• 1962, austin doğumlu. 1994'te gucci'nin yaratıcı yönetmeni oldu ve italyan markasını dünyanın en önemli markaları arasına soktu. gucci, tom ford'dan önce bu kadar başarılı değildi. 2000'de gucci, yves saint laurent modaevini satın alınca tom ford bunun da başına geçti. hem tasarımcı, hem yönetici olarak büyük bir güce sahipti. 2004 yılında gucci'yi bıraktı. gelecek hakkındaki planlarını bilmiyorum, kendisine sormak lazım.
  • heteroseksüel alemin en büyük kaybıdır kanaatimce.
  • tom ford'un filmini şu (bkz: nocturnal animals)'ı geekci refleksi ile izleyeyim arkadas ortaminda dalgasini gecerim diye actim, filmin hikayesi içime oturdu. parfumunde de ayni tongaya dusmustum. dp'de bilegime sıktırıp aksaminda orjinaline 800 lira bayılmıştım. safi zararsin, allah belani versin tom ford.
  • marka yüzü olarak, geniş aile'deki ulvi'yi kullanan marka. gözüne de mavi lens takmışlar tanımasınlar diye.

    http://1.bp.blogspot.com/…tom ford adverts (1).jpeg

    fazla yakından bakmayın ama, işin şakası kaçıyo o zaman.
  • sen vegan ol, sonra 1-2 ürün hariç kürk kullanmayacak ol. ya git komple kürke boğ kendini daha haysiyetli. şahsiyetli durun kimsenin bir şey dediği yok. tiksindiğim michael kors ben kürk kullanmayacağım diyerek saldı kendini piyasaya. ay azıcık kullanayım be, birazcık, bizimki de ekmek parası abla tripleriyle herkesi kucaklayayım da veganlardan, cruelty free insanlarından da para kazanayım tribi; bu tribe hiç girmeyip kendini bariz bir şekilde ortaya koyandan daha çirkince.

    tobacco vanille ve black orchid adlı erkek parfümleri dışında pek de sevmem zaten markasını.
    dayıya bak ya, veganım ama kürk yine de 1-2 ürüne atarım tavrına bak.
  • cinselliğin reklamlarda kullanımı- toplumsal cinsiyet- reklam gibi anahtar kelimeler kafanızda uçuşuyor ve aynı zamanda bunlar üzerine bir ödev/tez hazırlamanız gerekiyorsa, tom ford'un reklamları sizin için iyi bir kaynak.
  • 2007 yılında piyasaya sürdüğü private blend serisi ile parfüm dünyasını baştan ayağa değiştirmiş modacı. o serinin içinde piyasaya sürülen 4 büyük parfümü(oud wood, tuscan leather, noir de noir ve tobacco vanille) 11 yıl sonra bile kış parfümü alınmak istendiği zaman ilk akla gelen parfümler arasında ve piyasadan kalkmadıkları veya yeni gelen regülasyonlar ile performansları daha da düşmediği sürece akılda kalacağa benziyor.

    yukarıda bahsettiğim parfümlerin başarısının altında ise daha önce bir çok parfümcünün yapmaya cesaret edemediği etse bile başaramadığı doğuya dönme yatıyor. mesela 90lı yılların efsane parfümleri le male ve adg, avrupa veya amerikan vatandaşlarının alışık olduğu notaların dışına çıkmadan yenilikler getirmişti. adg fresh parfümler için yeni bir başlangıç noktası olmuşken, le male vanilya tabanlı parfümlerin de gayet erkeksi olabileceğinin modern kanıtlarından olmuştu. ancak bu parfümler piyasada bir devrim yapmaktan çok uzaktaydı.

    2007 yılında ise tom ford piyasaya sürdüğü seri ile insanların daha önceden batı ülkelerinde yaşayan insanların çok alışık olmadığı notaları(gül ve oud) parfümlerinde kullandı ve bu alanda başarı yakaladı. oud wood ile beraber popülaritesi artan oud günümüzde bir çok parfümde kullanılıyor ve neredeyse odunsu parfümler için vazgeçilmez bir nota haline gelmiş durumda. hatta bir çok kişinin favori notası oldu. bence bunu tom ford'a borçluyuz. 2007 öncesinde oud kullanan başarılı parfümlerin çoğu günümüzde kullanılmayacak kadar eski moda kalmış durumda ancak oud wood tazeliğini hala koruyor.

    gül ise tom ford öncesi dönemde kadın parfümlerinin kokusu olarak gözüküyordu ve popüler olan erkek kokularında mevcut olmasına rağmen uzman olmayan bir burnun anlamasının mümkün olmayacağı derecede az kullanılıyordu. tom ford noir de noir parfümü ile gül notasını erkeklerin de sevebileceği bir nota haline getirdi. çikolatamsı aromalar ile harmanlayarak yeni bir baştan çıkarma kokusu yarattı. şu anda bir çok marka erkeklere yönelik gül parfümleri üretiyor ve hatta kadın parfümü olarak piyasaya çıkan gül bazlı parfümler erkekler tarafından kullanılıyor.

    son olarak tom ford'un efsanesi ve en bilinen kokusu tobacco vanille. bence markanın gerçekten devrim niteliğinde olan ve tuscan leather efsanesi ile birlikte en çok kopyalanmaya çalışılmış parfümü. erkek parfümlerinde şekerli veya hafif kokulara eşlik eden tobacco ile yine diğer notlara eşlik eden vanilya notalarını birleştirerek ne aşırı tatlı ne de aşırı acı olan bir parfüm yarattı. bu dönem sonrasında tatlı tobacco kokular ve vanilya kokuları iyice popüler oldu ve hatta tütün-vanilya karışımı parfümler insanların gece dışarı çıkma kokusu haline geldi. ben de kendi imkanlarımla yaptığım bu karışımı araba kokusu olarak kullanmaya başladım.

    kısacası parfüm tarihini değiştirmiş ve yön vermiş bir modacıdır kendisi. kadife ceketlerine, takım elbiselerine, ayakkabılarına, güneş gözlüklerine ve özellikle parfümlerine hayran olan birisi olarak yeni çıkardığı saat koleksiyonunu alamayacak olsam bile canlı olarak görmeyi çok istiyorum. işini en iyi yapan modacılardan ve bana göre tarihin en iyi modacısı.(erkek ürünlerine dayanarak söylüyorum)
  • filmlerindeki karakterlerin giydiklerinden tutalım da film müziklerine ve seçtiği mekanlara varıncaya kadar klasik bir zevk anlayışını çarpıcı bir berraklıkla gösterebiliyor. modayı takip etmediğim için olayın arka yüzünü bilemeyeceğim de, filmlerini bütünlüğünden koparsak ve kendi başlarına izlesek dahi keskin hatlara sahip hacimli buz kütleleri gibi parlayan sahneler yaratabiliyor oluşunda modanın incelikli dünyasından sinemaya taşıdığı epey şey var bence.

    umarım film çekmeyi sürdürür ama şu anda bile adına tom ford karakteri diyebileceğim bir tip oluştu zihnimde: içindeki hüznü yüzünde yer bulacak kadar yoğunlaşmış olan ama klasikliginden, vakarindan bir dakika olsun taviz vermeyen, incelikli, asla hüngür hüngür ağlamayacak, bazı anlarda gözyaşı dökecek, keza bazı anlarda kahkahalar atacak hatta kendinden geçecek, melankolik, intihar fikriyle flört eden yapayalnız erkekler ve kadınlar.

    kurguya fazlaca kapılıp da renkleri, mekanları, müziği kaçırdığım bir sürü film olmuştur. bu adamın filmlerindeyse bu yardımcı elemanlar kurguyla o kadar içli dışlı ki izleyenin dikkatinden kaçması daha zor bir ihtimal. böylesine bir dolulugun dengesi iyi ayarlanamadigi anda karmakarışık ve ucuz detaylar yığınına dönüşmesi ve boğucu etkilere yol açması an meselesidir. fazladan her eklenti tehlikelidir. tom ford'un seyrettiğim iki filminde de incelikle ayrılmış bir sürü ayrıntı gördüm. klasik sözcüğünü de bu ayrımların dengesi için kullanıyorum.

    kırık dökük yaşamların hikayesini anlatırken yukarıda sözünü ettiğim ayrıntıların yardımına, desteğine ve ayrımına her zamankinden fazla ihtiyaç var. fiziksel ve manevi ölümlerin ağırlıklarla yüklü öykülerini sulandırmadan anlatmak zor bir iş neticede.
  • sadece bir designer...!
    gucci’nin basindan ayrildigi zaman wall street journal ve financial times'in mansetine cikmis, bununla kalmayipnew york times, le monde gazetelerin ekonomi sayfalarında yer almis, ulkemizdeki gazetelerde ekonomi sayfalarinda bu olaya kayitsiz kalmamislardi..
    o kadar..!!
  • son derece teksaslı bir insan olmasına rağmen nedense pek avrupalı bir havası olduğunu düşündüğüm über karizmatik adam.

    ayrıca (bkz: a single man)
hesabın var mı? giriş yap