• bir yanda değirmen gibi teknik direktör öğüten, bu konuda baş döndüren gençlerbirliği'ni; öte yanda aynı orijinalliği 2006 yılında sergileyerek tecrübeli bir almanı, pierre littbarski'yi göreve getiren fakat kısa sürede harcayan ankaragücü'nü gözümün önüne getiriyorum ve üzülüyorum geleceğine.

    ha tabi onun önderliğinde istikrarı ve sabrı öğrenirlerse ne ala! o zaman da seviniriz elbette.
  • geçen sezon ekim ayında hamburger sv geldiğinde hamburg ligin ilk yarısının ortasında bundesliga nın son sırasındaydı düşmeden kurtulma çabaları göstermekteydi. geldiği hafta kicker in kendisi ile yaptığı ve kapağa çıkardığı röportajın başlığı ve ligden düşme ile ilgili yorumu şuydu: abstieg ist wirklich kein thema, thomas doll elindeki kadro ile ligden düşme ile ilgili bir tehlikleleri olmadığını söylüyordu. kendisine ve takımına güveniyordu ama puan durumuna bakıldığında takımda ligde son sıradaydı. öyle ya ortada değişen sadece teknik direktördü. son sıraya demir atan da aynı futbolculardı.

    zaman nitekim onu haklı çıkardı. hamburg bundesliga da kalmakla kalmadı, bu topraklarda pek değeri olmayan ama onun olduğu ülkede çokca bir değeri olan intertoto şansını yakaladı. sonra oradan uefa ya hiç yenilmeden ve gol yemeden katıldı. ama bunda sezon başında katılan rafael van der vaart ın payını da zikretmeden geçmek olmaz.

    futbol a da teknik direktörlüğünde olduğu gibi 1990 da yine hamburg ta başladı. fakat burda bir yıl oynadıktan sonra hamburg tan lazio roma ya gitti. bundan sonra zaten en az 2 en çok 3 yılda bir takım ve ülke değiştirmeyi kendine adet edindi. mevki si de takım değiştirmesi gibi kendi isteği ile olmasa da kimi zaman değişti. ama italya ile almanya arasında gidip gelirken orta saha ile hucüm arasında gidip geldi. tahmin edilecegi gibi hücum oynadığı takımlar hep almanya daydı. doll, lazio roma da 3 sezon oynadıktan sonra almanya ya ama bu sefer eintracht frankfurt a geçti. eintracht ta çokta kadroya giremeden 3 sezon oynadıktan sonra tekrar bir italya macerasına girişti. fakat bu sefer adres bari, ligde seria b ydi. fakat ilk sezonunda seria a ya yükseldi. tekrar kadro ya pek girememsinden olacak ki, bir yıl sonra tekrar bir almanya ve macerasına girişti. bu sefer gemi ilk göz ağrısı hamburgerhafen e yanaşıyordu. hamburg ta 3 sene oynadıktan sonra 2001 de futbolu bıraktı. 2003-2004 arası 1,5 yıllık hamburg b takımı ile regionalliga macerasından sonra hamburga geçti.

    şimdilerde 40 yaşına merdiven dayamış olan thomas futbolculugu boyunca hiç şampiyon olamadı, tümü 93 ten önce olmak üzere 18 kez alman milli takımı formasını giydi. şimdilerde kendisi gib hamburg ta teknik direktörlüğe başlamış, ama aslında futbolcuyken bir hamburg efsanesi olan felix * i hem de hamburg la kovalamakla meşgul.
  • sezon başından beri her maça 5-6 as oyuncusu sakat çıkan bir takımın teknik direktörlüğünü yapmasına rağmen bugüne kadar evinde maç kaybetmemişti. bugün de on kişi kaldıktan sonra elindeki maçı vermiş takımı. ne yaptı da kovulmayı hak etti gerçekten çok merak ediyorum...

    kovuldu ya, artık sezon sonunda gençler şampiyon olur... garanti... kalan yirmi yedi haftada seksen bir puan alır şimdi takım.

    işte türk futbolu bu! (murat kosova tonlamasıyla)
  • gençlerbirliği'ni her sezonki şampiyonluk hedefinden saptırması, kovulmasına neden oldu sanıyorum. hayır 50-60 tl'ye kombine satan(hatta satamayan) bi takım, 8 haftada ülkedeki en kariyerli hocalardan birini kapının önüne koyuyor. artık 14.'lük veya 15.'lik için kenarda köşede bekleyen teknik direktör kardeşlermizden birini bağrına basar gençler. ligde kalınca da başarılı bi sezon geride kalmış olur..

    eğreti duruyordu zaten, yakışmaz bize. türkiye'de akıllı bi adam daha olsa da gitmeden yolda kapsa bari thomas'ı..
  • gençlerbirliği ile anlaşarak 2009-2010 türkiye liginin en azından teknik direktörler açısından ne kadar kaliteli geçeceğini göstermiştir.dünya futbolunun aşina olduğu isimler frank rijkaard,thomas doll türkiye liginde prestij ve kariyer için mücadele verecekler.ayrıca trabzonspor temas halinde olduğu iddaa edilen hocalardan biri ile anlaşabilirse eğer gerçekten seyirlik bir futbol sezonu bizleri bekliyor.insan bazen kendine sormadan edemiyor,artık bizim klüp yöneticilerimiz klüp yönetiminin inceliklerini öğreniyorlarmı acaba diye.
    bu kadar güzel haberin üzerine,bazı şeylerin hala değişmemiş olduğunu görmek pek şaşırtmadı şahsen beni. christoph daum ve fenerbahçe günlerini aziz yıldırım gerçekten özlemiş herhalde.ne diyelim allah akıl fikir versin,en azından ilhan cavcav kadar.
  • stoper orhan şam'ı sağ bek, bir diğer stoper aykut demir'i sol bek oynatan, takımın toplamından daha yetenekli olan 27 yaşındaki hurşut meriç'e 19'luk genç yıldız mumamelesi yapıp, mütamadiyen sürelerinden çalan birinci dereceden başarısız teknik direktör.

    neden türkiye'deki performansı bu denli beğeniliyor, o da yetmeyip seçim malzemesi filan yapılıyor, akıl alır gibi değil.
  • eski bir futbolcu. vallahi bugün bir bakayım dedim, birileri yazmış mı doll'ü diye, bir de ne göreyim, biri bu başlığı doldursun diye ricada bulunuluyor...
    almanya'da meşhur olan doğu alman patentli isimlerdendi doll. matthias sammer'e odaklandık, bunu unuttuk. olur mu yahu... doll abimiz de pek ses getirmişti almanya'da. duvarın yılıklmasından evvel doğuda kupayla tanıştı, ardından hamburg limanı civarında pek sevilmişti. mevkisi bendenize göre orta saha idi. lakin alamanya'da bazen hücuma o kadar yakın oynadıydı ki ileriye kaydırır çeşitli kaynaklar. lakin kendisinin pek golle alakasının olmadığını önemle vurgulayım. mantıkla uzaktan yakından alakası olmayan 1992 avrupa futbol şampiyonası'nın finalinde, bir manada hep kaybettiği adamın yerine oyuna girmişti. bir doğu alman diğer bir doğu alman'ın yerine giriyordu. bu ayrımcılık dosyasını kapatalım ve devam edelim.
    efendim doll'ün iki italya seferi vardır. biri lazio'da, biri bari'de geçer. bu ikisinin arasında bir frankurter olmuş ve futbola hamburg'da veda etmişti. hamburger severdi herhâlde. hamburg'da önce amatörlerden başladı sonra profesyonellere uzadıydı hocalığı. lakin pek tutunamadı. kim bilir belli mi olur, belki de sammer'i burada geçecek, adam hâlâ bunun umuduyla yanıyor olabilir; söylemedi demeyin...
  • böyle de bir şey yapmıştır, takdir etmekle kalmayıp darısı başımıza diyoruz.
  • söylendiği kadar üst düzey bir teknik adam değildir ya da kalitelidir fakat türkiye'de bu kalitesini gösterememektedir. ülkemiz medyasının yarattığı overrated isimlerden biri olmuştur.
hesabın var mı? giriş yap