim sen sor.

    "su an neyse ayni devam edecek" diyor bir de israrla nasil kaypak cevap. yani su anki "sehven"ler aynen devam edecek diye de yorumlayabiliriz bunu.
  • tayfun abicim, bugün mesaimin nerden baksan 2 saatini sana ayırdım. senin yüzünden müşterilerimi ihmal ettim. kıymetini, değerini sen anla artık. ntv’de banu güven’in programında da seni dinledim. kabaca şöyle bir transkript çıktı:

    ta:önceden söyleyeyim, standart pakettte mevcut durum değişmiyor.
    bg:… standart paket diyorsunuz ama, zaten bu paket problemli. katalog suçları diye bir şey var ve buna göre siteler kapatılıyor.
    ta-mevcut durum değişmiyor. standart paket alan, aynen devam edecek.
    bg:ancak servis sağlayacılarına belirli yaptırımlarda bulunmayacak mısınız? onları yasak sitelere girişlerden sorumlu tutmayacak mısınız?
    ta-mevcut durum değişmiyor standart paket alanlar için.

    bg:aile paketi, yurtiçi paketi ne demektir? çini hatırlatıyor bize.
    ta: bunlar yazıldı kanunlarda bir bir. okumuyorsunuz kardeşim. mevcut durum değişmiyor demişmiydim.
    bg:neden kapatılan sitelerin bilgileri yok? şeffaf değilsiniz
    ta: vallaha biz avrupa’dan daha şeffafız. orada stop diye yazı çıkıyor. biz en azında çemişkezek mahkemesi kararı ile kapatıldığını bildiriyoruz. mevcut durum değişmiyor bu arada.
    bg:izleyicilerimiz soruyor. avrupanın farklı kentlerinde yaşayanlar. türkiye’de yasak olup, avrupa’da özgür olan tonla site olduğunu söylüyorlar. buna ne diyorsunuz?
    ta: alo…. alo…. alo..

    abi bakıyorum da, televizyondaki tartışmalara neden katılmadığını anlayabiliyorum biraz. doğru yapıyormuşsun. vallahi yerler seni, öyle bir dalga geçerler ki yüzüne karşı, taşak yetmezliğinden ölür adam. sen böyle devam et en iyisi.

    bu arada programda şaşkınca sorduğun, "nasıl olur, anlamıyorum" dediğin bazı konular vardı. bu kadar yazdıktan sonra onları da konuşalım azıcık.

    *diyorsun ki “mevcut yapı değişmeyecek, tartışmaları anlamıyorum”
    değişmeyecek dediğin mevcut yapı zaten problemli tayfun abicim. sen hala olayı kavrayamadın ya. biz mevcut yapıyı da istemiyoruz. sizin gibi kafasına göre çalışan, sehveni şiar etmiş bir kurumun filtre getirmesini de istemiyoruz. btk isimli bir kuruluşun görevi icabı mevcut durumu düzeltmesini istiyoruz. cumhurbaşkanına, suudi arabistanlara gideceğinize meclise gidin de kanunun nasıl olması gerektiğini anlatın bir.

    bir site gerçekten zararlı unsurlar içeriyor olabilir. böyle bir şikayet var ise, şeffaf ve doğru düzgün kuralların, prensiplerin çalıştığı bir ortamda siteyi yasaklayın. denetlenebilir olun. sürekli yaptığınız sehven işlere itiraz mekanizmamız olsun. kayıtlı, adam gibi çalışın. excelde bir tablo yapın, bir sütüna yasakladığınız siteleri, bir sütüna tarihi, bir sütüna ise açıklamasını yazın ve yayınlayın.

    *diyorsun ki: konu geçen senenin konusu. şimdi siyası oyunlar oynanıyor.
    çaktırmadan kaynatıyorsunuz. kendi içinizde tartışmış gibi yapıp zihindaşlarınızla zart diye geçiriveriyorsunuz kanunları. 5651’de de, yasak domain isimlerinde de, filtreleme olayında da internetin kullanıcılarına, sivil toplum örgütlerine, önde gelen bilişim uzmanlarına danışmadınız. biz kanun mu okuyacağı işimiz gücümüz yok. ancak bize deyince ucu kafamız çalışıyor. bu bizim hatamız. ama konu seninki. artık tartışmamalı mıyız yani konuyu? bu arada her konu siyasidir zaten. siyasi olup olmaması onun tartışılmasını engellemez. böyle ucuz numaralar istemiyoruz artık senden.

    *“5651 kanunu benimle alakalı değil. işlerin altında biraz o var” diyorsun demeye getiriyorsun.
    o zaman söyle. 5651 yüzündenbunları koymak zorunda kalıyoruz de. 5651 bizi bu durumlara sokacak kadar aptalca bir kanun de.biz de emir kuluyuz de. eğer savunuyorsan bu kanunu da gene açık açık söyle onu göre edelim muhabbetimizi. tıkandığın noktada 5651 deyip topu taca atma. sen btk’sın büyük düşün.

    belli ki bozuk plak gibi “mevcut durum değişmiyor” diye sayıklayıp duracaksınız. konuyu bundan ibaretmiş gibi göstermeye çalışacaksınız. böylece, alan adlarına getirdiğiniz sansürleri unutacağımızı, hiçbir sebep belirtmeden, kafanıza göre, sehven yaptığınız site kapatmalarını unutacağımızı zannediyorsunuz. mahkeme kararıyla kapatılan sitelerde hiç sorumluluğunuz olmadığına inanacağımızı zannediyorsunuz. yemezler tayfun abi. yemiyoruz.

    ayrıca gerekçeleriniz ne olursa olsun, röportajında “nerdeyse beni dinleyin diye ben müraacat edeceğim” diyen bir adamın, btk denen bir kurumun başında olmasını sindiremiyoruz tayfun abi. iletişim denen şeyi, bilgiyi, interneti azıcık bizim bakış açımızdan görsen sen de sindiremezdin emin ol.

    abiciğim, yazımı bititrken, mahsus selamlarımı iletir, ellerinden öperim. en başta dediğim gibi, konu kişisel değildi. ayrıca 15 mayısta sizi meydanlara bekliyoruz. beni hemen tanırsınız, tüm bu yasakları, sansürleri, filtreleri temsilen sizin resminizin olduğu bir döviz tutuyor olacağım. bize şans dile abi.
  • kendisi burada "her adımımızda acaba sansür mü diyecekler diye düşünür hale geldik" demiş.

    bunun süslü püslü söylenecek bir tarafı yok, evet her hareketiniz sansür, çünkü bu amaçla kurulan bir kurumsunuz.
  • tayfun başkan. susayım artık diyorum, iyice psikopat imajı çizdim (bkz: tayfun acarer/@sitki siyril) diyorum ama sende hiç gelişme yok. aksine incileri diziyorsun hergün.

    demişsin ki gene,

    "...anadolu’nun ücra yerlerinde yaşayıp internetten anlamayan, mütedeyyin, muhafazakâr insanların çocuklarının internet bağımlılığı konusundaki şikâyetlerini görmezden gelemeyiz. ailelerin kurumumuza başvuruları sürekli artıyor..."

    demişsin. sanki biz sana “ internetten anlamayan mütedeyyin, muhafazakâr insanların çocuklarının internet bağımlılığı konusundaki şikâyetlerini görmezden gel” diyormuşuz gibi. tayfun başkanım gel, aslında senin ve başkanı olduğun kurumun yapması gereken konuyla ilgili biraz beyin fırtınası yapalım:

    yurt genelinde şöyle bir program yapalım. güvenli internet programı olsun adı. bu program kapsamında türkiye’nin her noktasına uluslararası standartlara göre belirlenmiş bir uygulamalı internet eğitim içeriği koyalım.

    ister her ilçede bile olan halk evlerini kullan, ister eğitim bakanlığındaki diğer eğitim kurumlarını. burada, senin tabirinle mütedeyyin, muhafazakâr insanlara ve aslında diğer herkese internetin temel prensiplerini öğretelim. internetin hayatları ne kadar kolaylaştıracağını, yemek tarifinden otomatik fatura ödemeye kadar onların işine yarayacak tüm olanakları gösterelim. internete güvenli olarak nasıl girilir, antivirüs nedir, eğer çocuklar sözkonusu ise en çok kullanılan google arama motorunda bile olan filtreler nasıl kullanılır, internette hakaret etmek nasıl olur, yaptırımı nedir, merak edilen bir konu internette nasıl araştırılır, nasıl paylaşılır hepsini öğretelim.

    çiftçinin oğlu gitsin internetten modern tarım tekniklerini öğrensin, tunus’da aynı zeytin ağacından nasıl bizim üç katımız zeytin elde edildiğini araştırsın, artık son demlerini yaşayan yorgancı, internet sayesinde hem yeni müşterilere ulaşsın hem de zanaatini sürdürsün, mütedeyyin kişi de filtreleri öğrenip o çok korktuğu porno siteleri görmesin, oğluna da göstermesin …

    kaynak ararsan o da bol. mesela avrupa birliği çerçeve programları var. (http://www.fp7.org.tr/) biliyorsunuzdur buraya türkiye her yıl aidat ödüyor. 3 yılda 60 milyon euro yatırmışız. olay çok basit. yukarıda saydığım projeyi dokümante ediyorsunuz. bunun için proje ortakları buluyorsunuz. (içerik oluşturacaklar, eğitim verecekler vb işler için ortaklar) ki aslında projenizi yazınca onlar sizi buluyor. bu tür sosyal yönü yüksek olan projeler, diğer ticari projelere göre çok daha kolay onaylanıyor. akabinde istediğiniz karşılıksız hibeyi ab’den alıyorsunuz. bunu bizler, belirli kamu kurumları, firmalar çatır çatır yapıyor. kosgeb bile yapıyor mesela, sizinle benzer statüde bir kurum olarak. siz de yapıverin. ya da başbakan’a rica ediverin. kanal istanbul projesinin %1’ini size veriversin. ama sonra proje ortaya çıkınca “aaa, verdik interneti şimdi de pkk’nın sitelerine giriyorlar” diye gerizekalılık yapmak yok. ona da girecekler senin sitene de. onlar muhakeme edecekler doğruyu/yanlışı. senin görüşünün doğru olduğuna inanıyorsan korkma, doğru er geç meydana çıkar.

    böylece yasaklamak yerine kullanımı teşvik ederek türkiye'de nasıl bir devrim yapacağınızı görün. azıcık kafalarınızı bunlara yorun da memlekete bir faydanız dokunsun.
  • düzenlemelerin avrupa ülkelerinde de bulunduğunu, bunun bir ''sansür'' olarak algılanmasına şaşırdıklarını belirtmiş bu zat. yani btk (bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu) başkanı. yani gerçekte yasakları kendi kafasına göre yapan ve duyuran tib’in bağlı olduğu üst kurumun başkanı.

    bunlar hangi avrupa devletini görüp de feyz almışlar acaba diye araştırırken gördüm. geçtiğimiz ay (nisan 2001) btk olarak, suudi arabistan’ı ziyaret etmiş muhteremler. onların iletişim&bilgi teknolojileri kurumu ile görüşmüşler 3 gün. http://www.tk.gov.tr/…011/ziyaretler/sarabistan.htm
    alın size vizyon.

    tayfun bey, sizden utanıyoruz. zihniyetinizden, ahlak anlayışınızdan tiksiniyoruz. filtreler tüm dünyada var. ancak isteyen alıyor, isteyen almıyor. devletin kurumları kendi kafalarına göre, zorla filtre kullanacaksın demiyor avrupa’da. sizin “standart filtre şu anki yapıyla aynı” üçkağıdını da yapmıyor kimse. şu anki yapı zaten yanlış olan. inanır mısınız avrupa’da porno bile seyredebiliyorlar. akılsızlar kapatmayı becerememişler sizin gibi. lütfen bizi düşünmeyin artık, rica ediyoruz, lütfen.
  • 1455'de gutenberg'in keşfi ile ilk defa modern matbaa kurulmuş ve tarihin seyri değişmişti. tüm dünyanın büyük bir açlıkla saldırdığı bilginin kolayca çoğaltılması ve yaygınlaşmasına ancak yaklaşık 280 yıl* sonra müsaade edilen osmanlı'da, bunun dini, siyasi, hatta hattatların işsiz kalacakları düşüncesi gibi ekonomik bir çok sebebi vardı. sebepler çoktu, sonuçları ise herkes biliyor.

    bu zat, temsil ettiği kurumla birlikte, şu an üçüncü dünya ülkesi olmamızı sağlayan bu zihniyetin cisimleşmiş, yekpare, somut hali olarak karşımızda duruyor. şimdi çok fena sıkıştı ve tabi ki konuyu saptıracak. ortadaki sorun ile ilgili kafasında kurduğu nispeten haklı bir kaç argümanı sayıklayıp duracak. üzerindeki baskı arttıkça diyecek ki:

    "kardeeeşim" diyecek. "siz piyasada nasıl siteler var biliyor musunuz" diyecek. "arkadaşlarımın tespit yaparken bile psikolojileri bozuldu" diyecek. "bunları çoluğumuz çocuğumuz seyrederse n'olacak" diyecek. konuyu çocuk pornosu düzeyinde getirip bırakacak. olayı sadece manşetlerden izleyen büyük çoğunluk da "yaa, bak gördün mü" diyecek.

    oysa konu bu değil. konu aklı selim herkesin dediği gibi, internette neye ulaşıp ulaşamayacağımı devletin belirlemesi. devletin vatandaşa cahil, göbeğini kaşıyan, bidon kafalı vatandaş muamelesi yapması. tib'in kafasına göre web sitelerini, domain isimlerini yasaklaması. interneti, bilgiyi, teknolojiyi ufacık, zerre kadarcık bile kavrayamaması. tüm gelişmeleri mabadından anlamaya çalışması.

    asırlardır, bitmediniz, tükenmediniz. tüm insanlığın vebali üzerinizde. sizi adam edemezsek allah bizim de belamızı versin.
  • tayfun acarer’in iyi biri olduğunu düşünüyorum. bizlerin, halkın, türkiye’nin iyiliğini düşünüyor. o dizisini seyrettiğiniz muhteşem kanuni sultan süleyman var ya. o padişahken modern matbaanın kurulması üzerinden yüzyıl geçmişti. kanuni de şüphesiz halkını, onların iyiliğini düşünüyordu ama gerçekte dünyayı değiştiren dinamikleri görememişti. tabuları, örfü, adeti, dini, kültürü engel olmuştu dünyayı titreten koca bir imparatorluğun, bugün üçüncü dünya ülkesi konumuna gelmesine kadar giden sürecini görmesine. kanuni de, ondan önceki ve sonrakiler de. etraflarındaki vezirler, esnaflar, ileri gelenler de görememişti. anlatılanların, dünyadaki gelişmelerin bizim toplumumuza uygun olmadığını, bizim ahlakımızı, dinimizi, kültürümüzü bozacaklarını düşünüyorlardı. matbaada haşa dine aykırı, ahlaka aykırı bir şey yazılıp çoğaltılırsa ne olurdu? dur bakalım dı!

    tayfun acarer de bizi düşünüyor. “yahu” diyor, “manyak mısınız siz, bu filtre sizin yararınıza” demeye getiriyor. “biz sizi, çocuklarımızı düşünüyoruz” diyor.

    konunun ikircikli bir yönü var. maalesef tabularımız yüzünden, ikiyüzlü ahlak sistemimiz yüzünden net konuşamıyoruz. konu geliyor dolaşıyor porno’da saplanıp kalıyor.

    birincisi porno kalkanı altında dünya kadar site, youtube’undan, richarddawkins.net’ine kadar kapatıldı. (sakın onların kararını mahkemeler veriyor diye zırvalamayın, başkanı olduğunuz kurumun ismini okuyun ve düşünün) bunları tartıştığınız anda, yasalar, mevzuat, böyle deniyor. btk/tib’in kendi kafasına göre kapattıkları kaynatılıyor. küçük siteleri, gerekçesini bile öğrenemeden kapatılan, emlakçısından, kız yurduna kadar envayi çeşit siteyi saymıyoruz bile.

    ikincisi ve daha da önemlisi porno seyretmek ayıp, yasak, ahlaksız bir şeymiş gibi gösteriliyor. (lütfen konuyu çocuk pornosu düzeyine getirmeyin, porno diyoruz) oysa değil. tayfun bey! biz, hiç de sandığınız gibi gizli niklerimizin ardından saydırmıyoruz, yerimiz yurdumuz, ip numaramız belli. biz sağlıklı insanlarız. bizler porno seyrediyoruz tayfun bey. eşimizle de seyrediyoruz, kendimiz de seyrediyoruz, ona bakıp masturbasyon da yapıyoruz. çocuklarımıza cinsel ve ahlaki eğitimi sizin zihniyetiniz onlara bulaşmadan biz veriyoruz zaten. çocuklarımızın yetişkin olmadan bu mataryellere ulaşması ile ilgili önlemleri alabiliyoruz. bunlarla karşılaştıklarında ne yapmaları gerek tiklerini, bunların ne olduğunu onlara anlatıyoruz. bu yüzden bu konuda sürprizlerle karşılaşmayacaklar. ergenliklerinde eşeklere, tavuklara, köpeklere meyletmeyecekler. gerdek gecesi, “olmuyor lanet olsun” deyip intihar etmeyecekler.

    porno’yu belirli bir yaşına altındakilerin ulaşımına engelleme mevzusu olsa idi konu, emin olun herkes size katılacaktı. ama siz böyle yaklaşıp pornoyu herkes için yasaklıyorsunuz. bunu da sloganlaştırıp, mahrem bir konunun açıkca konuşulamamasını da kullanıp, porno dışındaki site kapatmalarını, iç işleyişinizdeki bilinemeyenleri, özensiz, savruk, yanlışlıklar la dolu çalışmalarınızı, sehven şiarınızı örtbas ediyorsunuz.

    bizler yemiyoruz. bu zırvalarınızı bu işle ilgisi olmayan insanlar, bizim annelerimiz, babalarımız bir müddet daha yiyecektir. ama artık sizin de anlamanız lazım. bunun sonu yok. lütfen derhal o koltuğu terk edin. intihar etmenize, harakiri yapmanıza gerek yok. istifa edin yeter. bugüne kadar yaptıklarınız için özür de istemiyoruz. makamınızı terk edin de oraya bilim ve teknolojinin ne anlama geldiğini bilen, dünyanın en pahalı kıymeti olan bilgiye herkesin kolayca ulaşmasını sağlayacak, bu konuda kafa yoracak birileri gelsin. bilgiye çocuklara okullarda notebook dağıtıp, interneti yasaklayarak ulaşamayacağız.

    biz dersim’de 74 yıl önce yapılan katliamı 2000li yıllarda, köşe yazarları ve internet sayesinde öğrenmiş bir toplumuz. artık sizin yalanlarınızı duymak istemiyoruz. ermeni meselesini de, kürt meselesini de, şanlı tarihimizi de, dinimizi de, atatürk’ü de, bugüne kadar bizden gizlediğiniz her konuyu da kendimiz öğreneceğiz. kendi muhakeme gücümüzü geliştireceğiz. doğruyu yanlışı bizim adımıza siz ayırt etmeyeceksiniz artık, biz kendimiz ayırd edeceğiz. artık bize cahil, ne yaptığını bilmeyen toplum muamelesi yapmayın. biz öyle değiliz. artık bizi düşünmeyin. artık defolun hayatımızdan. lütfen.
  • tayfun yoldaş. üzülerek söylemeliyim ki galiba sizin btk/tib ofislerindeki tüm bilgisayarlara virüs girmiş. öyle böyle de değil kafam kadar virüsler dolaşıyor bilgisayarlarınızda. o yüzden tarayıcınızı, daha açtığınız anda, sizi (afedersiniz) sikli, amcıklı, sitelere gönderiyor. sizi anlıyorum comrade. tayfun yoldaş. zor bir durumun arifesindesiniz. muhtemel, o pc’leri normal antivirüs vb yazılımlarla temizlemek imkansız. format şart. biliyorum, yedeklemek neyse de, yeni kurulmuş bir bilgisayara kullandığınız eski yazılımlar yüklemek çok eziyet verici. winrarından pdfine, ofisinden, tarayıcı geçmişine, yükle babam yükle, öldürüyor adamı. not alsan bile biri unutuluyor illa, deli ediyor sonra.

    ama tayfun yoldaş, bu artık kaçınılmaz. lütfen biranönce bu formatları atıp, ücretsiz bir antivirüs yazılımı kurup, interneti normal insanlar gibi kullanmaya başlayın. sevglilerle.
  • tayfun abi, merhaba. gene ben. ağabey, az da olsa, röportajlarını, basın açıklamalarını okuyup feyz almaya çalışıyorum. bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu başkanımızın bizi, tüm toplumu ilgilendiren görüşlerini anlamaya çalışıyorum. abi röportajında şunu demişsin:

    "bazen sunumlarda falan görüntü indirirken ödüm patlıyor. düşünün bütün salon seyrediyor. kaç kişinin başına geldi bu. bir anda bir porno! durdurana kadar şoke olursunuz."

    abi biliyorum ki güzel ülkemizin internette ve tüm dünyada afadersiniz taşak unsuru olmasının sebebi bu, sunumlardaki problem değil. olamaz. çünkü abi, bu dediğinin çok kolay bir cevabı var. belirtmemişsin ama abi, muhtemelen google image ile arıyorsun görselleri. bu arada abi o görselleri direkt sunumda kullanmanız telif haklarına aykırı biliyorsunuz. aradığınız image’ı profesyonel image satan sitelerden satınalmanız gerekir. ötekisi çok ayıptır. neyse bunu zaten biliyorsunuzdur. ne diyorduk. hah, google image’dan görsel arattığınızda ki elbette arattığınız kelimenin de önemi var. mesela "bacak omza" kelimesini aratırsanız çok zevkli olan bacak omza pozisyonu yapmış bir çiftin görseline ulaşabilirsiniz. bu istemediğiniz bir sonuç değildir. çünkü zaten bacak omza ile ilgili görsellere ulaşmak istemişizdir. konu hemen dağılıyor. sadede gelelim. google ekranında iken ayarlara bastığınızda, güvenli arama filtresi başlığında 3 adet filtre seçme hakkınız var tayfun abi. size “yüksek düzeyli filtre” (hem müstehcen yazıları, hem de müstehcen görselleri çıkar) öneririm. bakın ağabey, sizin için ayarın nasıl yapıldığını burada gösteriyorum. böylece bahsettiğiniz ayıp materyalleri görmemiş olacaksınız. tabi yüksek filtreye rağmen "bacak omza" aratırsanız, birkaç görsel canınızı sıkabilir. o yüzden yaptığınız sunumun konusu da önemli.

    abi bilsen aslında. kullanması çok zevkli. ama yavaş yavaş oluyor tabi. birden tüm bu detaylara vakıf olmak kolay değil.
  • ntv'de banu guven'le roportajini izledim. anadolumuzun geleneksel degerlerinden biri olan "burokrat yuzsuzlugu" boyle bir sey olsa gerek. banu guven'in sordugu her soruya "lan az once bir sey degismeyecek dedik ya!" mealinde bir ifadeyi agzinda cigneyip durup akli sira alttan alttan azarlayarak cevap veriyor, inanilir gibi degil.

    allem etti kallem ettin hasbel kader bulundugun koltuga geldin ya, herkesten daha zekisin zaten. sana yalakalik yapmayan azar yemegi hakediyor, sorularina cevap almak ise ne hadlerine.

    piskinligin bu kadarina pes: http://video.ntvmsnbc.com/…-arti-10-mayis-2011.html
hesabın var mı? giriş yap