• esasen 1970'lerin ortasinda almanyada anneliese michel isimli genc kizin basindan gecen seytan cikarma ile ilgili hikayenin holywoodlastirilmis versiyonu olacak film...

    gercek hikayede 1968'de epilepsi teshisi konan anneliese 1970-74 arasi kismi felc oldugu ya da etrafta seytani yuzler ya da hayaller gorudugu pek cok atak yasamaya baslar... kendisi ayni zamanda koyu katoliktir.. ruhuna seytan girdigine inanmaya baslar.. gittigi doktrolar ve ilaclara ragmen ataklarda azalma olmaz, tersine hem sayilari hem de sidetleri artmaya baslar... 74-75 arasi bir kac kez seytan cikarma icin kiliseden izin istenir...

    not: katolik kilisesinin exorcism icin kati kurallari vardir.. bunlar 1614 yilindan beri rituale romanum adi altinda kabul gormus ve uygulanmistir...

    almanyadaki katolik kilisesi en sonunda 75 eylulunde exorcism icin izin verir ve 2 rahip atar... eylul 75'den temmuz 76'ya kadar exorcism seanslari haftada 2-3 sefer devam eder... bu arada kzin durumu iyice kotulesmistir.. hic bir sey yememektedir.. ilac ile uyutulup yiyecek verilebilmektedir.. aliesinin evinde kalan annaliese kriz anlarinda bagirmaya baslayip evin icinde ciril ciplak kosturmakta, kendi cisini icmekte, orumcek ve diski yemekte, anlasilmayan lisanlarda ve ses tonlarinda konusmakta, yer yer kendine zarar vermete idi.. bazi durumlarda 2 ya da 3 erkek guclukle zapt etmeye baslamisti... bu arada seanslar devam ediyordu.. haliyle psikolojisi de iyice kotulesmisti.. duvarin karsisinda gunde 600-700 defa arka arakaya diz cokup kalkiyordu ki bu yuzden dizleri parcalanmisti..
    rahipler bu araa seanslari hep kaydettiler.. yaklasik 40 kaset dolmustu.. son seans 30 haziran 1976'da oldu.. daha sonra 1 temmuz ogle vakti anna son nefesini verdi...

    olumunden sonra ailesi ve rahipler hakkinda dava acildi.. olum sebebi aclikti... dava uzun sure avrupada epey ses getirdi.. psikolog ve doktorlar dinlendi.. exorcisim kayitlari dinlendi.. psikologlar rahiplerin ve ailesinin bu duruma sebep oldugunu soylediler.. psikolog ve doktorlar doctrinaire induction aciklamasini getirdiler.. kisaca rahipler ve ailesi zaten epilepsi hastasi olan kiza belki de farkinda olmadan etkilemislerdi.. yaptigi hareketlere sebep cikartmislardi ve zaten gayet katolik olan kizcagiz da bu sebebe baglanmisti... sonucta mahkeme karari ile ailesi ve rahipler 6 ay ceza aldilar..

    daha sonra alman katolik kilisesi bi aciklama yaparak anna'nin ruhuna seytan girmesi gibi bi durumun olmadigini soyledi.. hatta bu kararin ardindan vatikan rituale romanum'un tekrar incelemeye aldi ve 98 yilinda yeni versiyonunu yayinladi... yeni ismi de exorcismis et supplicationibus quibusdam oldu..."

    http://www.anneliese-michel.de.ms/
  • eger sokaginizda kilise varsa, izledikten sonra uyku ilaci alip yatmanizi tavsiye edecegim film. sahsen turkiye'de olmadigim bir donemde izlemistim ve filmi izledigimin gecesi anlamsiz bir sekilde uyandim. 1-2 saniye sonra kiliseden 3 kere can sesi geldi. evet gece tam 3'te anlamsiz sekilde uyandim. ama bir sey olmadi. beni begenmediler herhalde.
  • --- spoiler ---
    based on a true story

    avukatin gece yatakta uyanip saati gordugu sahnede(03:00) arkadasim birden filmi durdurup bi saniye abi diyip fullscreenden cikardiginda saatin 03:00 oldugunu goren bir insan olarak bu ne durusma filmi derim ne de kliselerle bezenmis bir film derim, kacin derim kacin....
    --- spoiler ---

    eger odaklanirsaniz sizi gercekten gerebilecek film. birazcik zorlamada olsa tirstirmakta hele hele benim gibi bahtsiz bir insansaniz altiniza sicabilirsiniz. butun film boyunca paranoyak oldum

    --- spoiler ---
    -bisey mi yaniyo
    -abi bisiy kimildadi surda
    -lan duvarda ne var
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    filmi izlememin akabinde gece 3'te bir yanık kokusuna uyandım ve farkettim ki çaydanlığın altını kapatmayı unutmuşum, dibi tutmuş. kapatıp geri yattım.

    --- spoiler ---
  • "korkunç değil bu yeaaa" diyenleri bu filmi kışın gece 3'te evde tek başınayken izlemeye davet ediyorum.

    gerçekten korkutan, güzel film.

    --- spoiler ---

    beni en çok etkileyen ve aklımda kalan kısmı, esas kızın erkek arkadaşıyla evinde uyurken gece çocuğun uyanıp kızı yerde tuhaf bir şekilde kilitlenmiş ve gözleri büyümüş olarak gördüğü sahneydi.

    --- spoiler ---
  • aranıp aranıp yok kardesim artik adam gibi bi korku filmi yapmiyorlar anasini satayim emiliy bilmem ne .. alla alla bi bakalim bu neymis diye gidip, korku sinemasi adina mutluluk verici sahsim adina tedirgin edici bir suru veri ile evime yollandigim, izledigimden beri goruntuleri olur olmaz yere aklima gelen bir filmdir...

    “olm filmin yarisi mahkemede geciyo” diyenler olacaktir elbet... e nerede gecekti? bilim cagi dedigin, ahlak din seytan bilmem ne herseyin masaya yatirildigi, “deger” denen seyin hep sayilabilen seylerin adedini fiyatini belirledigi su gunlerde nerde gececekti cok aferdersin?

    korku filmi seytan cikarmasi bilmem ne deyince, akla gelen o en bilindik kliselere---ses ve bilinmedk dilde konusma hadisesi haric--- hic girilmemis.

    yonetmen olayi %100 budur, sudur diye vermektense, akillarda hep “ya varsa, ya oyleyse” diye bir soru birakmayi hedeflemis...
    avukatin savunusu da zaten ona dayaniyor... ihtimaller...

    mahkeme kayitlarindan yararlanilmasina ragmen, mahkeme de bir garip... olayin yakin sahitlerine cok az yer veriliyor... sanki herkes-kilise dahil- aslinda boyle birsey yok, bak sen su yaramaza –rahip—bizden haberisz neler de yapimis, cekeriz onun kulagini biz” msgi veriyor...

    belki de bu sebepten yonetmen “gercek bir olaydan yola ciktim” diyor, ama aslinda kastedilen emily’nin yasadiklari degil mahkemeye gelis seklinin gercek oldugu...

    yani bu oldukca karisik bir mevzu aslinda...

    salondan ciktiginiz anda “ohh neyse ki filmmis...” diye rahatlamak elbette mumkun. yonetmen zaten hanim kizimiza saate bakmaktan korkmadan uyuyabilecegi ortami yaratip seyirciyi evine oyle yolluyor... ve ben esas buna killaniyorum...

    filmin bence en pis yeri;

    ceysın mıdır nedir onun gecenin korunde uyanip da emily’i yerde 8 bukulum kaskati kocaman gozlerle kendine bakarken buldugu sahnedir.
  • bana sorgulattığı tek şey (dayanabildiğim ilk yarısında) "şeytanın bütün mahareti eklem yamultup peder suratına tükürmek mi?" konusu olmuştur bu filmin. bildim bileli aynı şeyler aynı yamulmalar. bir yıldız tilbe gibi dans etme eğilimi. direkt sıkıntı yumağı. neyse bildiğiniz yoldan devam edin: şeytanın en büyük hilesi, bizi olmadığına inandırmasıdır. amin amin.
  • based on a true story ve "bugün emily nin mezarı gayri resmi bir türbeye dönmüş ve binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir" ifadeleri ile pazarlanan bir filmdir.

    korku filmi mi olsam yoksa duruşma film mi ? diye iki arada bir derede kalmış.

    sanki korku filmi diye çekimine başlanmış ama set ışıkçısı da dahil herkes tırsınca mahkeme filmine dönmüş. gene de finalde uc kulhuvallah bir elham okutturuyor insana... çok acı çekmiş zavallı.
  • insan psikolojisinin en hassas yerlerine dokunan, katilli testereli filmlerin tersine insanı kendi inançlarını sorgulamaya iten, tarih boyunca sorgulanan varoluş, din, tanrı, şeytan, inanç konularıyla bizleri bir kez daha yüzleştiren oldukça sağlam bir film diyebilirim. film korku filmi midir? evet kesinlikle bir korku filmidir, "ulan ya doğruysa" dedirtir, emin olamayacağımız konular üzerinden giderek "hadddi ordaann" dememize rağmen dua bilgimizi gözden geçirtir.. filmi asıl korkunç yapan ise, filmin seyirciyi korku sahnelerinden alıp bu korkunç olayları gündüz gözüyle mahkeme ortamında taşımaya açmasıdır. mahkemedekiler gibi sinema salonundakiler de sorgular, şeytan denilen şey gerçek olabilir mi? mümkün mü? tüm yaşananlar delilleriyle, tanıklarıyla iki tarafın gözüyle * masaya dökülür. bir tarafta bilim, akıl, eğitim konuşurken, diğer tarafta inanç, tanrı, şeytan sorgulanır.

    --- spoiler ---
    filmin belki de en çarpıcı sahnesi rahibi savunan avukatın yaptığı son konuşmadır. evet emily rose bir epilepsi hastası olabilir, ama gerçek dediğimiz şey ihtimallere yer vermemelidir. emily rose şeytan tarafından ele geçirilmemiş de olabilir. peki ya böyle bir ihtimal olabilirse? bu dünyada gerçekten bu kadar yalnız mıyız?..
    --- spoiler ---

    ve film arası gelir.. ve insanlar birbirlerine yaşadıkları karabasan hikayelerini anlatmaya başlar.. "yok be yaa, haddi canım sen de mi yaşadın? olm sen inanmazsın ki.. ohhaa.." .."evet evet ben de, böyle üstüne bişey oturuyo gibi olyuo"..
    tamam susun lan olamaz böyle bişey, iyi de ben en azından bir tanıya inanıyorum, yani ihtimal dahilinde var, mümkün, açıklayamıyorum.. peki ya şeytan?? hay bu filme nerden geldik offf
    espriye vursak, dalga geçsek şeytan bizi pas geçer mi? e hadi o zaman hep bir ağızdan:
    "karabas maa izol uurr karabas maa izzo.."
  • din ve bilimin mahkemede karşı karşıya getirildiği, dinin ne kadar açıklayıcı ve güzel, bilimin ise ne kadar aciz ve saçma olduğunu savunan gerzek film. based on a true story, yerine 'based on the greatest story ever told' demek gerek. **

    ek: durup durup zamanın ötesine gittiğini görünce bir ek yapmayı uygun gördüm. bu filme "gerzek" demişim. düzeltiyorum, "the exorcism of emily rose, bilimsel yöntemleri değil de aptal din adamlarını izlediği için hayatını kaybetmiş genç bir kızın hikayesini mistik, yanlı ve yobazca işlediği, tarihi ve gerçekleri saptırdığı, düşünmeye üşenen kafaları iyice aptallaştırdığı, uyuşturduğu ve hastalıklı bir ideolojiye sahip olduğu için gerzek değil düpedüz aşağılık bir filmdir. insan bizi böyle insanlık düşmanlarından korusun. "
hesabın var mı? giriş yap