• hayatimin en izdirapli iki ayini gecirdiim lanet mekan... bi ise yaramayan insan silsilesi, gunluk taciz vakalari, kiz gormemis sahsiyetler surusu, kuskus, makarna, tavuk satin almaya gittiginde gozunun onunde tavugun boynunu koparan zihniyet, sokakta sigara ictin die yemedigin laf kalmadigi memleket, internetin politik sebeplerle kisitlandigi az gelismis demokrasi ornegi...sona bi de neden iki ayda kactin da 4 aylik stajini tamamlamadin die sorarlar hey allahim hey...

    edit 25.10.2005 : insan hayatındaki zor gunler gectikten sonra guzel anılarının kaldıgını hatırlatan bir entrymis aslinda, muzelik de denebilir kanimca. tekrar okudum da, allahim ben bunlari nasil yazdim diye dusundum. misafirperverlikleri, yemeklerinin lezzeti, bir de o yoklukta bile herseyi sizinle paylaysan zihniyetleri. sadece sunu soyleyebilirim. utandim kendimden
  • bir konferans sayesinde gitme fırsatı bulduğum şehir, ülke. bu ilk gidişimde edindiğim izlenimler şöyle:
    -ingiltere'den gittiğim için italyan alplerinin üzerinden geçerek gitme fırsatım oldu, güzel bir deneyimdi. bu sayede tunus'un italya'ya aslında ne kadar yakın olduğunu da fark ettim, aslında sicilya adasının tam karşısında bulunuyor.
    -başkent tunus'taki carthage bölgesinde, roma imparatorluğu'na kök söktüren meşhur hannibalin şehri kartaca'nın kalıntılarını gezebiliyorsunuz. havalimanının ismi de bu antik şehre atıf olarak tunus carthage havalimanı.
    -inişte bizdeki küçükçekmece - büyükçekmece gölünü andıran tunus gölünün üzerinden geçerek havalimanına indik.
    -ülkeye girişte birçok ülkeden vize istemiyorlar, türkiye de bu ülkelerden bir tanesi. uçakta dağıttıkları ülkeye giriş çıkış kartını dolduruyorsunuz, pasaport memuru çıkış bölümünü size veriyor. ama kimse bunu kaybetme vs. diye bir şey söylemedi. zaten dönüşte bavulları verirken aynı kartı yine verdiler, daha öncekini kaybettiyseniz tekrar çıkış için doldurma şansınız oluyor.
    -otele giderken ilk söyledikleri şey başkentin tunus olduğu, ortadan geçen çevre yolunun tunus ve ariana şehirlerini birbirinden ayırdığı idi. aslında bizde olsa ayrı şehir değil de, büyük ilin ilçesi denilebilecek bir durum. kaldığım otel ariana bölgesindeydi, söylenene göre daha yeni binalar bu bölgede inşa ediliyormuş.
    -otel terasından gördüğüm ilk manzara bembeyaz çatısız binalarla bezenmiş bir tepe oldu. şehrin genelinde beyaz ve tonları hakim.
    -yemekleri buradan geçmiş tüm farklı medeniyetlerden izler taşıyor. ispanyol, fransız, italyan, türk mutfakları harmanlanmış durumda. kendi söylediklerine göre "burası ekmek, makarna ve balık memleketi". benim dikkatimi çeken her şeyin üstüne ton balığı eklemeleri, her şeyin yanında yumurta servis etmeleri oldu. ızgara çipuranın yanında bile tabakta menemene benzer acı biber - yumurta karışımı vardı.
    -tunus'a özgü olarak servis ettikleri brik tüm bunların kombosu oldu, kızarmış hamurun içinde ton balığı ve ortadan böldüğünüzde sarısı akan yumurta. üzerine de limon sıkılarak yeniyor.
    -turunçgillerin bolluğunu her öğünden sonra ikram edilen meyvelerde görüyorsunuz. buna ek olarak, 3 öğün hurma yeniyor. ben aralıkta gittim, mevsimiymiş ve salkım salkım hurmalar yeniyordu.
    -birçok kişinin ısrarı üzerine "tunus'un santorinisi" denilen sidi bou said bölgesine gittim. şehrin geri kalanından bağımsız, beyaz ve mavinin hakim olduğu korunmuş bir bölge.
    -"sidi bou said'e gidince illa tatmalısın" dedikleri bambalouni bizde pişi de denilen hamur kızartmasının şekerlisi çıktı. yine de uygun fiyatıyla* oraya kadar gitmişken denenmeli, isteyene çikolataya bandırılmışı da var. etrafta gezerken herkesin elinde görmeniz mümkün.
    -sidi bou said bölgesinde tepeye konuşlanmış kafe para basıyor. garsonları hesabı alırken fiyatı üste yuvarlamaktan çekinmiyor. oturmadan önce menü istemenizde fayda var, hatta sürpriz olmaması için fiyatların fotoğrafını bir çekin derim.
    -kafeye oturmak istemeyenler patlamış mısırını, bambalounisini alıp şeytan sofrasını andıran beleş tepeye geçiyor ve gün batımını orda izliyor. isterseniz yolu takip edip deniz kıyısına da inebiliyorsunuz ama tepeyi geri çıkmayı göze alırsanız tabi.
    -yolda giderken bazen gözlerinizi kapatıp açsanız, ezan seslerinin de etkisiyle kendinizi istanbul ya da anadolunun bir yerinde gidiyor hissedebilirsiniz. tabi palmiye ağaçları ve arapça yazılar başka bir ülkede olduğunuzu hatırlatıyor. camilerin mimarisi de bizdekinden oldukça farklı.
    -ordakiler ekonomide türkiye etkisinin olduğunu da söylediler. ben türk marka olarak koton, polaris ve karacayı gördüm.
    -yollarda arabalar çoğunlukla fransız markaları. taksilerde ise volkswagen golf yaygınlığı dikkatimi çekti.

    ilk ziyaretimle ilgili şehir hikayeleri podcast bölümünü dinlemek için buyrun::
    bir başkadır tunus'un bambalounisi - spotify
    apple podcasts
  • lan adamlar işsizlikten ,bombok giden ekonomiden yaptılar yapacaklarını şakirtler hala pis laikçiler ühü modunda.kafanız mı güzel kuzum? ne ayaksınız.
  • şaka maka bizden daha seküler bi ülke olacak gibi görünüyor zamanla.

    mısır da o şekilde ilerleyebilir , ama oraya daha az ihtimal veriyorum.

    vay be, kuzey afrika arapları sekülerleşiyor, biz muhafazakarlaşıyoruz.
  • yirmi kusur senelik diktatorlerini ha yikti ha yikacaklar. onumuzdeki saat yada gunlerde olmasa bile ben ali'nin altindaki zemin kaymis gozukuyor. ve bununla kalmama ihtimali var. cezayir zaten hafta basinda ayaklanmalara sahne olmustu. temel gida ve benzin fiyatlarini dusurecegini aciklayan hukumeti dinleyip sakinlestiler. ancak komsudaki ayaklanma basarili olursa bunun cezayir ve fas'i etkilemeyecegini kimse garantileyemez.

    uluslararasi arenada cogu medya ve hukumet suskun, kimsenin isine gelmiyor tabii. ulkenin en zengin adami sonucta yikilacak olan diktator. o diktatorle birlikte diger hukumetlerin milyon dolarlik kontratlari, anlasmalari da dusecektir. kazanan demokrasi (gercek olanindan) olursa bunun bir salgin gibi afrika ve ortadogu ulkelerine umut sagliyabileceginin farkinda misiniz? yolsuzluklara karsi caresiz olmadigimizi, ve "dogru" yonetilme hakkimizin oldugunu gorebiliyor musunuz? korkmasi gereken biz degiliz, onlar. saraylarinda, kosklerinde, plazalarinda titriyorlar cunku. bunu bize gosterebildigin icin tesekkurler tunus halki...

    kisacasi: su son zamanlarda tunus'ta olan bitene bir goz atin isterseniz.

    edit: yazinin murekkebi kurumadan kacti binali efendi. yolunuz acik olsun tunus halki, yeni bir devrin baslangici olsun...
  • ayın 28'i için otel ve uçak rezervasyonlarımın hazır olduğu ülkeydi, hükümetle beraber benim tatil planları da yıkıldı. hayır 23 yıllık hükümet ben gitmeden sadece 10 gün önce yıkılıyorsa ben bu işte bir iş ararım arkadaş...

    (bkz: sen gelme ulan ayı)
  • öğrencilerin ilkokul 3. sınıfa kadar tüm derslerini arapça, ondan sonra tüm derslerini fransızca gördüğü memleket. bu bakımdan fransızca konu$mayan tek bir tunuslu yoktur. bir çoğu fransızcanın yanında italyanca da bilir, ingilizce'yi de yararak da olsa konu$ur. bu bakımdan bir ileti$im problemi ya$anmaz.

    insanlar genellikle sıcakkanlıdır. sadece turistlere bir $eyler kakalamak için değil, yolda selam vermek için bile seslenirler. anlatılanların aksine pek de taciz vakasının ya$andığı bi yer değildir. en $a$ırtıcı yönü insanların trafikte korna çalmamasıdır. 1 haftada korna sesine hasret kalmak mümkündür. neyse istanbul'a döndük 3 dakka da $arj olduk.

    ülkenin para birimi dinar. yakla$ık bir dolar 1,245 dinar bir euro 1,5 dinar. genel olarak fiyatlar çok pahalı değil. 1.5 litrelik sular yakla$ık 400bin tl, di$ macunları* 1 milyon tl...

    ülkenin genel geçim kaynağı turistleri kazıklamak. yiyecek içecek türü $eylei mutlaka büyük marketlerden almak gerekir. herhangi bir $eyi yakla$ık 4, bazen 5 katına satmaktalar. (rekor sanırım bende tam 9 katına satılan bir hatıra zımbırtısı gördüm) alı$ veri$ yaparken iyice pazar dola$ılmadan hiçbir $ey almamak yararınıza olacaktır. zira 70 dinara satılan bir $eyi 15 dinara aldığınıza sevinirken kö$eyi dönünce aynı e$yayı pazarlıksız 25 dinara görmek mümkündür. kafa atacak duvar arayabilirsiniz.

    bunların dı$ında ülkenin belli ba$lı geçim kaynakları zeytinyağı, $arap, zeytin vs... endüstri yönü pek geli$memi$ olup tipik bir akdeniz ülkesidir. öğle tatilleri uzun, insanları tembel...

    gidildiği zaman mutlaka kartaca, bardo müzesi görülmeli ve nane çayı içilmeli. çöl turu da yapılmalı yoksa arap ülkesine gidip de yapamadan dönmek içte ukte olarak kalabiliyor.
  • habervaktim.com isimli sitede yine müthiş bir videoyla desteklenen hareketi yaşayan ülke. yahu ben mi yanlış görüyorum, yoksa habervaktim.com editörleri gerçekten düşünme yetisinden yoksun insanlar mı ? bir video koymuşlar, başıörtülü kadınları böyle açıyorlardı, böyle incitiyorlardı gibisinden. videoda ne kadına zulüm var, ne de baskı var. yani herhangi bir zorlama var mı ? e kadın da gülümsüyor zaten. videoda zaten halihazırda bir sürü kadın örtülü. madem propaganda yapacaksınız bari onu düzgün yapın. nedir olayınız anlamadım vallahi.
  • laik cumhurbaşkanı adayı el sibsi'nin %55 oy alarak seçimi farkla kazandığı ülkedir. parlamentoda da laikler çoğunlukta tunus'ta. sağlam bir demokratik özgürlük düzenini oturturlar diye umuyorum, bunun için de önce laikliğin tunus'ta hakim olması lazım. bu anlamda tunus'un eline önemli bir fırsat geçti.
  • mısır'da olduğu gibi ihvancı teröristleri -yüksek ihtimalle- temizlemiş ülke. suriye'de zaten temizlendiler. kaldı bir ülke...
hesabın var mı? giriş yap