• müdaafası ve enerjisi çok üst düzey olmasına rağmen, çok kötü bir şut tekniği ve dolayısıyla da şut yüzdesi olan basketbolcu. muhtemelen milli takıma bi savunma gücü getiriyor. ama hücumda atması gereken zamanlarda da bir dezavantaj sağladığı kesin.
  • hakkında yapılan yeteneği kısıtlı yorumlarının neye dayandığını anlamakta güçlük çekiyorum.

    2004/05 sezonundan beri tuğba'nın 3 sayılık isabet oranı yüzde 33'ün altına düşmedi.
    bu yılki genel şut yüzdesi 50'ye yakın.

    tuğba gayet iyi bir savunmacı ve iki sezondur şutu geliştiği gibi topla oynamayı da öğrendi. azılı bir penetreci sayılmaz fakat gerektiğinde potaya gidebiliyor. hadi illa eleştirilecekse genellikle shooting guard oynayan bir oyuncu için oyun sıkıştığında yeterince iyi top dağıtamıyor ve point guard'ın görevini hafifletemiyor denebilir. ki bunları kanıtlamak için de oyun içinden cımbızla görüntü seçmek gerekir.

    ilk kez katıldığımız olimpiyatlardaki ilk iki maçta takımın önemli isimlerinden oldu, görevini kusursuz yerine getirdi. avrupa şampiyonasındaki ikincilikte de, olimpiyat elemelerinde de oynadığı oyun istikrarlı ve doğruydu.

    tuğba türk oyuncu rotasyonunun bu kadar önemli olduğu tkbl'de kadroda banko olması gereken bir oyuncudur. ceyhun yıldızoğlu, kendisine milli takımda bu kadar katkı veren bir oyuncuyu galatasaray'dan, üstelik en kötü rotasyonu kısalar olduğu halde neden gönderdi geçen yıl, asıl bunu sorgulamak gerekir.
  • oyunculuk yetenekleri kısıtlı olsa da takıma getirdiği enerji ve gaz genellikle olumlu yansıyor. saçlarını şekilden şekile sokması ise çekiciliğini katlıyor.

    ayrıca dün ntvspor radyo'da katıldığı bir programda dinledikten sonra hayranlığım oldukça arttı. bu nasıl sempatik bir ses tonudur, bu nasıl sempatik tavırlardır. sorulan her soruya gayet içten yanıtlar verip kimseyi kırmamaya çalıştı. gerçekten çok sempatik ve tatlıydı.
  • fosforlu kedi gözleri onda olabilir. şaka bir yana ne güzel gözleri var lan daha bugün gördüm (oha!). sportif açıdan çok değişik bir şut stili var onuda eklemek gerek.
  • yeteneği kısıtlı bir oyuncu. hırslı olması güzel ama hırsını temel basketbol ilkeleriyle birleştiremez ve her maç kendini futbol maçında zannederse sabri sağıroğlu pozizyonuna düşer. mesela sabri'nin de boyu tuğba gibi kısadır ama herkese kafa tutar, orta yaptığı zaman topu tribünlere gönderir.

    şutu fena değil, çokta iyi savunma yapıyor ama basketbolcu olmanın getirdiği o efendi tavrı yitirdiği zaman kendisine bir bayan gözüyle bile bakılamıyor. yeteneği parelelinde sabri'yi değil de hem hırsıyla oynayıp hem de efendi tavrını koruyabilen birilerini örnek alırsa (mesela ömer onan) hem daha az dikkat çeker, hem de daha çok başarılı olur.
  • 34 yasina girmis, 20 tane kulupte evliya celebi gibi oynamis, hicbirinde tutunamamis, kariyeri boyunca fenerbahce aleyhine yapmadigi sey kalmamis ve simdi fenerbahce'ye transfer ediliyor. 8 yil sonra ilk kez bir sampiyonlugu galatasaray'a kaptirinca fenerbahce yonetimi iyice kafayi yedi, kimi gonderecegini kimi alacagini sasirdi, her yere gereksiz gereksiz saldiriyor.

    (bkz: http://www.fenerbahce.org/…etay.asp?contentid=40194)
  • ceyhun yildizoglu'nun gazabina ugramis yeteneklerden biriydi.
  • "bolu'nun gururu, türkiye'nin umudu" sloganlı billboardlardaki fotoğrafı ile şehri süsleyen milli basketbolcu.
  • fenerbahçe'ye transfer olmuştur.
  • dünyanın en iyi basketbolcusu! çekemiyorlar tuğba gibi bir dünya yıldızımız olmasını. aha bak tuğba palazoğlu başlığında beşiktaş'tan fazla entry olması gerçeği var hihohoho

    netcede, tuğba dön evine. gerçi şu an evde kimse yok ama sen bi dön, sonra düşünürüz. pıtı pıtı koşuşunu özledim ulan.
hesabın var mı? giriş yap