tekne
-
yunanca tekhneden gelir. eski yunancada yetenek; sanat; iş anlamlarına gelirdi. zira o dönemde sanat ve zanaat ayrılmamıştır. bundan sebeptir ki, aristoteles'in konuşma sanatı isimli kitabının asıl adı tekhne retorike'dir.
1) hamur, su, ekmek teknelerinde tekne iş anlamında kullanılmıştır.
2) denizde yüzen tekne, bir zanaat olarak görülmüştür. (türklerin çok eskiden (ve hâlâ) denizci bir millet olmadığını göz önünde bulundurursak)
3) teknoloji: yetenek bilimi anlamındadır. teknisyen: yetenekli. -
deniz tutukunu kişinin, hem alırken hem de satarken çok mutlu olmasına neden olan nadir araçlardan biridir. nedeni ikinci el tekne piyasasının oldukça düşük olmasıdır.
-
okunuşunda bile bir sevimlilik olan, bir heyecan, sempatiklik olan, bir gün satın alabilme, açılabilme, yaşayabilme özlemi duyduran taşıt.
-
hayal kurdurtur, o hayallerle kudurtur.
-
içi oyuk hacimli şeye denir.
-
-
ekseriyetle yazlikcilarin balik tutmak icin kullandiklari ulasim araci. ayrica bir oruc cesidi.
-
içinde ebru yapılan kaba verilen addır aynı zamanda.. ebru tekneleri çam ağacından, galvaniz ve çinkodan yapılır..
-
(bkz: sampan)
-
dinginlik derken (bkz: şahane seks dönen yerler)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap