• bugun bunyesinde bilim ve teknik vakasindan nasil en az zararla cikariz konulu hasar kontrol toplantilari yapiliyor oldugunu umdugum kurumumuz (bkz: #15692381). umuyorum, ama boyle bir toplanti olsa da iki tane gunah kecisinin basinin gitmesi ile sonuclanacagini tahmin ettigimden pek bir beklentim yok. alice harikalar diyarinda'daki kralice tarafindan yonetiliyoruz sanki.
    onun gibi olmasini beklemesem de, en azindan ornek almasini bekledigim kurum icin (bkz: national science foundation). amerikan hayranligi degil bu, adamlar yapmis.
  • (bkz: bilim ve teknik'te darwin'e sansür)

    tübitak'ta akp'nin kadrolaşmasının kronolojisi için;

    2003 mayıs – tübitak eski başkanı prof. namık kemâl pak’ın görev süresi sona erdi.
    2003 mayıs – tübitak’ın 12 kişilik bilim kurulu, prof. namık kemâl pak’ı tekrar başkanlığa seçti.
    2003 mayıs – bilim kurulu’nun aldığı bu karar, onaylanması için başbakanlığa gönderildi. başbakanlık, bu seçimi onaylayıp kararı cumhurbaşkanlığı’na göndermesi gerekirken göndermedi. tübitak bilim kurulu’na başbakanlık müsteşarı ömer dinçer tarafından gönderilen mesajda, tübitak başkanlığı’na prof. nükhet yetiş’in seçilmesi önerildi. tübitak bilim kurulu, yasaya aykırı bu uygulamayı reddetti.

    2003 eylül – başbakanlık, tübitak bilim kurulu’ndan gelen evraklar hakkında 5 ay işlem yapmadı ve gönderilen tüm evrakları bekletti. çünkü bilim kurulu’ndaki 6 üyenin görev süreleri 2003 eylül’de doldu.
    2003 eylül – bilim kurulu toplanarak boşalan 6 üyelik için yeni üyeleri seçti. onaylanması için başbakanlığa gönderdi. başbakanlık seçilen bu 6 yeni üyeyi onaylamayarak, kendisinin belirlediği 12 kişilik listeden 6 kişinin üye seçilmesini istedi.
    2003 eylül – bilim kurulu, yasalara aykırı olan bu uygulamayı reddetti. bilim kurulu tarafından yasaya uygun olarak seçilen 6 üyeyi de başbakanlık onaylamadı.

    2003 ekim – tübitak’la ilgili bir maddelik bir yasa başbakanlık tarafından tbmm’ye önerildi. bu yasa önerisinde, bir defaya mahsus olmak üzere, tübitak başkanı ve boşalan bilim kurulu üyeliklerine atamayı başbakanlık kendisi yapmak istedi.

    2003 kasım – bir maddelik yasa önerisi, önce eğitim komisyonu’nda, sonra da tbmm genel kurulu’nda akp oylarıyla kabul edildi ve cumhurbaşkanı’na gönderildi.
    2003 kasım – cumhurbaşkanı sayın ahmet necdet sezer, yasayı veto ederek tbmm’ye aynen geri gönderdi.

    2003 aralık – yasa önerisi, tbmm genel kurulu’nda akp oylarıyla tekrar değiştirilmeden kabul edildi. cumhurbaşkanı, ikinci kez veto yetkisi olmadığı için, yasayı mecburen kabul etti. cumhuriyet halk partisi, 141 milletvekilinin imzaladığı dilekçe ile, yasanın iptali ve yürütmesinin durdurulması için anayasa mahkemesi’ne başvurdu.
    2003 aralık – başbakanlık, fırsattan istifade, boşalan 6 bilim kurulu üyeliği için atama yaptı.

    2004 ocak – tübitak bilim kurulu, başbakanlık tarafından atanan 6 yeni üye ile ilk kez toplandı ve başkanlığa, başbakanlık tarafından önerilen prof. nükhet yetiş’i seçti. tübitak bilim kurulu’nun 6 eski üyesi, kararın ardından topluca istifa ettiler.
    2004 ocak – anayasa mahkemesi, tübitak yasası’nın yürürlüğünün durdurulmasına karar verdi. ancak; karar geriye yönelik olarak işleyemeyeceği için, hükümet tarafından atanan 6 yeni üye görevden alınamayacaktı.
    2004 ocak – cumhurbaşkanı, anayasa mahkemesi’nin verdiği karar sebebiyle, atama kararnamesini imzalamadı ve başbakanlığa iade etti.

    2004 nisan – tübitak marmara araştırmalar merkezi başkanı prof. naci görür ve yardımcısı remzi akkök görevlerinden istifa etmek zorunda bırakıldılar.
    2004 nisan – tübitak marmara araştırmalar merkezi başkanlığı’na geçici olarak, “prof. nükhet yetiş’in eşi” önder yetiş getirildi.
    2004 nisan – ankara 1. idare mahkemesi, prof. namık kemâl pak’ın seçim kararnamesini onaylamayarak, prof. nükhet yetiş’in seçilmesini öneren başbakanlığın bu kararını hukuka aykırı bularak yürütmesini durdurdu.

    2004 haziran – yemekhane bölümünde çalışan 13 personel, “idari tasarruf” gerekçesiyle işten çıkarıldılar ve işsiz bırakıldılar.
    2004 haziran – başbakanlık, 1. idare’nin kararına itiraz ederek iptali için başvuru yaptı. bölge idare mahkemesi, 1. idare’nin kararını yerinde bularak başbakanlığın itirazı’nı oybirliği ile reddetti.

    2004 ağustos – ankara cumhuriyet başsavcılığı, tübitak eski başkanı prof. namık kemâl pak ve diğer 3 kişi hakkında “görevi kötüye kullanma” bahanesiyle soruşturma başlattı. adı geçen kişiler, suçlamaları reddettiler.
    2004 ağustos – tübitak’ın popüler bilim kitapları ve popüler bilim dergileri haricindeki yayınlarını basan matbaa kapatıldı ve 12 işçinin işlerine son verildi.

    2004 eylül – yeni yönetim tarafından ilk kez bilim ve teknoloji yüksek kurulu toplantısı yapıldı. asli üyelerden yök, toplantıya temsilci göndermedi.
    2004 eylül – tübitak görevlilerinin ücretlerini belirleme yetkisi başbakan’a verildi.

    2004 ekim – ankara 4. iş mahkemesi, işten çıkarılan işçilerin görevlerine geri dönmesini öngören bir karar aldı. işçilere de 6 maaş tutarında tazminat ödenmesine hükmetti.

    2004 aralık – ankara 1. idare mahkemesi, tübitak başkanı’nı ve boşalan üyelikleri bir defaya mahsus olmak üzere başbakanlığın seçmesini sağlayan kanunu esastan görüşerek iptaline karar verdi. 2004 nisan’da da, aynı mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
    2004 aralık – işçilerin işe iade kararına edilen itirazı görüşen yargıtay 9. hukuk mahkemesi işçileri haklı buldu ve işçilerin işe iadesini onayladı. 6 maaş tutarında tazminat, 10 maaşa çıkarıldı.

    2005 şubat – kamu çalışanlarının çifte maaş almalarını önleyen yasa önerisine, tübitak bilim kurulu üyeleri için “istisna” getirildi. yani tübitak bilim kurulu üyelerinin çifte maaş almalarının önü açılmaya çalışıldı.

    2005 mart – tübitak eski başkanı prof. namık kemâl pak, atanması gerekirken atamasını yapmayan, “hukuka aykırı ve keyfi” davranan başbakan recep tayyip erdoğan hakkında 100.000 ytl istemli manevi tazminat davası açtı.

    2005 nisan – tübitak ulakbim müdürü doç. dr. tuğrul yılmaz görevinden alındı.
    2005 nisan – akp, tübitak yasası’nı değiştirmek için yeni bir teklif hazırladı. bu teklife göre, başbakan’ın tübitak bilim kurulu’na üye seçimindeki etkisi ve yetkisi artıyordu.
    2005 nisan – tübitak yasa teklifi komisyonda kabul edildi.

    2005 mayıs – kanun teklifi, tbmm genel kurulu’nda akp’nin oyları ile kabul edildi.
    2005 mayıs – cumhurbaşkanı sayın ahmet necdet sezer, yasanın üye seçimi ve kurumun özerk yapısı ile ilgili 3 maddesini veto ederek yeniden görüşülmesi için tbmm’ye gönderdi.
    2005 mayıs – cumhurbaşkanı’nın geri gönderdiği maddeler komisyonda aynen kabul edildi.

    2005 haziran – geri gönderilen teklif, tbmm genel kurulu’nda akp tarafından aynen kabul edildi.

    2005 temmuz – cumhurbaşkanı, ikinci kez veto yetkisi olmadığı için, aynen kabul edilen yasayı onaylamak zorunda kaldı. ayrıca, anayasa mahkemesi’ne iptal davası açacağını da kamuoyuna duyurdu.
    2005 temmuz – cumhuriyet halk partisi, kanunun 3 maddesinin iptali istemiyle anayasa mahkemesi’ne başvurdu. mahkeme, cumhurbaşkanı’nın iptal ve yürütmeyi durdurma başvurusu ile chp’nin başvurusunu esastan görüşmeyi kararlaştırdı.
    2005 temmuz – bilim kurulu, yeni yasa doğrultusunda oluşturuldu ve görevine başladı.
    2005 temmuz – anayasa mahkemesi, hakkında başvuru yapılan maddelerin yürürlüğünü durdurdu.

    2005 eylül – başbakan recep tayyip erdoğan, tübitak bilim kurulu üyelerini kabul etti, ve görüşme basına kapalı olarak gerçekleşti.

    2006 şubat – danıştay, prof. nükhet yetiş’in hükümet tarafından başkanlığa önerilmesini içeren kararı iptal eden mahkeme kararını uygun buldu.

    2006 ekim – 17. asliye hukuk mahkemesi, tübitak tarafından bilim kurulu eski üyelerine açılan davayı, “kurumun atanmış bir başkanı olmadığı ve bu yüzden aktif dava ehliyeti olmadığı” gerekçesiyle reddetti.
    2006 ekim – 16. iş mahkemesi, tazminatsız ve bildirimsiz olarak işten çıkartılan, kurum çalışanı bir bilgisayar mühendisinin işe iadesine karar verdi.

    2006 kasım – 9. iş mahkemesi, tazminatsız ve bildirimsiz olarak işten çıkartılan, kurum çalışanı olan eski iletişim danışmanının işe iadesine karar verdi.
    2006 kasım – 14. iş mahkemesi, tazminatsız ve bildirimsiz olarak işten çıkartılan, kurum çalışanı tübitak tedyeb başkan yardımcısı’nın işe iadesine karar verdi.
    2006 kasım – başbakan recep tayyip erdoğan’ın, tübitak eski başkanı prof. namık kemâl pak’a 7.000 ytl manevi tazminat ödemesine mahkemece karar verildi.

    2007 ocak – 3. iş mahkemesi, tazminatsız ve bildirimsiz olarak işten çıkarılan bilgi işlem eski müdürü’nün işe iadesine karar verdi.
    2007 ocak – 4. iş mahkemesi, tazminatsız ve bildirimsiz olarak işten çıkartılan tübitak sage eski güvenlik koordinatörü’nün işe iadesine karar verdi.

    son iki yılda o kadar çok gelişme oldu ki, artık takip etmekten vazgeçtim. artık tübitak'ın ismi de logosu da değiştirildi; içi tamamen boşaltıldı. böyle bir tübitak, bilim ve teknik dergisi'nin darwin'in 200. doğumgününü kutlayan sayısını tabii ki sansürler. aksi olsaydı şaşardım.
  • mevcut hukumetin demokrasiden ne kadar uzak oldugunu belgeleyen binlerce kanit icerisindeki en onemli kurumlardan, en onemli kanitlardan biri.

    (bkz: vay anam vay neler donmus serhat ya)
  • faydası kendinde saklı güzide kurum.

    yüzbinlerce dolarlık lab. ekpmanlarında ekmek kızartılıp - çay demlendiğine, sucuk pişirildiğine şahit olduğum bilim dünyasına açılan kapı.
  • bayram efendi'nin işine son vermişler. yerine mümin efendi gelmiş. profesör emekliliğini istemiş, asistan çocuklar özel sektörden iş bakıyorlarmış.
  • türkiye ilimsel ve teolojik araştırmalar kurumuna dönüşmesinden korkulan kurumdur. artık harun yahya, adnan oktar ve bilumumilim adamıbilim adamlığına terfi ettirecek tübitak. sonrası için yorum yok, bakarsınız, belki kadrolaşma ters teper ya da tüitak olur yeni adı.
  • yayınladığı bilim ve teknik dergisinde sansür almış yürümüş. kadrolaşma iddiaları ve çürüme diz boyu. bütün bu olan bitene bilim çevrelerinin büyük çoğunluğu, neredeyse üç maymun.
    işte böyle hazin bir tabloda, bu tübitak ne kadar bilimsel bir çizgide var olabilecektir?
    evet, tubitak or not tubitak. işte mesele bu!
  • yönetimine açık mektubumdur:

    kurumunuz bünyesinde aylık olarak yayımlanan “bilim ve teknik” dergisi mart 2009 sayısı kapak konusunun son anda değiştirildiğine dair iddialar yazılı ve görsel basında yer almaktadır.

    söz konusu iddialara göre; adı geçen derginizin ilgili sayısının kapak konusu, charles darwin ve ortaya attığı “evrim teorisi” iken, son anda kurumunuz başkan yardımcısı ve “bilim ve teknik” dergisi yayın kurulu üyesi prof. dr. ömer cebeci tarafından veto edilerek değiştirilmiş ve konu derginin içeriğinden çıkarılmıştır.

    yazılı ve görsel medyada yer alan bu iddia yanlış ise tarafıma ve kamuoyuna gerçekte ne olduğunu açıklamanızı arz ederim.

    ancak eğer iddia doğru ise; biliniz ki:

    adı “türkiye bilimsel ve teknolojik araştırma kurumu” olan bir kurum tarafından, tüm dünyada bilim adamlarınca kabul görmüş ve ortaya atılmasının ardından 150 yıl geçmesine rağmen bilimsel antitezi oluşturulamamış bir kuramın (teoremin) yok sayılması yalnız ve ancak bilime ihanettir.

    unesco tarafından doğumunun 200’üncü ve teorisini ortaya atışının 150’nci yıldönümü dolayısıyla, yaşadığımız yıla adı verilen charles darwin’in evrim teorisi, bir takım çevrelerin yok sayma ve karalama politikalarına rağmen bilim dünyasının olmazsa olmazlarındandır.

    bilimsel gerçekler, siyaset çevreleri tarafından görmezden gelinse bile, günümüz koşullarında herkesin ulaşabileceği kaynaklarla korunmaktadır. dolayısıyla, kurumunuz bilim adına saygınlığını korumak istiyorsa, bir an önce sansürden uzaklaşmalıdır.
  • itibarı yerlerde sürünen kurum. artık vakit gazetesi tübitaka sahip çıkmaya başladı. orada çalışan bilim insanlarının hali içler acısı. üç maymunu oynamaya devam edip birşey yokmuş gibi maaşlarını almaya devam edebilirler ya da seslerini duyurabilirler. ilk sıralarda tepki koyması gerekenler arasında biltir, bilten ve sage'de çalışan odtülüler de var. umarım her ders muhalif tavrıyla takdirimizi kazanmış biltir başkanı ilhan gökler hocamızı ve diğer tübitak çalışanı öğretim üyelerini de yarınki devrim stadyumu eyleminde görürüz. umarım diyorum çünkü zor bir tepki; koltuk sevdası ve onurları arasında bir seçim olacak.
  • bi bu kurum kaldiydi, o da elden gitti.
    herkes sapla samani birbirine iyiceee karistirdi. bir suru ulkede, secimle isbasina gelenler, eski burokratlara saygi duymayi bilirler ve onlarin ilgili makamlarda kalip kendileri ile birlikte calismasini isterler, bunu rica ederler gerekirse, eskiler de zaten kabul eder. yasli ve tecrubeli bir burokrat, her zaman yeni atanmis bir yandas'tan daha iyidir, daha verimlidir cunku. ama bizim memlekette durum tam tersidir. her yeni secimde aciga alinan, surulen, bankamatik memuru yapilan bir suru burokrat, buyuklu kucuklu amirler, memurlar.. o kadar kaniksanmis birseydir ki; iktidarin rengine gore takunyali ya da takunyasiz bir calisan gorunce sasirir insan. "ya bak iktidarda kimler var ama bu adamin saclari uzun", ya da "kadin mini giymis, hayret iyi barindiriyorlar bunu burda" denir. usuldendir. sanki bu cok normalmis gibi biz de alismisiz tabii.. giden iktidarla birlikte biri suru kisinin harcanmasina, yeni gelenin kendi admlarini da getirmesine, yer vermesine, is vermesine.. ne buyuk ahlak yoksunlugu aslinda.
    ama ayni durum, tubitak gibi memleketin tek bilimsel kurumuna da uygulaniyorsa vay ki vay..
    bilim objektif olmak zorundadir. yanli bir bilim olmaz, birseyi hemen en bastan reddedip, incelemeden, arastirmadan ellerinin tersi ile itenler, bilim yapmaz, filim yapar.. o ayri, o ayri.. bu tubitak disinda olmasi gereken bir hadisedir. bilimde sabit fikre, duz mantiga yer olamaz. bu budur gibi bastan kararlastirilip girdigin herhangi bir bilimsel tespit calismasi, sonuclari acisindan boktan verilerle dolu olur ve bunu insanliga bu sekilde kakalamaya calisanlar tarih onunde yanlis yapmis olurlar. sarlatan diye adlandirilan bir suru bilim adami, kerameti kendinden menkul olup bu kapsamda degerlendirilir. cok sacma, aptalca, absurt gibi gorunen bir suru kucuk veri, bilimde onem arzeder, herkes tartisir, konusur ve veriler toplanir, sonuclara da bu verilerden ulasilir. bu boyle degildir diye kesmek, ne bir bilim adamina, ne de insanligin aydinlanmasina yakisir. saatlerce damla sayan eczaciliktan akademisyen arkadaslarim vardi. gecenin korunde uyanip bisikletle enstitulere giderlerdi "damla saymaya". nedir nasildir derseniz bilemem ama onlar boyle soylerlerdi. ben sozel bilimlerin icinde biri olarak, bit kadar seramik parcalarini kor olana kadar inceleyip sonuclarini bir kenara yaziyorum, kimyacilar seksen tane deney yapiyor, bu madde iyidir ya da kotudur diyebilmek icin, herkes elinden geldigince birseyler yapiyor, uretmeye bulmaya calisiyor, makalelerle duyuruyor bulduklarini, kollokyumlara gidiyor, sunuyor, begenenler alkisliyor, begenmeyenler tabiri caizse essegin g.tune sokuyor insani, haklilar cunku bunu dogmalarla duz mantikla yapmiyorlar, diyorlar ki son olarak boyle boyleydi, sen neden kicindan salladin bayan xxx? sen de fikir beyan ediyorsun, anlatiyorsun.. somut verilerle ortaya koydugun iddialarini yine somut verilerle curutenler varsa eziliyorsun, utaniyorsun, duzeltmeler yapiyorsun falan filan..bunu yapan herkesin bir dini var. hepimizin inandigi bir takim degerler butunu var. kimimiz de inanmaya inaniyor ama sonucta bu da bir inanc gibi. hickimse de inancina ters diye damla saymaktan, eser incelemekten, deney yapmaktan vazgecmiyor. ben tabiri caizse koru korune denebilecek sekilde bagliyim bir dine. ama bunu bilim yaparken bir kenara birakiyorum, inandigim dine saldirilmadigi surece ses cikarmiyorum, pagan dinlerin tanrilarindan tanrilar diye bahsediyorum ama bunu kalpten inandigim icin ya da pagan oldugum icin falan yapmiyorum. bilim yapiyorsak boyle denir, ne diyecektik?
    sen bilimsel verilerini bul, sun, akademisyen bir ilahiyatci da ciksin desin ki: kardesim bu boyle degil, ahanda benim verilerim desin, sen makale yap, o yapsin, birbirinizi makalelerde curutun, bilim de ilerlesin durum boyle olur normalde. karsi taraftan bir dusunceyi savunani bulunca gozunu oyup kufur ederek ya da yasaklayarak bilim yapilmaz. delirecem..
    tersini yapanlarin kazanclarinin da haram oldugunu, sunduklari da yalan olacagindan dolayi yine bir ahlaksizlik yapmis olduklarini dusunmekteyim. her iktidar kendi adamini sokarsa, tubitak olmaz oranin adi, kafe olur, istisare ortami olur, film studyosu olur, dizi seti olur..
hesabın var mı? giriş yap